309 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Abdurrahman b. Yezid, Selman'ın şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Selman'a: Arkadaşınız olan Peygamber (sav), tuvalete kadar size her şeyi öğretiyor (öyle mi?) deyince Selman: Evet her şeyi öğretiyor, "tuvalet ihtiyacı sırasında kıbleye dönmememizi, sağ ellerimizle taharetlenmememizi, üçten az taş kullanarak taharetlenmeyi bize yasakladı."
Bize Musa b. İsmail, ona Hemmam, ona İshak, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) mescitte küçük abdestini bozan bir bedevi gördü. "Ona ilişmeyin" buyurdu. Adam işini bitirdikten sonra bir miktar su getirilmesini istedi ve suyu adamın abdestini bozduğu yerin üzerine döktü.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Bedevinin biri mescitte ayağa kalkıp küçük abdestini bozdu. İnsanlar hemen (üzerine yürüyüp) adamı tuttular. Nebi (sav): "Onu bırakın ve idrarının üzerine bir kova yahut büyükçe bir kova dolusu su dökün. Sizler ancak kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, işleri zorlaştırmak için gönderilmediniz" buyurdu.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yahya b. Said, ona da Enes b. Malik, Nebi'den (sav) rivayet etmiştir. Halid dedi ki: Bize ayrıca Süleyman, ona da Yahya b. Said'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: "Bir bedevi geldi ve mescidin bir köşesinde küçük abdestini bozdu. İnsanlar ona mani olup kendisini azarlamaya başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) onları böyle yapmaktan menetti. Bedevi işini bitirince, Nebi (sav) bir kova suyun getirilmesini emretti ve o su adamın işini gördüğü yerin üzerine döküldü."
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yahya b. Said, ona da Enes b. Malik, Nebi'den (sav) rivayet etmiştir. Halid dedi ki: Bize ayrıca Süleyman, ona da Yahya b. Said'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: "Bir bedevi geldi ve mescidin bir köşesinde küçük abdestini bozdu. İnsanlar ona mani olup kendisini azarlamaya başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) onları böyle yapmaktan menetti. Bedevi işini bitirince, Nebi (sav) bir kova suyun getirilmesini emretti ve o su adamın işini gördüğü yerin üzerine döküldü."
Bize Mahmud b. Gaylân, Muhammed b. Kudâme es-Sülemî ve Yahya b. Muhammed el-Lü'lüî -birbirine yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir. Mahmud "bize Nadr b. Şümeyl rivayet etti" demiştir. Diğer ikisi "Bize Nadr haber verdi" demişlerdir.- onlara Şu'be, ona Musa b. Enes, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) ashabından bir haber ulaştı. Hutbeye çıkıp şunları söyledi: "Bana cennet ve cehennem gösterildi. Hayır ve şer konusunda bu gün bana gösterilenin benzerini daha önce görmedim. Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız." Rasulullah'ın (sav) ashabına o günden daha şiddetlisi gelmemiştir. Feryat ederek başlarını örtmüşlerdi. Hz. Ömer (ra) kalktı ve "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, peygamber olarak ise Muhammed'e razı olduk" dedi. Bir adam kalkıp "Benim babam kimdir?" diye sormuş Hz. Peygamber (sav) de "Senin baban falancadır" buyurmuştu. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Ey iman edenler, açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın." (Maide, 5/101)
Bize Mahmud b. Gaylân, Muhammed b. Kudâme es-Sülemî ve Yahya b. Muhammed el-Lü'lüî -birbirine yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir. Mahmud "bize Nadr b. Şümeyl rivayet etti" demiştir. Diğer ikisi "Bize Nadr haber verdi" demişlerdir.- onlara Şu'be, ona Musa b. Enes, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) ashabından bir haber ulaştı. Hutbeye çıkıp şunları söyledi: "Bana cennet ve cehennem gösterildi. Hayır ve şer konusunda bu gün bana gösterilenin benzerini daha önce görmedim. Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız." Rasulullah'ın (sav) ashabına o günden daha şiddetlisi gelmemiştir. Feryat ederek başlarını örtmüşlerdi. Hz. Ömer (ra) kalktı ve "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, peygamber olarak ise Muhammed'e razı olduk" dedi. Bir adam kalkıp "Benim babam kimdir?" diye sormuş Hz. Peygamber (sav) de "Senin baban falancadır" buyurmuştu. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Ey iman edenler, açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın." (Maide, 5/101)