Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer -lafız İbn Ebu Şeybe'ye aittir-, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Üsame'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) Medine'nin yüksek yapılarından birisinin üzerine çıktı, sonra da şöyle buyurdu: "Benim gördüğümü siz de görüyor musunuz? Şüphesiz ben, sizin evleriniz arasında fitnelerin düşeceği yerleri, yağmur tanelerinin düştüğü yerleri görürcesine görüyorum."


    Öneri Formu
179 M007245 Müslim, Fiten ve Eşrâtu's-Sâa, 9

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona el-Hasan b. Musa, ona Hammad b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ebu’s-Salt, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İsra gecesi, karınları ev gibi olan bir topluluğun yanından geçtim. Karınlarının içinde dışarıdan görülen yılanlar vardı. “Bunlar kim ey Cebrail” dedim. “Faiz yiyenlerdir” dedi."


    Öneri Formu
23199 İM002273 İbn Mâce, Ticaret, 58

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Hârun, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin izledikleri yolu kulaç kulaç, arşın arşın, karış karış izleyeceksiniz. Hatta onlar bir keler deliğine girse siz de ona gireceksiniz." Ashab: 'Ey Allah’ın Rasulü, Yahudileri ve Hristiyanları mı kastediyorsun?' dediler. O da "Başka kim olabilir ki?" buyurdu.


    Öneri Formu
30892 İM003994 İbn Mâce, Fiten, 17


    Öneri Formu
13442 M007042 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 16

Bize Züheyr b. Harb, ona Velid b. Müslim, ona Ebu Amr el-Evzâî; (T) Bize Ebu Tahir ve Harmele, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Seleme b. Şebib, ona Hasan b. A'yen, ona Makıl b. Ubeydullah, onlara Zührî bu isnad ile hadisi rivayet etmiş, ancak Yunus, Abdullah b. Abbas’tan rivayetinde “Ensarlı sahabeden bazı adamlar bana haber verdi” demiştir. Evzâî’nin rivayetinde "fakat onlar o söze yalan karıştırırlar ve ilaveler yaparlar" ifadesi yer almış, Yunus'tan gelen rivayette ise "fakat onlar ona yalan katar ve arttırırlar" denilmiştir. Yine hadisin Yunus'un rivayetinde "Allah da 'Nihayet kalplerinden korku giderilince onlara 'Rabbiniz ne buyurdu' derler. Onlar 'Hak' diye cevap verirler" (Sebe, 34/23) ziyadesi vardır. Makıl de rivayetinde Evzâî'nin de dediği gibi "fakat onlar, o söze yalan katarlar ve arttırırlar" demiştir.


Açıklama: Hadisin metni için M005819 numaralı rivayete bakınız.

    Öneri Formu
6380 M005820 Müslim, Selam, 124

Bize Muhammed b. Selam, ona Mahled b. Yezid, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihab, ona Yahya b. Urve, ona Urve, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "İnsanlar Rasulullah'a (sav) kahinlerin durumu hakkında sordular. Rasulullah da (sav) 'Onlar bir şey bilmez' buyurdu. Bunun üzerine oradakiler 'Ey Allah'ın Rasulü! (sav) Onlar bazen bir şey söylüyorlar ve bu söyledikleri doğru çıkıyor' dediler. Rasulullah (sav) da onlara 'Bu doğru sözü, cinler (göklerden kulak hırsızlığı yapıp) kapar, sonra bunları tavuğun gıdakladığı gibi kahinlerin kulaklarına tekrar tekrar söyler dururlar. Kahinler de bunlara, yüzden fazla yalan karıştırırlar' buyurdu."


Açıklama: Cinlerin kelime kaçırması meleklerin kendi aralarında konuşurken kulak hızrsızlığı ile duydukları şeylerdir.

    Öneri Formu
21962 B006213 Buhari, Edeb, 117

Bize Said b. Ufeyr, ona Leys, ona Abdurrahman b. Halid, ona İbn Şihâb, ona Sâlim ve Ebu Bekir b. Süleyman b. Ebu Hasme, onlara da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), ömrünün sonunda bizlere yatsı namazını kıldırdı. Selam verince kalkınca şöyle buyurdu: "Bu gecenizi görüyorsunuz; bundan yüz sene sonra yeryüzünde bulunan hiç kimse (hayatta) kalmayacaktır"


    Öneri Formu
1251 B000116 Buhari, İlim, 41

Bize Şeyban b. Ferruh, ona Ebu Avane, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ne cinlere Kur'an okudu, ne de onları gördü. Rasulullah (sav), ashabından birkaç kişi ile Ukâz panayırına gitmek üzere yola çıktı. Bu sırada şeytanlar ile gökyüzü arasında engel konmuş, (semadan haber almalarına da engel olunmuş) ve üzerlerine gökten alevli ateşler de gönderilmişti. Şeytanlar kavimlerinin yanına döndüklerinde 'neyiniz var?' diye sordular. Onlar da 'semadan haber almamıza engel olundu ve üzerlerimize gökten alevli ateş gönderildi' dediler. Bunun üzerine kavimleri 'Bu olsa olsa daha önce görülmedik bir şey dolayısıyla olmuştur. Haydi, yeryüzünün doğularına batılarına gidiniz, semadan haber almamıza engel olan bu şeyin ne olduğuna bir bakınız' dediler. Onlar da yeryüzünün doğularına, batılarına dağıldılar. Tihâme tarafına giden topluluk, Ukâz panayırına doğru gitmekte iken Nahl'da bulunan ve ashabına sabah namazını kıldırmakta olan Rasulullah'ın (sav) yanından geçtiler. Kur'an'ı işitince ona kulak verdiler ve 'işte, bizim semadan haber almamıza engel olan budur' dediler. Kavimlerinin yanına geri dönerek 'ey kavmimiz 'gerçekten biz hayrete düşüren bir Kur'an dinledik, o doğruya götürüyor, bundan ötürü ona iman ettik, Rabbimize hiçbir kimseyi ortak tutmayacağız' (Cin 72/1-2) dediler. Aziz ve Celil Allah da Nebisi Muhammed’e (sav) 'de ki: Cinlerden bir topluluğun beni dinlediği bana vahyolundu' (Cin 72/1) ayetini indirdi."


    Öneri Formu
3640 M001006 Müslim, Salât, 149

Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Esved ve Alkame şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud'u evinde ziyarete gittik, bize “(yanınızdaki) bu kişiler sizinle birlikte (cemaatle) namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de “hayır, kılmadılar” dedik. Bunun üzerine “o halde kalkın, birlikte namaz kılalım” dedi. Ancak bize ne ezan okumayı ne de kamet getirmeyi emretti. (Ravi) der ki: Arkasına geçip namaza durmak isteyince ellerimizden tutarak birimizi sağına, diğerimizi soluna aldı. Rükûa vardığımızda ellerimizi dizlerimize koyduk. (Bunu görünce) ellerimize vurdu, avuçlarını birbirine yapıştırıp ellerini uyluklarının arasına soktu (bize böyle yapmamızı öğretti). Namazını bitirince “Zaman gelecek, namazı vaktinde kılmayan, onu ölülerin doğuş vaktine (yani güneşin doğumuna) kadar geciktiren kişiler size yönetici olacak. Onları böyle yaparken gördüğünüzde, namazınızı kendi vaktinde kılın. Onlarla birlikte kıldığınız namazı da nafile olarak kabul edin. Eğer üç kişi olursanız cemaatle namaz kılın. Üçten fazla iseniz, içinizden biri size imamlık etsin. Rükûa vardığınızda kollarınızı uyluklarınıza yayarak kapanın, avuçlarınızı birbirine yapıştırarak (ellerinizi) koyun. Ben, Allah Rasulü’nün (sav) parmaklarının duruşundaki açıklığı hâlâ gözümde görüyor gibiyim” dedi. Ardından onlara (bize uygulamalı olarak) gösterdi."


    Öneri Formu
4315 M001191 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 26

Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Yahya b. Urve b. Zübeyir, ona babası (Zübeyir b. Avvâm), ona da Aişe şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah'ın Rasulü, kâhinler bizlere bir şeyler söylüyor, sonra da söyledikleri doğru çıkıyor' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Bu doğru sözü, cin (göklerden kulak hırsızlığı yapıp) kapar, sonra da dostunun kulağına fısıldar, o da buna yüz yalan daha ekler' buyurdu."


    Öneri Formu
6376 M005816 Müslim, Selam, 122