Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî imlâ yoluyla, ona Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî hicrî 340 yılında Mekke’de Mescid-i Haram’da, ona el-Abbas b. Abdullah et-Terkufî, ona Ebû Müshir Abdul’a’lâ b. Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Zerr el-Ğifârî (ra), ona da Rasûlullah (sav) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Ben zulmü kendime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Dolayısıyla birbirinize zulmetmeyin!
Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hatâ edersiniz, ben de bütün günahları bağışlarım; ve aldırmam. Dolayısıylal benden mağfiret isteyin ki, sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız; benden rızık isteyin ki, size rızık vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; benden sizi giydirmemi isteyin ki, giyecek vereyim.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en müttakî olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümde hiçbir şeyi ziyadeleştirmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en günahkâr olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümden hiçbir şeyi eksiltmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, bir meydanda toplanıp benden istekte bulunsanız ve ben de herkese istediği her şeyi tek tek versem, bu, benim mülkümden ancak bir iğnenin denize batırılıp (çıkarıldığı) zaman o denizde meydana getirdiği eksiklik kadar bir noksanlık doğurur.
Ey kullarım! Şu sizin amellerinizi ben sizin için saklıyorum, dolayısıyla kim hayır bulursa, Allah’a hamd etsin! Hayırdan başka bir şeyle karşılaşan da, kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın!"
[Bunu Müslimes-Sahîh’de Ebû Bekir b. İshak es-Sağânî vasıtasıyla Ebû Müshir’den rivâyet etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148438, BS011614
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ الأَصْبَهَانِىُّ إِمْلاَءً حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ زِيَادٍ الْبَصْرِىُّ بِمَكَّةَ فِى الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ سَنَةَ أَرْبَعِينَ وَثَلاَثِمِائَةٍ حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ التَّرْقُفِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُسْهِرٍ : عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ مُسْهِرٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىِّ عَنْ أَبِى ذَرٍّ الْغِفَارِىِّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَنَّهُ قَالَ :
" إِنِّى حَرَّمْتُ الظُّلْمَ عَلَى نَفْسِى وَجَعَلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّمًا فَلاَ تَظَالَمُوا يَا عِبَادِى إِنَّكُمُ الَّذِينَ تُخْطِئُونَ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَأَنَا الَّذِى أَغْفِرُ الذُّنُوبَ وَلاَ أُبَالِى فَاسْتَغْفِرُونِى أَغْفِرْ لَكُمْ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ جَائِعٌ إِلاَّ مَنْ أَطْعَمْتُ فَاسْتَطْعِمُونِى أُطْعِمْكُمْ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ عَارٍ إِلاَّ مَنْ كَسَوْتُهُ فَاسْتَكْسُونِى أَكْسُكُمْ يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلَى أَتْقَى قَلْبِ رَجُلٍ مِنْكُمْ لَمْ يَزِدْ ذَلِكَ فِى مُلْكِى شَيْئًا يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلَى أَفْجَرِ قَلْبِ رَجُلٍ مِنْكُمْ لَمْ يَنْقُصْ ذَلِكَ مِنْ مُلْكِى شَيْئًا يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ اجْتَمَعُوا فِى صَعِيدٍ وَاحِدٍ فَسَأَلُونِى ثُمَّ أَعْطَيْتُ كُلَّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ مَا سَأَلَ لَمْ يَنْقُصْ ذَلِكَ مِنْ مُلْكِى شَيْئًا إِلاَّ كَمَا يَنْقُصُ الْبَحْرُ يُغْمَسَ فِيهِ الْمِخْيَطُ غَمْسَةً وَاحِدَةً يَا عِبَادِى إِنَّمَا هِىَ أَعْمَالُكُمْ أَحْفَظُهَا عَلَيْكُمْ فَمَنْ وَجَدَ خَيْرًا فَلْيَحْمَدِ اللَّهَ وَمَنْ وَجَدَ غَيْرَ ذَلِكَ فَلاَ يَلُومَنَّ إِلاَّ نَفْسَهُ ".
[ رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ إِسْحَاقَ الصَّغَانِىِّ عَنْ أَبِى مُسْهِرٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî imlâ yoluyla, ona Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî hicrî 340 yılında Mekke’de Mescid-i Haram’da, ona el-Abbas b. Abdullah et-Terkufî, ona Ebû Müshir Abdul’a’lâ b. Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Zerr el-Ğifârî (ra), ona da Rasûlullah (sav) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Ben zulmü kendime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Dolayısıyla birbirinize zulmetmeyin!
Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hatâ edersiniz, ben de bütün günahları bağışlarım; ve aldırmam. Dolayısıylal benden mağfiret isteyin ki, sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız; benden rızık isteyin ki, size rızık vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; benden sizi giydirmemi isteyin ki, giyecek vereyim.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en müttakî olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümde hiçbir şeyi ziyadeleştirmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en günahkâr olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümden hiçbir şeyi eksiltmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, bir meydanda toplanıp benden istekte bulunsanız ve ben de herkese istediği her şeyi tek tek versem, bu, benim mülkümden ancak bir iğnenin denize batırılıp (çıkarıldığı) zaman o denizde meydana getirdiği eksiklik kadar bir noksanlık doğurur.
Ey kullarım! Şu sizin amellerinizi ben sizin için saklıyorum, dolayısıyla kim hayır bulursa, Allah’a hamd etsin! Hayırdan başka bir şeyle karşılaşan da, kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın!"
[Bunu Müslimes-Sahîh’de Ebû Bekir b. İshak es-Sağânî vasıtasıyla Ebû Müshir’den rivâyet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11614, 12/39
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Rabi'a b. Yezid el-İyadî (Rabi'a b. Yezid el-İyadî)
4. Said b. Abdülaziz et-Tennuhi (Said b. Abdülaziz b. Ebu Yahya)
5. Ebu Müshir Abdula'la b. Müshir el-Ğassani (Abdula'la b. Müshir b. Abdula'la)
6. Abbas b. Abdullah et-Terkufî (Abbas b. Abdullah b. Ezdaz)
7. Ebu Saîd Ahmed b. Muhammed el-Anezî (Ahmed b. Muhammed b. Ziyad b. Bişr)
8. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Esbehânî (Abdullah b. Yusuf b. Ahmed b. Bâmûye)
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Haklar, haklara saygı
Kader, kader-amel ilişkisi
Teşvik edilenler, Zulme mani olmak
Tevbe, istiğfar, bağışlanma dilemek
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7827, İM000078
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ وَوَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىِّ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ كُنَّا جُلُوسًا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَبِيَدِهِ عُودٌ فَنَكَتَ فِى الأَرْضِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ « مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ وَقَدْ كُتِبَ مَقْعَدُهُ مِنَ الْجَنَّةِ وَمَقْعَدُهُ مِنَ النَّارِ » . قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَلاَ نَتَّكِلُ قَالَ « لاَ اعْمَلُوا وَلاَ تَتَّكِلُوا فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ » . ثُمَّ قَرَأَ ( فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى * وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى * فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى * وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى * وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى * فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى ) .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Vakı' (T), Bize Ali b. Muhammed, ona Ebu Muaviye ve Vakı', ona A'meş, ona Sa'id b. Ubeyd, ona Ebu Abdurrahman Sülemi, ona da Ali’den (ra) şöyle söylediği rivayet edilmiştir: Biz (bir defa Bakiül Garkad kabristanında bir cenaze dolayısı ile) Rasulullah’ın (sav) yanında oturuyorduk. O’nun elinde bir asa –dal parçası- vardı. Asası ile yere vurdu. Sonra başını kaldırdı ve buyurdu ki: - " Sizden hiçbir kimse yoktur ki, onun Cennetteki veya Cehennemdeki yeri takdir ve tespit edilmemiş olsun! (Şaki veya Said olduğunu belirtmemiş olsun!) " Bunun üzerine O’na (bir sahabe tarafından) denildi ki:
- Ya Resulallah! Öyle ise amel ve ibadetleri bırakıp Cenab-ı Hakk’ın takdirine dayanmayalım mı? Rasulullah (sav) cevaben:
- " Hayır. Çalışınız ve (amelleri bırakıp) kadere dayanmayınız. Çünkü herkes ne için yaratıldı ise o iş için kendisine kolaylık sağlanmış oluyor. (Kişi said ise ona, saadet ehline ait amellerin ifası kolaylaştırılır. Şaki ise şekavet ehlinin işleri kolaylaştırılır) " buyurdu ve şu (mealdeki) ayetleri okudu: Ama kim (Allah yolunda malını) verir. Allah’tan korkar, o güzel kelimeyi (La ilahe illallah sözünü) tasdik eder ise muhakkak biz onu (Allah’ın rızasına uygun) en kolay yola muvafık kılarız. Fakat kim cimrilik eder (=Allah hakkını ödemez), Allah’ın yardımına ihtiyaç duymaz (kendisini müstağni sayar) ve en güzel sözü (Tevhid kelimesini) inkâr eder ise biz de onu en şiddetli (Cehenneme götürücü) yola hazırlarız. " (Leyl 5-10)
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 10, /27
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Sa'd b. Ubeyde es-Sülemi (Sa'd b. Ubeyde)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10141, B001362
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ قَالَ حَدَّثَنِى جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَلِىٍّ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا فِى جَنَازَةٍ فِى بَقِيعِ الْغَرْقَدِ ، فَأَتَانَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَعَدَ وَقَعَدْنَا حَوْلَهُ ، وَمَعَهُ مِخْصَرَةٌ فَنَكَّسَ ، فَجَعَلَ يَنْكُتُ بِمِخْصَرَتِهِ ثُمَّ قَالَ « مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ ، مَا مِنْ نَفْسٍ مَنْفُوسَةٍ إِلاَّ كُتِبَ مَكَانُهَا مِنَ الْجَنَّةِ وَالنَّارِ ، وَإِلاَّ قَدْ كُتِبَ شَقِيَّةً أَوْ سَعِيدَةً » . فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَفَلاَ نَتَّكِلُ عَلَى كِتَابِنَا وَنَدَعُ الْعَمَلَ ، فَمَنْ كَانَ مِنَّا مِنْ أَهْلِ السَّعَادَةِ فَسَيَصِيرُ إِلَى عَمَلِ أَهْلِ السَّعَادَةِ ، وَأَمَّا مَنْ كَانَ مِنَّا مِنْ أَهْلِ الشَّقَاوَةِ فَسَيَصِيرُ إِلَى عَمَلِ أَهْلِ الشَّقَاوَةِ قَالَ « أَمَّا أَهْلُ السَّعَادَةِ فَيُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ السَّعَادَةِ ، وَأَمَّا أَهْلُ الشَّقَاوَةِ فَيُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ الشَّقَاوَةِ » ، ثُمَّ قَرَأَ ( فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Osman, ona Cerir, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Ebu Abdurrahman, ona da Ali şöyle demiştir: Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir değnek vardı. O değnekle yere vurmaya (çizgiler çizmeye) başladı. Sonra da: "Sizden hiçbir kişi ve yaratılmış hiçbir nefis hariç olmamak üzere, Allah o kimsenin cennetteki ve cehennemdeki yerini yazmıştır. Herkesin kötü veya iyi olduğu da yazılmıştır." buyurdu. Bunun üzerine sahabilerden biri şöyle sordu: "Ey Allah'ın Rasulü! O zaman biz amel etmeyi bırakıp, bu yazımız üzerine mi kalalım?" Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacaktır. Kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır. İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır." Ardından şu ayeti okudu: "Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız." (Leyl/92, 5-10)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 82, 1/456
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Sa'd b. Ubeyde es-Sülemi (Sa'd b. Ubeyde)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ilmi, ilm-i ezeli
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209774, İHS000337
Hadis:
337 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ قَحْطَبَةَ بِفَمِ الصِّلْحِ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ، حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ سُرَاقَةَ بْنَ جُعْشُمٍ، قَالَ:
يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنَا عَنْ أَمْرِنَا كَأَنَّا نَنْظُرُ إِلَيْهِ، أَبِمَا جَرَتْ بِهِ الْأَقْلَامُ وَثَبَتَتْ بِهِ الْمَقَادِيرُ، أَوْ بِمَا يُسْتَأْنَفُ؟، قَالَ:
"لَا، بَلْ بِمَا جَرَتْ بِهِ الْأَقْلَامُ وَثَبَتَتْ بِهِ الْمَقَادِيرُ"، قَالَ: فَفِيمَ الْعَمَلُ إِذًا؟، قَالَ:
"اعْمَلُوا فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ"
[قَالَ سُرَاقَةُ: فَلَا أَكُونُ أَبَدًا أَشَدَّ اجْتِهَادًا فِي الْعَمَلِ مِنِّي الْآنَ.]
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Kahtabe güzel anlatımıyla, ona Yahya b. Habib b. Arabî, ona İbn Uleyye, ona Ravh b. Kasım, ona Ebu Zübeyr, ona Câbir, ona da Sürâka b. Cu'şum, Hz. Peygamber'e (sav), 'Ey Allah'ın Rasulü, gözümüzde canlanacak şekilde dinimizi bize haber ver! Her şey yazıldı, kader sabitlendi mi? Yoksa değiştirilebilir mi?' diye sordu. Hz. Peygamber de: " Hayır, kalemler yazdı; kader sabitlendi" dedi. Bunun üzerine Süreka b. Cu'şüm, 'Öyleyse biz neden amel yapmak için gayret gösterelim?' diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Siz yapın. Herkese, takdire uygun olan kolaylaştırılır."
[Sürâka dedi ki, amel yapma konusunda asla şu andan daha istekli olmamıştım.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 337, 2/49
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
Kader, yazılan değişir mi?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282094, İM000078-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ وَوَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىِّ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ كُنَّا جُلُوسًا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَبِيَدِهِ عُودٌ فَنَكَتَ فِى الأَرْضِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ: " مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ وَقَدْ كُتِبَ مَقْعَدُهُ مِنَ الْجَنَّةِ وَمَقْعَدُهُ مِنَ النَّارِ" قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَلاَ نَتَّكِلُ قَالَ: "لاَ اعْمَلُوا وَلاَ تَتَّكِلُوا فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ" . ثُمَّ قَرَأَ فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى * فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki'(T); Bize Ali b. Muhammed, ona Ebu Muaviye ve Veki', onlara A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali şöyle söylemiştir: Biz Hz. Peygamber'le (sav) oturuyorken elindeki çubukla yere çizgi çizmeye başladı sonra başını kaldırdı ve şöyle buyurdu:
"İstisnasız hepinizin cennet ya da cehennemdeki yeri (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine kendisine denildi ki: Ya Rasulallah! Öyle ise buna dayanıp, güvenemez miyiz? yani (bizim amel etmemize ne gerek var). Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Hayır, sizler amel edip çalışın. (Ameli terk ederek, kadere) dayanmayın. Çünkü herkes niçin yaratıldıysa, o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu ve 'Artık kim cömert davranır, günah işlemekten sakınırsa; bunların güzel karşılığına da inanırsa; biz onu işin kolayına yönlendiririz. Ama kim cimrilik eder, kendisiyle yetinirse; güzel karşılığı da yalan sayarsa; biz onu zora sokarız.'Leyl suresi, 92/ 5-10 ayetlerini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 10, /27
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Sa'd b. Ubeyde es-Sülemi (Sa'd b. Ubeyde)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Kader, kader-amel ilişkisi
Kader, yazılan değişir mi?
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
208694, İHS000108
Hadis:
108 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحَسَنِ بْنِ خَلِيلٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ عِيَاضٍ حَدَّثَنَا الأوزاعي عن بن شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ الله تعالى عَنْهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَعْمَلُ فِي شَيْءٍ نَأْتَنِفُهُ أَمْ فِي شَيْءٍ قَدْ فُرِغَ مِنْهُ قَالَ: "بَلْ فِي شَيْءٍ قَدْ فُرِغَ مِنْهُ" قَالَ: فَفِيمَ الْعَمَلُ؟ قَالَ: "يَا عُمَرُ لَا يُدْرَكُ ذَاكَ إِلَّا بِالْعَمَلِ" قَالَ: إِذًا نَجْتَهِدُ يا رسول الله
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hasan b. halil, ona Hişâm b. Ammâr, ona Enes b. İyâz, ona Evzâî, ona İbn Şihâb, ona Said b. el-Müseyyeb, ona Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Ömer b. Hattâb (ra) 'Ya Rasulullah, yapıp ettiklerimiz (şu anda mı) yaratılıyor yoksa önceden takdir mi edilmiştir?' dedi. Hz Peygamber (sav), "Her şey önceden takdir edilmiştir." buyurdu. Hz. Ömer 'o halde niçin amel ediliyor ki' dedi. Hz. Peygamber (sav) "Ya Ömer bu durum yalnızca amelle idrak edilebilir." buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer 'öyleyse daha çok gayret edelim Ya Rasulalah' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, İlim 108, 1/312
Senetler:
()
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209771, İHS000334
Hadis:
334 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ الْجُمَحِيُّ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ الْعَبْدِيُّ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ سُلَيْمَانَ الْأَعْمَشِ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ: أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، كَانَ فِي جِنَازَةٍ فَأَخَذَ عُودًا، فَجَعَلَ يَنْكُتُ بِهِ فِي الْأَرْضِ، فقَالَ: "مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا وَقَدْ كُتِبَ مَقْعَدُهُ مِنَ النَّارِ وَمَقْعَدُهُ مِنَ الْجَنَّةِ"، فقَال رَجُلٌ: أَلَا نَتَّكِلُ؟، فقَالَ: "اعْمَلُوا فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ" ثُمَّ قَرَأَ: {فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى، وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى} [الليل: 6]
Tercemesi:
Bize Fadl b. Hubâb el-Cühamî, ona Muhammed b. Kesîr el-Abdî, ona Şu'be, ona Süleyman el-A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebû Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali'nin anlattığına göre Hz Peygamber (sav) bir cenaze (merasiminde) iken eline bir çubuk aldı onunla yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu:
"İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine bir adam: Buna dayanıp, güvenemez miyiz? (yani bizim amel etmemize ne gerek var) dedi. Hz. Peygamber (sav):
"Sizler amel edin. Çünkü herkes için (takdir edilen) kolaylaştırılır" buyurdu. Sonra da 'Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz.'(Leyl suresi, 92/ 5-7) ayetlerini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 334, 2/45
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209772, İHS000335
Hadis:
335 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُمَرَ بْنِ يُوسُفَ، حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنِ الْأَعْمَشِ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، أَنَّهُ كَانَ فِي جِنَازَةٍ، فَأَخَذَ عُودًا يَنْكُتُ فِي الْأَرْضِ، فقَالَ: "مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا كُتِبَ مَقْعَدُهُ مِنَ الْجَنَّةِ، أَوْ مِنَ النَّارِ" فَقَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَفَلَا نَتَّكِلُ؟، قَالَ: "اعْمَلُوا، كُلٌّ مُيَسَّرٌ، {فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى، وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى، وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى} [الليل: 6]»
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Amr b. Yusuf, ona Bişr b. Halid, ona Muhamed b. Cafer, ona Şu'be, ona Süleyman ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebû Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali'nin anlattığına göre Hz Peygamber (sav) bir cenaze (merasiminde) iken eline bir çubuk aldı onunla yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu:
"İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Buna dayanıp, güvenemez miyiz? (yani bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav):
"Sizler amel edin. Çünkü herkes için (takdir edilen) kolaylaştırılır" buyurdu. Sonra da Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz".(Leyl suresi, 92/ 5-7) ayetlerini okudu".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 335, 2/47
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209775, İHS000338
Hadis:
338 - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ سُلَيْمَانَ الْمُعَدِّلُ بِالْفُسْطَاطِ، حَدَّثَنَا الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَخْبَرَنِي مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ، عَنْ رَاشِدِ بْنِ سَعْدٍ، حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ قَتَادَةَ السُّلَمِيُّ، وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، يَقُولُ: "خَلَقَ اللَّهُ آدَمَ، ثُمَّ أَخَذَ الْخَلْقَ مِنْ ظَهْرِهِ، فقَالَ: هَؤُلَاءِ فِي الْجَنَّةِ وَلَا أُبَالِي، وَهَؤُلَاءِ فِي النَّارِ وَلَا أُبَالِي"، قَالَ قَائِلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، فَعَلَى مَاذَا نَعْمَلُ؟، قَالَ: «عَلَى مَوَاقِعِ الْقَدَرِ».
Tercemesi:
Bize Ali b. Hüseyin b. Süleyman, ona Haris b. Miskin, ona İbn Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Raşid b. Sa'd, ona Allah Resulünün ashabından Abdurrahman b. Katâde es-Sülemî'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah ademi yarattı, sonra yaratmaya onun sırtından başladı. Şunlar cennettedir ve ben buna aldırış etmem. Şunlar da cehennemdedir ben buna da aldırış etmem." Bir kişi dedi ki, Ya Resulalah o halde neye göre amel ediyoruz? Hz. peygamber şöyle buyurdu: "Kaderde belirlenen yere göre"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 338, 2/50
Senetler:
1. Abdurrahman b. Katade es-Sülemî (Abdurrahman b. Katade)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8836, B001127
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ قَالَ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنٍ أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِىٍّ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم طَرَقَهُ وَفَاطِمَةَ بِنْتَ النَّبِىِّ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - لَيْلَةً فَقَالَ: " أَلاَ تُصَلِّيَانِ" . فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَنْفُسُنَا بِيَدِ اللَّهِ ، فَإِذَا شَاءَ أَنْ يَبْعَثَنَا بَعَثَنَا فَانْصَرَفَ حِينَ قُلْنَا ذَلِكَ وَلَمْ يَرْجِعْ إِلَىَّ شَيْئًا . ثُمَّ سَمِعْتُهُ وَهْوَ مُوَلٍّ يَضْرِبُ فَخِذَهُ وَهْوَ يَقُولُ : "وَكَانَ الإِنْسَانُ أَكْثَرَ شَىْءٍ جَدَلاً"
Tercemesi:
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali, ona Ali b. Ebu Tâlib (ra) şöyle söylemiştir:
Rasulullah (sav) (bir gece) kızı Fatıma’nın kapısını çalarak "Namaz kılmıyor musunuz" diye seslendi. Ali dedi ki: ‘Ey Allah’ın Rasulü, canlarımız Allah’ın elindedir, o bizi uyandırmak isterse uyandırır.’ Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana hiçbir cevap vermeden ayrılıp gitti. Sonra arkasını dönüp giderken dizine vurarak "Gerçekten insan tartışmaya çok düşkündür." (Kehf 18/54) buyurduğunu işittim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teheccüd 5, 1/410
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
6. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Namaz, Teheccüt namazı
Sahabe, kader ve kaza anlayışları