549 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki, ona İsmail b. Rafi, ona Halid b. Yezid, ona da Ukbe b. Amir el-Cühenî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ne adadığını belirtmeksizin adakta bulunan kimsenin kefareti, yemin kefaretidir."
Açıklama: Elbani bu hadisin وَلَمْ يُسَمِّهِ lafzı dışında sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Ahmed b. Meni, ona Ebu Bekir b. Ayyaş, ona Muğire b. Şu'be'nin azatlısı Muhammed, ona Ka'b b. Alkame, ona Ebu Hayr, ona da Ukbe b. Amir'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ne adanacağı belirtilmeksizin yapılan adağın kefareti, yemin kefaretidir." [Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih-garib bir hadistir.]
Bize Ebu Ma'mer İsmail b. İbrahim, ona Abdullah b. Mübarek, ona Yunus, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Günah olan bir şey adak olarak adanamaz. (Eğer adanmışsa, bozulur ve) bunun kefareti yemin kefareti (gibi verilir)."
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a isyan konusunda adak adanmaz. (Eğer adanmışsa) bunun kefareti yemin kefareti (gibidir)."
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, ona Eyyüb b. Süleyman, ona Ebu Bekir b. Ebu Üveys, ona Süleyman b. Bilal, ona İbn Ebu Atik ve Musa b. Ukbe, onlara İbn Şihab, ona Süleyman b. Erkam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Günah olan bir şey adak olarak adanamaz. (Eğer adanmışsa, bozulur ve) bunun kefareti yemin kefareti (gibi verilir)." [Ahmed b. Muhammed el-Mervezî “Bu hadis, aslında Ali b. Mübarek'in, Yahya b. Ebu Kesir'den, onun Muhammed b. Zübeyir'den, onun babasından (Zübeyir et-Temîmî), onun da İmran b. Husayn vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) naklettiği hadistir” diyerek Süleyman b. Erkam'ın rivayetinde vehim (hata) olduğunu ifade etmek istemiştir. Zira Süleyman b. Erkân hata ederek rivayetinde İmrân b. Husayn'i düşürüp hadisi mürsel olarak Ebu Seleme'nin Hz. Aişe'den (r.anha) rivayeti olarak vermiş, Zührî de bu hatayı ondan alarak devam ettirmiştir.] [Ebu Davud der ki: Bu hadisin bir benzerini Bakiyye, el-Evzâî'den, o Yahya'dan, o da Muhammed b. Zübeyir'den Ali b. Mübarek'in isnadıyla rivayet etmiştir.]
Bize Yakub b. Humeyd b. Kasib, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Amr b. Ebu Amr, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir ihtiyarın, iki oğlunun arasında (onlara dayanarak) yürüdüğünü gördü ve 'Buna ne oldu?" diye sordu. Oğulları da 'Ey Allah'ın Rasulü! (Bu babamızın Kâbe'ye kadar yürümek üzere adadığı) bir adaktır' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Ey ihtiyar! Bir bineğe bin. Zira Allah senden ve adadığından zengindir' buyurdu."
Bize Muhammed b. Yahya, ona İshak b. Muhammed el-Fervî, ona Abdullah b. Ömer, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Atâ, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir gün Mekke'de güneşin altında dikilen bir adama rastladı ve 'Buna ne oldu' diye sordu. Oradakiler 'Bu adam kendisini oruç tutmaya, konuşmamaya, akşama kadar gölgelenmemeye ve ayakta durmaya adadı' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Ona söyleyin, konuşsun, gölgelensin, otursun ve orucunu da tamamlasın' buyurdu." [Bize Hüseyin b. Muhammed b. Şenebe el-Vâsıtî, ona Alâ b. Abdülcabbar, ona Vüheyb, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin bir benzerini nakletmiştir. Allah en iyi bilendir.]