Giriş


    Öneri Formu
13429 M007035 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 9


    Öneri Formu
13431 M007036 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 10

Bize Ebu Nuaym, ona Fitr, ona İsmâil b. Recâ, ona babası, ona da Ebu Saîd el-Hudrî 'Biz Rasulullah’ı (sav) bekleyerek oturuyorduk' dedi ve (Önceki hadiste geçtiği gibi) hadisi zikretti. Ancak rivayetinde 'Ben ona müjde vermek için yanına vardım. O ise başını kaldırmadı. Sanki (bu sözü) zaten işitmiş gibiydi.' ifadesini aktardı.


Açıklama: hadisin metni için HM011795 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
52344 HM011797 İbn Hanbel, III, 82

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Hz Peygamber (sav) ağırlaşıp da ağrısı şiddetlendiği zaman, benim evimde bakılmak üzere eşlerinden izin istedi. Onlar da kendisine izin verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bir tarafında Abbas, diğer tarafında başka bir kimseyle birlikte ayakları yerde sürünerek evinden çıktı. Ubeydullah b. Abdullah şöyle dedi: Aişe'nin bu dediğini İbn Abbas'a zikrettim. O bana 'Aişe'nin ismini söylemediği kişinin kim olduğunu biliyor musun?' dedi. Ben de 'Hayır', dedim. O, Ali b. Ebu Talib'tir, dedi.


    Öneri Formu
4887 B000665 Buhari, Ezan, 39

Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Şurahbîl b. Müdrik el-Cu'fî, ona Abdullah b. Nücey el-Hadramî, ona babası (Nücey el-Hadramî), ona da Hz. Ali (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah'ın yanında, başka hiç kimseye nasip olmayacak kadar üstün bir konumum vardı. Her seher vakti kendisine gider, selâm verir, boğazını temizleyene (sesimi duyduğunu hissettirecek şekilde hafifçe öksürene) kadar, selam vermeye devam ederdim. Yine bir gece geldim ve 'es-Selâmun aleyke ey Allah'ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine bana 'Yavaş ol (Acele etme), ey Ebu Hasan, bekle yanına çıkayım' buyurdu. Yanıma çıktığında 'Ey Allah’ın Peygamberi! Seni kızdıran biri mi oldu?' dedim, bana 'Hayır' dedi. 'Peki o hâlde, neden daha önceki gecelerde benimle konuşmadığın halde bu gece konuştun' dedim, şöyle cevap verdi: Hücrede bir kıpırtı duydum 'Kim o?' diye sordum. 'Ben Cebrail'im' dedi. 'Buyur gir' dedim. 'Hayır, sen dışarı çık' dedi. Ben de çıktım. Cebrail 'Evinde öyle bir şey var ki, orada bulunduğu sürece hiçbir melek oraya girmez' dedi. 'Ey Cebrail, böyle bir şey olduğunu bilmiyorum' dedim. 'Git bak, araştır' dedi. Eve girdim, baktım ki sadece Hasan’ın oynadığı bir köpek yavrusu var. 'Sadece bir köpek yavrusu buldum' dedim. Bunun üzerine Cebrail 'Üç şey vardır ki, bir mekânda bulundukça oraya asla melek girmez: Bunlardan biri köpek, biri cünüplük, diğeri de ruh taşıyan varlığın sureti (heykeli, resmi)' dedi."


    Öneri Formu
41762 HM000647 İbn Hanbel, I, 85

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Yakûb b. Abdurrahman, ona Ebu Hazım, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Hayber günü 'Yarın bu sancağı öyle bir adama vereceğim ki, Allah onun eliyle (bizi) zafere ulaştıracak. O, Allah’ı ve Rasulü’nü sever, Allah ve Rasulü de onu sever' buyurdu. O gece insanlar, 'Acaba sancak kime verilecek?' diye kendi aralarında konuşarak sabahladılar. Sabah olunca herkes Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldi. Hepsi de sancağın kendilerine verilmesini umuyorlardı. Rasulullah (sav) 'Ali b. Ebu Talib nerede?' diye sordu. 'Ey Allah’ın Rasulü! O, gözlerinden rahatsız' dediler. Rasulullah (sav), 'Onu çağırın' buyurdu. Ali getirildi. Rasulullah (sav) onun gözlerine tükürüğünü sürdü ve dua etti, böylece gözleri, sanki hiç ağrısı olmamış gibi, tamamen iyileşti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) sancağı ona verdi. Ali 'Ey Allah’ın Rasulü! Onlarla (Yahudilerle), bizim gibi (Müslüman) olana kadar çarpışacağım' dedi. Rasulullah (sav) de 'Acele etmeden, sükûnetle git, onların sahasına var, sonra onları İslâm’a davet et ve Allah’ın onlara farz kıldığı hakları kendilerine haber ver. Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın senin aracılığınla bir kişiyi hidayete erdirmesi, senin için kırmızı develere sahip olmaktan daha hayırlıdır' buyurdu."


    Öneri Formu
72725 HM023209 İbn Hanbel, V, 333

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Hz Peygamber (sav) ağırlaşıp da ağrısı şiddetlendiği zaman, benim evimde bakılmak üzere eşlerinden izin istedi. Onlar da kendisine izin verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bir tarafında Abbas, diğer tarafında başka bir kimseyle birlikte ayakları yerde sürünerek evinden çıktı. Ubeydullah b. Abdullah şöyle dedi: Aişe'nin bu dediğini İbn Abbas'a zikrettim. O bana 'Aişe'nin ismini söylemediği kişinin kim olduğunu biliyor musun?' dedi. Ben de 'Hayır', dedim. O, Ali b. Ebu Talib'tir, dedi.


    Öneri Formu
278280 B000665-2 Buhari, Ezan, 39


    Öneri Formu
22193 B006266 Buhari, İsti'zan, 29


    Öneri Formu
76251 HM027075 İbn Hanbel, VI, 296


    Öneri Formu
76410 HM027135 İbn Hanbel, VI, 304