197 Kayıt Bulundu.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Amr, ona İbrahim, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah b. Amr'ın yanında Abdullah b. Mes'ûd'dan bahsedilince o şöyle dedi: Ona sürekli muhabbet duyacağım. Ben Hz. Peygamber'i (sav) "Kur'an'ı dört kişiden; Abdullah b. Mes'ûd, Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim, Muâz b. Cebel ve Übeyy b. Ka'b'dan alınız" buyururken işittim.
Abdân, ona babası (Osman b. Cebele), ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Berâ b. Âzib (ra) şöyle demiştir: Bize (Medine'ye) ilk hicret edip gelen Musab b. Umeyr ve İbn Ümmü Mektûm'dur. Bunlar geldiler ve bize Kur'ân okutmaya başladılar. Ardından Ammâr,Bilâl ve Sa'd hicret ettiler. Daha sonra Ömer b. Hattâb, Peygamber'in sahabesinden yirmi kişi ile bize hicret edip geldi. Bunlardan sonra da Peygamber (sav) hicret edip geldi. O gün ben Medine halkının Rasulullah'ın (sav) gelişine sevindiği kadar başka hiç bir şeye sevindiklerini görmedim. Hatta genç kızlar ve çocukların “şu gelen Rasulullah'tır” diyerek sevindiklerini gördüm. Ben de Rasûlullah hicret edip gelmeden hemen önce mufassal surelerden biri olan "Sebbih isme Rabbike'l-a'lâ" Suresi'ni okumuştum.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik, ona da Ebu Bürde şöyle demiştir: Rasulullah (sav), Ebu Musa ile Muâz b. Cebel'i Yemen'e gönderdi. Yemen iki bölgeden oluşuyordu. Onlardan her birini bir bölgeye tayin etti ve onlara "kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin" tavsiyesinde bulundu. Sonra da her birisi kendi görev yerine gitti. Yine onlardan her birisi kendi bölgesinde gezintiye çıktığında arkadaşının bölgesinin yakınından geçerse diğerine uğrayıp selam vermeyi, hatır sormayı alışkanlık haline getirmişti. Bir defasında Muâz kendi bölgesinde dolaşırken arkadaşı Ebu Musa'nın vilâyetine yaklaştığında, katırına binerek dostunu ziyarete gitti. Ebu Musa'nın bulunduğu yere vardığında, onu bir yere oturmuş ve etrafında da insanlar toplanmış vazıyette buldu. Bir de yanında iki eli boynuna bağlanmış biri vardı. Muâz, Ebu Musa'ya “ey Abdullah b. Kays, bu ne iştir?” diye sordu. Ebu Mûsâ “Bu elleri bağlı duran, İslâm'a girdikten sonra dinden dönmüş bir kişidir” dedi. Muâz “bu mürtet öldürülmedikçe katırımdan inmem” dedi. Ebu Musa da “bu adam zaten onun buraya için getirilmiştir, haydi bineğinden in” dedi. Muâz yine “dininden dönmüş bu kişi öldürülünceye kadar ben inmiyorum” dedi. Bu ısrar üzerine Ebu Musa emretti, o adam öldürüldü. Sonra da Muâz, Ebu Musa'ya “ey Abdullah, Kur'an'ı nasıl ve ne zaman okursun?” diye sordu. Ebu Musa da “gece ve gündüz farklı zamanlarda okurum” dedi. Bu defa da Ebu Musa “ya sen nasıl okursun ey Muâz?” diye sordu. O da “ben gecenin ilk kısmında uyurum, sonra kalkar ve Allah'ın bana takdir edip yazdığı kadar Kur'an okurum. İbadetimden sevap umduğum kadar uykumdan da sevap umarım” dedi.