17 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Mansur ve Kuteybe b. Said, onlara Yakub b. Abdurrahman, ona Zührî, ona Amr b. Ebu Amr, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) hizmet ederken sık sık O'nun şöyle dua ettiğini duyardım: "Ey Allah'ım! Endişeden, üzüntüden, borcun altında ezilmekten ve düşmanların bana galip gelmesinden sana sığınırım." [Yakub b. Abdurrahman rivayetinde, (Süleyman b. Tarhan) et-Teymî'nin zikrettiklerinin bazılarını zikretmiştir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Zührî (T) Bize İsmail, ona kardeşi, ona Süleyman, ona Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Hz. Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Rasulullah (sav) namazda selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Allâhumme innî eûzu bike mine'l-me'semi ve'l-mağrami (Ey Allah'ım! Ben günahtan ve borçtan sana sığınırım!)" Bir kişi kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsun' deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz bir adam borçlu olduğu zaman yalan konuşur ve verdiği sözde de durmaz."
Bize Abdân (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Yunus (b. Yezid)(T); Bize Leys b. Sa'd, ona Yunus (b. Yezid), ona İbn Şihâb, ona da (Abdurrahman) b. Ka'b b. Malik, Câbir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babam (Abdullah b. Amr) Uhud günü şehit oldu. Bir süre sonra alacaklıları haklarını istemekte ısrar ettiler. Bunun üzerine Rasulullah'a (sav) geldim ve durumu ona anlattım. Rasulullah (sav) alacaklılardan, hurmalığın olan mahsulünü kabul etmelerini ve babama da geride kalan haklarını helal etmelerini istedi. Fakat alacaklılar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara hurmalığımı vermedi ve onlar için mahsulünü de kestirmedi. Bana dönüp 'Yarın kuşluk vakti sana geleceğim' buyurdu. Ertesi günü sabah olunca, kuşluk vakti geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsul için bereket duasında bulundu. Sonra da ben bahçenin mahsulünü topladım. Onunla alacaklıların haklarını tas tamam verdiğim gibi, bize de geriye bir şeyler kaldı. Sonra Rasulullah'a (sav) geldim, oturuyordu. Ona olanları haber verdiğimde, yanında oturmakta olan Hz. Ömer'e 'Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver' buyurdu. Hz. Ömer de 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz. Vallahi, sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' diye cevap verdi."
Bize Said b. Mansur ve Kuteybe b. Said, onlara Yakub b. Abdurrahman, ona Zührî, ona Amr b. Ebu Amr, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) hizmet ederken sık sık O'nun şöyle dua ettiğini duyardım: "Ey Allah'ım! Endişeden, üzüntüden, borcun altında ezilmekten ve düşmanların bana galip gelmesinden sana sığınırım." [Yakub b. Abdurrahman rivayetinde, (Süleyman b. Tarhan) et-Teymî'nin zikrettiklerinin bazılarını zikretmiştir.]
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Zührî (T) Bize İsmail, ona kardeşi, ona Süleyman, ona Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Hz. Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Rasulullah (sav) namazda selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Allâhumme innî eûzu bike mine'l-me'semi ve'l-mağrami (Ey Allah'ım! Ben günahtan ve borçtan sana sığınırım!)" Bir kişi kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsun' deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz bir adam borçlu olduğu zaman yalan konuşur ve verdiği sözde de durmaz."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir: Babam öldüğünde borçları vardı. Alacaklılarına, borca karşılık o senenin hurma mahsulünü teklif ettim. Onlar yeterli görmediler. Bunun üzerine ben Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu O'na anlattım. Rasulullah (sav) "Hurmaları kesip depoya kaldırdığın zaman (bana bildir)" buyurdu. Ben Rasulullah'a (sav) haber verdim, yanında Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte geldi, mahsulün bereketlenmesi için dua etti ve "Alacaklıları çağır ve onlara alacaklarını tamamıyla öde" buyurdu. Ben babamın borçlu olduğu herkese alacaklarını ödedim. Geriye, yedisi acve altısı levn (bir çeşit hurma) yahut altısı acve yedisi levn olmak üzere on üç vesk hurma arttı. Akşam namazında Rasulullah (sav) ile karşılaştım ve O'na olanları anlattım. Rasulullah (sav) gülümsedi ve "Ebu Bekir ve Ömer'e git ve bunları o ikisine anlat" buyurdu. (Ben gidip, olanları anlatınca) Onlar “Rasulullah o duayı ettikten sonra, bunun böyle olacağını biz biliyorduk zaten” dediler. Hişam'ın Vehb'den onun da Cabir'den naklettiği rivayette (akşam namazı yerine) ikindi namazı geçmektedir. Hz. Ebu Bekir'den ve Rasulullah'ın (sav) güldüğünden de bahsetmemiştir. Ayrıca o, 'babam otuz vesk borç bırakmıştı.' ibaresini de zikretmiştir. İbn İshak'ın Vehb'den, onun da Cabir'den naklettiği rivayette ise (akşam namazı yerine) öğle namazı zikredilmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn İshak arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir: Babam öldüğünde borçları vardı. Alacaklılarına, borca karşılık o senenin hurma mahsulünü teklif ettim. Onlar yeterli görmediler. Bunun üzerine ben Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu O'na anlattım. Rasulullah (sav) "Hurmaları kesip depoya kaldırdığın zaman (bana bildir)" buyurdu. Ben Rasulullah'a (sav) haber verdim, yanında Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte geldi, mahsulün bereketlenmesi için dua etti ve "Alacaklıları çağır ve onlara alacaklarını tamamıyla öde" buyurdu. Ben babamın borçlu olduğu herkese alacaklarını ödedim. Geriye, yedisi acve altısı levn (bir çeşit hurma) yahut altısı acve yedisi levn olmak üzere on üç vesk hurma arttı. Akşam namazında Rasulullah (sav) ile karşılaştım ve O'na olanları anlattım. Rasulullah (sav) gülümsedi ve "Ebu Bekir ve Ömer'e git ve bunları o ikisine anlat" buyurdu. (Ben gidip, olanları anlatınca) Onlar “Rasulullah o duayı ettikten sonra, bunun böyle olacağını biz biliyorduk zaten” dediler. Hişam'ın Vehb'den onun da Cabir'den naklettiği rivayette (akşam namazı yerine) ikindi namazı geçmektedir. Hz. Ebu Bekir'den ve Rasulullah'ın (sav) güldüğünden de bahsetmemiştir. Ayrıca o, 'babam otuz vesk borç bırakmıştı.' ibaresini de zikretmiştir. İbn İshak'ın Vehb'den, onun da Cabir'den naklettiği rivayette ise (akşam namazı yerine) öğle namazı zikredilmektedir.