Bize Hilal b. Alâ, ona babası (Alâ b. Hilal), ona Ubeydullah, ona İsrail ona da Abdülmelik b. Umeyr'in rivayet ettiğine göre Mus'ab b. Sa'd ve Amr b. Meymun el-Evdî şöyle demiştir:
Sa'd çocuklarına bir öğretmenin öğrencilerine öğrettiği gibi Hz. Peygamber'in (sav) namazların ardından Allah'a sığındığı (şeyleri ihtiva eden) şu duayı öğretirdi:
"Allah'ım! Cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Yaşlılığın kötü durumuna düşmekten sana sığınırım. Dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278721, N005481-2
Hadis:
أَخْبَرَنِى هِلاَلُ بْنُ الْعَلاَءِ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ مُصْعَبِ بْنِ سَعْدٍ وَعَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ الأَوْدِىِّ قَالاَ كَانَ سَعْدٌ يُعَلِّمُ بَنِيهِ هَؤُلاَءِ الْكَلِمَاتِ كَمَا يُعَلِّمُ الْمُكْتِبُ الْغِلْمَانَ وَيَقُولُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَتَعَوَّذُ بِهِنَّ فِى دُبُرِ كُلِّ صَلاَةٍ:
"اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبُخْلِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ أُرَدَّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الدُّنْيَا وَعَذَابِ الْقَبْرِ."
Tercemesi:
Bize Hilal b. Alâ, ona babası (Alâ b. Hilal), ona Ubeydullah, ona İsrail ona da Abdülmelik b. Umeyr'in rivayet ettiğine göre Mus'ab b. Sa'd ve Amr b. Meymun el-Evdî şöyle demiştir:
Sa'd çocuklarına bir öğretmenin öğrencilerine öğrettiği gibi Hz. Peygamber'in (sav) namazların ardından Allah'a sığındığı (şeyleri ihtiva eden) şu duayı öğretirdi:
"Allah'ım! Cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Yaşlılığın kötü durumuna düşmekten sana sığınırım. Dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 27, /2438
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Ebu Abdullah Amr b. Meymun el-Evdî (Amr b. Meymun)
2. Ebu Zürare Musab b. Sa'd ez-Zührî (Musab b. Sa'd b. Ebu Vakkas b. Üheyb)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ebu Vehb Ubeydullah b. Amr el-Esedi (Ubeydullah b. Amr b. Ebu Velid)
6. Ala b. Hilal el-Bahili (Ala b. Hilal b. Ömer b. Hilal b. Ebu Atiyye)
7. Ebu Amr Hilal b. Ala el-Bahili (Hilal b. Ala b. Hilal b. Ömer b. Hilal b. Ebu Atiyye)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Hz. Peygamber, istiazesi
Bize Yahya b. Dürüst, ona Ebu İsmail, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle derdi:
"Allah'ım, kabir azabından sana sığınırım; cehennem azabından sana sığınırım; hayat ve ölümün fitnesinden sana sığınırım; Mesih Deccalın fitnesinden sana sığınırım"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19449, N002062
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ دُرُسْتَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ أَنَّ أَبَا سَلَمَةَ حَدَّثَهُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ النَّارِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Dürüst, ona Ebu İsmail, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle derdi:
"Allah'ım, kabir azabından sana sığınırım; cehennem azabından sana sığınırım; hayat ve ölümün fitnesinden sana sığınırım; Mesih Deccalın fitnesinden sana sığınırım"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Cenâiz 2062, /2222
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu İsmail İbrahim b. Abdülmelik el-Basrî (İbrahim b. Abdülmelik)
5. Yahya b. Dürüst el-Kuraşî (Yahya b. Dürüst b. Ziyad)
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Hz. Peygamber, istiazesi
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Kıyamet, alametleri, Deccal
Bize Ebu Asım Huşeym b. Esram, ona Habbân, ona Hammad b. Seleme, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dura ederdi” demiştir:
"Allah’ım! Fakirlikten ve kıtlıktan sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım."
[Evzâî bu rivayete muhalefet etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23442, N005462
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ خُشَيْشُ بْنُ أَصْرَمَ قَالَ حَدَّثَنَا حَبَّانُ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَقُولُ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْفَقْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْقِلَّةِ وَالذِّلَّةِ وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَظْلِمَ أَوْ أُظْلَمَ » . خَالَفَهُ الأَوْزَاعِىُّ .
Tercemesi:
Bize Ebu Asım Huşeym b. Esram, ona Habbân, ona Hammad b. Seleme, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dura ederdi” demiştir:
"Allah’ım! Fakirlikten ve kıtlıktan sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım."
[Evzâî bu rivayete muhalefet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 14, /2437
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Yesar el-Ensari (Said b. Yesar)
3. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Habib Habban b. Hilal el-Bahilî (Habban b. Hilal b. Habib)
6. Huşeyş b. Esram en-Nesaî (Huşeyş b. Esram b. Esved)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
İstiaze, zulmetmekten ve zulme uğramaktan
KTB, İSTİAZE
Seçki, Hz. Peygamberin dilinden dualar
(Bize) Abdurrezzâk, ona Ma‘mer, ona Yunus Habbâb, ona Minhâl b. Amr, ona Zâzân, ona da Berâ b. Azib şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) ile birlikte bir cenazeye çıktık. Rasulullah (sav) kabrin yanına oturdu. Biz de sanki başlarımızda kuş varmış gibi (sessiz, huşû içinde) onun etrafına oturduk. O sırada kabir için lahit hazırlanıyordu. Rasulullah (sav) üç kere 'Allah’a sığınırım kabir azabından' buyurdu, ardından şöyle buyurdu: Mümin, dünyadan ayrılıp ahirete yolcu olacağı vakit, yüzleri güneş gibi parlak melekler inerler. Yanlarında kefen ve güzel kokular vardır. Onlar göz alabildiğince kalabalık bir şekilde etrafına otururlar. Ruh çıktığında, gökle yer arasında ve gökte bulunan bütün melekler ona salât ederler. Ona göklerin kapıları açılır. Her bir kapının ehli, ruhunun önce kendilerine gelmesini Allah’tan ister. Ruhu semaya çıkarılınca melekler 'Ey Rabbimiz! Bu, Senin kulun falandır' derler. Allah Teâlâ 'Onu geri toprağa döndürün; ben onlara söz verdim: Onları ondan (topraktan) yarattım, yine ona döndüreceğim ve ondan bir kez daha çıkaracağım' buyurur."
"Arkadaşları kabri başından ayrıldığında, Mümin, onların ayak seslerini işitir. Ona birisi gelir ve 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar. O da 'Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed’dir' der. Melek ona bir daha sertçe 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar. İşte bu, mümine yöneltilen son sorgudur. Mümin yine 'Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed’dir' der. Ona 'Doğru söyledin' denir. Bu konuda Yüce Allah 'İman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.' [İbrahim, 14/27] buyurmuştur. Sonra güzel yüzlü, hoş kokulu, güzel elbiseli bir kimse gelir ve 'Müjdeler olsun! Sana Allah’tan ikram ve ebedî nimet var' der. Mümin 'Sen kimsin?' der. O da 'Ben senin salih amelinim. Sen Allah’a itaatte hızlı, günah işlemekte yavaştın. Allah sana hayır versin' der. Ona cennetten bir kapı ve cehennemden bir kapı açılır ve 'Eğer Allah’a isyan etseydin, burası (cehennem) senin yerin olurdu' denir Sonra Mümin cennete bakar ve 'Rabbim, kıyameti çabuk getir ki aileme ve malıma kavuşayım' Ona 'Sakin ol' denir."
"Rasulullah (sav) sözlerine devamla şöyle buyurdu: Kâfir ise, dünyadan ayrılıp ahirete yolcu olduğunda, yanına sert ve güçlü melekler iner ve ıslak yüne sokulmuş çatallı büyük bir demirin çekilip çıkarılması gibi, onun ruhunu damarlarıyla birlikte çekip alırlar. Ruhu çıkınca gökle yer arasındaki bütün melekler ve gökte olanlar ona lânet ederler. Göklerin kapıları kapanır. Hiçbir kapı ehli, onun ruhunun yanlarına çıkmasını istemez. Ruhu semaya çıkarılınca 'Rabbimiz! Bu Senin kulun falandır' denir Allah 'Onu (toprağa) geri döndürün; ben onlara söz verdim: onları ondan yarattım, yine ona döndüreceğim ve ondan bir kez daha çıkaracağım' buyurur. Sonra o da arkadaşlarının ayak sesini işitir. Ona birisi gelir ve 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar O: ‘Bilmiyorum’ der. Ona 'Yazıklar olsun! Sana Allah’tan rezillik ve ebedî azap var' denir. O da 'Allah sana da kötülük versin, sen kimsin?' O da 'Ben senin kötü amellerinim. Sen Allah’a itaatte ağır, günah işlemekte hızlıydın. Allah sana kötülük versin' der. Sonra ona kör, sağır, dilsiz bir azap meleği musallat edilir. Elinde öyle bir tokmak vardır ki, onunla bir dağa vurulsa onu toz haline getirir. Onu bir darbe vurur; o toprak gibi olur. Sonra Allah onu tekrar eski haline döndürür, yine vurur. O da öyle bir çığlık atar ki, onu insan ve cin dışında her şey işitir."
[Berâ b. Âzib der ki: Sonra onun için ateşten bir kapı açılır ve ateşten döşekler serilir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
67545, HM018815
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ يُونُسَ بْنِ خَبَّابٍ عَنِ الْمِنْهَالِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ زَاذَانَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى جِنَازَةٍ فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى الْقَبْرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ كَأَنَّ عَلَى رُءُوسِنَا الطَّيْرَ وَهُوَ يُلْحَدُ لَهُ فَقَالَ أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ ثَلَاثَ مِرَارٍ ثُمَّ قَالَ إِنَّ الْمُؤْمِنَ إِذَا كَانَ فِي إِقْبَالٍ مِنْ الْآخِرَةِ وَانْقِطَاعٍ مِنْ الدُّنْيَا تَنَزَّلَتْ إِلَيْهِ الْمَلَائِكَةُ كَأَنَّ عَلَى وُجُوهِهِمْ الشَّمْسَ مَعَ كُلِّ وَاحِدٍ كَفَنٌ وَحَنُوطٌ فَجَلَسُوا مِنْهُ مَدَّ الْبَصَرِ حَتَّى إِذَا خَرَجَ رُوحُهُ صَلَّى عَلَيْهِ كُلُّ مَلَكٍ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَكُلُّ مَلَكٍ فِي السَّمَاءِ وَفُتِحَتْ لَهُ أَبْوَابُ السَّمَاءِ لَيْسَ مِنْ أَهْلِ بَابٍ إِلَّا وَهُمْ يَدْعُونَ اللَّهَ أَنْ يُعْرَجَ بِرُوحِهِ مِنْ قِبَلِهِمْ فَإِذَا عُرِجَ بِرُوحِهِ قَالُوا رَبِّ عَبْدُكَ فُلَانٌ فَيَقُولُ أَرْجِعُوهُ فَإِنِّي عَهِدْتُ إِلَيْهِمْ أَنِّي مِنْهَا خَلَقْتُهُمْ وَفِيهَا أُعِيدُهُمْ وَمِنْهَا أُخْرِجُهُمْ تَارَةً أُخْرَى قَالَ فَإِنَّهُ يَسْمَعُ خَفْقَ نِعَالِ أَصْحَابِهِ إِذَا وَلَّوْا عَنْهُ فَيَأْتِيهِ آتٍ فَيَقُولُ مَنْ رَبُّكَ مَا دِينُكَ مَنْ نَبِيُّكَ فَيَقُولُ رَبِّيَ اللَّهُ وَدِينِيَ الْإِسْلَامُ وَنَبِيِّي مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَيَنْتَهِرُهُ فَيَقُولُ مَنْ رَبُّكَ مَا دِينُكَ مَنْ نَبِيُّكَ وَهِيَ آخِرُ فِتْنَةٍ تُعْرَضُ عَلَى الْمُؤْمِنِ فَذَلِكَ حِينَ يَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ { يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ } فَيَقُولُ رَبِّيَ اللَّهُ وَدِينِيَ الْإِسْلَامُ وَنَبِيِّي مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَيَقُولُ لَهُ صَدَقْتَ ثُمَّ يَأْتِيهِ آتٍ حَسَنُ الْوَجْهِ طَيِّبُ الرِّيحِ حَسَنُ الثِّيَابِ فَيَقُولُ أَبْشِرْ بِكَرَامَةٍ مِنْ اللَّهِ وَنَعِيمٍ مُقِيمٍ فَيَقُولُ وَأَنْتَ فَبَشَّرَكَ اللَّهُ بِخَيْرٍ مَنْ أَنْتَ فَيَقُولُ أَنَا عَمَلُكَ الصَّالِحُ كُنْتَ وَاللَّهِ سَرِيعًا فِي طَاعَةِ اللَّهِ بَطِيئًا عَنْ مَعْصِيَةِ اللَّهِ فَجَزَاكَ اللَّهُ خَيْرًا ثُمَّ يُفْتَحُ لَهُ بَابٌ مِنْ الْجَنَّةِ وَبَابٌ مِنْ النَّارِ فَيُقَالُ هَذَا كَانَ مَنْزِلَكَ لَوْ عَصَيْتَ اللَّهَ أَبْدَلَكَ اللَّهُ بِهِ هَذَا فَإِذَا رَأَى مَا فِي الْجَنَّةِ قَالَ رَبِّ عَجِّلْ قِيَامَ السَّاعَةِ كَيْمَا أَرْجِعَ إِلَى أَهْلِي وَمَالِي فَيُقَالُ لَهُ اسْكُنْ وَإِنَّ الْكَافِرَ إِذَا كَانَ فِي انْقِطَاعٍ مِنْ الدُّنْيَا وَإِقْبَالٍ مِنْ الْآخِرَةِ نَزَلَتْ عَلَيْهِ مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ فَانْتَزَعُوا رُوحَهُ كَمَا يُنْتَزَعُ السَّفُّودُ الْكَثِيرُ الشِّعْبِ مِنْ الصُّوفِ الْمُبْتَلِّ وَتُنْزَعُ نَفْسُهُ مَعَ الْعُرُوقِ فَيَلْعَنُهُ كُلُّ مَلَكٍ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَكُلُّ مَلَكٍ فِي السَّمَاءِ وَتُغْلَقُ أَبْوَابُ السَّمَاءِ لَيْسَ مِنْ أَهْلِ بَابٍ إِلَّا وَهُمْ يَدْعُونَ اللَّهَ أَنْ لَا تَعْرُجَ رُوحُهُ مِنْ قِبَلِهِمْ فَإِذَا عُرِجَ بِرُوحِهِ قَالُوا رَبِّ فُلَانُ بْنُ فُلَانٍ عَبْدُكَ قَالَ أَرْجِعُوهُ فَإِنِّي عَهِدْتُ إِلَيْهِمْ أَنِّي مِنْهَا خَلَقْتُهُمْ وَفِيهَا أُعِيدُهُمْ وَمِنْهَا أُخْرِجُهُمْ تَارَةً أُخْرَى قَالَ فَإِنَّهُ لَيَسْمَعُ خَفْقَ نِعَالِ أَصْحَابِهِ إِذَا وَلَّوْا عَنْهُ قَالَ فَيَأْتِيهِ آتٍ فَيَقُولُ مَنْ رَبُّكَ مَا دِينُكَ مَنْ نَبِيُّكَ فَيَقُولُ لَا أَدْرِي فَيَقُولُ لَا دَرَيْتَ وَلَا تَلَوْتَ وَيَأْتِيهِ آتٍ قَبِيحُ الْوَجْهِ قَبِيحُ الثِّيَابِ مُنْتِنُ الرِّيحِ فَيَقُولُ أَبْشِرْ بِهَوَانٍ مِنْ اللَّهِ وَعَذَابٍ مُقِيمٍ فَيَقُولُ وَأَنْتَ فَبَشَّرَكَ اللَّهُ بِالشَّرِّ مَنْ أَنْتَ فَيَقُولُ أَنَا عَمَلُكَ الْخَبِيثُ كُنْتَ بَطِيئًا عَنْ طَاعَةِ اللَّهِ سَرِيعًا فِي مَعْصِيَةِ اللَّهِ فَجَزَاكَ اللَّهُ شَرًّا ثُمَّ يُقَيَّضُ لَهُ أَعْمَى أَصَمُّ أَبْكَمُ فِي يَدِهِ مِرْزَبَةٌ لَوْ ضُرِبَ بِهَا جَبَلٌ كَانَ تُرَابًا فَيَضْرِبُهُ ضَرْبَةً حَتَّى يَصِيرَ تُرَابًا ثُمَّ يُعِيدُهُ اللَّهُ كَمَا كَانَ فَيَضْرِبُهُ ضَرْبَةً أُخْرَى فَيَصِيحُ صَيْحَةً يَسْمَعُهُ كُلُّ شَيْءٍ إِلَّا الثَّقَلَيْنِ قَالَ الْبَرَاءُ بْنُ عَازِبٍ ثُمَّ يُفْتَحُ لَهُ بَابٌ مِنْ النَّارِ وَيُمَهَّدُ مِنْ فُرُشِ النَّارِ
Tercemesi:
(Bize) Abdurrezzâk, ona Ma‘mer, ona Yunus Habbâb, ona Minhâl b. Amr, ona Zâzân, ona da Berâ b. Azib şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) ile birlikte bir cenazeye çıktık. Rasulullah (sav) kabrin yanına oturdu. Biz de sanki başlarımızda kuş varmış gibi (sessiz, huşû içinde) onun etrafına oturduk. O sırada kabir için lahit hazırlanıyordu. Rasulullah (sav) üç kere 'Allah’a sığınırım kabir azabından' buyurdu, ardından şöyle buyurdu: Mümin, dünyadan ayrılıp ahirete yolcu olacağı vakit, yüzleri güneş gibi parlak melekler inerler. Yanlarında kefen ve güzel kokular vardır. Onlar göz alabildiğince kalabalık bir şekilde etrafına otururlar. Ruh çıktığında, gökle yer arasında ve gökte bulunan bütün melekler ona salât ederler. Ona göklerin kapıları açılır. Her bir kapının ehli, ruhunun önce kendilerine gelmesini Allah’tan ister. Ruhu semaya çıkarılınca melekler 'Ey Rabbimiz! Bu, Senin kulun falandır' derler. Allah Teâlâ 'Onu geri toprağa döndürün; ben onlara söz verdim: Onları ondan (topraktan) yarattım, yine ona döndüreceğim ve ondan bir kez daha çıkaracağım' buyurur."
"Arkadaşları kabri başından ayrıldığında, Mümin, onların ayak seslerini işitir. Ona birisi gelir ve 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar. O da 'Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed’dir' der. Melek ona bir daha sertçe 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar. İşte bu, mümine yöneltilen son sorgudur. Mümin yine 'Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed’dir' der. Ona 'Doğru söyledin' denir. Bu konuda Yüce Allah 'İman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.' [İbrahim, 14/27] buyurmuştur. Sonra güzel yüzlü, hoş kokulu, güzel elbiseli bir kimse gelir ve 'Müjdeler olsun! Sana Allah’tan ikram ve ebedî nimet var' der. Mümin 'Sen kimsin?' der. O da 'Ben senin salih amelinim. Sen Allah’a itaatte hızlı, günah işlemekte yavaştın. Allah sana hayır versin' der. Ona cennetten bir kapı ve cehennemden bir kapı açılır ve 'Eğer Allah’a isyan etseydin, burası (cehennem) senin yerin olurdu' denir Sonra Mümin cennete bakar ve 'Rabbim, kıyameti çabuk getir ki aileme ve malıma kavuşayım' Ona 'Sakin ol' denir."
"Rasulullah (sav) sözlerine devamla şöyle buyurdu: Kâfir ise, dünyadan ayrılıp ahirete yolcu olduğunda, yanına sert ve güçlü melekler iner ve ıslak yüne sokulmuş çatallı büyük bir demirin çekilip çıkarılması gibi, onun ruhunu damarlarıyla birlikte çekip alırlar. Ruhu çıkınca gökle yer arasındaki bütün melekler ve gökte olanlar ona lânet ederler. Göklerin kapıları kapanır. Hiçbir kapı ehli, onun ruhunun yanlarına çıkmasını istemez. Ruhu semaya çıkarılınca 'Rabbimiz! Bu Senin kulun falandır' denir Allah 'Onu (toprağa) geri döndürün; ben onlara söz verdim: onları ondan yarattım, yine ona döndüreceğim ve ondan bir kez daha çıkaracağım' buyurur. Sonra o da arkadaşlarının ayak sesini işitir. Ona birisi gelir ve 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar O: ‘Bilmiyorum’ der. Ona 'Yazıklar olsun! Sana Allah’tan rezillik ve ebedî azap var' denir. O da 'Allah sana da kötülük versin, sen kimsin?' O da 'Ben senin kötü amellerinim. Sen Allah’a itaatte ağır, günah işlemekte hızlıydın. Allah sana kötülük versin' der. Sonra ona kör, sağır, dilsiz bir azap meleği musallat edilir. Elinde öyle bir tokmak vardır ki, onunla bir dağa vurulsa onu toz haline getirir. Onu bir darbe vurur; o toprak gibi olur. Sonra Allah onu tekrar eski haline döndürür, yine vurur. O da öyle bir çığlık atar ki, onu insan ve cin dışında her şey işitir."
[Berâ b. Âzib der ki: Sonra onun için ateşten bir kapı açılır ve ateşten döşekler serilir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Bera b. Âzib 18815, 6/342
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, istiazesi
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Kabir hayatı, münker-nekir adlı meleklerin sorgusu
Kabir, lahd yapmak
Kur'an, Ayet Yorumu
Ölüm, esnasında ve sonrasında insan
Bize Ahmed b. Nasr, ona Abdussamed b. Abdülvâris, ona Hammâd b Seleme, ona İshak (b. Abdullah), ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir:
"Allah'ım! Dara düşmekten, fakirlikten ve zillete düşmekten Sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan da Sana sığınırım."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23448, N005464
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ إِسْحَاقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَقُولُ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْقِلَّةِ وَالْفَقْرِ وَالذِّلَّةِ وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَظْلِمَ أَوْ أُظْلَمَ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Nasr, ona Abdussamed b. Abdülvâris, ona Hammâd b Seleme, ona İshak (b. Abdullah), ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir:
"Allah'ım! Dara düşmekten, fakirlikten ve zillete düşmekten Sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan da Sana sığınırım."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 14, /2437
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Yesar el-Ensari (Said b. Yesar)
3. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Sehl Abdussamed b. Abdulvâris et-Temimî (Abdussamed b. Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
6. Ahmed b. Nasr el-Kuraşi (Ahmed b. Nasr b. Ziyad)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
İstiaze, zulmetmekten ve zulme uğramaktan
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona kardeşi Abbad b. Ebu Saîd ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua edirdi:
"Allahım, şu dört şeyden: Faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul görmeyen duadan sana sığınırım"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23486, N005469
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَخِيهِ عَبَّادِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الأَرْبَعِ مِنْ عِلْمٍ لاَ يَنْفَعُ وَمِنْ قَلْبٍ لاَ يَخْشَعُ وَمِنْ نَفْسٍ لاَ تَشْبَعُ وَمِنْ دُعَاءٍ لاَ يُسْمَعُ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona kardeşi Abbad b. Ebu Saîd ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua edirdi:
"Allahım, şu dört şeyden: Faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul görmeyen duadan sana sığınırım"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 18, /2438
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Abbad b. Ebu Said el-Makburî (Abbad b. Keysan)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Bilgi, faydalı olanına talip olmak
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
KTB, İSTİAZE
Seçki, Hz. Peygamberin dilinden dualar
Bize Muhammed b. Alâ, ona İbn İdris, ona İbn Aclân, ona (Ebu Saîd) el-Makburî ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasullulah (sav) şöyle dua ederdi:
"Allah'ım, açlıktan sana sığınırım. Zira o pek fena bir dosttur. Hıyanetten de sana sığınırım, çünkü o pek fena bir sırdaştır."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23492, N005470
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ قَالَ أَخْبَرَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنِ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُوعِ فَإِنَّهُ بِئْسَ الضَّجِيعُ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخِيَانَةِ فَإِنَّهَا بِئْسَتِ الْبِطَانَةُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona İbn İdris, ona İbn Aclân, ona (Ebu Saîd) el-Makburî ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasullulah (sav) şöyle dua ederdi:
"Allah'ım, açlıktan sana sığınırım. Zira o pek fena bir dosttur. Hıyanetten de sana sığınırım, çünkü o pek fena bir sırdaştır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 19, /2438
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Hainlik, hiyanet, ihanet
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
İHANET
KTB, İSTİAZE
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdullah b. İdris, ona İbn Aclân, ona Saîd b. Ebu Saîd ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir:
"Allah'ım, açlıktan sana sığınırım, o pek fena bir yoldaştır. Hıyanetten de sana sığınırım, çünkü o pek fena bir sırdaştır."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23497, N005471
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَجْلاَنَ وَذَكَرَ آخَرَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُوعِ فَإِنَّهُ بِئْسَ الضَّجِيعُ وَمِنَ الْخِيَانَةِ فَإِنَّهَا بِئْسَتِ الْبِطَانَةُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdullah b. İdris, ona İbn Aclân, ona Saîd b. Ebu Saîd ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir:
"Allah'ım, açlıktan sana sığınırım, o pek fena bir yoldaştır. Hıyanetten de sana sığınırım, çünkü o pek fena bir sırdaştır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 20, /2438
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hainlik, hiyanet, ihanet
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
Seçki, Hz. Peygamberin dilinden dualar
Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr; (T)
Bize Ahmed, ona manen rivayetle Veki, ona Sa'd b. Evs, ona Bilal el-Absi, ona Şüteyr b. Şekel, ona da babası (Ebu Ahmed Şekel b. Humeyd) şöyle demiştir:
Rasulullah'a (sav) 'Ya Rasulallah! Bana bir dua öğretir misiniz?' dedim, bana 'şöyle dua et' buyurdu:
"Allah'ım! Muhakkak ki ben; kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel arzularımın şerrinden sana sığınırım."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275095, D001551-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ ح وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ - الْمَعْنَى - عَنْ سَعْدِ بْنِ أَوْسٍ عَنْ بِلاَلٍ الْعَبْسِىِّ عَنْ شُتَيْرِ بْنِ شَكَلٍ عَنْ أَبِيهِ فِى حَدِيثِ أَبِى أَحْمَدَ شَكَلِ بْنِ حُمَيْدٍ - قَالَ - قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ عَلِّمْنِى دُعَاءً قَالَ :
"قُلِ اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ سَمْعِى وَمِنْ شَرِّ بَصَرِى وَمِنْ شَرِّ لِسَانِى وَمِنْ شَرِّ قَلْبِى وَمِنْ شَرِّ مَنِيِّى."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr; (T)
Bize Ahmed, ona manen rivayetle Veki, ona Sa'd b. Evs, ona Bilal el-Absi, ona Şüteyr b. Şekel, ona da babası (Ebu Ahmed Şekel b. Humeyd) şöyle demiştir:
Rasulullah'a (sav) 'Ya Rasulallah! Bana bir dua öğretir misiniz?' dedim, bana 'şöyle dua et' buyurdu:
"Allah'ım! Muhakkak ki ben; kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel arzularımın şerrinden sana sığınırım."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vitr 368, /360
Senetler:
1. Şekel b. Humeyd el-Absî (Şekel b. Humeyd)
2. Ebu İsa Şüteyr b. Şekel el-Absi (Şüteyr b. Şekel b. Humeyd)
3. Bilal b. Yahya el-Absi (Bilal b. Yahya)
4. Ebu Muhammed Sa'd b. Evs el-Absî (Sa'd b. Evs)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
Seçki, Hz. Peygamberin dilinden dualar
Bize Ebû Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Makburî, ona Hayve ve İbn Lehîa, her ikisine Sâlim b. Ğaylân et-Tücîbî, ona Ebû Derrâc Ebu's-Semh, ona Ebu'l-Heysem, ona Ebû Saîd el-Hudrî, Allah Rasûlü'nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletti:
"'Borçtan ve küfürden Allah'a sığınırım.' Bir adam bunun üzerine, 'Ey Allah'ın Rasûlü! Borç, küfür ile denk görülür mü?' diye sordu. Allah Rasûlü de 'Evet' diye cevap verdi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
285800, HM011353-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ الْمُقْرِئُ حَدَّثَنَا حَيْوَةُ وَابْنُ لَهِيعَةَ قَالَا أَنْبَأَنَا سَالِمُ بْنُ غَيْلَانَ التُّجِيبِيُّ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا دَرَّاجٍ أَبَا السَّمْحِ يَقُولُ إِنَّهُ سَمِعَ أَبَا الْهَيْثَمِ يَقُولُ إِنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ:
" أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ الْكُفْرِ وَالدَّيْنِ فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُعْدَلُ الدَّيْنُ بِالْكُفْرِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَعَمْ."
Tercemesi:
Bize Ebû Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Makburî, ona Hayve ve İbn Lehîa, her ikisine Sâlim b. Ğaylân et-Tücîbî, ona Ebû Derrâc Ebu's-Semh, ona Ebu'l-Heysem, ona Ebû Saîd el-Hudrî, Allah Rasûlü'nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletti:
"'Borçtan ve küfürden Allah'a sığınırım.' Bir adam bunun üzerine, 'Ey Allah'ın Rasûlü! Borç, küfür ile denk görülür mü?' diye sordu. Allah Rasûlü de 'Evet' diye cevap verdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Humeydî, Müsned-i Humeydî, Ebu Said el-Hudrî 11353, 4/98
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Heysem Süleyman b. Amr el-Leysî (Süleyman b. Amr b. Abdulutvari)
3. Abdullah b. Semh es-Sehmî (Abdullah b. Semh b. Üsame)
4. Salim b. Ğaylan et-Tücibi (Salim b. Ğaylan)
5. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Hz. Peygamber, istiazesi
Küfür, Kafir, Allah'ı inkar etmek