Giriş

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (imam olduğu halde) "amin" derdi.


Açıklama: Rivayet, İbn Hacer'e göre muallak olmayıp mürsel bir hadistir (Fethü'l-bari, Darü'l-Marife, II, 265).

    Öneri Formu
278354 B000780-3 Buhari, Ezan, 111

Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî, ona Muğîre, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biriniz âmin dediği vakit, melekler de semada âmin derler. Eğer bunların biri diğerine denk gelirse, âmin diyen kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
3414 M000918 Müslim, Salât, 75

Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman, ona Süheyl, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Namazda) Kur’ân okuyan imam (Gazaba uğrayanların ve sapıtanlarınkine değil) dediği vakit, arkasındakiler de âmin dediğinde, onların âmin demesi ile semadakilerin demesi birbirine denk düşerse, geçmiş günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
3419 M000920 Müslim, Salât, 76

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) "amin" derdi.


    Öneri Formu
5051 B000780 Buhari, Ezan, 111

Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said, Ebu Kamil el-Cahderî ve Muhammed b. Abdülmelik el-Emevî, (hadisin lafızları Ebu Kamil el-Cahderî'ye aittir), onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle nakletmiştir: Ebu Musa el-Eş'arî ile namaz kıldım. Namazdaki oturuşta, cemaatten bir adam 'Namaz, sadaka ve zekatla birlikte sabit olmuştur' dedi. Ebu Musa namazı bitirince, selam verip namazdan çıktı ve 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' dedi. Cemaat susup cevap vermedi. Sonra Ebu Musa 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' diye tekrarladı. Cemaat yine susunca, 'Ey Hıttân! Muhtemelen sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedi. Çünkü beni azarlamasından korktum. Bu sırada cemaatten bir adam kalkıp 'O kelimeleri ben söyledim, fakat bununla hayırdan başka bir şey de kastetmedim' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa 'Namazlarınızda neler söylemeniz gerektiğini bilmiyor musunuz? Hz. Peygamber (sav) bize bir hutbe verdi ve bize takip etmemiz gereken yolu açıklayıp namazımızı nasıl kılacağımızı da şu sözlerle öğretti' dedi: "Namaz kılacağınız zaman, saflarınızı düzeltin, sonra içinizden biriniz imam olsun. İmam tekbir aldığından siz de tekbir alın. İmam (Ğayri'l-mağdûbi aleyhim ve-le'd-dâllîn) (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna) değil) dediğinde, âmin deyin ki Allah (cc) size icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa gittiğinde, siz de tekbir alıp rükûa gidin. Zira İmam sizden önce rükûa gider, sizden önce rükudan doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu anlattıklarım aynen böyledir' buyurdu ve şunları ilave etti: İmam (Semiallahu limen hamideh) (Allah hamdeden kulunu işitti) dediği zaman, siz de (Allahümme rabbenâ leke'l-hamd) (Ey Allah'ım, Rabbimiz! Hamd senin içindir) deyin ki Allah sizi işitsin. Zira Allah Tebâreke ve Teâlâ Peygamber'inin dilinden 'Allah, hamdeden kulunu işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secde ettiğinde siz de tekbir alıp secde edin. Zira imam sizden önce secde eder ve secdeden doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu da böyledir' buyurdu ve şöyle devam etti: Namazdaki oturuşa gelince, ilk söyleyeceğiniz şu sözler olsun (et-Tahiyyâtü et-tayyibâtü es-salavâtü li'llâhi es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berakâtühü es-selâmü aleyna ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn. Eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasuluh) (Selam, iyilikler ve övgüler Allah'a mahsustur. Sana selam olsun, Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun Ey Nebî! Bize ve Allah'ın sâlih kullarına da selam olsun. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulü'dür.)"


    Öneri Formu
3080 M000904 Müslim, Salât, 62

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) "amin" derdi.


    Öneri Formu
278353 B000780-2 Buhari, Ezan, 111


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Amr arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
273302 B000782-2 Buhari, Ezan, 113


    Öneri Formu
3415 M000919 Müslim, Salât, 75


    Öneri Formu
3441 M000930 Müslim, Salât, 86


    Öneri Formu
3451 M000934 Müslim, Salât, 88