100 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Mamer, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Gaflete düşüp (namazı unuttuğunuz) yerden ayrılın." (Ravi devamla şöyle dedi:) Ardından Hz. Peygamber (sav) Bilal'e ezan okumasını emretti, o da ezan okudu (sonra) kamet getirdi. Hz. Peygamber (sav) de (sabah) namazını kıldırdı. [Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi Malik, Süfyan b. Uyeyne, Evzaî ve Abdürrezzak, Mamer ile İbn İshak'tan rivayet edip Zührî'nin rivayet ettiği bu hadisteki gibi ezanın okunmasına dair bir şey zikretmediler. (Ayrıca) bu hadisi sadece Evzaî ve Ebân el-Attâr, Mamer'den muttasıl olarak rivayet etmişlerdir. (Diğerleri ise mürsel olarak rivayet etmişlerdir.)]
Bize Abbas el-Anberi, ona Süleyman b. Davud et-Tayâlîsî, ona Süleyman b. Muğîra, ona Sabit, ona Abdullah b. Rabah, ona da Ebu Katade, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Uykudayken kusur yoktur. Kusur, uyanıkken, diğer namazın vakti girene kadar bir namazın geciktirilmesidir."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit el-Bünanî, ona Abdullah b. Rabah el-Ensari, ona da Ebu Katade şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber yolcuktaydı. (Birden), yoldan ayrılıp kenara çekildi, ben de onunla birlikle yoldan ayrıldım. Bana "(Gelen gideni) gözetle" diye buyurdu. Ben de (yolu gözetleyip) işte bir süvari, işte iki süvari, işte üç süvari geldi deyip gelenleri saydım ve nihayet yedi kişi olduk. Hz. Peygamber (sav), "Bizim için namazı gözetleyin," buyurdu. Yani sabah namazını kastediyordu. (Ne var ki) uyuyakaldılar ve onları ancak güneşin sıcaklığı uyandırabildi. Hemen kalktılar, kısa bir süre yürüdüler. Ardından konaklayıp abdest aldılar. Bilal de ezan okudu. Önce sabah namazının sünnetini, ardından da farzını kıldılar. (Sonra) yola koyuldular. Birbirlerine namazda kusurlu davrandık dediler. Hz. Peygamber ise şöyle buyurdu: "Uyku sebebiyle kusur yoktur; kusur ancak uyanıkkendir. (Bundan dolayı), sizden biri namazı unuttuğunda hatırladığı zaman kılsın. Ertesi gün ise (namazı) vaktinde kılsın."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Cami b. Şeddad, ona Abdurrahman b. Ebu Alkame, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: Hudeybiye zamanında Hz. Peygamber'le birlikte geldik. O (sav), "bizim için kim nöbetçi olur?" diye sordu. Bilal de ben olurum dedi. (Ne var ki) güneş doğana kadar uyuya kaldılar. (Bilahere) Hz. Peygamber uyandı ve şöyle buyurdu: "Normalde sabah namazını nasıl kılıyorsanız öylece kılın." Bizler de öyle yaptık. (Sonra) şöyle buyurdu: "Uyuya kalan ya da unutan namazı işte böylece kılsın."
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona Hammad b. Zeyd (el-Ezdî), ona Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona da Abdullah b. Rebah (el-Ensarî), Ebu Katade’nin şöyle anlattığını nakletti: Bazıları, Rasuli- Ekrem’e (sav) uyuduklarından dolayı namazlarını kaçırdıklarını (ve ne yapacaklarını) sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Uyuyup kalmakta (uyuyan kişi açısından) taksir ve kusur yoktur. Esas kusur ve taksir, namazı uyanıkken geçirip kılmamaktır. Her hangi biriniz bir namazı unutur veya uyuya kalıp kılamazsa uyandığında ve hatırladığında kılsın."
Bize Süveyd b. Nasr (el-Mervezî), ona Abdullah b. Mübarek (el-Hanzalî), ona Süleyman b. Muğira (el-Kaysî), ona Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Abdullah b. Rebah (el-Ensarî), ona da Ebu Katade Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Uykuda (uyuyan kişi açısından) taksir ve kusur yoktur. Asıl taksir ve kusur, namazı diğer vakit girinceye kadar ihmal edip kılmamaktır. (Her kim bunu yaparsa) hatırladığında kılsın!"
Açıklama: Bu rivayetin ''sahih li-ğayrihi'' olduğuna ve tercümedeki ''...suyun toprakla karışmadığı (hafif bir) abdest aldı.'' ifadesinin bu şekilde anlaşılabileceğine dair bk. Ebu Davud, ''Salât'', 10 (no: 446), dpt., 1 (thk. Şuayb el-Arnaut, Dârü'l-Risâleti'l-Alâmiyye).