980 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Amr b. Yezid, ona Behz b. Esed, ona Şu'be, ona da Abdulmelik b. Meysere rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Nezzâl b. Sebre'yi şöyle derken işittim: "Ali'yi (ra) namaz kılarken gördüm. Namazdan sonra insanların ihtiyaçlarını dinlemek üzer oturdu. İkindi vakti girince bir kap su getirildi. Sudan bir avuç aldı ve onunla yüzünü, kollarını, başını ve ayaklarını mesh etti. Ardından suyun kalan kısmını ayakta içti ve şöyle dedi: 'Bazı insanlar bu yaptığımı uygun bulmuyorlar. Halbuki ben Rasulullah'ı (sav) böyle yaparken görmüştüm. Bu, abdestini bozmamış olan kişinin abdest alma şeklidir.' dedi"
Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Kardeşim Hafsa'nın yanına girdim, (yıkandığı için hala) saç örgülerinden su damlıyordu. Ona "İnsanların sorunu (Ali ile Muaviye'nin arasındaki hilafet kavgası) gördüğün gibi. Benimse idarecilikten nasibim yok. (bu yüzden hakem toplantısına katılmayacağım)" dedim. Hafsa "toplantılara katıl. Çünkü insanlar senin tavrını izliyorlar. katılmamanı muhalefet olarak algılamalarından çekiniyorum" dedi ve kardeşi İbn Ömer'i toplantıya gitmeye razı edene kadar ısrar etti. Toplantı bitip insanlar dağılınca Muaviye (kendisini halife varsayarak) kürsüye çıkıp insanlara hitap etti ve (Abdullah b. Ömer'i kast ederek) "bu (halife seçimi) konusunda bir diyeceği olan ve ortaya çıksın. Zira biz hilafete hem ondan hem de babasından daha fazla hak sahibiyiz" dedi. Habib b. Mesleme, İbn Ömer'e "Muaviye'ye cevap vermedin mi?" dedi. İbn Ömer "Hemen maşlahımın bağını çözüp ona 'sana ve babana karşı savaşan (Ali) halifelik işine senden daha lâyıktır' diyeyim istedim ama toplumu ayrılığa düşürecek, kan dökmeye yol açacak ve amacı dışında yorumlanacak bir söz söylemekten çekindim ve Allah'ın sabreden kuluna hazırladığı mükâfatını düşündüm ( de Muaviye'ye karşılık vermedim)." dedi. Bunun üzerine Habib "sen bir fitneden uzak durmuş ve fenalıktan korunmuşsun" dedi. Mahmud, Abdurrazzak'tan yaptığı rivayetinde "nesvâtuha" kelimesi "nevsâtuha" şeklinde söylemiştir.
Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Kardeşim Hafsa'nın yanına girdim, (yıkandığı için hala) saç örgülerinden su damlıyordu. Ona "İnsanların sorunu (Ali ile Muaviye'nin arasındaki hilafet kavgası) gördüğün gibi. Benimse idarecilikten nasibim yok. (bu yüzden hakem toplantısına katılmayacağım)" dedim. Hafsa "toplantılara katıl. Çünkü insanlar senin tavrını izliyorlar. katılmamanı muhalefet olarak algılamalarından çekiniyorum" dedi ve kardeşi İbn Ömer'i toplantıya gitmeye razı edene kadar ısrar etti. Toplantı bitip insanlar dağılınca Muaviye (kendisini halife varsayarak) kürsüye çıkıp insanlara hitap etti ve (Abdullah b. Ömer'i kast ederek) "bu (halife seçimi) konusunda bir diyeceği olan ve ortaya çıksın. Zira biz hilafete hem ondan hem de babasından daha fazla hak sahibiyiz" dedi. Habib b. Mesleme, İbn Ömer'e "Muaviye'ye cevap vermedin mi?" dedi. İbn Ömer "Hemen maşlahımın bağını çözüp ona 'sana ve babana karşı savaşan (Ali) halifelik işine senden daha lâyıktır' diyeyim istedim ama toplumu ayrılığa düşürecek, kan dökmeye yol açacak ve amacı dışında yorumlanacak bir söz söylemekten çekindim ve Allah'ın sabreden kuluna hazırladığı mükâfatını düşündüm ( de Muaviye'ye karşılık vermedim)." dedi. Bunun üzerine Habib "sen bir fitneden uzak durmuş ve fenalıktan korunmuşsun" dedi. Mahmud, Abdurrazzak'tan yaptığı rivayetinde "nesvâtuha" kelimesi "nevsâtuha" şeklinde söylemiştir.
Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Kardeşim Hafsa'nın yanına girdim, (yıkandığı için hala) saç örgülerinden su damlıyordu. Ona "İnsanların sorunu (Ali ile Muaviye'nin arasındaki hilafet kavgası) gördüğün gibi. Benimse idarecilikten nasibim yok. (bu yüzden hakem toplantısına katılmayacağım)" dedim. Hafsa "toplantılara katıl. Çünkü insanlar senin tavrını izliyorlar. katılmamanı muhalefet olarak algılamalarından çekiniyorum" dedi ve kardeşi İbn Ömer'i toplantıya gitmeye razı edene kadar ısrar etti. Toplantı bitip insanlar dağılınca Muaviye (kendisini halife varsayarak) kürsüye çıkıp insanlara hitap etti ve (Abdullah b. Ömer'i kast ederek) "bu (halife seçimi) konusunda bir diyeceği olan ve ortaya çıksın. Zira biz hilafete hem ondan hem de babasından daha fazla hak sahibiyiz" dedi. Habib b. Mesleme, İbn Ömer'e "Muaviye'ye cevap vermedin mi?" dedi. İbn Ömer "Hemen maşlahımın bağını çözüp ona 'sana ve babana karşı savaşan (Ali) halifelik işine senden daha lâyıktır' diyeyim istedim ama toplumu ayrılığa düşürecek, kan dökmeye yol açacak ve amacı dışında yorumlanacak bir söz söylemekten çekindim ve Allah'ın sabreden kuluna hazırladığı mükâfatını düşündüm ( de Muaviye'ye karşılık vermedim)." dedi. Bunun üzerine Habib "sen bir fitneden uzak durmuş ve fenalıktan korunmuşsun" dedi. Mahmud, Abdurrazzak'tan yaptığı rivayetinde "nesvâtuha" kelimesi "nevsâtuha" şeklinde söylemiştir.
Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Kardeşim Hafsa'nın yanına girdim, (yıkandığı için hala) saç örgülerinden su damlıyordu. Ona "İnsanların sorunu (Ali ile Muaviye'nin arasındaki hilafet kavgası) gördüğün gibi. Benimse idarecilikten nasibim yok. (bu yüzden hakem toplantısına katılmayacağım)" dedim. Hafsa "toplantılara katıl. Çünkü insanlar senin tavrını izliyorlar. katılmamanı muhalefet olarak algılamalarından çekiniyorum" dedi ve kardeşi İbn Ömer'i toplantıya gitmeye razı edene kadar ısrar etti. Toplantı bitip insanlar dağılınca Muaviye (kendisini halife varsayarak) kürsüye çıkıp insanlara hitap etti ve (Abdullah b. Ömer'i kast ederek) "bu (halife seçimi) konusunda bir diyeceği olan ve ortaya çıksın. Zira biz hilafete hem ondan hem de babasından daha fazla hak sahibiyiz" dedi. Habib b. Mesleme, İbn Ömer'e "Muaviye'ye cevap vermedin mi?" dedi. İbn Ömer "Hemen maşlahımın bağını çözüp ona 'sana ve babana karşı savaşan (Ali) halifelik işine senden daha lâyıktır' diyeyim istedim ama toplumu ayrılığa düşürecek, kan dökmeye yol açacak ve amacı dışında yorumlanacak bir söz söylemekten çekindim ve Allah'ın sabreden kuluna hazırladığı mükâfatını düşündüm ( de Muaviye'ye karşılık vermedim)." dedi. Bunun üzerine Habib "sen bir fitneden uzak durmuş ve fenalıktan korunmuşsun" dedi. Mahmud, Abdurrazzak'tan yaptığı rivayetinde "nesvâtuha" kelimesi "nevsâtuha" şeklinde söylemiştir.