237 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris, ona da Ebu Hüreyre şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) namaza durduğunda ayakta iken iftitah tekbiri alırdı. Sonra rükûa varırken tekbir alırdı. Sonra rükûdan kalktığında 'Semiallâhu li men hamideh sonra ayakta iken 'Rabbenâ ve leke'l-hamd derdi. Sonra secdeye inerken tekbir alır, secdeden başını kaldırırken tekbir alır, (ikinci) secdeye varırken tekbir alır, sonra başını secdeden kaldırırken tekbir alır namazı bitirene kadar böyle yapardı. İkinci rekatta oturduktan sonra ayağa kalkarken de tekbir alırdı.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Salih arasında inkita vardır.
Bize İshak b. İbrahim ve İbn Haşrem, o ikisine İsa b. Yunus, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) ashabına şöyle diyerek namaz kılmayı öğrettiğini rivayet etmiştir: "İmamdan önce hareket etmeyiniz. O 'Allahu Ekber' dediğinde, siz de tekbir alınız. O 'vele'd-dâllîn' dediğinde, siz de âmin deyiniz. O rükûa varınca, siz de rükûa varın. İmam 'semiallahü limen hamideh' dediğinde de 'Allahumme Rabbenâ leke'l-hamd' deyiniz."
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz ed-Derâverdî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona Ebu Hureyre, Nebi'den (sav) hadisi yukarıdaki hadise yakın olarak rivayet etmiştir. Ancak 'İmam 'Vele’d-dâllîn' derse siz de âmin deyiniz' ibaresinden sonra, 'İmamdan önce de başınızı (secde ve rükûdan) kaldırmayınız' ifadesini eklemiştir.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris, ona da Ebu Hüreyre şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) namaza durduğunda ayakta iken iftitah tekbiri alırdı. Sonra rükûa varırken tekbir alırdı. Sonra rükûdan kalktığında 'Semiallâhu li men hamideh sonra ayakta iken 'Rabbenâ ve leke'l-hamd derdi. Sonra secdeye inerken tekbir alır, secdeden başını kaldırırken tekbir alır, (ikinci) secdeye varırken tekbir alır, sonra başını secdeden kaldırırken tekbir alır namazı bitirene kadar böyle yapardı. İkinci rekatta oturduktan sonra ayağa kalkarken de tekbir alırdı.
Bize Kuteybe, ona Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona Abdülcebbar b. Vail, ona babası (Vail b. Hucr) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) arkasında namaz kıldım. Namaza başlarken tekbir aldı ve ellerini kulaklarının hizasına kadar kaldırdı. Daha sonra Fatiha süresini okumaya başladı ve bitirince sesini yükselterek 'âmîn' dedi"
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişâm ve Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Ebu Hüreyre farz namazlarda da, farz olmayan namazlarda da, Ramazanda da, Ramazan ayı dışında da namaz için kıyama durduğunda tekbir alır, sonra rükûa varınca tekbir alır, sonra (kalkınca) semiallahu li men hamideh dedikten sonra secdeye varmadan önce Rabbenâ ve leke'l hamd der, sonra secdeye vardığı vakit Allahu Ekber der, sonra secdeden başını kaldırdığında yine tekbir alır, sonra secdeye varınca yine tekbir alır, başını secdeden kaldıracağı zaman da tekbir alır, sonra iki rekatın sonundaki oturuştan ayağa kalktığı vakit yine tekbir alırdı. O namazını bitirinceye kadar her rekâtta aynısını yapardı. Sonra namazını bitirdiğinde şöyle derdi: 'Bana can veren Allah'a yemin ederim ki, sizin içinizde namazı Rasulullah'ın (sav) namazına en çok benzeyen benim. Onun namazı dünyadan ayrılıncaya kadar bu şekildeydi.'
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişâm ve Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Ebu Hüreyre farz namazlarda da, farz olmayan namazlarda da, Ramazanda da, Ramazan ayı dışında da namaz için kıyama durduğunda tekbir alır, sonra rükûa varınca tekbir alır, sonra (kalkınca) semiallahu li men hamideh dedikten sonra secdeye varmadan önce Rabbenâ ve leke'l hamd der, sonra secdeye vardığı vakit Allahu Ekber der, sonra secdeden başını kaldırdığında yine tekbir alır, sonra secdeye varınca yine tekbir alır, başını secdeden kaldıracağı zaman da tekbir alır, sonra iki rekatın sonundaki oturuştan ayağa kalktığı vakit yine tekbir alırdı. O namazını bitirinceye kadar her rekâtta aynısını yapardı. Sonra namazını bitirdiğinde şöyle derdi: 'Bana can veren Allah'a yemin ederim ki, sizin içinizde namazı Rasulullah'ın (sav) namazına en çok benzeyen benim. Onun namazı dünyadan ayrılıncaya kadar bu şekildeydi.'