حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ قَالاَ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَذَّنَ فِى أُذُنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىٍّ حِينَ وَلَدَتْهُ فَاطِمَةُ بِالصَّلاَةِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الْعَقِيقَةِ عَلَى مَا رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ: عَنِ الْغُلاَمِ شَاتَانِ مُكَافِئَتَانِ وَعَنِ الْجَارِيَةِ شَاةٌ . - وَرُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَيْضًا أَنَّهُ عَقَّ عَنِ الْحَسَنِ بِشَاةٍ وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِلَى هَذَا الْحَدِيثِ .
Açıklama: Akika; Çocuğun doğumunun ilk günlerinde Allah'a bir şükran ifadesi olarak kesilen kurban.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19913, T001514
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ قَالاَ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَذَّنَ فِى أُذُنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىٍّ حِينَ وَلَدَتْهُ فَاطِمَةُ بِالصَّلاَةِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الْعَقِيقَةِ عَلَى مَا رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ: عَنِ الْغُلاَمِ شَاتَانِ مُكَافِئَتَانِ وَعَنِ الْجَارِيَةِ شَاةٌ . - وَرُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَيْضًا أَنَّهُ عَقَّ عَنِ الْحَسَنِ بِشَاةٍ وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِلَى هَذَا الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said ve Abdurrahman b. Mehdi, onlara Süfyan (es-Sevrî), ona Asım b. Ubeydullah, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', ona da babası (Ebu Râfi' Eslem el-Kıbtî) şöyle demiştir: "Fatıma, Hasan b. Ali'yi dünyaya getirdiğinde Hz. Peygamber'i (sav) Hasan'ın kulağına namaz ezanı gibi ezan okuduğunu gördüm."
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Hz. Peygamber'in (sav) akika konusunda erkek çocuğu için iki, kız çocuğu için bir koyun kesilmesine dair hadisi değişik şekillerde de rivayet edilmiştir. İlim ehline göre amel de bu şekildedir. Aynı şekilde Hz. Peygamber'in (sav) (torunu) Hasan için tek koyun kurban ettiği de rivayet edilmektedir. Bazı ilim adamları da (akika kurbanı uygulamasıyla ilgili olarak) bu hadisi (diğerine) tercih etmişlerdir.
Açıklama:
Akika; Çocuğun doğumunun ilk günlerinde Allah'a bir şükran ifadesi olarak kesilen kurban.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Edâhî 16, 4/97
Senetler:
1. Ebu Râfi' el-Kıbtî (Eslem)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Ezan, mesajı
Ezan, yeni doğan bebeğin kulağına
KTB, EZAN
Kurban, doğan çocuk için akika kurbanı kesmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17393, D002834
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ حَبِيبَةَ بِنْتِ مَيْسَرَةَ عَنْ أُمِّ كُرْزٍ الْكَعْبِيَّةِ قَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"عَنِ الْغُلاَمِ شَاتَانِ مُكَافِئَتَانِ وَعَنِ الْجَارِيَةِ شَاةٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ سَمِعْتُ أَحْمَدَ قَالَ مُكَافِئَتَانِ أَىْ مُسْتَوِيَتَانِ أَوْ مُقَارِبَتَانِ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr b. Dinar, ona Ata (b. Ebu Rabah), ona Habîbe bt. Meysera, ona da Ümmü Kürz el-Ka'biyye'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Erkek çocuğu için (akika kurbanı olarak) birbirine denk iki koyun, kız çocuğu için de bir koyun (kesilir)"
[Ebû Davud dedi ki: Ben Ahmed'in (b. Hanbel): Mükâfietân; birbirine eşit iki koyun yahut birbirine yakın iki koyun (anlamındadır) dediğini işittim.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Dahâyâ 21, /658
Senetler:
1. Ümmü Kürz el-Huzâiyye (Ümmü Kürz)
2. Ümmü Habîb Habîbe bt. Meysera el-Fihriyye (Habîbe bt. Meysera b. Ebu Huseym)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Kurban, kurban ve adak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17396, D002835
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سِبَاعِ بْنِ ثَابِتٍ عَنْ أُمِّ كُرْزٍ قَالَتْ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"أَقِرُّوا الطَّيْرَ عَلَى مَكِنَاتِهَا." قَالَتْ وَسَمِعْتُهُ يَقُولُ
"عَنِ الْغُلاَمِ شَاتَانِ وَعَنِ الْجَارِيَةِ شَاةٌ لاَ يَضُرُّكُمْ أَذُكْرَانًا كُنَّ أَمْ إِنَاثًا."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ubeydullah b. Ebu Yezid, ona babası (Ebu Yezid el-Mekkî), ona da Siba' b. Sabit'in naklettiğine göre Ümmü Kürz şöyle demiştir: Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim:
"Kuşları yuvalarında (kendi hallerine) bırakınız." Ümmü Kürz dedi ki: Ayrıca ben Rasulullah'ı şöyle derken işittim:
"Erkek çocuğu için iki, kız çocuğu için de bir koyun (akika olarak kesilir). (Kesilen koyunların) erkek veya dişi olmalarının size bir zararı olmaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Dahâyâ 21, /659
Senetler:
1. Ümmü Kürz el-Huzâiyye (Ümmü Kürz)
2. Sibâ' b. Sabit ez-Zühri (Sibâ' b. Sabit)
3. Ebu Yezid el-Mekki (Ebu Yezid)
4. Ubeydullah b. Ebu Yezid el-Mekkî (Ubeydullah b. Ebu Yezid)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Haklar, Hayvan Hakları
Kurban, kurban ve adak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17398, D002836
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ سِبَاعِ بْنِ ثَابِتٍ عَنْ أُمِّ كُرْزٍ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"عَنِ الْغُلاَمِ شَاتَانِ مِثْلاَنِ وَعَنِ الْجَارِيَةِ شَاةٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا هُوَ الْحَدِيثُ وَحَدِيثُ سُفْيَانَ وَهَمٌ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Hammad b. Zeyd, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Sabit, ona da Ümmü Kürz'ün naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Erkek çocuk için (akika kurbanı olarak) birbirine denk iki koyun, kız çocuğu için de bir koyun (kesilir)"
[Ebû Davud dedi ki: İşte (sahih olan) hadis budur. Süfyan hadisi ise hatalıdır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Dahâyâ 21, /659
Senetler:
1. Ümmü Kürz el-Huzâiyye (Ümmü Kürz)
2. Sibâ' b. Sabit ez-Zühri (Sibâ' b. Sabit)
3. Ubeydullah b. Ebu Yezid el-Mekkî (Ubeydullah b. Ebu Yezid)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Kurban, kurban ve adak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17400, D002837
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ النَّمَرِىُّ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ سَمُرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"كُلُّ غُلاَمٍ رَهِينَةٌ بِعَقِيقَتِهِ تُذْبَحُ عَنْهُ يَوْمَ السَّابِعِ وَيُحْلَقُ رَأْسُهُ وَيُدَمَّى." فَكَانَ قَتَادَةُ إِذَا سُئِلَ عَنِ الدَّمِ كَيْفَ يُصْنَعُ بِهِ قَالَ إِذَا ذَبَحْتَ الْعَقِيقَةَ أَخَذْتَ مِنْهَا صُوفَةً وَاسْتَقْبَلْتَ بِهِ أَوْدَاجَهَا ثُمَّ تُوضَعُ عَلَى يَافُوخِ الصَّبِىِّ حَتَّى يَسِيلَ عَلَى رَأْسِهِ مِثْلُ الْخَيْطِ ثُمَّ يُغْسَلُ رَأْسُهُ بَعْدُ وَيُحْلَقُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا وَهَمٌ مِنْ هَمَّامٍ "وَيُدَمَّى." قَالَ أَبُو دَاوُدَ خُولِفَ هَمَّامٌ فِى هَذَا الْكَلاَمِ وَهُوَ وَهَمٌ مِنْ هَمَّامٍ وَإِنَّمَا قَالُوا "يُسَمَّى." فَقَالَ هَمَّامٌ "يُدَمَّى."]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَلَيْسَ يُؤْخَذُ بِهَذَا.]
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer en-Nemerî, ona Hemmâm (b. Yahya), ona Katade (b. Diame), ona Hasan (el-Basrî), ona da Semüra b. Cündüb'ün (ra) haber verdiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her çocuk (doğumunun) yedinci gününde kendisi için kesilecek olan akika kurbanı karşılığında bir rehine (gibi)dir. (Bu kurban kesildikten sonra çocuğun) başı tıraş edilir ve (kurbanın kanıyla) boyanır." Katade'ye (akika kurbanının kanı ile) çocuğun başını kana boyamanın nasıl yapıldığı sorulduğu zaman şöyle dedi: Akikayı kestiğin zaman ondan biraz yün alırsın, o yünü hayvanın can damarının karşısına tutarsın. Sonra (kana boyanmış olan bu yünü) çocuğun bıngıldağının üzerine koyarsın; nihayet çocuğun başından iplik gibi (kan) akmaya başlar. Daha sonra çocuğun başı yıkanır ve tıraş edilir.
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin ravilerinden Hemmâm'a يُدَمَّى/boyanır kelimesinden dolayı itiraz edilmiş ve bunun Hemmâm'ın (hafızasından kaynaklanan) bir hatası olduğu söylenmiştir. Zira diğer raviler bunu يُسَمَّى/isim konulur şeklinde rivayet etmişlerdir. Hemmâm ise (rivayetinde) يُدَمَّى/boyanır demiştir. ]
[Hemmâm'ın bu rivayeti kabul edilmez.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Dahâyâ 21, /659
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Kurban, kurban ve adak
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ مَيْمُونٍ حَدَّثَنَا بَهْزٌ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ مَاتَ ابْنٌ لأَبِى طَلْحَةَ مِنْ أُمِّ سُلَيْمٍ فَقَالَتْ لأَهْلِهَا لاَ تُحَدِّثُوا أَبَا طَلْحَةَ بِابْنِهِ حَتَّى أَكُونَ أَنَا أُحَدِّثُهُ - قَالَ - فَجَاءَ فَقَرَّبَتْ إِلَيْهِ عَشَاءً فَأَكَلَ وَشَرِبَ - فَقَالَ - ثُمَّ تَصَنَّعَتْ لَهُ أَحْسَنَ مَا كَانَ تَصَنَّعُ قَبْلَ ذَلِكَ فَوَقَعَ بِهَا فَلَمَّا رَأَتْ أَنَّهُ قَدْ شَبِعَ وَأَصَابَ مِنْهَا قَالَتْ يَا أَبَا طَلْحَةَ أَرَأَيْتَ لَوْ أَنَّ قَوْمًا أَعَارُوا عَارِيَتَهُمْ أَهْلَ بَيْتٍ فَطَلَبُوا عَارِيَتَهُمْ أَلَهُمْ أَنْ يَمْنَعُوهُمْ قَالَ لاَ . قَالَتْ فَاحْتَسِبِ ابْنَكَ . قَالَ فَغَضِبَ وَقَالَ تَرَكْتِنِى حَتَّى تَلَطَّخْتُ ثُمَّ أَخْبَرْتِنِى بِابْنِى . فَانْطَلَقَ حَتَّى أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ بِمَا كَانَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بَارَكَ اللَّهُ لَكُمَا فِى غَابِرِ لَيْلَتِكُمَا » . قَالَ فَحَمَلَتْ - قَالَ - فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ وَهِىَ مَعَهُ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَتَى الْمَدِينَةَ مِنْ سَفَرٍ لاَ يَطْرُقُهَا طُرُوقًا فَدَنَوْا مِنَ الْمَدِينَةِ فَضَرَبَهَا الْمَخَاضُ فَاحْتُبِسَ عَلَيْهَا أَبُو طَلْحَةَ وَانْطَلَقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - يَقُولُ أَبُو طَلْحَةَ إِنَّكَ لَتَعْلَمُ يَا رَبِّ إِنَّهُ يُعْجِبُنِى أَنْ أَخْرُجَ مَعَ رَسُولِكَ إِذَا خَرَجَ وَأَدْخُلَ مَعَهُ إِذَا دَخَلَ وَقَدِ احْتُبِسْتُ بِمَا تَرَى - قَالَ - تَقُولُ أُمُّ سُلَيْمٍ يَا أَبَا طَلْحَةَ مَا أَجِدُ الَّذِى كُنْتُ أَجِدُ انْطَلِقْ . فَانْطَلَقْنَا - قَالَ - وَضَرَبَهَا الْمَخَاضُ حِينَ قَدِمَا فَوَلَدَتْ غُلاَمًا فَقَالَتْ لِى أُمِّى يَا أَنَسُ لاَ يُرْضِعُهُ أَحَدٌ حَتَّى تَغْدُوَ بِهِ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَلَمَّا أَصْبَحَ احْتَمَلْتُهُ فَانْطَلَقْتُ بِهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَصَادَفْتُهُ وَمَعَهُ مِيسَمٌ فَلَمَّا رَآنِى قَالَ « لَعَلَّ أُمَّ سُلَيْمٍ وَلَدَتْ » . قُلْتُ نَعَمْ . فَوَضَعَ الْمِيسَمَ - قَالَ - وَجِئْتُ بِهِ فَوَضَعْتُهُ فِى حَجْرِهِ وَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعَجْوَةٍ مِنْ عَجْوَةِ الْمَدِينَةِ فَلاَكَهَا فِى فِيهِ حَتَّى ذَابَتْ ثُمَّ قَذَفَهَا فِى فِى الصَّبِىِّ فَجَعَلَ الصَّبِىُّ يَتَلَمَّظُهَا - قَالَ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « انْظُرُوا إِلَى حُبِّ الأَنْصَارِ التَّمْرَ » . قَالَ فَمَسَحَ وَجْهَهُ وَسَمَّاهُ عَبْدَ اللَّهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7471, M006322
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ مَيْمُونٍ حَدَّثَنَا بَهْزٌ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ مَاتَ ابْنٌ لأَبِى طَلْحَةَ مِنْ أُمِّ سُلَيْمٍ فَقَالَتْ لأَهْلِهَا لاَ تُحَدِّثُوا أَبَا طَلْحَةَ بِابْنِهِ حَتَّى أَكُونَ أَنَا أُحَدِّثُهُ - قَالَ - فَجَاءَ فَقَرَّبَتْ إِلَيْهِ عَشَاءً فَأَكَلَ وَشَرِبَ - فَقَالَ - ثُمَّ تَصَنَّعَتْ لَهُ أَحْسَنَ مَا كَانَ تَصَنَّعُ قَبْلَ ذَلِكَ فَوَقَعَ بِهَا فَلَمَّا رَأَتْ أَنَّهُ قَدْ شَبِعَ وَأَصَابَ مِنْهَا قَالَتْ يَا أَبَا طَلْحَةَ أَرَأَيْتَ لَوْ أَنَّ قَوْمًا أَعَارُوا عَارِيَتَهُمْ أَهْلَ بَيْتٍ فَطَلَبُوا عَارِيَتَهُمْ أَلَهُمْ أَنْ يَمْنَعُوهُمْ قَالَ لاَ . قَالَتْ فَاحْتَسِبِ ابْنَكَ . قَالَ فَغَضِبَ وَقَالَ تَرَكْتِنِى حَتَّى تَلَطَّخْتُ ثُمَّ أَخْبَرْتِنِى بِابْنِى . فَانْطَلَقَ حَتَّى أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ بِمَا كَانَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بَارَكَ اللَّهُ لَكُمَا فِى غَابِرِ لَيْلَتِكُمَا » . قَالَ فَحَمَلَتْ - قَالَ - فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ وَهِىَ مَعَهُ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَتَى الْمَدِينَةَ مِنْ سَفَرٍ لاَ يَطْرُقُهَا طُرُوقًا فَدَنَوْا مِنَ الْمَدِينَةِ فَضَرَبَهَا الْمَخَاضُ فَاحْتُبِسَ عَلَيْهَا أَبُو طَلْحَةَ وَانْطَلَقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - يَقُولُ أَبُو طَلْحَةَ إِنَّكَ لَتَعْلَمُ يَا رَبِّ إِنَّهُ يُعْجِبُنِى أَنْ أَخْرُجَ مَعَ رَسُولِكَ إِذَا خَرَجَ وَأَدْخُلَ مَعَهُ إِذَا دَخَلَ وَقَدِ احْتُبِسْتُ بِمَا تَرَى - قَالَ - تَقُولُ أُمُّ سُلَيْمٍ يَا أَبَا طَلْحَةَ مَا أَجِدُ الَّذِى كُنْتُ أَجِدُ انْطَلِقْ . فَانْطَلَقْنَا - قَالَ - وَضَرَبَهَا الْمَخَاضُ حِينَ قَدِمَا فَوَلَدَتْ غُلاَمًا فَقَالَتْ لِى أُمِّى يَا أَنَسُ لاَ يُرْضِعُهُ أَحَدٌ حَتَّى تَغْدُوَ بِهِ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَلَمَّا أَصْبَحَ احْتَمَلْتُهُ فَانْطَلَقْتُ بِهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَصَادَفْتُهُ وَمَعَهُ مِيسَمٌ فَلَمَّا رَآنِى قَالَ « لَعَلَّ أُمَّ سُلَيْمٍ وَلَدَتْ » . قُلْتُ نَعَمْ . فَوَضَعَ الْمِيسَمَ - قَالَ - وَجِئْتُ بِهِ فَوَضَعْتُهُ فِى حَجْرِهِ وَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعَجْوَةٍ مِنْ عَجْوَةِ الْمَدِينَةِ فَلاَكَهَا فِى فِيهِ حَتَّى ذَابَتْ ثُمَّ قَذَفَهَا فِى فِى الصَّبِىِّ فَجَعَلَ الصَّبِىُّ يَتَلَمَّظُهَا - قَالَ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « انْظُرُوا إِلَى حُبِّ الأَنْصَارِ التَّمْرَ » . قَالَ فَمَسَحَ وَجْهَهُ وَسَمَّاهُ عَبْدَ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymûn, ona Behz (b. Esed), ona Süleyman b. Muğira, ona Sabit b. Eslem (el-Bünânî), ona da Enes (b. Malik) şöyle demiştir: Ebu Talha'nın bir çocuğu vefat etmişti. Ümmü Süleym de ailesine; Ebu Talha'ya ben söylemedikçe oğlundan bahsetmeyin, dedi. Sonra da Ebu Talha (eve) geldi. Ümmü Süleym, Ebu Talha'ya akşam yemeği getirdi. O da yedi, içti. Sonra Ümmü Süleym, (eşi) Ebu Talha için daha önceki süslenmelerinden daha güzel bir şekilde süslendi. Ebu Talha da onunla yakınlaştı. Ümmü Süleym, onunla birlikte olup doyduğunu görünce ona şöyle dedi: "Ey Ebu Talha! Bir topluluk bir aileye bir emanet verse sonra da emanetini geri istese, bu duruma ne dersin? Onlara emaneti geri vermezler mi? Ebu Talha da: Hayır (verirler), dedi. Ümmü Süleym de: Öyleyse (bu durumda) oğlunu hesaba kat, dedi. Bunun üzerine Ebu Talha kızdı ve: Beni kirlettin (gusül almamı gerektirdin) bıraktın sonra da oğlumdan haber verdin! dedi. Sonra da Rasulullah'a (sav) gidip olan biteni haber verdi. Rasulullah (sav) ona şöyle buyurdu: "Geçen geceniz hakkında Allah size bereket versin" buyurdu. Sonra Ümmü Süleym hamile kaldı. Ardından Rasulullah (sav) bir yolculuktayken Ümmü Süleym de onunlaydı. Rasulullah (sav) bir yolculuğun ardından bir şehre geldiğinde oraya geceleyin girmezdi. Derken şehre yaklaştılar. Ümmü Süleym'in doğum sancısı başladı. Bu sebeple Ebu Talha onun yanında kaldı. Rasulullah da (sav) yola devam etti. Ebu Talha şöyle diyordu: "Ey Rabbim! Sen biliyorsun ki ben, Rasul'ün çıktığında onunla çıkıp, girdiğinde de onunla girmek benim hoşuma gider. Şu gördüğün durumda tıkandım kaldım. Ümmü Süleym de: Ey Ebu Talha! Duyduğum sancılarımı duymaz oldum (sancım kesildi), yola devam et. Yola devam ettiler. Yaklaştıklarında tekrar doğum sancısı geldi ve Ümmü Süleym erkek bir çocuk doğurdu. Sonra annem bana; Ey Enes! Sen sabah bu çocuğu Rasulullah'a (sav) götürünceye kadar kimse onu doyurmaz (emzirmez), dedi. (Enes:) Sabah olunca çocuğu aldım ve Rasulullah'a (sav) götürdüm. Rasulullah'ın elinde bir dağlama aleti olduğunu gördüm. Beni gördüğünde: "Herhalde Ümmü Süleym doğum yaptı" buyurdu. Ben de 'Evet' dedim. Hemen dağlama aletini bıraktı. Ben de çocuğu getirek kucağına koydum. Rasulullah (sav) Medine'nin Acve'sinden (bir tür hurma)
bir hurma istedi. Sonra onu ağzında eriyinceye kadar iyice çiğnedi. Sonra da çocuğun ağzına sürdü. Çocuk hurma ezmesini yalamaya başladı. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Ensar'ın hurmaya olan şu sevgisine de bakın!" Sonra çocuğun yüzünü sildi ve ona Abdullah ismini verdi. Çocuğun yüzüncü sildi ve ona Abdullah ismini verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6322, /1024
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Said Süleyman b. Muğîra el-Kaysî (Süleyman b. Muğîra)
4. Ebu Esved Behz b. Esed el-Ammî (Behz b. Esed)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
Aile, çocuğunun ölümüne sabredenin mükafatı
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Sabır, sabretmek
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ قَالاَ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَذَّنَ فِى أُذُنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىٍّ حِينَ وَلَدَتْهُ فَاطِمَةُ بِالصَّلاَةِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الْعَقِيقَةِ عَلَى مَا رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ: عَنِ الْغُلاَمِ شَاتَانِ مُكَافِئَتَانِ وَعَنِ الْجَارِيَةِ شَاةٌ . - وَرُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَيْضًا أَنَّهُ عَقَّ عَنِ الْحَسَنِ بِشَاةٍ وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِلَى هَذَا الْحَدِيثِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281846, T001514-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ قَالاَ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَذَّنَ فِى أُذُنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىٍّ حِينَ وَلَدَتْهُ فَاطِمَةُ بِالصَّلاَةِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الْعَقِيقَةِ عَلَى مَا رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ: عَنِ الْغُلاَمِ شَاتَانِ مُكَافِئَتَانِ وَعَنِ الْجَارِيَةِ شَاةٌ . - وَرُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَيْضًا أَنَّهُ عَقَّ عَنِ الْحَسَنِ بِشَاةٍ وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِلَى هَذَا الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said ve Abdurrahman b. Mehdi, onlara Süfyan (es-Sevrî), ona Asım b. Ubeydullah, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', ona da babası (Ebu Râfi' Eslem el-Kıbtî) şöyle demiştir: "Fatıma, Hasan b. Ali'yi dünyaya getirdiğinde Hz. Peygamber'i (sav) Hasan'ın kulağına namaz ezanı gibi ezan okuduğunu gördüm."
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Hz. Peygamber'in (sav) akika konusunda erkek çocuğu için iki, kız çocuğu için bir koyun kesilmesine dair hadisi değişik şekillerde de rivayet edilmiştir. İlim ehline göre amel de bu şekildedir. Aynı şekilde Hz. Peygamber'in (sav) (torunu) Hasan için tek koyun kurban ettiği de rivayet edilmektedir. Bazı ilim adamları da (akika kurbanı uygulamasıyla ilgili olarak) bu hadisi (diğerine) tercih etmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Edâhî 16, 4/97
Senetler:
1. Ebu Râfi' el-Kıbtî (Eslem)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Ezan, mesajı
Ezan, yeni doğan bebeğin kulağına
KTB, EZAN
Kurban, doğan çocuk için akika kurbanı kesmek
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ هِشَامِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأَخٍ لِى يُحَنِّكُهُ ، وَهْوَ فِى مِرْبَدٍ لَهُ ، فَرَأَيْتُهُ يَسِمُ شَاةً - حَسِبْتُهُ قَالَ - فِى آذَانِهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17378, B005542
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ هِشَامِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأَخٍ لِى يُحَنِّكُهُ ، وَهْوَ فِى مِرْبَدٍ لَهُ ، فَرَأَيْتُهُ يَسِمُ شَاةً - حَسِبْتُهُ قَالَ - فِى آذَانِهَا .
Tercemesi:
Bize Ebu Velid, ona Şube (b. Haccâc), ona da Hişam b. Zeyd, Enes (b. Malik)'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Nebi (sav) deve ağılında iken (yeni doğan) kardeşimi (Abdullah'ı) tahnik (hurma çiğnemiyle damağını ovması) için huzuruna girdim. Bu sırada (Hz. Peygamber'i zekat) koyunlarını damgalıyordu. --Şube: zannedersem "Kulaklarını" dedi.-
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zebâih ve's-Sayd 35, 2/418
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Hişam b. Zeyd el-Ensari (Hişam b. Zeyd b. Enes b. Malik)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Hayvanlar, damgalama
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس قال : ذهبت بعبد الله بن أبي طلحة إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم ولد والنبي صلى الله عليه وسلم في عباءة يهنأ بعيرا له فقال معك تمرات قلت نعم فناولته تمرات فلاكهن ثم فغر فا الصبي وأوجرهن إياه فتلمظ الصبي فقال النبي صلى الله عليه وسلم حب الأنصار التمر وسماه عبد الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166429, EM001254
Hadis:
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس قال : ذهبت بعبد الله بن أبي طلحة إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم ولد والنبي صلى الله عليه وسلم في عباءة يهنأ بعيرا له فقال معك تمرات قلت نعم فناولته تمرات فلاكهن ثم فغر فا الصبي وأوجرهن إياه فتلمظ الصبي فقال النبي صلى الله عليه وسلم حب الأنصار التمر وسماه عبد الله
Tercemesi:
Bize Haccac b. Minhal, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes (b. Malik) şöyle haber vermiştir: (Üvey kardeşim) Abdullah b. Ebu Talha'yı doğduğu gün Hz. Peygamber'e (sav) götürdüm. Hz. Peygamber (sav) bu esnada bir aba giymiş olduğu halde kendi devesine (tedavi amaçlı) katran sürüyordu. Bana yanında hurma var mı? buyurdu. Ben de evet dedim. Hurmayı ağzına atıp çiğnedi ve çocuğun ağzını açıp bir miktar hurma bıraktı. Çocuk da onu diliyle tatmaya çalıştı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hurma Ensar'ın sevdiği şeydir." Hz. Peygamber (sav) çocuğa Abdullah ismini verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1254, /946
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, elbiseleri
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey