Açıklama: inkıtadan dolayı zayıftır. ğilan kıssası hariç mütabileriyle sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
62810, HM015157
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ حَسَّانَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا كُنْتُمْ فِي الْخِصْبِ فَأَمْكِنُوا الرَّكْبَ أَسِنَّتَهَا وَلَا تَعْدُوا الْمَنَازِلَ وَإِذَا كُنْتُمْ فِي الْجَدْبِ فَاسْتَنْجُوا وَعَلَيْكُمْ بِالدُّلْجَةِ فَإِنَّ الْأَرْضَ تُطْوَى بِاللَّيْلِ فَإِذَا تَغَوَّلَتْ بِكُمْ الْغِيلَانُ فَبَادِرُوا بِالْأَذَانِ وَلَا تُصَلُّوا عَلَى جَوَادِ الطُّرُقِ وَلَا تَنْزِلُوا عَلَيْهَا فَإِنَّهَا مَأْوَى الْحَيَّاتِ وَالسِّبَاعِ وَلَا تَقْضُوا عَلَيْهَا الْحَوَائِجَ فَإِنَّهَا الْمَلَاعِنُ
Tercemesi:
Bize Yezîd b. Harun rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Hişam b. Hassân, o Hasan’dan o Câbir b. Abdullah’tan rivayet ettiğine göre Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Otlu arazide yolculuk yaparken bırakın hayvanlarınızı otlasınlar. Dinlenme yerlerinde konaklamayı da ihmal etmeyin. Çorak arazide seyahat ettiğinizde ihtiyaç dışında mola vermeden hızlıca yolunuza devam edin. Geceleyin yolculuk yapmanız gerekir. Çünkü geceleyin yeryüzü dürülür. Eğer cin ve şeytanlar sizi yolunuzdan saptırmak isterse hemen ezan okuyun. Yolların ortasında namaz kılmayınız, oralarda konaklamayın. Çünkü bu yerler yılanların ve vahşi hayvanların sığınağıdır. Oralarda hacetinizi görmeyin (abdest bozmayın). Bu tür davranışlar insanların lanetini celbeder."
Açıklama:
inkıtadan dolayı zayıftır. ğilan kıssası hariç mütabileriyle sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Cabir b. Abdullah el-Ensarî 15157, 5/230
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Adab, tuvalet adabı
Hak, yola oturma/yol hakkı
Haklar, Hayvan Hakları
Hz. Peygamber, sosyolojik tespitleri
KTB, ADAB
Yolculuk, esnasında dikkat edilecek hususlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26007, N003020
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ قَالَ حَدَّثَنَا حِبَّانُ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِى سُلَيْمَانَ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ قَالَ أَفَاضَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عَرَفَاتٍ وَرِدْفُهُ أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فَجَالَتْ بِهِ النَّاقَةُ وَهُوَ رَافِعٌ يَدَيْهِ لاَ تُجَاوِزَانِ رَأْسَهُ فَمَا زَالَ يَسِيرُ عَلَى هِينَتِهِ حَتَّى انْتَهَى إِلَى جَمْعٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hâtim, ona Hibbân, ona Abdullah b. Abdülmelik b. Ebu Süleyman, ona Atâ, ona İbn Abbas, ona da el-Fadl b. Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav), -Üsâme b. Zeyd terkisine binmiş olduğu halde- Arafat’tan ayrıldı. Ellerini başının hizasından daha yukarıya çıkarmamakla birlikte kaldırmış olduğu halde devesi onu hızlıca götürdü. Ama O, Müzdelife’ye varıncaya kadar bu hali üzere yoluna devam etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 203, /2282
Senetler:
1. Ebu Muhammed Fadl b. Abbas el-Haşimî (Fadl b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Hibbân b. Musa el-Mervezî (Hibbân b. Musa b. Sevvâr)
7. Muhammed b. Hatim el-Mervezi (Muhammed b. Hatim b. Nuaym b. Abdülhamid)
Konular:
Hac, Arafat
Haklar, Hayvan Hakları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35618, DM000017
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ : خَرَجْتُ مَعَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فِى سَفَرٍ ، وَكَانَ لاَ يَأْتِى الْبَرَازَ حَتَّى يَتَغَيَّبَ فَلاَ يُرَى ، فَنَزَلْنَا بِفَلاَةٍ مِنَ الأَرْضِ لَيْسَ فِيهَا شَجَرٌ وَلاَ عَلَمٌ ، فَقَالَ :« يَا جَابِرُ اجْعَلْ فِى إِدَاوَتِكَ مَاءً ثُمَّ انْطَلِقْ بِنَا ». قَالَ : فَانْطَلَقْنَا حَتَّى لاَ نُرَى ، فَإِذَا هُوَ بِشَجَرَتَيْنِ بَيْنَهُمَا أَرْبَعُ أَذْرُعٍ ، فَقَالَ :« يَا جَابِرُ انْطَلِقْ إِلَى هَذِهِ الشَّجَرَةِ فَقُلْ : يَقُلْ لَكِ رَسُولُ اللَّهِ الْحَقِى بِصَاحِبَتِكِ حَتَّى أَجْلِسَ خَلْفَكُمَا ». قال فعلت فَرَجَعَتْ إِلَيْهَا ، فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- خَلْفَهُمَا ثُمَّ رَجَعَتَا إِلَى مَكَانِهِمَا ، فَرَكِبْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَرَسُولُ اللَّهِ بَيْنَنَا كَأَنَّمَا عَلَيْنَا الطَّيْرُ تُظِلُّنَا ، فَعَرَضَتْ لَهُ امْرَأَةٌ مَعَهَا صَبِىٌّ لَهَا فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنِى هَذَا يَأْخُذُهُ الشَّيْطَانُ كُلَّ يَوْمٍ ثَلاَثَ مِرَارٍ. قَالَ : فَتَنَاوَلَ الصَّبِىَّ فَجَعَلَهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ مُقَدَّمِ الرَّحْلِ ، ثُمَّ قَالَ :« اخْسَأْ عَدُوَّ اللَّهِ أَنَا رَسُولُ اللَّهِ ، اخْسَأْ عَدُوَّ اللَّهِ أَنَا رَسُولُ اللَّهِ ». ثَلاَثاً ثُمَّ دَفَعَهُ إِلَيْهَا ، فَلَمَّا قَضَيْنَا سَفَرَنَا مَرَرْنَا بِذَلِكَ الْمَكَانِ فَعَرَضَتْ لَنَا الْمَرْأَةُ مَعَهَا صَبِيُّهَا ، وَمَعَهَا كَبْشَانِ تَسُوقُهُمَا فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ اقْبَلْ مِنِّى هَدِيَّتِى ، فَوَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ مَا عَادَ إِلَيْهِ بَعْدُ. فَقَالَ :« خُذُوا مِنْهَا وَاحِداً وَرُدُّوا عَلَيْهَا الآخَرَ ». قَالَ : ثُمَّ سِرْنَا وَرَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- بَيْنَنَا كَأَنَّمَا عَلَيْنَا الطَّيْرُ تُظِلُّنَا ، فَإِذَا جَمَلٌ نَادٌّ حَتَّى إِذَا كَانَ بَيْنَ سِمَاطَيْنِ خَرَّ سَاجِداً ، فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَقَالَ عَلَىَّ النَّاسَ :« مَنْ صَاحِبُ الْجَمَلِ؟ ». فَإِذَا فِتْيَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ قَالُوا : هُوَ لَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ :« فَمَا شَأْنُهُ؟ ». قَالُوا : اسْتَنَيْنَا عَلَيْهِ مُنْذُ عِشْرِينَ سَنَةً ، وَكَانَتْ بِهِ شُحَيْمَةٌ فَأَرَدْنَا أَنْ نَنْحَرَهُ فَنُقَسِّمَهُ بَيْنَ غِلْمَانِنَا ، فَانْفَلَتَ مِنَّا. قَالَ :« بِيعُونِيهِ ». قَالُوا : لاَ بَلْ هُوَ لَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ :« أَمَّا لِى فَأَحْسِنُوا إِلَيْهِ حَتَّى يَأْتِيَهُ أَجَلُهُ ». قَالَ الْمُسْلِمُونَ عِنْدَ ذَلِكَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ نَحْنُ أَحَقُّ بِالسُّجُودِ لَكَ مِنَ الْبَهَائِمِ. قَالَ :« لاَ يَنْبَغِى لِشَىْءٍ أَنْ يَسْجُدَ لِشَىْءٍ ، وَلَوْ كَانَ ذَلِكَ كَانَ النِّسَاءُ لأَزْوَاجِهِنَّ ».
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Musa, ona İsmail b. Abdülmelik, , ona da Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim, Cabir b. Abdullah’ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:
Bir yolculuğa Hz. Peygamber'le (sav) beraber çıktım. O, uzaklaşıp görülmeyeceği (bir yere kadar gitmedikçe) def-i hacet yapmazdı. (Yolculukta bir müddet) sonra, ne bir ağacın ne de bir tepenin bulunmadığı çöl bir yerde konakladık. (Hz. Peygamber); 'Câbir! su kabına biraz su koy da gidelim. " Bunun üzerine (su kabını alıp) görülmeyecek kadar (uzağa) gittik. Birden aralarında dört arşındık bir mesafe) bulunan iki ağaçla karşı karşıya geldik. O zaman buyurdu ki; 'Câbir! Şu ağaca git ve "Rasulullah, arkanızda (def-i hacet sebebiyle) oturmak için, sana yanında ki (ağaçla) birbirinize yaklaşmanızı emrediyor, söyle. (Ben de gidip söyledim).
O da ona (yani yakınındaki ağaca) dönüp (onunla birleşti). Sonra Rasulullah (sav) arkalarına oturdu. Ondan sonra (o iki ağaç tekrar) yerlerine döndüler. Daha sonra, Rasulullah (sav) ile beraber bineklerimize binip (yola koyulduk). Rasulullah (sav) aramızda idi. (Bunun için) sanki üzerimizde bizi gölgelendiren kuşlar vardı. Derken, beraberinde bir çocuğu olan bir kadın onun karşısına çıktı ve şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü! Şu çocuğumu şeytan her gün üç defa yakalıyor!'. (Câbir) dedi ki; bunun üzerine (Rasulullah) çocuğu aldı ve onu kendisi ile semer kaşının arasına koydu. Sonra şöyle buyurdu: "Defol! 'Allah'ın düşmanı! Ben Allah'ın elçisiyim (sav). Defol! Allah'ın düşmanı! Ben Allah'ın elçisiyim (sav).' (Bunu) üç defa söyledi. Ardından o (çocuğu) ona (yani annesine) geri verdi. Yolculuğumuzu bitirdiğimizde (yine) bu yere uğradık. O kadın, yanında, sürmekte olduğu iki koç olduğu halde, çocuğu ile beraber karşımıza çıktı ve şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü! Hediyemi benden kabul buyur! Seni hakk ile gönderen (Allah'a) yemin olsun ki (şeytan) ondan sonra (hâlâ) ona dönmedi (musallat olmadı)'. Bunun üzerine (Rasulullah); "Ondan birini alın, diğerini ona geri verin!" buyurdu. (Cabir) dedi ki, sonra, Raslullah (sav) aramızda olduğu halde (tekrar) yola koyulduk. Sanki üzerimizde bizi gölgelendiren kuşlar vardı. (Giderken) bir de ne görelim! Kaçan bir deve. Nihayet iki topluluk arasında kaldığında, eğilerek (secde ederek) yere kapandı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) (bineğinden inip) oturdu ve, şu insanları benim için bir araya getirin! (veya "Ey insanlar, gelin!). Devenin sahibi kim?" buyurdu. Baktık ki ensardan bir grup genç! (Gelip) şöyle dediler: 'O, bizim, ya Rasulullah!'. 'Peki, nedir durumu?' buyurdu. Dediler ki; 'Yirmi seneden beri onunla sulama yapıyorduk. Onda biraz yağlandı (artık iyi çalışamıyor). Bu sebeple onu kesip hizmetçilerimize dağıtmak istedik. O da bizden (kaçıp) kurtuldu'. 'Onu bana satınız!' buyurdu. "Hayır, o senin olsun, Ey Allah'ın Rasulü!" dediler. 'Eğer hayır (deyip satmıyorsanız) o zaman, eceli gelinceye kadar ona iyi davranın' buyurdu. Bu esnada müslümanlar; 'Ya Rasulullah, dediler, sana secde etmeye biz hayvanlardan daha müstehakkız!'. (Bunun üzerine) şöyle buyurdu: "Bir şeyin bir şeye secde etmesi uygun (caiz) değildir. Şayet bu (caiz) olsaydı, kadınların kocalarına (secde etmesi caiz) olurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 4, 1/167
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. İsmail b. Abdülmelik el-Esedi (İsmail b. Abdülmelik b. Ebu Süfeyra)
4. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
Aile, Fertleri ve Sorumlulukları
Haklar, Hayvan Hakları
Hz. Peygamber, mucizeleri
Mucize
Secde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26010, N003021
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ يُونُسَ بْنِ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ قَيْسِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ قَالَ أَفَاضَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عَرَفَةَ وَأَنَا رَدِيفُهُ فَجَعَلَ يَكْبَحُ رَاحِلَتَهُ حَتَّى أَنَّ ذِفْرَاهَا لَيَكَادُ يُصِيبُ قَادِمَةَ الرَّحْلِ وَهُوَ يَقُولُ « يَا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَيْكُمْ بِالسَّكِينَةِ وَالْوَقَارِ فَإِنَّ الْبِرَّ لَيْسَ فِى إِيضَاعِ الإِبِلِ » .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Yunus b. Muhammed, ona babası, ona Hammâd, ona Kays b. Sa‘d, ona Atâ, ona da İbn Abbas’ın rivayet ettiğine göre Üsâme b. Zeyd dedi ki: Rasulullah (sav) Arafat’tan ayrıldı. Ben de onun terkisine binmiştim. Rasulullah (sav) devesinin yularını o kadar çekiyordu ki, devenin kulaklarının kökü neredeyse eyerin ön tarafına değecekti. Bu arada O: “Ey insanlar! Yavaş olun, ağır olun, çünkü iyilik develeri hızlıca koşturmak değildir” diyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 203, /2282
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Kays b. Sa'd el-Habeşi (Kays b. Sa'd)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Muhammed Yunus b. Muhammed el-Müeddib (Yunus b. Muhammed b. Müslim)
7. İshak b. İbrahim el-Menciniki (İshak b. İbrahim b. Yunus b. Musa b. Mansur)
Konular:
Hac, Arafat
Haklar, Hayvan Hakları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278887, M005061-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ وَأَبُو كَامِلٍ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كَامِلٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ قَالَ مَرَّ ابْنُ عُمَرَ بِنَفَرٍ قَدْ نَصَبُوا دَجَاجَةً يَتَرَامَوْنَهَا فَلَمَّا رَأَوُا ابْنَ عُمَرَ تَفَرَّقُوا عَنْهَا . فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ مَنْ فَعَلَ هَذَا إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَعَنَ مَنْ فَعَلَ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferrûh (T) Ebû Kâmil rivayet ettiler-Lâfız Ebû Kâmil'indir- (Dediler ki) : Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, o da Saîd b. Cübeyr'den naklen rivayet etti. Saîd şöyle dedi:"îbnü Ömer bir tavuğu (hedef) dikerek ona ok atan birkaç kişinin yanına vardı.Bunlar İbn-ü Ömer'i görünce tavuğun yanından uzaklaştılar.Bu durumu gören İbnü Ömer şöyle dedi: "Bunu kim yaptı? Şüphesiz Hz. Peygamber (s.) bunu yapana lanet buyurmuştur, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sayd ve'z-zebâih ve mâ yü'kelü mine'l-hayevân 5061, /833
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Bişr Cafer b. Ebu Vahşiyye el-Yeşkuri (Cafer b. İyas)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Haklar, haklara saygı
Haklar, Hayvan Hakları
Kavramlar, hak
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
Merhamet, hayvanlara
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18069, T001272
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يُمْنَعُ فَضْلُ الْمَاءِ لِيُمْنَعَ بِهِ الْكَلأُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو الْمِنْهَالِ اسْمُهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مُطْعِمٍ كُوفِىٌّ. وَهُوَ الَّذِى رَوَى عَنْهُ حَبِيبُ بْنُ أَبِى ثَابِتٍ . وَأَبُو الْمِنْهَالِ سَيَّارُ بْنُ سَلاَمَةَ بَصْرِىٌّ صَاحِبُ أَبِى بَرْزَةَ الأَسْلَمِىِّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hüreyre (ra) Peygamberden (sav) şöyle rivayet etmiştir: Mera ve otlaklarda otlayan hayvanların içecekleri suyun fazlasının akmasına yasak konulamaz çünkü bu yasaklama ile (neticede otların yeşermesi engelleneceği için) hayvanların otlatılması engellenmiş olur.
Ebu İsa et-Tirmîzî bu rivayet hakkında şunu dedi: Bu hadis hasen-sahihtir.
Ebu Minhal'ın ismi Abdurrahman b. Mut'im'dir ve Küfelidir. Kendisinden Habib b. Ebu Sabit hadis rivayet etmiştir. Ebu Minhal Seyyar b. Selame ise Basralıdır ve Ebu Berze el-Eslemî'nin arkadaşıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 44, 3/572
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Haklar, Hayvan Hakları
Komşuluk, su kullanımında yasak konulamayacak yerler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21991, N002456
Hadis:
أَخْبَرَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى عَنِ ابْنِ فُضَيْلٍ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِى سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْ صَاحِبِ إِبِلٍ وَلاَ بَقَرٍ وَلاَ غَنَمٍ لاَ يُؤَدِّى حَقَّهَا إِلاَّ وُقِفَ لَهَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِقَاعٍ قَرْقَرٍ تَطَؤُهُ ذَاتُ الأَظْلاَفِ بِأَظْلاَفِهَا وَتَنْطَحُهُ ذَاتُ الْقُرُونِ بِقُرُونِهَا لَيْسَ فِيهَا يَوْمَئِذٍ جَمَّاءُ وَلاَ مَكْسُورَةُ الْقَرْنِ » . قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَاذَا حَقُّهَا قَالَ « إِطْرَاقُ فَحْلِهَا وَإِعَارَةُ دَلْوِهَا وَحَمْلٌ عَلَيْهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَلاَ صَاحِبِ مَالٍ لاَ يُؤَدِّى حَقَّهُ إِلاَّ يُخَيَّلُ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ شُجَاعٌ أَقْرَعُ يَفِرُّ مِنْهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يَتْبَعُهُ يَقُولُ لَهُ هَذَا كَنْزُكَ الَّذِى كُنْتَ تَبْخَلُ بِهِ فَإِذَا رَأَى أَنَّهُ لاَ بُدَّ لَهُ مِنْهُ أَدْخَلَ يَدَهُ فِى فِيهِ فَجَعَلَ يَقْضَمُهَا كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ » .
Tercemesi:
Bize Vasıl b. Abdüla'la, ona (Muhammed) b. Fudayl, ona Abdülmelik b. Ebu Süleyman, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Cabir b. Abdullah, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kıyamet gününde sahibinin ödemesi gereken haklarını vermediği deve, sığır ve koyunlar düz bir alanda tırnakları olanlar tırnaklarıyla sahiplerini ezer, boynuzu olanlar boynuzlarıyla sahiplerini boynuzlar. O gün boynuzsuz veya boynuzu kırık bir hayvan da olmayacaktır." Biz de dedik ki Ey Allah'ın Resulü! o hayvanların ödenmesi gereken hakları nelerdir? Şöyle buyurdu: "Damızlık hayvanı isteyenlere vermek, Su taşımak için hayvanı ödünç olarak vermek ki onunla Allah yolunda taşıma yapılır. Malının hakkını vermeyen hiçbir hak sahibi yoktur ki kıyamet günü malı ona parlak güçlü bir yılan şeklinde görünmesin. Sahibi ondan kaçar ama yılan onu takip eder ve ben senin hakkını ödemekte cimri davrandığın hazinelerinim der. Sahibi de onun kendisinden ayrılmayacağını anlayınca elini yılanın ağzına sokar. Yılan da en güçlü hayvanın çiğnemesi gibi sahibinin ellerini çiğnemeye başlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 9, /2246
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Abdüla'la b. Vasıl el-Esedi (Abdüla'la b. Vasıl b. Abdüla'la b. Hilal)
Konular:
Haklar, Hayvan Hakları
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38620, MU001696
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ بَيْنَمَا رَجُلٌ يَمْشِى بِطَرِيقٍ إِذِ اشْتَدَّ عَلَيْهِ الْعَطَشُ فَوَجَدَ بِئْرًا فَنَزَلَ فِيهَا فَشَرِبَ وَخَرَجَ فَإِذَا كَلْبٌ يَلْهَثُ يَأْكُلُ الثَّرَى مِنَ الْعَطَشِ فَقَالَ الرَّجُلُ لَقَدْ بَلَغَ هَذَا الْكَلْبَ مِنَ الْعَطَشِ مِثْلُ الَّذِى بَلَغَ مِنِّى فَنَزَلَ الْبِئْرَ فَمَلأَ خُفَّهُ ثُمَّ أَمْسَكَهُ بِفِيهِ حَتَّى رَقِىَ فَسَقَى الْكَلْبَ فَشَكَرَ اللَّهُ لَهُ فَغَفَرَ لَهُ. فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنَّ لَنَا فِى الْبَهَائِمِ لأَجْرًا فَقَالَ فِى كُلِّ ذَاتِ كَبِدٍ رَطْبَةٍ أَجْرٌ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir'in azatlısı Sümey (el-Kuraşî), ona Ebu Salih es-Semmân (Zekvân), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adam yolda yürürken iyice susadı. Hemen orada bir kuyu buldu ve kuyuya inip su içti sonra da kuyudan çıktı. Çıktığında bir köpek gördü, köpek susuzluktan dilini çıkarıp soluyor, yaş toprağı yalıyordu. Adam kendi kendine dedi ki: 'Benim susuz kalmam gibi bu köpekte susuz kalmış.' Sonra da kuyuya indi ayakkabısına su doldurdu ve ayakkabısını ağzında taşıyarak kuyudan çıktı. Onunla da köpeği suladı. Bundan dolayı Allah o kulunu mükafatlandırdı ve ona mağfiret etti. Orada bulunanlar (sahabiler): 'Ya Rasulallah (sav) bize hayvanları sulamada bize ecir (mükafat) var mıdır?' diye sordular. Rasulullah da (sav): 'Evet, hayatta olan her canlıyı sulamada size mükafat vardır' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıfatü'n-Nebî 1696, 1/364
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Haklar, Hayvan Hakları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39510, MU001804
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى عُبَيْدٍ مَوْلَى سُلَيْمَانَ بْنِ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ يَرْفَعُهُ إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى رَفِيقٌ يُحِبُّ الرِّفْقَ وَيَرْضَى بِهِ وَيُعِينُ عَلَيْهِ مَا لاَ يُعِينُ عَلَى الْعُنْفِ فَإِذَا رَكِبْتُمْ هَذِهِ الدَّوَابَّ الْعُجْمَ فَأَنْزِلُوهَا مَنَازِلَهَا فَإِنْ كَانَتِ الأَرْضُ جَدْبَةً فَانْجُوا عَلَيْهَا بِنِقْيِهَا وَعَلَيْكُمْ بِسَيْرِ اللَّيْلِ فَإِنَّ الأَرْضَ تُطْوَى بِاللَّيْلِ مَا لاَ تُطْوَى بِالنَّهَارِ وَإِيَّاكُمْ وَالتَّعْرِيسَ عَلَى الطَّرِيقِ فَإِنَّهَا طُرُقُ الدَّوَابِّ وَمَأْوَى الْحَيَّاتِ.
Tercemesi:
Bana Mâlik, ona Süleyman b. Abdülmelik’in azatlısı Ebu Ubeyd, ona Hâlid b. Ma’dân hadisi merfu olarak (Nebi’ye isnad ederek) dedi ki: “Muhakkak şanı mübarek ve yüce Allah kaba değil yumuşaktır. Bu sebeple yumuşaklığı sever ve ona razı olur, şiddete yapmayacağı yardımı o yumuşaklık dolayısıyla yapar. Bu sebeple bu dilsiz hayvanların sırtına bindiğiniz takdirde onları olmaları gereken yerde tutun. Eğer geçtiğiniz arazi kuraklık ise oradan çabucak geçin ve onları bitkinleştirmeyin. Geceleyin yol almaya bakın. Çünkü geceleyin yer, gündüzün katlanıp dürüldüğünden daha fazla katlanıp dürülür. Yol üzerinde geceleyin sakın konaklamayın. Çünkü orası diğer canlı haşeratın geçtikleri yollar ve yılanların sığınaklarıdır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İsti'zân 1804, 1/381
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Haklar, Hayvan Hakları
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Yolculuk, gece vaktinde