37 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Abdullah b. Yezid el-Hatmî, ona da Hz. Aişe (r.anha) rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) gecelerini hanımları arasında paylaştırarak adaleti sağlar ve "Ey Allah'ım! Benim elimden gelen taksim budur. Senin gücün yettiği halde benim elimden gelmeyen taksimden dolayı -kalbini kastediyor- beni kınama" diye dua ederdi.
Açıklama: Bilindiği üzere kalbî duygular, iradeye bağlı değildir. İnsan birini sevmek istese bile sevemeyebilir, nefret etmek istese de edemeyebilir. Çünkü kalbî duygular isteğe ve iradeye bağlı değildirler. Bu duygular insan iradesinin ve gücünün dışında doğup gelişirler. Hz. Peygamber, gücü ve iradesi dahilinde olmayan kalbî duygularını da eşleri arasında eşit olarak paylaştıramadığı için Allah’tan af dilediğine göre, eşler arasında âdil davranmanın önemini ve onlardan birini ihmâl etmenin vebâlini göz önünde bulundurmak gerekir.
Bize Ebû'l-Velîd et-Tayâlisî, ona Hemmâm, ona Katade, ona en-Nadr b. Enes, ona Beşir b. Nehîk, ona da Ebu Huveyre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir. "Kimin iki karısı olur da birine daha çok meylederse, kıyamet günü bir tarafı sarkık olarak mahşere gelir."
Bize Yahya b. Maîn ve Muhammed b. İsa -mana ile- onlara Abbad b. Abbad, ona Asım, ona Muaze ona da Hz. Aişe (r.anha) rivayet etmiştir: "Zevcelerinden dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alırsın"(Ahzâb, 51) mealindeki ayet indikten sonra Rasulullah (sav) biz kadınlardan birimizin gününde olduğu zaman (gitmek isterse) ondan izin isterdi. Muaze der ki: Ben Aişe'ye; sen Rasulullah'a (sav) ne cevap verirdin? diye sordum, o da eğer bu iş bana kaldıysa ben kimseyi kendime tercih etmem, diyordum dedi.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Abdurrahman b. Ebüz-Zinad, ona Hişam b. Urve, ona da babasının rivayet ettiğine göre Hz. Aişe (r.anha) şöyle dedi: Ey ablamın oğlu! Hz. Peygamber, bizim yanımızda kalacağı günlerin taksimi konusunda hiçbirimizi diğerinden üstün tutmazdı. Hemen hemen her gün hepimizi ziyaret eder, ilişkide bulunmaksızın eşlerine tek tek uğrar, sonra geceyi geçireceği zevcesinin yanına giderdi. Sevde bt. Zem'a yaşlanıp da Hz. Peygamber’in kendisini boşayacağından endişe edince; Ey Allah’ın Rasulü; ben nöbetimi Aişe'ye veriyorum demişti. Hz. Peygamber de onun bu teklifini kabul etmişti. Bizler, Azîz ve Celîl olan Allah'ın; "Eğer bir kadın, kocasının hoşnutsuzluğundan çekinirse…" (Nisâ, 128) mealindeki ayetini Sevde ve benzerleri hakkında inzal buyurduğunu söylüyorduk.
Bize Müsedded, ona Merhum b. Abdulaziz el-Attâr, ona Ebu İmran el-Cevnî, ona Yezid b. Bâbenûs, ona da Hz. Aişe (r.anha) rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) -hastalığı sırasında- hanımlarına haber gönderdi. Toplanıp geldiklerinde onlara; "sizlerin her birini teker teker dolaşmaya artık gücüm yetmiyor, eğer izin verirseniz bundan sonra ben Âişe'nin yanında kalayım" dedi. Onlar da izin verdiler. [Ebû Davud dedi ki: Yezid şiî idi, böyle rivayet edildi.]
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Rasulullah'ın (sav) zevcesi Hz. Aişe (r.anha) rivayet etti: "Rasulullah (sav) yolculuğa çıkmak istediği zaman hanımları arasında kura çekerdi. Kura hangisine çıkarsa yola onunla çıkardı. Onlardan her birinin hissesine düşecek olan gecesini ve gündüzünü belirlerdi, yalnız Şevde bt. Zem'a kendi gününü Aişe'ye (r.anha) bağışlamıştı."