145 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Avf, ona Muhammed b. İsmail, ona babası (İsmail b. Ayyâş), ona Damdam, ona Şurayh, ona da Ebu Malik şöyle rivayet etmiştir: Sahabe 'Ey Allah'ın Rasulü! Bize, sabahleyin, akşam olduğunda ve yatacğımız zaman okuyacağımız bir dua öğret' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygambern (sav) onlara şu duayı okumalarını emretti: "Allâhumme Fâtıra's-semâvâti ve'l-ard, Âlime’l-gaybi ve’ş-şehâdeh, Ente Rabbu kulli şey, vel-melâiketu yeşhedûne enneke lâ ilâhe illâ ente. Fe innâ ne'ûzü bike min şerri enfusinâ ve min şerri'ş-şeytâni'r-racîm ve şirkihi, ve en nakterife sûen alâ enfusinâ ev necurruhu ilâ Muslim." "Allah’ım! Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizli ve açık her şeyi bilen Sensin. Her şeyin Rabbi Sensin. Melekler de şahitlik eder ki, Senden başka ilah yoktur. Nefislerimizin kötülüğünden, kovulmuş şeytanın şerrinden ve şirkinden, bizi günaha sürükleyecek bir iş yapmaktan veya bir Müslümanı da buna sürüklemekten Sana sığınırız." [Râvi Muhammed b. Avf der ki: Ben bu rivayeti İsmail'in Asl'ında (orijinal nüshasında) gördüm.]
Bize Nasr b. Asım el-Antâkî, ona Enes b. İyaz, ona Ebu Mevdûd, ona Muhammed b. Ka'b, ona Ebân b. Osman, ona da Hz. Osman, Hz. Peygamber'den (sav) önceki hadisin bir benzerini rivayet etmiş ancak felç olayından bahsetmemiştir.
Açıklama: Hadisin metni için D005088 numaralı rivayete bakınız.
Bize Yakub b. Humeyd b. Kasib, ona Abdülaziz b. Ebu Hazim, ona Süheyl, ona babası (Ebu Salih), ona da Ebu Hureyre'nin dediğine göre Rasulullah (sav) söyle buyurdu: "Sabahladığınızda 'Allah’ım! Senin (izin ve kudretin) ile sabahladık, Seninle akşamladık. Seninle yaşarız, Seninle ölürüz' deyin. Akşamladığınızda ise 'Allah’ım! Seninle akşamladık, Seninle sabahladık. Seninle yaşarız, Seninle ölürüz. Dönüş ancak Sanadır' deyin."
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Süheyl, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) sabaha çıkınca 'Allah'ım! Sabaha da akşama da senin sayende ulaşırız. Senin emrinle yaşar, senin emrinle ölürüz. Huzurunda toplanacağımız da sensin' duasını ederdi. Akşam olunca da 'Allah'ım! Sayende akşama ulaştık. Senin emrinle yaşar, senin emrinle ölürüz. Huzurunda toplanacağımız da sensin' duasını yapardı."
Bize Yezid b. Muhammed ed-Dımeşkî, ona Abdürrezzak b. Müslim ed-Dımeşkî (o abidliği ile bilinen, güvenilir müslümanlardandır), ona Müdrik b. Sa'd (Ebû Davud'un hocası Yezid onun güvenilir bir hadis hafızı olduğunu söylemiştir), ona Yunus b. Meysere b. Halbes, ona Ümmü Derdâ, ona da Ebu Derdâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Kim sabaha ve akşama erdiğinde 'Kendisinden başka ilah olmayan Allah (cc) bana yeter. Ben O'na tevekkül ettim. O, yüce arşın sahibidir' sözlerini yedi kez söylerse, Allah (cc) onun bu sözleri gönülden inanarak ya da inanmayarak söylemesine bakmaksızın, o kulunu her şeyden korur."
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr, ona Salim el-Ferrâ, ona Beni Hâşim'in azatlısı Abdülhamid, ona annesi ki o Hz. Peygamber'in (sav) kızlarından birine hizmet ederdi, Hz. Peygamber'in (sav) kızının şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) kızına bazı duaları öğretir ve şöyle derdi: Sabaha eriştiğinde 'Allah'ı (cc) hamd ile tesbih ederim. Allah'tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur. O'nun dilediği olur, dilemediği olmaz. Ben bilirim ki, Allah'ın her şeye gücü yeter ve O ilmiyle her şeyi kuşatmıştır' duasını oku. Zira sabahleyin bunu söyleyen kişi akşama kadar korunur. Akşamleyin söyleyen kişi de sabaha kadar korunur."
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Süleyman b. Bilal, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yolculukta iken, seher vaktinde şöyle dua ederdi: Nimetinden ve bizi tabi tuttuğu güzel imtihanından dolayı Allah'a (olan) hamdimizi duyan duymaktadır. Allah'ım! Bizi yalnız bırakma, bize nimetlerini bolca ver. Cehennemden sana sığınıyorum Allah'ım!"
Bize Ahmed b. Said el-Hemdânî; (T) Bize Rabî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Leys, ona Said b. Beşir en-Neccârî, ona Muhammed b. Abdurrahman el-Beylemânî, ona babası, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişi sabaha kavuştuğunda (Akşam vaktine eriştiğinizde ve sabah kalktığınızda, Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde her türlü övgü O'na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde de O'nu tesbih edin.) (Rum, 30/17-18) ayetlerini okursa, o günün gündüzünde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş sayılır. Kim de bu ayetleri akşamleyin okursa, gecesinde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş olur." [Rabî, hadisi Leys'ten 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.]
Bize İbn Muâz, ona babası, ona Mes'ûdi, ona da Kasım'ın naklettiğine göre Ebu Zer şöyle dua ederdi: "Her kim sabaha erişince 'Allah'ım! Ettiğim her yemin, söylediğim her söz, adadığım her adak senin iradene bağlıdır. Senin istediğin olur, istemediğin olmaz. Allah'ım! Beni affet, kusurumu bağışla. Allah'ım! Sen kimi iyiliklerle kuşatırsan, benim övgüm de onadır. Kime lanet edersen benim lanetim onadır' derse, o kimse bu gündeki dil sürçmelerinden sorumlu tutulmaz."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Ebu Mevdûd, ona Ebân b. Osman'dan işiten biri ( Muhammed b. Ka'b), ona Ebân b. Osman, ona da Osman b. Affân'ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim akşamleyin üç defa 'yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah'ın adıyla. O işiten ve bilendir' derse o kişiye sabaha kadar ansızın bir musibet gelmez. Kim de bu duayı sabahleyin söylerse akşama kadar ona ansızın bir musibet gelmez." [(Ebu Mevdûd) der ki: Bu hadisi rivayet eden Ebân b. Osman felç oldu. Bunun üzerine hadisi ondan bana rivayet eden kişi ona (yadırgar bir şekilde) bakmaya başladı. Bunu gören Ebân, 'niçin bana böyle bakıyorsun? Allah'a yemin olsun ki ben Osman adına yalan uydurmadım. Osman da Hz. Peygamber (sav) adına yalan uydurmadı. Fakat ben başıma bu musibetin geldiği gün, öfkelenmiş ve bu duayı okumayı unutmuştum. (İşte başıma gelenler bu yüzden geldi.)]