17 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona İsa b. Yunus, ona el-Ahdar b. Aclân, ona Ebu Bekir el-Hanefî, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre; Ensar'dan biri Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve bir şeyler istedi. Peygamber Efendimiz, "evinde bir şeyin yok mu?" diye sordu. Adam sadece bir çul var; onun bir kısmıyla örtünür, bir kısmını da altımıza sereriz. Bir de su içtiğimiz bir maşrapamız var” dedi. Hz. Peygamber; "onları bana getir!” buyurdu. Adam da getirdi. Rasulullah (sav) onları eline aldı ve "bunları kim satın alır?" diye sordu. Bir adam bir dirheme ben alırım dedi. Hz. Peygamber iki veya üç defa "bir dirhemden fazla veren var mı?" diye sordu. Bir başka adam ben iki dirhem veririm dedi. Hz. Peygamber bunları o adama verdi, iki dirhemi de alıp Ensari'ye verdi ve ona "bunun bir dirhemiyle yiyecek al, ailene götür, diğeriyle de bir balta al ve bana getir!" dedi. Adam gitti. Sonra bir balta ile geldi. Hz. Peygamber, kendi eliyle ona bir sap taktı, sonra da "git, odun topla ve sat! On beş gün boyunca seni görmeyeyim!" buyurdu. Adam söyleneni yaptı. Sonra on dirhem kazanarak geldi. Bu paranın bir kısmı ile bir elbise, bir kısmı ile de yiyecek aldı. Hz. Peygamber ona şunları söyledi: "Bu, senin için kıyamet günü yüzünde dilencilik yarası olduğu halde gelmenden daha hayırlıdır. Dilencilik, ancak şu üç kişi için câizdir: Şiddetli bir fakirliğe düşen veya ağır bir borç yükü altına giren veya can yakıcı bir kan diyetini ödemeyi yüklenen."