Giriş

Bize Ebû Tahir el-Fakîh, ona Ebû2l-Hasan Ahmed b. Muhammed b. Abdûs et-Tarâifî, ona Osman b. Saîd ed-Dârimî, ona Safvân b. Salih ed-Dımaşkî, ona el-Velîd b. Müslim, ona Şeybe b. el-Ahnef el-Evzâî, ona Ebû Selâm el-Esved, ona Ebû Salih el-Eş’arî, ona da Ebû Abdullah el-Eş’arî’nin haber verdiğine göre; Rasûlullah (sav) ashabına namaz kıldırmış, sonra da bir gurup cemâatle birlikte oturmuştu. O sırada mescide bir adam geldi ve namaza durdu. Adam doğru rükû yapmıyor, secdelerini de tavuk gagalar gibi yapıyordu. Hz. Peygamber (sav) de ona bakıyordu. Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Bu adamı görüyor musunuz? Eğer adam bu hâlde ölürse, Muhammed ümmetinden başka bir şey üzerine ölmüş olur. Adam, karganın kanı gagalayıp içtiği gibi namazı gagalayarak kılıyor. Doğru rükû yapmayan ve gagalar gibi secde eden bunun gibileri, sadece bir veya iki tane hurma yiyen aç insan gibidir. Bu hurma onun nesine yeter ki? Sizler abdesti tam olarak alınız. Vay o topukların ateşten çekeceklerine! Rkûu ve secdeleri de tam yapınız.” Ebû Salih dedi ki: Ebû Abdullah el-Eş’arî’ye sordum: “- Bu hadisi sana kim rivayet etti?” “- Ordu komutanları Halid b. el-Velîd, Amr b. el-Âs, Şurahbîl b. Hasene ve Yezîd b. Ebî Süfyan. Bunların hepsi de bu hadisi bizzat Rasûlullah’dan (sav) dinlemişler” dedi.


    Öneri Formu
139344 BS002609 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 111


    Öneri Formu
27765 B007086 Buhari, Fiten, 13


    Öneri Formu
47661 HM007703 İbn Hanbel, II, 275


Açıklama: Hz. Ali’nin sözü olarak rivâyet edilen bu söz, benzer ifadelerle Ebû Musa’l-Eş’arî tarafından merfû olarak Hz. Peygamber’den de rivâyet edilmiştir. Bu rivâyette çeşitli inançtaki insanların Kur’ân ile olan alâkaları güzel bir teşbihle anlatılmaktadır. İnsanlar ya mü’mindirler, ya değildirler. Mü’min olan da, olmayan da Kur’ân’ı ya okuyup anlar ve gereğini uygular, ya okuyup anlamaz ve gereğine de kulak asmazlar. İşte bu hadîste, bu gurupların hepsinin canlı bir tablosu çizilmektedir. Burada iman tad’a, Kur’ân da güzel kokuya benzetilmektedir. İman, mü’mine Kur’ân okumaktan elzemdir. Nitekim yiyeceklerdeki tad vasfı da güzel kokudan elzemdir. İnsan her şeyden önce mü’min olduğu için tadı güzeldir; Kur’ân’a uygun bir hayat yaşayınca da onun güzelliği ve kokusu dışardan da hissedilir. Yani onun iyi biri olduğu, dışarıya yansıyan hizmetleriyle de anlaşılır. Dolayısıyla onun mü’min olduğu için tadı güzel, Kur’ân’a uygun yaşantısıyla da etrafa yayılan kokusu güzeldir.

    Öneri Formu
51682 DM003405 Darimi, Fedailu'l-Kur'an, 8


    Öneri Formu
18965 T003119 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 14


    Öneri Formu
43274 HM005029 Ahmed b. Hanbel, II, 44


    Öneri Formu
47518 HM005619 İbn Hanbel, II, 87


    Öneri Formu
49086 HM006030 İbn Hanbel, II, 122


    Öneri Formu
54301 HM006044 İbn Hanbel, II, 123


    Öneri Formu
55307 HM006237 İbn Hanbel, II, 139