309 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Hasan, ona Haccac, ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Saib, ona babası (Saib el-Cumahî) ve Ümmü Abdülmelik b. Ebu Mahzure, onlara da Ebu Mahzure şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), Huneyn’den yola çıkınca, biz de Mekkeli on kişilik bir grupla onları karşılamak için çıkmıştık. Yolda onların namaz için ezan okuduklarını işitince; ezanlarını taklit ederek onlarla alay etmeye başladık. Rasulullah (sav): "Duyduğum kadarıyla şunların arasında ezan okuyan güzel sesli biri var" diyerek bizleri yanına çağırttı. Bizler de sırayla birer birer ezan okuduk, en son ben okudum. Ezanı okuyunca Rasulullah (sav) beni çağırdı, önüne oturttu, başımı okşadı ve bana üç defa dua etti. Sonra da şöyle buyurdu: "Git Kabe’de ezan oku." Ben: 'Ben nasıl okurum, bilmiyorum ki!' dedim. Bunun üzerine bana ezan okumayı şu anda okuduğunuz şekilde öğretti: "Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Haydi kurtuluşa. Namaz uykudan hayırlıdır. Namaz uykudan hayırlıdır." Bunu da sabah namazına eklememi söyledi. Kameti de ikişer defa şöyle okumayı öğretti: "Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Haydi kurtuluşa. Namaz başlamak üzeredir. Namaz başlamak üzeredir. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur." İbn Cüreyc dedi ki: Osman bize bu hadisin tamamını babasından (Saib el-Cumahî) ve Ümmü Abdülmelik b. Ebu Mahzure'den rivayet etmiştir, onlar da Ebu Mahzure'den bizzat duymuşlardır.
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Abdurrahman, ona Süfyân, ona A'meş ve Mansur, onlara da İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezid, Selman'dan rivayet etmiştir. Rivayete göre Selman şöyle demiştir: "Bize Müşriklerden biri, "Görüyorum ki arkadaşınız size her şeyi öğretiyor. Hatta tuvalet ihtiyacını nasıl gidereceğinizi bile öğretiyor" dedi. Selman ise şu cevabı vermiştir: "Evet, öğretti. O (sav), bizden birinin sağ elle taharetlenmesini ve kıbleye karşı tuvalet ihtiyacını gidermesini yasakladı. Tezek ve kemiklerle temizlenmekten de men etti. Üstelik "Hiç biriniz üçten aşağı taşla taharetlenmesin" dedi.
Bize İbrahim b. Hasan ve Yusuf b. Said (hadis Yusuf'un lafızlarıyla rivayet edilmiştir), onlara Haccac, ona İbn Cüreyc, ona da Abdülaziz b. Abdülmelik b. Ebu Mahzure'nin rivayet ettiğine göre Ebu Mahzure'nin gözetiminde yetişen bir yetim olan Abdullah b. Muhayriz şöyle demiştir: Ebu Mahzure beni Şam'a göndermeye hazırlanırken ona şöyle dedim: 'Şam'a gidiyorum ama oradaki insanlar senin nasıl ezan okuduğunu sorduklarında nasıl cevap vereceğim diye endişe ediyorum.' Bunun üzerine Ebu Mahzure şöyle bir hatırasını anlattı: 'Rasulullah (sav) Huneyn savaşından dönerken, ben de bir grupla birlikte Huneyn yolunda ilerliyordum. Yolda Rasulullah (sav) bizimle karşılaşmıştı. Müezzini O’nun yanında namaz için ezan okumaya başlamıştı. Müezzinin sesini işitince, saklandığımız yerden onun okumasıyla alay ederek kendi kendimize onun söylediklerini tekrar etmeye başladık. Rasulullah (sav) sesimizi işitince bizi yanına çağırdı, huzuruna geldik. Bize: "Yüksek sesle okuduğunu duyduğum hanginizdi?' diye sordu. Herkes beni gösterdi, haksız da değillerdi! Bunun üzerine Rasûlullah (sav) onları göndererek beni alıkoydu. Sonra: "Kalk da, ezan oku!" buyurdu. Hemen ayağa kalktım ve Rasulullah (sav) bana ezanı bizzat şöyle öğretti: "Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulu olduğuna şahitlik ederim." Buraya gelince şöyle buyurdu: "Buraları sesini alçaltarak tekrar et (tercî yap)." Sonra şöyle devam et dedi: Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Haydi kurtuluşa. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur." Ezanı okuduktan sonra beni çağırdı ve içinde bir miktar gümüş olan bir kese verdi. Ben de: “Ey Allah’ın Rasulü! Emredin de Mekke’de ezanı ben okuyayım” dedim. O da: "Pekala, seni bu işle görevlendirdim" buyurdu. Bunun üzerine Rasulullah'ın (sav) Mekke Valisi olan Attab b. Esid’e gittim ve Rasulullah'ın (sav) emriyle onun yanında ezan okudum.
Bize Amr b. Râfi, ona Cerir, ona Müslim el-A’ver, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) hastayı ziyaret eder, cenazeye katılır, kölenin davetine icabet eder ve eşeğe binerdi. O, Beni Kurayza ve Beni Nadir'le (muharebe) gününde bir eşek üstünde idi. Hayber'in (fethi) günü de başında hurma lifinden mamul yuları, sırtında da hurma lifinden mamul semeri olan bir eşek üstünde idi.
Bana Amr b. Osman, ona Bakıyye, ona Bahir b. Sa’d, ona Halid b. Ma’dân, ona Cübeyr b. Nüfeyr, Ukbe b. Amir’in şöyle anlattığını rivayet etti. Hz. Peygamber’e boz bir katır hediye edilmişti ona bindi, ben de katırı çekip götürüyordum. Hz. Peygamber (sav) bana “Oku” dedi. Ben de “Ne okuyayım?” dedim. O da “Felâk sûresini” dedi ve tekrar tekrar okuyarak bana öğretti. Bu sûreyi öğrenmekten tam bir sevinç duymadığımı anlayınca “Galiba küçük gördün” dedi. Bundan ben de bu sûreye çok önem verdim.
Bize Sadaka, ona İbn Uleyye ve Yahya b. Said, onlara Haccâc es-Savvâf, ona Yahya, ona Hilal, ona Atâ, ona da Muaviye bu hadisin bir benzerini rivayet etti.
Bize Sadaka, ona İbn Uleyye ve Yahya b. Saîd, onlara Haccâc es-Savvâf, ona Yahya, ona Hilal, ona Atâ, ona da Muâviye bu hadisin bir benzerini nakletmiştir.
Bize Ebu Muğire, ona Evzâî, ona Yahya, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Atâ b. Yesâr, ona da Muaviye b. Hakem es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: “Ben Rasulullah (sav) ile beraber namaz kılarken içimizden bir adam aksırdı. Ben de 'Yerhamükallah/Allah sana rahmet etsin' demiş bulundum. Bunun üzerine oradaki herkes dik dik bana baktılar. Ben 'Vah bana! Niye öyle bakıyorsunuz?' deyince insanlar bu defa (vah vah edercesine) elleriyle baldırlarına vurdular. Beni susturmaya çalıştıklarını görünce 'Niye beni susturmaya çalışıyorsunuz, ne oldu ki?' diye sordum ama yine de sustum. Rasulullah (sav) namazı bitirince -babam ve annem üzerine yemin ederim ki ne öncesinde ne de sonra O’ndan daha güzel bir eğitimci gördüm- bana vurmadı, beni azarlamadı ve bana kötü söz söylemedi. Sadece şöyle buyurdu: “Bizim bu namazımızda insan kelamı edilmesi uygun değildir. Bilakis namaz tesbih, tekbir ve Kur’an okumaktan ibarettir.”