92 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Zührî ve Urve b. Zübeyir, onlara da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir. "Peygamber (sav) namazda 'Allah'ım! Kabir azabından sana sığınırım, Mesih Deccâl'in fitnesinden sana sığınırım, hayatın fitnesinden ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allah'ım günah işlemekten ve borçlanmaktan sana sığınırım' diye dua ederdi. Kendisine 'Ya Rasulullah! Borçtan ne kadar çok Allah'a sığınıyorsunuz?' denilince Peygamber 'Bir adam borçlandığı zaman konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz' buyurdu."
Açıklama: "Bir adam borçlandığı zaman konuştuğunda yalan söyleyecek, söz verdiğinde sözünde duramayacak hale gelir." şeklinde de çevirmek mümkündür.
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Zührî (T) Bize İsmail, ona kardeşi, ona Süleyman, ona Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Hz. Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Rasulullah (sav) namazda selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Allâhumme innî eûzu bike mine'l-me'semi ve'l-mağrami (Ey Allah'ım! Ben günahtan ve borçtan sana sığınırım!)" Bir kişi kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsun' deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz bir adam borçlu olduğu zaman yalan konuşur ve verdiği sözde de durmaz."
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Zührî (T) Bize İsmail, ona kardeşi, ona Süleyman, ona Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Hz. Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Rasulullah (sav) namazda selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Allâhumme innî eûzu bike mine'l-me'semi ve'l-mağrami (Ey Allah'ım! Ben günahtan ve borçtan sana sığınırım!)" Bir kişi kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsun' deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz bir adam borçlu olduğu zaman yalan konuşur ve verdiği sözde de durmaz."
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Amr b. Avn, ona Hâlid b. Abdullah, ona Süheyl, ona babası (Zekvân) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) birimiz yattığımızda şöyle demesini bize emrederdi: "Allah'ım! Ey göklerin ve yerlerin Rabbi! Ey bizim ve her şeyin rabbi! Taneyi ve çekirdeği yaran, Tevrat'ı, İncil'i ve Kur'an'ı indiren! Perçemini elinde tuttuğun her şer sahibinin şerrinden sana sığınırım. Sen kendisinden öncesi olmayan Evvel, kendisinden sonrası olmayan Âhir'sin. Sen kendisinden üstü olmayan Zâhir, kendisinden ötesi olmayan Bâtın'sın. Benim borçlarımı öde. Beni fakirlikten ve ihtiyaç duruma düşmekten koru." [Ebu İsâ (et-Tirmizî) ddr ki: Bu hasen-sahîh bir hadistir.]
Bize Muhammed b. Abdullah b. Yezid, ona babası [Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî], ona Hayve (b. Şurayh et-Tücîbî) ve zikrettiği başka bir kişi, ona Salim b. Ğaylan et-Tücîbî, ona Derrâc Ebu Semh (Abdullah b. Semh es-Sehmî), ona Ebu Heysem (Süleyman b. Amr el-Leysî) ona da Ebu Saîd şöyle rivayet etti: "Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle dua ettiğini işittim: 'E'uzu billahi mine'l-küfri ve'd-deyni. (Küfürden ve borçtan Allah'a sığınırım.)' (Bunun üzerine) bir adam 'Ey Allah'ın Rasulü (sav), borçla küfrü denk mi görüyorsun?' diye sorunca Rasulullah (sav) 'Evet.' diye karşılık verdi."
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail, ona Alâ, ona Muhammed b. Cahş'ın azatlısı Ebu Kesîr, ona da Muhammed b. Cahş şöyle rivayet etmiştir: "Bir defasında Rasulullah'ın (sav) yanında oturuyorduk. Birden başını göğe kaldırdı, sonra elini alnına koydu ve 'Subhanallah! Ne kadar da ağır bir hüküm indirildi' buyurdu. Biz hiçbir şey demedik ve endişelendik. Ertesi gün olduğunda 'Ey Allah'ın elçisi! Dün inen ağır hüküm neydi?' diye sordum. O da 'Canım kudret elinde olan Allah'a (cc) yemin ederim ki eğer bir kişi Allah yolunda öldürülse, sonra diriltilip yeniden öldürülse, tekrar diriltilip yeniden öldürülse, ancak üzerinde borç varsa borcunu ödemedikçe cennete giremez' buyurdu."
Bize Müsedded (b. Müserhed ve Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn), onlara Hammâd b. Zeyd, ona Harun b. Riâb, ona Kinâne b. Nuaym ona da Kabîsa b. Muhârik el-Hilâlî şöyle rivayet etmiştir: "Ben (kan davasını önlemek niyetiyle) birinin diyetine kefil olmuştum. Bunun üzerine ödemede yardım talep etmek için Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Hz. Peygamber (sav) 'Zekat malları gelinceye kadar bekle, sana ondan verilmesini isteyeyim' buyurdu. Sonra da 'Ey Kabîsa! Dilenmek kesinlikle helal değildir. Ancak şu üç kişi bundan istisnadır: Başkasının borcunu üstlenen kişi ki ona borcunu kapatana dek dilenmek caizdir, ancak sonrasında istemekten vazgeçmelidir. Başına bir musibet gelip de malını kaybeden kişiye de dilenmek caizdir. O da zaruri ihtiyaçlarını giderebilecek yahut hayatını idame ettirebilecek hale gelinceye kadar dilenebilir. Kavminden aklı başında üç kişinin kendisi hakkında 'Falanca kişi ihtiyacını karşılayamayacak kadar fakirliğe düşmüştür' şeklinde beyanda bulunduğu kişiye de dilenmek caizdir. O da zaruri ihtiyaçlarını giderebilecek yahut hayatını idame ettirebilecek hale gelinceye kadar dilenebilir, ancak sonra dilenmeyi bırakmalıdır. Ey Kabîsa! Bunların dışında dilenerek alınan mal, sahibinin yediği haram lokma demektir."