Giriş

Bize Hilal b. Alâ, ona babası (Alâ b. Hilal), ona Ubeydullah, ona İsrail ona da Abdülmelik b. Umeyr'in rivayet ettiğine göre Mus'ab b. Sa'd ve Amr b. Meymun el-Evdî şöyle demiştir: Sa'd çocuklarına bir öğretmenin öğrencilerine öğrettiği gibi Hz. Peygamber'in (sav) namazların ardından Allah'a sığındığı (şeyleri ihtiva eden) şu duayı öğretirdi: "Allah'ım! Cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Yaşlılığın kötü durumuna düşmekten sana sığınırım. Dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım."


    Öneri Formu
278721 N005481-2 Nesai, İstiâze, 27

Bize Yahya b. Dürüst, ona Ebu İsmail, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle derdi: "Allah'ım, kabir azabından sana sığınırım; cehennem azabından sana sığınırım; hayat ve ölümün fitnesinden sana sığınırım; Mesih Deccalın fitnesinden sana sığınırım"


    Öneri Formu
19449 N002062 Nesai, Cenâiz, 115

Bize Ebu Asım Huşeym b. Esram, ona Habbân, ona Hammad b. Seleme, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dura ederdi” demiştir: "Allah’ım! Fakirlikten ve kıtlıktan sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım." [Evzâî bu rivayete muhalefet etmiştir.]


    Öneri Formu
23442 N005462 Nesai, İstiâze, 14

(Bize) Abdurrezzâk, ona Ma‘mer, ona Yunus Habbâb, ona Minhâl b. Amr, ona Zâzân, ona da Berâ b. Azib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte bir cenazeye çıktık. Rasulullah (sav) kabrin yanına oturdu. Biz de sanki başlarımızda kuş varmış gibi (sessiz, huşû içinde) onun etrafına oturduk. O sırada kabir için lahit hazırlanıyordu. Rasulullah (sav) üç kere 'Allah’a sığınırım kabir azabından' buyurdu, ardından şöyle buyurdu: Mümin, dünyadan ayrılıp ahirete yolcu olacağı vakit, yüzleri güneş gibi parlak melekler inerler. Yanlarında kefen ve güzel kokular vardır. Onlar göz alabildiğince kalabalık bir şekilde etrafına otururlar. Ruh çıktığında, gökle yer arasında ve gökte bulunan bütün melekler ona salât ederler. Ona göklerin kapıları açılır. Her bir kapının ehli, ruhunun önce kendilerine gelmesini Allah’tan ister. Ruhu semaya çıkarılınca melekler 'Ey Rabbimiz! Bu, Senin kulun falandır' derler. Allah Teâlâ 'Onu geri toprağa döndürün; ben onlara söz verdim: Onları ondan (topraktan) yarattım, yine ona döndüreceğim ve ondan bir kez daha çıkaracağım' buyurur." "Arkadaşları kabri başından ayrıldığında, Mümin, onların ayak seslerini işitir. Ona birisi gelir ve 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar. O da 'Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed’dir' der. Melek ona bir daha sertçe 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar. İşte bu, mümine yöneltilen son sorgudur. Mümin yine 'Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed’dir' der. Ona 'Doğru söyledin' denir. Bu konuda Yüce Allah 'İman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.' [İbrahim, 14/27] buyurmuştur. Sonra güzel yüzlü, hoş kokulu, güzel elbiseli bir kimse gelir ve 'Müjdeler olsun! Sana Allah’tan ikram ve ebedî nimet var' der. Mümin 'Sen kimsin?' der. O da 'Ben senin salih amelinim. Sen Allah’a itaatte hızlı, günah işlemekte yavaştın. Allah sana hayır versin' der. Ona cennetten bir kapı ve cehennemden bir kapı açılır ve 'Eğer Allah’a isyan etseydin, burası (cehennem) senin yerin olurdu' denir Sonra Mümin cennete bakar ve 'Rabbim, kıyameti çabuk getir ki aileme ve malıma kavuşayım' Ona 'Sakin ol' denir." "Rasulullah (sav) sözlerine devamla şöyle buyurdu: Kâfir ise, dünyadan ayrılıp ahirete yolcu olduğunda, yanına sert ve güçlü melekler iner ve ıslak yüne sokulmuş çatallı büyük bir demirin çekilip çıkarılması gibi, onun ruhunu damarlarıyla birlikte çekip alırlar. Ruhu çıkınca gökle yer arasındaki bütün melekler ve gökte olanlar ona lânet ederler. Göklerin kapıları kapanır. Hiçbir kapı ehli, onun ruhunun yanlarına çıkmasını istemez. Ruhu semaya çıkarılınca 'Rabbimiz! Bu Senin kulun falandır' denir Allah 'Onu (toprağa) geri döndürün; ben onlara söz verdim: onları ondan yarattım, yine ona döndüreceğim ve ondan bir kez daha çıkaracağım' buyurur. Sonra o da arkadaşlarının ayak sesini işitir. Ona birisi gelir ve 'Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim?' diye sorar O: ‘Bilmiyorum’ der. Ona 'Yazıklar olsun! Sana Allah’tan rezillik ve ebedî azap var' denir. O da 'Allah sana da kötülük versin, sen kimsin?' O da 'Ben senin kötü amellerinim. Sen Allah’a itaatte ağır, günah işlemekte hızlıydın. Allah sana kötülük versin' der. Sonra ona kör, sağır, dilsiz bir azap meleği musallat edilir. Elinde öyle bir tokmak vardır ki, onunla bir dağa vurulsa onu toz haline getirir. Onu bir darbe vurur; o toprak gibi olur. Sonra Allah onu tekrar eski haline döndürür, yine vurur. O da öyle bir çığlık atar ki, onu insan ve cin dışında her şey işitir." [Berâ b. Âzib der ki: Sonra onun için ateşten bir kapı açılır ve ateşten döşekler serilir.]


    Öneri Formu
67545 HM018815 İbn Hanbel, IV, 296

Bize Ahmed b. Nasr, ona Abdussamed b. Abdülvâris, ona Hammâd b Seleme, ona İshak (b. Abdullah), ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir: "Allah'ım! Dara düşmekten, fakirlikten ve zillete düşmekten Sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan da Sana sığınırım."


    Öneri Formu
23448 N005464 Nesai, İstiâze, 14

Bize Kuteybe, ona Leys, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona kardeşi Abbad b. Ebu Saîd ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua edirdi: "Allahım, şu dört şeyden: Faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul görmeyen duadan sana sığınırım"


    Öneri Formu
23486 N005469 Nesai, İstiâze, 18

Bize Muhammed b. Alâ, ona İbn İdris, ona İbn Aclân, ona (Ebu Saîd) el-Makburî ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasullulah (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım, açlıktan sana sığınırım. Zira o pek fena bir dosttur. Hıyanetten de sana sığınırım, çünkü o pek fena bir sırdaştır."


    Öneri Formu
23492 N005470 Nesai, İstiâze, 19

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdullah b. İdris, ona İbn Aclân, ona Saîd b. Ebu Saîd ona da Ebu Hureyre “Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi” demiştir: "Allah'ım, açlıktan sana sığınırım, o pek fena bir yoldaştır. Hıyanetten de sana sığınırım, çünkü o pek fena bir sırdaştır."


    Öneri Formu
23497 N005471 Nesai, İstiâze, 20

Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr; (T) Bize Ahmed, ona manen rivayetle Veki, ona Sa'd b. Evs, ona Bilal el-Absi, ona Şüteyr b. Şekel, ona da babası (Ebu Ahmed Şekel b. Humeyd) şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) 'Ya Rasulallah! Bana bir dua öğretir misiniz?' dedim, bana 'şöyle dua et' buyurdu: "Allah'ım! Muhakkak ki ben; kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel arzularımın şerrinden sana sığınırım."


    Öneri Formu
275095 D001551-2 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 32

Bize Ebû Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Makburî, ona Hayve ve İbn Lehîa, her ikisine Sâlim b. Ğaylân et-Tücîbî, ona Ebû Derrâc Ebu's-Semh, ona Ebu'l-Heysem, ona Ebû Saîd el-Hudrî, Allah Rasûlü'nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletti: "'Borçtan ve küfürden Allah'a sığınırım.' Bir adam bunun üzerine, 'Ey Allah'ın Rasûlü! Borç, küfür ile denk görülür mü?' diye sordu. Allah Rasûlü de 'Evet' diye cevap verdi."


    Öneri Formu
285800 HM011353-2 İbn Hanbel, III, 39