216 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Muhammed b. Abdülaziz b. Ebu Rizme, onlara Abdullah b. İdris, ona İbn İshak, ona Yahya b. Abbad b. Abdullah b. ez-Zübeyri, ona babası, ona da Ebu Bekir'in kızı Esma'nın şöyle dediğini rivayet etti: Haccetmek üzere Rasulullah (sav) ile çıktık. Nihayet el-Arc denilen yere vardığımızda Rasulullah da (sav) konakladı, biz de konakladık. Aişe (r.anha) Rasulullah'ın (sav) yanında oturdu, ben de babamın yanında oturdum. Ebu Bekir'in ve Rasulullah'ın (sav) ortaklaşa kullandıkları bir tek yük hayvanı vardı ve bu hayvan da Ebu Bekir'in hizmetçisinin yanında bulunuyordu. Ebu Bekir oturup, onun yanına çıkıp gelmesini beklemeye başladı. O hizmetçi, devesi yanında bulunmadığı halde çıkageldi. Ebu Bekir: Deven nerede? dedi. Hizmetçisi: Onu dün kaybetmiştim, dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir: Bir tek deveyi kaybediyorsun (bir deveye sahip çıkamıyorsun) öyle mi? deyip onu dövmeye başladı. Rasulullah da (sav) tebessüm ederek ona bakıyor ve "şu ihramlının yaptığına bir bakın" buyuruyordu. [İbn Ebu Rizme dedi ki: Rasulullah (sav) gülümseyerek: "Şu ihramlıya bakın" demekten başka bir şey yapmadı.]
Bize Ahmed b. Hanbel ve Muhammed b. Abdülaziz b. Ebu Rizme, onlara Abdullah b. İdris, ona İbn İshak, ona Yahya b. Abbad b. Abdullah b. ez-Zübeyri, ona babası, ona da Ebu Bekir'in kızı Esma'nın şöyle dediğini rivayet etti: Haccetmek üzere Rasulullah (sav) ile çıktık. Nihayet el-Arc denilen yere vardığımızda Rasulullah da (sav) konakladı, biz de konakladık. Aişe (r.anha) Rasulullah'ın (sav) yanında oturdu, ben de babamın yanında oturdum. Ebu Bekir'in ve Rasulullah'ın (sav) ortaklaşa kullandıkları bir tek yük hayvanı vardı ve bu hayvan da Ebu Bekir'in hizmetçisinin yanında bulunuyordu. Ebu Bekir oturup, onun yanına çıkıp gelmesini beklemeye başladı. O hizmetçi, devesi yanında bulunmadığı halde çıkageldi. Ebu Bekir: Deven nerede? dedi. Hizmetçisi: Onu dün kaybetmiştim, dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir: Bir tek deveyi kaybediyorsun (bir deveye sahip çıkamıyorsun) öyle mi? deyip onu dövmeye başladı. Rasulullah da (sav) tebessüm ederek ona bakıyor ve "şu ihramlının yaptığına bir bakın" buyuruyordu. [İbn Ebu Rizme dedi ki: Rasulullah (sav) gülümseyerek: "Şu ihramlıya bakın" demekten başka bir şey yapmadı.]
Bize Amr en-Nakıd ve Hasan el-Hulvani ve Abd b. Humeyd, ona Yakub -Adı İbn İbrahim b. Sa'd'dır- ona babası, ona Salih, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik şunu anlatmıştır: "Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber'in (sav) vefatı ile sonuçlanan hastalığında onlara namaz kıldırıyordu. Pazartesi günü olunca cemaat saflar halinde namazda iken Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak ayakta bize baktı. Mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi pırıl pırıl ve güzeldi. Sonra Rasulullah (sav) gülerek tebessüm etti. Biz namazda iken Rasulullah'ın (sav) çıkmasına sevincimizden şaşırdık. Hz. Ebu Bekir ilk safa ulaşacak şekilde geri çekildi. Zira Rasulullah'ın (sav) namaz için çıktığını zannetmişti. Peygamber (sav) cemaate namazınızı tamamlayın diye işaret etti. Rasulullah (sav) sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Allah Rasulü (sav) işte o gün vefat etti."
Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Enes rivayet etti: "Rasulullah'ı (sav) son görüşüm, Pazartesi günü (vefat ettiği gün) perdeyi açtığı zamandır, diyerek kıssayı anlatmıştır." Salih'in hadisi daha noksansız ve daha kapsamlıdır: [(Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber’in (sav) vefatı ile sonuçlanan hastalığında onlara namaz kıldırıyordu. Pazartesi günü olunca cemaat saflar halinde namazda iken Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak ayakta bize baktı. Mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi pırıl pırıl ve güzeldi. Sonra Rasulullah (sav) gülerek tebessüm etti. Biz namazda iken Rasulullah'ın (sav) çıkmasına sevincimizden şaşırdık. Hz. Ebu Bekir ilk safa ulaşacak şekilde geri çekildi. Zira Rasulullah'ın (sav) namaz için çıktığını zannetmişti. Peygamber (sav) cemaate namazınızı tamamlayın diye işaret etti. Rasulullah (sav) sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Allah Rasulü (sav) işte o gün vefat etti.)]
Bize Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd o ikisine Abdürrrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî Enes b. Malik'in şöyle dediğini haber vermiştir: "Pazartesi günü olunca..." diyerek diğer ikisinin hadisinin aynısını zikretmiştir: [(Hz. Ebu Bekir (ra) Peygamber'in (sav) vefatı ile sonuçlanan hastalığında bize namaz kıldırıyordu. Pazartesi günü olunca cemaat saflar halinde namazda iken Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak ayakta bize baktı. Mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi (pırıl pırıl ve güzel) idi. Sonra Rasulullah (sav) gülerek tebessüm etti. Enes (ra) şöyle devam etti: Biz namazda iken Rasulullah'ın (sav) çıkmasına sevincimizden şaşırdık. Ebu Bekir (Peygamber -sav-) safa ulaşsın diye geri çekildi. Rasulullah’ın (sav) namaz için çıktığını zannetmişti. Peygamber (sav) cemaate namazınızı tamamlayın diye işaret etti. Rasulullah (sav) sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Allah Rasulü (sav) o gün vefat etti.)]
Bize Ahmed b. Abddullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Simak; (T) Bize Yahya b. Yahya - lafız ona aittir-, ona Ebu Hayseme, ona Simak b. Harb şöyle demiştir: "Cabir b. Semüre'ye; sen Rasulullah'ın (sav) sohbetinde bulunur muydun? diye sordum. Cabir; evet, bu çok olurdu. Rasulullah (sav) sabah namazını kıldığı yerden, güneş doğana kadar kalkmaz, güneş doğduğunda kalkardı. Bazen (sahabe) konuşurlar, cahiliye döneminden bahseder ve gülerler, Rasulullah (sav) da tebessüm ederdi dedi."
Bize Musa b. İsmail ve Ka'neb, onlara Süleyman, ona Humeyd - yani İbn Hilal- ona Abdullah b. Muğaffel şöyle demiştir: "Hayber savaşında (dolu) bir yağ tulumu atılmıştı. Gidip onu kucağıma aldım. Sonra bugün bundan kimseye bir şey vermeyeceğim dedim. Arkama dönünce Rasulullah'ın (sav) bana bakıp gülümsediğini gördüm."
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona Enes b. Malik ve bize Yunus b. Ubeyd, ona Sabit, ona Enes (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında Medine halkı kuraklık yaşadı. Bir cuma günü Rasulullah (sav) bize hutbe verirken bir adam ayağa kalktı ve ey Allah'ın Rasulü! At sürüleri helak oldu, davar sürüleri mahvoldu. Allah'a dua etsen de bize yağmur yağdırsa! dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırıp dua etti. Enes (ra) şöyle dedi: Gökyüzü cam gibi parlak idi. Aniden bir rüzgâr esti, bulut oluşturdu. Sonra bulut toplandı. Ardından gökyüzünden bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Çıktık, evlerimize gelene kadar suya bata çıka yürüdük. Sonraki cumaya kadar yağmur aralıksız yağdı. Ertesi cuma aynı adam -veya bir başkası- ayağa kalktı, ey Allah'ın Rasulü! Evler yıkıldı, Allah'a dua etsen de yağmur kesilse! dedi. Rasulullah (sav) gülümsedi, sonra "(Ey Allah'ım,) Üzerimize değil; çevremize yağdır" diye dua etti. Buluta baktım, parçalanarak Medine'nin semasını taç misali kuşattığını gördüm.
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona Enes b. Malik ve bize Yunus b. Ubeyd, ona Sabit, ona Enes (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında Medine halkı kuraklık yaşadı. Bir cuma günü Rasulullah (sav) bize hutbe verirken bir adam ayağa kalktı ve ey Allah'ın Rasulü! At sürüleri helak oldu, davar sürüleri mahvoldu. Allah'a dua etsen de bize yağmur yağdırsa! dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırıp dua etti. Enes (ra) şöyle dedi: Gökyüzü cam gibi parlak idi. Aniden bir rüzgâr esti, bulut oluşturdu. Sonra bulut toplandı. Ardından gökyüzünden bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Çıktık, evlerimize gelene kadar suya bata çıka yürüdük. Sonraki cumaya kadar yağmur aralıksız yağdı. Ertesi cuma aynı adam -veya bir başkası- ayağa kalktı, ey Allah'ın Rasulü! Evler yıkıldı, Allah'a dua etsen de yağmur kesilse! dedi. Rasulullah (sav) gülümsedi, sonra "(Ey Allah'ım,) Üzerimize değil; çevremize yağdır" diye dua etti. Buluta baktım, parçalanarak Medine'nin semasını taç misali kuşattığını gördüm.
Bize Musa b. İsmail ve Ka'neb, onlara Süleyman, ona Humeyd - yani İbn Hilal- ona Abdullah b. Muğaffel şöyle demiştir: "Hayber savaşında (dolu) bir yağ tulumu atılmıştı. Gidip onu kucağıma aldım. Sonra bugün bundan kimseye bir şey vermeyeceğim dedim. Arkama dönünce Rasulullah'ın (sav) bana bakıp gülümsediğini gördüm."