277 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Menî', ona Esbat b. Muhammed, ona eş-Şeybanî, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra), -eş-Şeybanî dedi ki; onu Ata Ebu'l-Hasan es-Süvâî zikretti ve bu rivayeti ancak İbn Abbas'tan rivayet ettiğini söylediğini zannediyorum.- İbn Abbas (ra); "Kadınlara zorla vâris olmanız size helâl değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye onların evlenmelerine de mâni olmayın" (Nisâ, 19), mealindeki ayet şunları söylemiştir: (Cahiliyye döneminde) bir erkek ölünce, onun karısı üzerinde en çok erkeğin akrabası hak ve söz sahibi olurlardı. Kadın hakkında, kadının bizzat kendisinden daha çok hak sahibi idiler. Onlardan biri isterse, o kadınla evlenir veya başkasıyla evlendirirdi. İstemedikleri takdirde de onu evlendirmezlerdi. İşte bu ayet, bu hususta nazil oldu.
Açıklama: Cahiliyet âdetine göre bir erkek ölünce, erkeğin akrabaları, onun karısı üzerinde söz ve hak sahibi olurlardı. Kocası ölen kadının üzerine bir elbise atılır, böylece kimse ona tâlip olamazdı. Elbiseyi atan da, güzelse onunla evlenir, değilse ölünceye kadar evlenmesine mâni olur, ona âdeta bir hapis hayatı yaşatır ve ölünce de mirasına konardı. Kadın, eğer üzerine elbise atılmadan kaçıp âilesine sığınabilirse kurtulurdu. Bazen de evleneceği erkekten alacağı mehri vermesi mukabilinde kadının evlenmesine izin verilirdi. Rivayete göre bu ayet, Kebşe binti Maan’ın kocası Ebû Kays b. el-Eslet ölünce, kocasının oğlunun kendisiyle evlenmek istemesi ve Kebşe’nin de Rasulullah'a (sav) başvurması üzerine nazil olmuştur. Bu ayet, yukarıda anlatılan cahiliyet âdetlerini kaldırmakta ve kadına da bir insan olarak aslî şahsiyetini kazandırmaktadır
Bize Muhammed b. Kudame b. A'yen, ona Ebu Ubeyde el-Haddâd, ona Yunus ve İsrail, ona Ebu İshak, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın (ra) rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Velisiz nikâh olmaz." [Ebû Davud dedi ki: Yunus, Ebu Bürde'den; İsrail'de Ebu İshak vasıtasıyla Ebu Bürde'den rivayet etmiştir.]
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Malik b. Enes, ona Abdullah b. Fadl, ona Nâfi b. Cübeyr b. Mut'im, ona da İbn Abbâs'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Dul kadın evleneceği kimseyi seçme konusunda, velisinden daha hak sahibidir. Bekar kızın da evlilik hususunda izni ve rızası alınır. Onun izin vermesi sükut etmesidir." Tirmîzî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi Şu'be ve Sevrî de Mâlik b. Enes’den rivayet etmişlerdir. Bazı kimseler velisiz nikahın caiz olduğu hakkında bu hadisi delil göstermişlerse de bu hadiste onlara delil olacak bir konu yoktur. Çünkü İbn Abbâs’tan bir çok tarikten "velisiz nikah asla caiz olmaz" şeklinde hadis rivayet edilmiş olup İbn Abbâs da bu hadise göre fetva vererek “velisiz nikah caiz olmaz” demiştir. İlim ehlinin çoğuna göre, Rasulullah'ın (sav)’in, "dul kadın evleneceği kimseyi seçme konusunda, velisinden daha hak sahibidir" buyruğu şu anlama gelmektedir: Velisi, dul kadını, sadece onun talimatı ya da rızası evlendirebilir. Rızası olmadan evlendirirse, Hansâ b. Hızâm hadisinden anlaşılacağı üzere bu nikah geçersiz olur. Dul olan Hansâ'yı babası evlendirmiş, ancak o bunu istememiş Rasulullah (sav) da evliliği iptal etmişti.
Bana Malik, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Kadın, velisinin veya ailesinden söz sahibi olan kimsenin ya da Sultan'ın (yöneticinin) müsaadesi olmadan evlenemez.