Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî imlâ yoluyla, ona Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî hicrî 340 yılında Mekke’de Mescid-i Haram’da, ona el-Abbas b. Abdullah et-Terkufî, ona Ebû Müshir Abdul’a’lâ b. Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Zerr el-Ğifârî (ra), ona da Rasûlullah (sav) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Ben zulmü kendime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Dolayısıyla birbirinize zulmetmeyin!
Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hatâ edersiniz, ben de bütün günahları bağışlarım; ve aldırmam. Dolayısıylal benden mağfiret isteyin ki, sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız; benden rızık isteyin ki, size rızık vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; benden sizi giydirmemi isteyin ki, giyecek vereyim.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en müttakî olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümde hiçbir şeyi ziyadeleştirmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en günahkâr olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümden hiçbir şeyi eksiltmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, bir meydanda toplanıp benden istekte bulunsanız ve ben de herkese istediği her şeyi tek tek versem, bu, benim mülkümden ancak bir iğnenin denize batırılıp (çıkarıldığı) zaman o denizde meydana getirdiği eksiklik kadar bir noksanlık doğurur.
Ey kullarım! Şu sizin amellerinizi ben sizin için saklıyorum, dolayısıyla kim hayır bulursa, Allah’a hamd etsin! Hayırdan başka bir şeyle karşılaşan da, kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın!"
[Bunu Müslimes-Sahîh’de Ebû Bekir b. İshak es-Sağânî vasıtasıyla Ebû Müshir’den rivâyet etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148438, BS011614
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ الأَصْبَهَانِىُّ إِمْلاَءً حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ : أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ زِيَادٍ الْبَصْرِىُّ بِمَكَّةَ فِى الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ سَنَةَ أَرْبَعِينَ وَثَلاَثِمِائَةٍ حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ التَّرْقُفِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُسْهِرٍ : عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ مُسْهِرٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىِّ عَنْ أَبِى ذَرٍّ الْغِفَارِىِّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَنَّهُ قَالَ :
" إِنِّى حَرَّمْتُ الظُّلْمَ عَلَى نَفْسِى وَجَعَلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّمًا فَلاَ تَظَالَمُوا يَا عِبَادِى إِنَّكُمُ الَّذِينَ تُخْطِئُونَ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَأَنَا الَّذِى أَغْفِرُ الذُّنُوبَ وَلاَ أُبَالِى فَاسْتَغْفِرُونِى أَغْفِرْ لَكُمْ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ جَائِعٌ إِلاَّ مَنْ أَطْعَمْتُ فَاسْتَطْعِمُونِى أُطْعِمْكُمْ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ عَارٍ إِلاَّ مَنْ كَسَوْتُهُ فَاسْتَكْسُونِى أَكْسُكُمْ يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلَى أَتْقَى قَلْبِ رَجُلٍ مِنْكُمْ لَمْ يَزِدْ ذَلِكَ فِى مُلْكِى شَيْئًا يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلَى أَفْجَرِ قَلْبِ رَجُلٍ مِنْكُمْ لَمْ يَنْقُصْ ذَلِكَ مِنْ مُلْكِى شَيْئًا يَا عِبَادِى لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ اجْتَمَعُوا فِى صَعِيدٍ وَاحِدٍ فَسَأَلُونِى ثُمَّ أَعْطَيْتُ كُلَّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ مَا سَأَلَ لَمْ يَنْقُصْ ذَلِكَ مِنْ مُلْكِى شَيْئًا إِلاَّ كَمَا يَنْقُصُ الْبَحْرُ يُغْمَسَ فِيهِ الْمِخْيَطُ غَمْسَةً وَاحِدَةً يَا عِبَادِى إِنَّمَا هِىَ أَعْمَالُكُمْ أَحْفَظُهَا عَلَيْكُمْ فَمَنْ وَجَدَ خَيْرًا فَلْيَحْمَدِ اللَّهَ وَمَنْ وَجَدَ غَيْرَ ذَلِكَ فَلاَ يَلُومَنَّ إِلاَّ نَفْسَهُ ".
[ رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ إِسْحَاقَ الصَّغَانِىِّ عَنْ أَبِى مُسْهِرٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî imlâ yoluyla, ona Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî hicrî 340 yılında Mekke’de Mescid-i Haram’da, ona el-Abbas b. Abdullah et-Terkufî, ona Ebû Müshir Abdul’a’lâ b. Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Zerr el-Ğifârî (ra), ona da Rasûlullah (sav) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Ben zulmü kendime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Dolayısıyla birbirinize zulmetmeyin!
Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hatâ edersiniz, ben de bütün günahları bağışlarım; ve aldırmam. Dolayısıylal benden mağfiret isteyin ki, sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Benim doyurduklarım dışında hepiniz açsınız; benden rızık isteyin ki, size rızık vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; benden sizi giydirmemi isteyin ki, giyecek vereyim.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en müttakî olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümde hiçbir şeyi ziyadeleştirmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, sizden en günahkâr olan birinin kalbi gibi olsanız bile, bu benim mülkümden hiçbir şeyi eksiltmez.
Ey kullarım! Şayet sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insiniz ve cinniniz, bir meydanda toplanıp benden istekte bulunsanız ve ben de herkese istediği her şeyi tek tek versem, bu, benim mülkümden ancak bir iğnenin denize batırılıp (çıkarıldığı) zaman o denizde meydana getirdiği eksiklik kadar bir noksanlık doğurur.
Ey kullarım! Şu sizin amellerinizi ben sizin için saklıyorum, dolayısıyla kim hayır bulursa, Allah’a hamd etsin! Hayırdan başka bir şeyle karşılaşan da, kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın!"
[Bunu Müslimes-Sahîh’de Ebû Bekir b. İshak es-Sağânî vasıtasıyla Ebû Müshir’den rivâyet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11614, 12/39
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Rabi'a b. Yezid el-İyadî (Rabi'a b. Yezid el-İyadî)
4. Said b. Abdülaziz et-Tennuhi (Said b. Abdülaziz b. Ebu Yahya)
5. Ebu Müshir Abdula'la b. Müshir el-Ğassani (Abdula'la b. Müshir b. Abdula'la)
6. Abbas b. Abdullah et-Terkufî (Abbas b. Abdullah b. Ezdaz)
7. Ebu Saîd Ahmed b. Muhammed el-Anezî (Ahmed b. Muhammed b. Ziyad b. Bişr)
8. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Esbehânî (Abdullah b. Yusuf b. Ahmed b. Bâmûye)
Konular:
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Haklar, haklara saygı
Kader, kader-amel ilişkisi
Teşvik edilenler, Zulme mani olmak
Tevbe, istiğfar, bağışlanma dilemek
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن الأعمش قال سمعت سعد بن عبيدة يحدث عن أبي عبد الرحمن السلمي عن علي رضي الله عنه قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم في جنازة فأخذ شيئا فجعل ينكت به في الأرض فقال: "ما منكم من أحد إلا قد كتب مقعده من النار ومقعده من الجنة" قالوا: يا رسول الله أفلا نتكل على كتابنا وندع العمل قال: "اعملوا فكل ميسر لما خلق له قال أما من كان من أهل السعادة فسييسر لعمل السعادة وأما من كان من أهل الشقاوة فسييسر لعمل الشقاوة ثم قرأ فأما من أعطى واتقى وصدق بالحسنى الآية"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165599, EM000903
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن الأعمش قال سمعت سعد بن عبيدة يحدث عن أبي عبد الرحمن السلمي عن علي رضي الله عنه قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم في جنازة فأخذ شيئا فجعل ينكت به في الأرض فقال: "ما منكم من أحد إلا قد كتب مقعده من النار ومقعده من الجنة" قالوا: يا رسول الله أفلا نتكل على كتابنا وندع العمل قال: "اعملوا فكل ميسر لما خلق له قال أما من كان من أهل السعادة فسييسر لعمل السعادة وأما من كان من أهل الشقاوة فسييسر لعمل الشقاوة ثم قرأ فأما من أعطى واتقى وصدق بالحسنى الآية"
Tercemesi:
Bize Âdem, ona Şu'be, ona A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir cenazede iken eline bir şey aldı, yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu:
"İstisnasız hepinizin cennet ya da cehennemdeki yeri (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine kendisine dediler ki: 'Ya Rasulallah! Öyle ise kitabımıza dayanıp, güvenerek amel etmeyi bırakalım mı?' Hz. Peygamber (sav) "Hayır, sizler amel edip çalışın. Herkes niçin yaratıldıysa, o kendisine kolaylaştırılmıştır. Cennet ehlinden olanlara cennetliklerin ameli; cehennem ehlinden olanlara cehennemliklerin ameli kolaylaştırılır." buyurdu ve 'Artık kim cömert davranır, günah işlemekten sakınırsa; bunların güzel karşılığına da inanırsa; biz onu işin kolayına yönlendiririz. Ama kim cimrilik eder, kendisiyle yetinirse; güzel karşılığı da yalan sayarsa; biz onu zora sokarız.'Leyl suresi, 92/ 5-10 ayetlerini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 903, /697
Senetler:
()
Konular:
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232247, İHS002953
Hadis:
2953 - أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ سِنَانٍ، قَالَ: أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِي بَكْرٍ، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ نَوْفَلٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ خَرَجَ إِلَى الشَّامِ، حَتَّى إِذَا كَانَ بِسَرْغَ، لَقِيَهُ أُمَرَاءُ الْأَجْنَادِ أَبُو عُبَيْدَةُ بْنُ الْجَرَّاحِ وَأَصْحَابُهُ، فَأَخْبَرُوهُ أَنَّ الْوَبَاءَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ، قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ: فَقَالَ عُمَرُ: ادْعُ لِيَ الْمُهَاجِرِينَ الْأَوْلِينَ، فَدَعَوْتُهُمْ، فَاسْتَشَارَهُمْ وَأَخْبَرَهُمْ أَنَّ الْوَبَاءَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ فَاخْتَلَفُوا، فَقَالَ بَعْضُهُمْ: خَرَجْتَ لِأَمْرٍ فَلَا نَرَى أَنْ تَرْجِعَ عَنْهُ، وَقَالَ بَعْضُهُمْ: مَعَكَ بَقِيَّةُ النَّاسِ وَأَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَلَا نَرَى أَنْ تُقْدِمَهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَاءِ، فَقَالَ: ارْتَفِعُوا عَنِّي، ثُمَّ قَالَ: ادْعُ لِيَ الْأَنْصَارَ فَدَعَوْتُهُمْ، فَاسْتَشَارَهُمْ فَسَلَكُوا سَبِيلَ الْمُهَاجِرِينَ وَاخْتَلَفُوا كَاخْتِلَافِهِمْ، فَقَالَ: ارْتَفِعُوا عَنِّي، ثُمَّ قَالَ: ادْعُ لِي مَنْ كَانَ هَاهُنَا مِنْ مَشْيَخَةِ قُرَيْشٍ مِنْ مُهَاجِرَةِ الْفَتْحِ، فَدَعَوْتُهُمْ، فَلَمْ يَخْتَلِفْ عَلَيْهِ رَجُلَانِ، وَقَالُوا: نَرَى أَنْ تَرْجِعَ بِالنَّاسِ وَلَا تُقْدِمَهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَاءِ، فَنَادَى عُمَرُ فِي النَّاسِ إِنِّي مُصْبِحٌ عَلَى ظَهْرٍ، فَأَصْبِحُوا عَلَيْهِ، فَقَالَ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ: أَفِرَارًا مِنْ قَدْرِ اللَّهِ؟ فَقَالَ عُمَرُ: لَوْ غَيْرُكَ قَالَهَا يَا أَبَا عُبَيْدَةَ وَكَانَ عُمَرُ يَكْرَهُ خِلَافَهُ نَفِرُ مِنْ قَدَرِ اللَّهِ إِلَى قَدَرِ اللَّهِ، أَرَأَيْتَ لَوْ كَانَ لَكَ إِبِلٌ فَهَبَطَتْ وَادِيًا لَهُ عُدْوَتَانِ إِحْدَاهُمَا خِصِبَةٌ، وَالْأُخْرَى جَدْبَةٌ، أَلَيْسَ إِنْ رَعَيْتَ الْخِصْبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ، وَإِنْ رَعَيْتَ الْجَدْبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ، قَالَ: نَعَمْ.
قَالَ: فَجَاءَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ، وَكَانَ مُتَغَيِّبًا فِي بَعْضِ حَاجَتِهِ، فَقَالَ: إِنَّ عِنْدِي مِنْ هَذَا عِلْمًا، سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: "إِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ فَلَا تَقْدُمُوا عَلَيْهِ، وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلَا تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ" قَالَ: فَحَمِدَ اللَّهَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ ثُمَّ انْصَرَفَ
Tercemesi:
Bize Ömer b. Said b. Sinan, ona Ahmed b. Ebubekir, ona Mâlik, ona İbn Şİhâb, ona Abdülhumeyd b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattâb, ona Abdullah b. Abdullah b. Haris b. Nevfel, ona İbn abbas'ın söylediğine göre Ömer b. Hattab (ra), Şam'a doğru yola çıktı. Nihayet Serğ denilen yere gelince kendisini Ecnadlılar yani Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra) ve arkadaşları karşıladı ve ona Şam'da veba çıktığını haber verdiler. Bunun üzerine Ömer (ra); 'Bana ilk muhacirleri çağır.' dedi. Ben de hemen onları çağırdım. Ömer (ra), onlarla istişare etti. Onlara Şam'da veba çıktığını söyledi. Onlar da bu konuda (Şam'a girip girmeme konusunda) ihtilafa düştüler. Bazıları; 'Önemli bir iş için yola çıktın. Bundan vaz geçmeni uygun görmüyoruz.' dediler. Bazıları da; 'Beraberinde diğer insanlar ve Rasulullah'ın (sav) ashabı var. Onları bu vebaya götürmeni uygun bulmuyoruz.' dediler. Ardından; 'Bana ensarı çağır.' dedi. Ben de kendisine onları çağırdım. Ömer (ra) onlarla istişare etti. Onlar da muhacirler gibi davrandılar; onların ihtilafa düştükleri gibi ihtilafa düştüler. Ömer ‘Gidebilirsiniz.' dedi. Sonra; 'Bana burada bulunan fetih yılında hicret etmiş olan Kureyşli ihtiyarları çağır.' dedi. Ben de onları çağırdım. Onlardan hiç kimse ihtilaf etmedi. Dediler ki; 'İnsanları geri döndürmenin ve bu vebaya götürmemenin uygun olacağını düşünüyoruz.' Bunun ardından Ömer (ra) insanlar arasında; 'Ben sabaha bir bineğin sırtına binmiş olacağım. Siz de sabaha bir bineğin sırtında olun.’ diye seslendi. Bunun üzerine Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra); 'Allah'ın kaderinden kaçmak için mi?!' dedi. Ömer (ra); 'Eğer senden başkası bu sözü söyleseydi ey Ebu Ubeyde! (Ona tavrım çok daha farklı olurdu!') dedi. Nitekim Ömer (ra) kendisine muhalefet edilmesinden hoşlanmazdı. Ömer (ra) sözlerini şöyle sürdürdü: 'Evet, Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin? Senin bir takım develerin olsaydı da biri verimli diğeri kurak iki yakası olan bir vadiye inseydin, verimli olanda develerini otlattığında Allah'ın takdiriyle otlatmış, kurak olanda otlattığında da yine Allah'ın takdiriyle otlatmış olmaz mıydın?' Derken Abdurrahman b. Avf (ra) geldi. Bazı ihtiyaçları için ortadan kaybolmuştu. Dedi ki: 'Bu konuda bende bir bilgi var. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Bir yerde veba olduğunu duyduğunuz zaman oraya gitmeyin. Sizin de içerisinde bulunduğunuz bir yerde veba vaki olduğunda da vebadan kaçmak için oradan çıkmayın." Bunun üzerine Ömer (ra), Allah'a hamd etti ve oradan ayrıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Kitabu'l-cenâiz ve mâ yete'allaku bihâ mukaddemen 2953, 7/218
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209783, İHS000346
Hadis:
346 - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْحَسَنِ بْنِ الْمِنْهَالِ ابْنِ أَخِي الْحَجَّاجِ بْنِ الْمِنْهَالِ، حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبَانَ الْقُرَشِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: "إِنَّ الرَّجُلَ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ، وَإِنَّهُ لَمِنْ أَهْلِ النَّارِ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ وَإِنَّهُ لَمِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ"
Tercemesi:
Bize Haccâc b. Minhâl'in kardeşinin oğlu Süleyman b. Hasan b. Minhâl, ona Ahmed b. Ebân el-Kureşî, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona Hz. Aişe'nin söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir adam cennet ehlinin amelini yapar durur (derken) cehennemliklerden oluverir. Bir adam da cehennem ehlinin amelini yapar durur (derken) cennetliklerden oluverir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 346, 2/57
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
235975, İHS004191
Hadis:
4191 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ بْنُ كَثِيرٍ، عَنْ شُعْبَةَ، قَالَ: أَخْبَرَنِي أَبُو إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي الْوَدَّاكِ، قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ يَقُولُ: أَصَبْنَا سَبْيًا يَوْمَ خَيْبَرَ فَكُنَّا نُرِيدُ الْفِدَاءَ فَسَأَلْنَا النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الْعَزْلِ فَقَالَ: "لَا عَلَيْكُمْ أَنْ لَا تَفْعَلُوا ذَلِكُمْ فَإِنَّمَا هُوَ الْقَدْرُ"
اسْمُ أَبِي الْوَدَّاكِ: جَبْرُ بْنُ نَوْفٍ قَالَهُ الشَّيْخُ
Tercemesi:
Bize Fadl b. Hubâb, ona Ebu Velid b. Kesîr, ona Ebu İshak, ona Ebu Veddâk, ona Ebu Said el-Hudrî şöyle söylemiştir: Biz Hayber günü bazı kızları esir aldık. Fidye istiyorduk. Hz. Peygamber'e (sav) azil yapmayı sorduk. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bunu yapmadığınızda da bir sorun olmaz. Bu ancak bir kaderdir."
Ebu Veddâk'in ismi Cebr b. Nevf'tir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Nikah 4191, 9/502
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular:
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
239221, İHS005721
Hadis:
5721 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ بْنِ خُزَيْمَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ ابْنِ عَجْلَانَ، عَنِ الْأَعْرَجِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، يَبْلُغُ بِهِ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: "الْمُؤْمِنُ الْقَوِيُّ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِ الضَّعِيفِ، وَكُلٌّ عَلَى خَيْرٍ، احْرِصْ عَلَى مَا يَنْفَعُكَ وَلَا تَعْجِزْ، فَإِنْ غَلَبَكَ شَيْءٌ، فَقُلْ: قَدَرُ اللَّهِ وَمَا شَاءَ، وَإِيَّاكَ وَاللَّوَّ، فَإِنَّ اللَّوَّ تَفْتَحُ عَمَلَ الشَّيْطَانِ"
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İshak b. Huzeyme, ona Hüseyin b. Hureys, ona Süfyân b. Uyeyne, ona İbn Aclân, ona A'rec, ona da Ebu Hüreyre merfu olarak Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Güçlü mümin, Allah katında zayıf müminden daha sevimlidir. Ancak hepsinde hayır vardır. Sana faydalı olan şeyi elde etmeye çalış ve acziyet gösterme! Başaramazsan Allah'ın takdiri! Allah dilediğini yapmıştır!' de. Şöyle şöyle yapsaydım demekten sakın. Keşke diyerek hayıflanmak şeytanın ameline kapı aralar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Hazr ve'l İbâha 5721, 13/28
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Ammar Hüseyin b. Hureys el-Huzaî (Hüseyin b. Hureys b. Hasan b. Sabit)
6. Ebu Bekir ibn Huzeyme es-Sülemî (Muhammed b. İshak b. Huzeyme b. Muğîra b. Salih b. Bekir)
Konular:
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
208694, İHS000108
Hadis:
108 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحَسَنِ بْنِ خَلِيلٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ عِيَاضٍ حَدَّثَنَا الأوزاعي عن بن شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ الله تعالى عَنْهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَعْمَلُ فِي شَيْءٍ نَأْتَنِفُهُ أَمْ فِي شَيْءٍ قَدْ فُرِغَ مِنْهُ قَالَ: "بَلْ فِي شَيْءٍ قَدْ فُرِغَ مِنْهُ" قَالَ: فَفِيمَ الْعَمَلُ؟ قَالَ: "يَا عُمَرُ لَا يُدْرَكُ ذَاكَ إِلَّا بِالْعَمَلِ" قَالَ: إِذًا نَجْتَهِدُ يا رسول الله
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hasan b. halil, ona Hişâm b. Ammâr, ona Enes b. İyâz, ona Evzâî, ona İbn Şihâb, ona Said b. el-Müseyyeb, ona Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Ömer b. Hattâb (ra) 'Ya Rasulullah, yapıp ettiklerimiz (şu anda mı) yaratılıyor yoksa önceden takdir mi edilmiştir?' dedi. Hz Peygamber (sav), "Her şey önceden takdir edilmiştir." buyurdu. Hz. Ömer 'o halde niçin amel ediliyor ki' dedi. Hz. Peygamber (sav) "Ya Ömer bu durum yalnızca amelle idrak edilebilir." buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer 'öyleyse daha çok gayret edelim Ya Rasulalah' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, İlim 108, 1/312
Senetler:
()
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209771, İHS000334
Hadis:
334 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ الْجُمَحِيُّ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ الْعَبْدِيُّ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ سُلَيْمَانَ الْأَعْمَشِ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ: أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، كَانَ فِي جِنَازَةٍ فَأَخَذَ عُودًا، فَجَعَلَ يَنْكُتُ بِهِ فِي الْأَرْضِ، فقَالَ: "مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا وَقَدْ كُتِبَ مَقْعَدُهُ مِنَ النَّارِ وَمَقْعَدُهُ مِنَ الْجَنَّةِ"، فقَال رَجُلٌ: أَلَا نَتَّكِلُ؟، فقَالَ: "اعْمَلُوا فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ" ثُمَّ قَرَأَ: {فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى، وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى} [الليل: 6]
Tercemesi:
Bize Fadl b. Hubâb el-Cühamî, ona Muhammed b. Kesîr el-Abdî, ona Şu'be, ona Süleyman el-A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebû Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali'nin anlattığına göre Hz Peygamber (sav) bir cenaze (merasiminde) iken eline bir çubuk aldı onunla yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu:
"İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine bir adam: Buna dayanıp, güvenemez miyiz? (yani bizim amel etmemize ne gerek var) dedi. Hz. Peygamber (sav):
"Sizler amel edin. Çünkü herkes için (takdir edilen) kolaylaştırılır" buyurdu. Sonra da 'Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz.'(Leyl suresi, 92/ 5-7) ayetlerini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 334, 2/45
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209775, İHS000338
Hadis:
338 - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ سُلَيْمَانَ الْمُعَدِّلُ بِالْفُسْطَاطِ، حَدَّثَنَا الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَخْبَرَنِي مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ، عَنْ رَاشِدِ بْنِ سَعْدٍ، حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ قَتَادَةَ السُّلَمِيُّ، وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، يَقُولُ: "خَلَقَ اللَّهُ آدَمَ، ثُمَّ أَخَذَ الْخَلْقَ مِنْ ظَهْرِهِ، فقَالَ: هَؤُلَاءِ فِي الْجَنَّةِ وَلَا أُبَالِي، وَهَؤُلَاءِ فِي النَّارِ وَلَا أُبَالِي"، قَالَ قَائِلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، فَعَلَى مَاذَا نَعْمَلُ؟، قَالَ: «عَلَى مَوَاقِعِ الْقَدَرِ».
Tercemesi:
Bize Ali b. Hüseyin b. Süleyman, ona Haris b. Miskin, ona İbn Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Raşid b. Sa'd, ona Allah Resulünün ashabından Abdurrahman b. Katâde es-Sülemî'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah ademi yarattı, sonra yaratmaya onun sırtından başladı. Şunlar cennettedir ve ben buna aldırış etmem. Şunlar da cehennemdedir ben buna da aldırış etmem." Bir kişi dedi ki, Ya Resulalah o halde neye göre amel ediyoruz? Hz. peygamber şöyle buyurdu: "Kaderde belirlenen yere göre"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 338, 2/50
Senetler:
1. Abdurrahman b. Katade es-Sülemî (Abdurrahman b. Katade)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209772, İHS000335
Hadis:
335 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُمَرَ بْنِ يُوسُفَ، حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنِ الْأَعْمَشِ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، أَنَّهُ كَانَ فِي جِنَازَةٍ، فَأَخَذَ عُودًا يَنْكُتُ فِي الْأَرْضِ، فقَالَ: "مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا كُتِبَ مَقْعَدُهُ مِنَ الْجَنَّةِ، أَوْ مِنَ النَّارِ" فَقَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَفَلَا نَتَّكِلُ؟، قَالَ: "اعْمَلُوا، كُلٌّ مُيَسَّرٌ، {فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى، وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى، وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى، فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى} [الليل: 6]»
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Amr b. Yusuf, ona Bişr b. Halid, ona Muhamed b. Cafer, ona Şu'be, ona Süleyman ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebû Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali'nin anlattığına göre Hz Peygamber (sav) bir cenaze (merasiminde) iken eline bir çubuk aldı onunla yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu:
"İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Buna dayanıp, güvenemez miyiz? (yani bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav):
"Sizler amel edin. Çünkü herkes için (takdir edilen) kolaylaştırılır" buyurdu. Sonra da Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz".(Leyl suresi, 92/ 5-7) ayetlerini okudu".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 335, 2/47
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları