113 Kayıt Bulundu.
Bize İshak, ona Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona Zührî, ona da Sehl b. Sa'd şöyle söylemiştir: "Uveymir, Aclân oğullarının reisi olan Âsim b. Adiyy'e geldi: 'Bir kimse karısını başka bir kimse ile zina ederken bulsa ve zina edeni öldürse, siz ona kısas mı uygularsınız? Yoksa bu kimsenin durumu nasıl olur? dedi. Bu meseleyi kendisi için Rasûlullah'a (sav) sormasını istedi. Bunun üzerine Asım, Hz. Peygamber'e (sav) gelip, 'Ey Allah'ın Rasûlü!' diye başlayarak sordu. Fakat Rasulullah bu sorulardan hoşlanmadı. Sonra Uveymir, Asım b. Adiyy'e durumu sordu. O da 'Rasulullah böyle sorulan çirkin gördü ve ayıpladı.' dedi. Bunun üzerine Uveymir: 'Vallahi vazgeçmem, bunu Rasalullah'a (sav) kendim sorarım.' dedi sonra da gidip: 'Bir kimse karısını başka bir kimse ile zina ederken bulsa ve zina edeni öldürse, siz de ona kısas mı uygularsınız? Yoksa bu kimsenin durumu nasıl olur? Bu konuda siz ne dersiniz?' diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Sen ve eşinin hakkında Allah ayet indirmiştir." dedi. Sonra da bu çifte, Allah'ın kendi kitabında ifade ettiği gibi mülaene yapmayı emretti. Ve ilk önce erkek, karısına karşı lanetle yemin etti. (Sonra da kadın böyle yaptı.) Ardından Uveymir: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Bu kadınla evli kalırsam, ona zulmetmiş olurum.' dedi kadını boşadı. Uveymir ile karısının bu olayından sonra mülaene yapan çiftlerin -kocanın boşamasıyla- ayrılmaları bir sünnet (uygulama) oldu. Sonra Rasulullah, orada bulunanlara: "Bakınız! Eğer bu kadın gözleri kara ve iri, kalçaları büyük, bacakları şişkin olarak gelirse o zaman ben, Uveymir'in bu kişi hakkında doğru söylediğini kabul ederim. Ama eğer o, tüyleri sanki sıcak bir çöl kumunda gibi ince ve hafifse, o zaman ben Uveymir'in onun hakkında yalan söylediğini düşünürüm." dedi. Sonra kadın, Rasulullah'ın Uveymir'i doğruladığı üzere ve tasvir ettiği şekilde çocuk getirdi. Bu sebeple çocuk sonra anasına nisbet edildi.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Utbe kardeşi Sa'd (b. Ebu Vakkâs)'a “Zem'a'nın cariyesinin doğan (Abdurrahman), benim çocuğumdur, Bu çocuğu himayene al” diye vasiyet etti. Mekke'nin fethedildiği sene Mekke'ye varıldığında, Sa'd b. Ebu Vakkâs bu çocuğu aldı ve “bu çocuk kardeşimin oğludur. Nesebimize katılması konusunda kardeşim bana vasiyet etmiştir” dedi. Abd b. Zem'a da ayağa kalkıp “bu, benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğlu olup babamın döşeğinde doğmuştur” dedi. Her iki taraf iddialarını Hz. Peygamber'e taşıdılar. Sa'd b. Ebu Vakkâs “Ey Allah'ın Rasûlü, bu çocuk kardeşimin oğludur. Nesebimize katılması konusunda kardeşim bana vasiyet etmiştir” dedi. Abd b. Zem'a da “bu, benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğlu olup babamın döşeğinde doğmuştur” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ey Abd b. Zem'a, bu çocuk senin kardeşindir" dedi, ardından "çocuk (doğduğu) döşeğe aittir. Zina eden erkeğe de mahrumiyet düşer" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber (sav) çocuğun Utbe'ye benzediğini görünce eşi Sevde bt. Zem'a'ya "ey Sevde! Bundan sonra sen de Abdurrahman'ın yanında örtünü üzerine al, örtün" buyurdu. Abdurrahman, bu vakitten sonra vefat edinceye kadar, Sevde'yi örtüsüz olarak görmedi.
Bize Süleyman b. Dâvûd Ebu Rabî, ona Füleyh, ona Zührî, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, bir adam, eşini başka bir adamla görüp onu öldürse, siz de ona kısas uygular mısınız? Yoksa o kişinin durumu hakkında ne yaparsınız?” dedi. Bunun üzerine Allah mülâene ayetini indirdi. Ardından Rasulullah (sav) o kocaya "senin ve eşin hakkında hüküm verilmiştir" buyurdu. Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında iken, o koca ile eşi mülâene yaptıklarına şahit oldum. Mülâene'den sonra adam eşinden ayrıldı. Böylece mülâene yapan karı-koca arasında bu tarz bir ayrılık yapmak bir uygulama oldu. Kadın hamileydi. Üveymir çocuğun kendisinden olmadığını iddia etti. Kadının doğurduğu oğlan, anasına nispetle çağrılır oldu. Sonra miras hususundaki uygulama da çocuğun anasına varis olması, anasının da o çocuk tarafından Allah'ın kadına tayin ettiği hisseye varis olması şeklinde hükmedildi.