Öneri Formu
Hadis Id, No:
20307, T001608
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: جَاءَتْ فَاطِمَةُ إِلَى أَبِى بَكْرٍ فَقَالَتْ: مَنْ يَرِثُكَ؟ قَالَ أَهْلِى وَوَلَدِى . قَالَتْ: فَمَا لِى لاَ أَرِثُ أَبِى؟ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ نُورَثُ » . وَلَكِنِّى أَعُولُ مَنْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَعُولُهُ وَأُنْفِقُ عَلَى مَنْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُنْفِقُ عَلَيْهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَطَلْحَةَ وَالزُّبَيْرِ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَسَعْدٍ وَعَائِشَةَ . وَحَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ إِنَّمَا أَسْنَدَهُ حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ وَعَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ عَطَاءٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ: لاَ أَعْلَمُ أَحَدًا رَوَاهُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ إِلاَّ حَمَّادَ بْنَ سَلَمَةَ . وَرَوَى عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ عَطَاءٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ نَحْوَ رِوَايَةِ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna (el-Anezî), ona Ebu Velid (Hişam b. Abdulmelik el-Bahilî), ona Hammad b. Seleme (el-Basrî), ona da Muhammed b. Amr (el-Leysî), Ebu Hüreyre’nin şöyle anlattığını nakletti: (Hz. Peygamber’in kızı) Fatıma, Ebu Bekir’e gelerek “Sana kim varis olur?” diye sordu. Ebu Bekir “Ailem ve çocuklarım” dedi. Fatıma “O halde ben babama neden varis olamıyorum?” diye sordu. Ebu Bekir şöyle dedi: “Ben Rasulullah’ın (sav) ‘(Biz Peygamberler) miras bırakmayız’ dediğini işittim. Fakat Rasulullah’ın (sav) geçimini sağladığı kimselere ben de bakacağım, onun nafakalarını temin ettiği kimselerin giderlerini ben de karşılıyacağım.”
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Talha, Zübeyr, Abdurrahman b. Avf, Sa’d ve Aişe’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu Hüreyre hadisi bu şekliyle hasen-garibtir. Hadisi sadece Hammad b. Seleme ve Abdulvehhab b. Atâ, Muhammed b. Amr ve Ebu Seleme vasıtası ile Ebu Hüreyre’den muttasıl olarak rivayet etmişlerdir.
Bu hadisi Muhammed’e sordum şöyle dedi: Bu hadisi Hammad b. Seleme’den başka hiçbir kimsenin Muhammed b. Amr ve Ebu Seleme vasıtası ile Ebu Hüreyre’den rivayet ettiğini bilmiyorum.
Abdulvehhab b. Atâ, Muhammed b. Amr ve Ebu Seleme vasıtası ile Ebu Hüreyre’den Hammad b. Seleme’nin rivayetine benzer şekilde bir rivayette bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 44, 4/157
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
3. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Bilgi, bilgiye ulaşmak için akıl yürütme
Hz. Peygamber, mirası
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Sahabe, anlayış farklılıkları
فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ ، مَا تَرَكْنَا فَهْوَ صَدَقَةٌ ، إِنَّمَا يَأْكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ مِنْ هَذَا الْمَالِ - يَعْنِى مَالَ اللَّهِ - لَيْسَ لَهُمْ أَنْ يَزِيدُوا عَلَى الْمَأْكَلِ » . وَإِنِّى وَاللَّهِ لاَ أُغَيِّرُ شَيْئًا مِنْ صَدَقَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الَّتِى كَانَتْ عَلَيْهَا فِى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ، وَلأَعْمَلَنَّ فِيهَا بِمَا عَمِلَ فِيهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَتَشَهَّدَ عَلِىٌّ ، ثُمَّ قَالَ إِنَّا قَدْ عَرَفْنَا يَا أَبَا بَكْرٍ فَضِيلَتَكَ . وَذَكَرَ قَرَابَتَهُمْ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَحَقَّهُمْ . فَتَكَلَّمَ أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ ، لَقَرَابَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ أَصِلَ مِنْ قَرَابَتِى .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34774, B003712
Hadis:
فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ ، مَا تَرَكْنَا فَهْوَ صَدَقَةٌ ، إِنَّمَا يَأْكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ مِنْ هَذَا الْمَالِ - يَعْنِى مَالَ اللَّهِ - لَيْسَ لَهُمْ أَنْ يَزِيدُوا عَلَى الْمَأْكَلِ » . وَإِنِّى وَاللَّهِ لاَ أُغَيِّرُ شَيْئًا مِنْ صَدَقَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الَّتِى كَانَتْ عَلَيْهَا فِى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ، وَلأَعْمَلَنَّ فِيهَا بِمَا عَمِلَ فِيهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَتَشَهَّدَ عَلِىٌّ ، ثُمَّ قَالَ إِنَّا قَدْ عَرَفْنَا يَا أَبَا بَكْرٍ فَضِيلَتَكَ . وَذَكَرَ قَرَابَتَهُمْ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَحَقَّهُمْ . فَتَكَلَّمَ أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ ، لَقَرَابَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ أَصِلَ مِنْ قَرَابَتِى .
Tercemesi:
Ebu Bekir dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Biz (Peygamberler topluluğu) miras bırakmayız. Bizim bıraktığımız mal, sadakadır.” Muhammed ailesi ancak bu maldan, yani mülkiyeti Allah'ın olan bu maldan yer. Onların yenilecek miktar üzerine artırma yapma hakları yoktur. Vallahi ben, Nebi'nin (sav) sadakalarından hiçbir şeyi değiştirmem. Rasulullah'ın (sav) bu mallar üzerinde yaptığı uygulamanın aynısını yaparım.
(Hz. Fatıma'nın vefatından sonra) Ali bunun böyle olduğuna şehadet etti ve şöyle dedi: Ey Ebu Bekir! Esasen biz senin faziletini tanıyıp bilmişizdir. Ali, kendilerinin Rasulullah'a (sav) olan yakınlıklarından ve haklarından söz etti. Bunun üzerine Ebu Bekir de şöyle dedi: Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Raslullah'a (sav) akraba olma (ayrıcalığı), bana kendi akrabalarımın hal ve hatırlarını sorup yardım etmekten daha sevimlidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 12, 1/946
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
6. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ أَنَّ أَزْوَاجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَدْنَ أَنْ يَبْعَثْنَ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ إِلَى أَبِى بَكْرٍ الصِّدِّيقِ فَيَسْأَلْنَهُ مِيرَاثَهُنَّ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ لَهُنَّ عَائِشَةُ أَلَيْسَ قَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا فَهُوَ صَدَقَةٌ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39546, MU001840
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ أَنَّ أَزْوَاجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَدْنَ أَنْ يَبْعَثْنَ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ إِلَى أَبِى بَكْرٍ الصِّدِّيقِ فَيَسْأَلْنَهُ مِيرَاثَهُنَّ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ لَهُنَّ عَائِشَةُ أَلَيْسَ قَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا فَهُوَ صَدَقَةٌ.
Tercemesi:
Bize Malik, ona da (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), Urve b. Zübeyr (el-Esedî)’nin şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) vefat edince, hanımları Osman b. Affan’ı (ra) Ebu Bekir’e (ra) gönderip Resulullah’tan (sav) kendilerine düşen mirası ondan talep etmesini istediler. Bunun üzerine müminlerin annesi Hz. Aişe (r.anha) onlara "Resulullah (sav) 'Biz miras bırakmayız, bizim bıraktığımız sadakadır' buyurmamış mıydı?" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kelâm 1840, 1/386
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
وَحَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لاَ يَقْتَسِمُ وَرَثَتِى دَنَانِيرَ مَا تَرَكْتُ بَعْدَ نَفَقَةِ نِسَائِى وَمُؤْنَةِ عَامِلِى فَهُوَ صَدَقَةٌ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39547, MU001841
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لاَ يَقْتَسِمُ وَرَثَتِى دَنَانِيرَ مَا تَرَكْتُ بَعْدَ نَفَقَةِ نِسَائِى وَمُؤْنَةِ عَامِلِى فَهُوَ صَدَقَةٌ.
Tercemesi:
Bize Malik, ona Ebu Zinad (Abdullah b. Zekvan el-Kuraşî), ona (Ebu Davud) A’rec (Abdurrahman b. Hürmüz), ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: (Vefatımda) benim mirasçılarım dînâr (ve dirhem) paylaşmazlar. Hanımlarımın nafakalarından ve (hurmalıklarımda çalışan) işçimin ücretinden sonra geriye bıraktığım şeyler, sadakadır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kelâm 1841, 1/386
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
Konular:
Haklar, İşçi hakları
Hz. Peygamber, mirası
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى مَالِكُ بْنُ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ ، وَكَانَ مُحَمَّدُ بْنُ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ ذَكَرَ لِى مِنْ حَدِيثِهِ ذَلِكَ ، فَانْطَلَقْتُ حَتَّى دَخَلْتُ عَلَيْهِ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ انْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى عُمَرَ فَأَتَاهُ حَاجِبُهُ يَرْفَأُ فَقَالَ هَلْ لَكَ فِى عُثْمَانَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ وَالزُّبَيْرِ وَسَعْدٍ قَالَ نَعَمْ . فَأَذِنَ لَهُمْ ، ثُمَّ قَالَ هَلْ لَكَ فِى عَلِىٍّ وَعَبَّاسٍ قَالَ نَعَمْ . قَالَ عَبَّاسٌ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ اقْضِ بَيْنِى وَبَيْنَ هَذَا . قَالَ أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى بِإِذْنِهِ تَقُومُ السَّمَاءُ وَالأَرْضُ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » . يُرِيدُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَفْسَهُ . فَقَالَ الرَّهْطُ قَدْ قَالَ ذَلِكَ . فَأَقْبَلَ عَلَى عَلِىٍّ وَعَبَّاسٍ فَقَالَ هَلْ تَعْلَمَانِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ذَلِكَ قَالاَ قَدْ قَالَ ذَلِكَ . قَالَ عُمَرُ فَإِنِّى أُحَدِّثُكُمْ عَنْ هَذَا الأَمْرِ ، إِنَّ اللَّهَ قَدْ كَانَ خَصَّ رَسُولَهُ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا الْفَىْءِ بِشَىْءٍ لَمْ يُعْطِهِ أَحَدًا غَيْرَهُ ، فَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ ( مَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ ) إِلَى قَوْلِهِ ( قَدِيرٌ ) فَكَانَتْ خَالِصَةً لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاللَّهِ مَا احْتَازَهَا دُونَكُمْ ، وَلاَ اسْتَأْثَرَ بِهَا عَلَيْكُمْ ، لَقَدْ أَعْطَاكُمُوهُ وَبَثَّهَا فِيكُمْ ، حَتَّى بَقِىَ مِنْهَا هَذَا الْمَالُ ، فَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُنْفِقُ عَلَى أَهْلِهِ مِنْ هَذَا الْمَالِ نَفَقَةَ سَنَتِهِ ، ثُمَّ يَأْخُذُ مَا بَقِىَ فَيَجْعَلُهُ مَجْعَلَ مَالِ اللَّهِ ، فَعَمِلَ بِذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَيَاتَهُ ، أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ هَلْ تَعْلَمُونَ ذَلِكَ قَالُوا نَعَمْ . ثُمَّ قَالَ لِعَلِىٍّ وَعَبَّاسٍ أَنْشُدُكُمَا بِاللَّهِ هَلْ تَعْلَمَانِ ذَلِكَ قَالاَ نَعَمْ . فَتَوَفَّى اللَّهُ نَبِيَّهُ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ أَنَا وَلِىُّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَبَضَهَا فَعَمِلَ بِمَا عَمِلَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ تَوَفَّى اللَّهُ أَبَا بَكْرٍ فَقُلْتُ أَنَا وَلِىُّ وَلِىِّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَبَضْتُهَا سَنَتَيْنِ أَعْمَلُ فِيهَا مَا عَمِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبُو بَكْرٍ ، ثُمَّ جِئْتُمَانِى وَكَلِمَتُكُمَا وَاحِدَةٌ ، وَأَمْرُكُمَا جَمِيعٌ ، جِئْتَنِى تَسْأَلُنِى نَصِيبَكَ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ ، وَأَتَانِى هَذَا يَسْأَلُنِى نَصِيبَ امْرَأَتِهِ مِنْ أَبِيهَا فَقُلْتُ إِنْ شِئْتُمَا دَفَعْتُهَا إِلَيْكُمَا بِذَلِكَ ، فَتَلْتَمِسَانِ مِنِّى قَضَاءً غَيْرَ ذَلِكَ ، فَوَاللَّهِ الَّذِى بِإِذْنِهِ تَقُومُ السَّمَاءُ وَالأَرْضُ ، لاَ أَقْضِى فِيهَا قَضَاءً غَيْرَ ذَلِكَ حَتَّى تَقُومَ السَّاعَةُ ، فَإِنْ عَجَزْتُمَا فَادْفَعَاهَا إِلَىَّ ، فَأَنَا أَكْفِيكُمَاهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25057, B006728
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى مَالِكُ بْنُ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ ، وَكَانَ مُحَمَّدُ بْنُ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ ذَكَرَ لِى مِنْ حَدِيثِهِ ذَلِكَ ، فَانْطَلَقْتُ حَتَّى دَخَلْتُ عَلَيْهِ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ انْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى عُمَرَ فَأَتَاهُ حَاجِبُهُ يَرْفَأُ فَقَالَ هَلْ لَكَ فِى عُثْمَانَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ وَالزُّبَيْرِ وَسَعْدٍ قَالَ نَعَمْ . فَأَذِنَ لَهُمْ ، ثُمَّ قَالَ هَلْ لَكَ فِى عَلِىٍّ وَعَبَّاسٍ قَالَ نَعَمْ . قَالَ عَبَّاسٌ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ اقْضِ بَيْنِى وَبَيْنَ هَذَا . قَالَ أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى بِإِذْنِهِ تَقُومُ السَّمَاءُ وَالأَرْضُ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » . يُرِيدُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَفْسَهُ . فَقَالَ الرَّهْطُ قَدْ قَالَ ذَلِكَ . فَأَقْبَلَ عَلَى عَلِىٍّ وَعَبَّاسٍ فَقَالَ هَلْ تَعْلَمَانِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ذَلِكَ قَالاَ قَدْ قَالَ ذَلِكَ . قَالَ عُمَرُ فَإِنِّى أُحَدِّثُكُمْ عَنْ هَذَا الأَمْرِ ، إِنَّ اللَّهَ قَدْ كَانَ خَصَّ رَسُولَهُ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا الْفَىْءِ بِشَىْءٍ لَمْ يُعْطِهِ أَحَدًا غَيْرَهُ ، فَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ ( مَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ ) إِلَى قَوْلِهِ ( قَدِيرٌ ) فَكَانَتْ خَالِصَةً لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاللَّهِ مَا احْتَازَهَا دُونَكُمْ ، وَلاَ اسْتَأْثَرَ بِهَا عَلَيْكُمْ ، لَقَدْ أَعْطَاكُمُوهُ وَبَثَّهَا فِيكُمْ ، حَتَّى بَقِىَ مِنْهَا هَذَا الْمَالُ ، فَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُنْفِقُ عَلَى أَهْلِهِ مِنْ هَذَا الْمَالِ نَفَقَةَ سَنَتِهِ ، ثُمَّ يَأْخُذُ مَا بَقِىَ فَيَجْعَلُهُ مَجْعَلَ مَالِ اللَّهِ ، فَعَمِلَ بِذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَيَاتَهُ ، أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ هَلْ تَعْلَمُونَ ذَلِكَ قَالُوا نَعَمْ . ثُمَّ قَالَ لِعَلِىٍّ وَعَبَّاسٍ أَنْشُدُكُمَا بِاللَّهِ هَلْ تَعْلَمَانِ ذَلِكَ قَالاَ نَعَمْ . فَتَوَفَّى اللَّهُ نَبِيَّهُ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ أَنَا وَلِىُّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَبَضَهَا فَعَمِلَ بِمَا عَمِلَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ تَوَفَّى اللَّهُ أَبَا بَكْرٍ فَقُلْتُ أَنَا وَلِىُّ وَلِىِّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَبَضْتُهَا سَنَتَيْنِ أَعْمَلُ فِيهَا مَا عَمِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبُو بَكْرٍ ، ثُمَّ جِئْتُمَانِى وَكَلِمَتُكُمَا وَاحِدَةٌ ، وَأَمْرُكُمَا جَمِيعٌ ، جِئْتَنِى تَسْأَلُنِى نَصِيبَكَ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ ، وَأَتَانِى هَذَا يَسْأَلُنِى نَصِيبَ امْرَأَتِهِ مِنْ أَبِيهَا فَقُلْتُ إِنْ شِئْتُمَا دَفَعْتُهَا إِلَيْكُمَا بِذَلِكَ ، فَتَلْتَمِسَانِ مِنِّى قَضَاءً غَيْرَ ذَلِكَ ، فَوَاللَّهِ الَّذِى بِإِذْنِهِ تَقُومُ السَّمَاءُ وَالأَرْضُ ، لاَ أَقْضِى فِيهَا قَضَاءً غَيْرَ ذَلِكَ حَتَّى تَقُومَ السَّاعَةُ ، فَإِنْ عَجَزْتُمَا فَادْفَعَاهَا إِلَىَّ ، فَأَنَا أَكْفِيكُمَاهَا .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bukeyr (el-Kuraşî), ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî), Ona da Ukayl (b. Halid el-Eylî), (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî’nin) şöyle anlattığını nakaletti: Muhammed b. Cübeyr b. Mut’im bana onun (Malik b. Evs b. Hadesân’ın) hadisinden bir kısmını zikretmişti. Ben yola çıktım ve nihayet onun (Malik b. Evs'in) huzuruna girdim ve ona bu hadisi sordum. Bunun üzerine (Malik b. Evs de) bana şöyle dedi: Yola çıkıp Hz. Ömer’in huzuruna girdim. (Çünkü Ömer beni huzuruna çağırmıştı.) (Biz onun yanında otururken) Ömer'in teşrifat memuru Yerfa' geldi ve “(Ey Mü'minlerin Emiri!) Osman, Abdurrahman, Zubeyr ve Sa'd’in (huzurunuza girmelerine) izin verir misin?” dedi. Ömer “Peki” deyip onların içeriye girmelerine izin verdi. Yerfa' (bir süre dışarıda) kaldıktan sonra yine geldi ve Ömer’e “Ali ve Abbas’ın da girmesine iznin var mı?” dedi. Ömer “Peki” deyip onlara da izin verdi. Ali ve Abbas içeri girince selam verip oturdular. Abbas “Ey Mü'minlerin Emiri! Benimle şu (Ali) arasında hüküm ver” dedi. Bunun üzerine Ömer “Göğün ve yerin emriyle, iradesiyle varlığını koruduğu Allah hakkı için size sorarım. Rasulullah (sav) kendisini kastederek “Biz (Peygamberler topluluğu) miras bırakmayız. Bizim bıraktığımız mal, sadakadır" buyurduğunu biliyor musunuz?” dedi. Orada bulunan topluluk (Osman ve arkadaşları) “Evet, Rasul-i Ekrem böyle buyurdu” diye tasdik ettiler. Bunun üzerine Ömer, Ali ile Abbas'a döndü ve “Rasulullah'ın (sav) böyle buyurduğunu sizler de biliyor musunuz?” dedi. Ali ile Abbas “Evet böyle buyurmuştur” diye tasdik ettiler. Bunun üzerine Ömer şöyle devam etti: “Şimdi ben size bu konu hakkında bilgi vereyim. Şüphesiz Allah (Taâlâ) bu fey'de tasarrufu Rasulüne tahsis etti, ondan başka kimseye bu hakkı vermedi. Yüce Allah (Kur'an’da) “Allah’ın onlardan alıp Rasulüne fey‘ olarak verdikleri için siz at veya deve koşturmuş değilsiniz. Ama Allah, elçilerini dilediği kimselere üstün kılar. Allah, her şeye kadirdir” (Haşr, 59/6) buyurmuştur. Dolayısıyla bu malda tasarruf hakkı sadece Rasûlulullah’a (sav) mahsus olmuştur. Sonra vallahi O (sav) bu malı sizi göz ardı edip de eline geçirmedi, sizi ihmal edip de kendi tekeline almadı. Bu fey’i size verdi ve aranızda taksim etti. Nihayet fey’ malından kendine (hisse istediğiniz Fedek, Hayber ve Nadir oğulları bölgelerindeki araziler) kaldı. Rasulullah (sav) bu maldan ailesinin bir senelik nafakasını ayırır, onlara infak ederdi. Sonra bundan arta kalanı alırdı. Onu Allah'ın malı olarak (vakıf) kılardı. Bu malı Rasulullah (sav) sağlığında böyle kullandı. Şimdi size Allah adiyle soruyorum: Bunun böyle olduğunu biliyor musunuz?” (Huzurunda) hazır bulunanlar “Evet” diye tasdik ettiler. Ömer, Ali ile Abbas'a hitaben de “Size de Allah adiyle soruyorum: Sizler de bunu böyle biliyor musunuz?” dedi. Ali ile Abbas da “Evet” diye tasdik ettiler. Ömer devamla şöyle dedi: “Sonra Allah (cc), Nebisini vefat ettirdi. Ebu Bekir ‘Ben Allah Rasulü'nün velisiyim’ deyip bu mallara el koydu ve onları Rasulullah'ın (sav) kullandığı gibi kullandı. Sonra Allah Ebu Bekir'i vefat ettirdi. Ben de ‘Rasulullah’ın (sav) velisinin velisiyim’ dedim ve emirliğimin ilk iki yılında bu mala el koydum. Ve onu Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir'in kullandığı gibi kullanıp idare ediyordum. Sonra ikiniz beraberce bana geldiniz, sözleriniz bir, aranızda ihtilaf yoktu. (Ey Abbas!) Sen bana geldin, benden kardeşinin oğlundan gelecek hisseni istiyordun. (Ali'yi kastederek) Bu da gelip benden eşinin babasından düşen miras payını istiyordu. Size dedim ki: ‘Eğer dilerseniz bu malları size bu şartla vereyim.’ (Ve böylece size verdim.) Şimdi benden bundan başka hüküm mü istiyorsunuz? Göğün ve yerin izniyle ve iradesiyle varlığını koruduğu Allah'a yemin ederim ki ben kıyamet kopuncaya kadar bunun haricinde bir hüküm vermem. Eğer siz malları bu şartla idareden aciz olduysanız, onları bana geri veriniz. Ben onları sizin hesabınıza yeterlilikle idare ederim!”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ferâiz 3, 2/617
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Said Malik b. Evs en-Nasrî (Malik b. Evs b. Hadesân b. Nasr b. Muaviye)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Hz. Peygamber, vefatından sonra yakınlarına verilen mallar (Fey)
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25037, B006725
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ فَاطِمَةَ وَالْعَبَّاسَ - عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ - أَتَيَا أَبَا بَكْرٍ يَلْتَمِسَانِ مِيرَاثَهُمَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُمَا حِينَئِذٍ يَطْلُبَانِ أَرْضَيْهِمَا مِنْ فَدَكَ ، وَسَهْمَهُمَا مِنْ خَيْبَرَ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed (el-Cu'fî), ona Hişam (b. Yusuf el-Ebnâvî), ona Ma’mer (b. Raşid el-Ezdî), ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona da Urve (b. Zübeyr el-Esedî) Aişe’nin (r.anha) şöyle anlattığını nakleti: Fatıma ile Abbas aleyhime's-selâm Rasulullah’tan (sav) miraslarını talep etmek üzere Ebu Bekir’e geldiler. Onlar o zaman (Ebu Bekir'den) Fedek’ten (kendilerine intikal edecek) arazilerini ve Hayber’den (gelecek) hisselerini istiyorlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ferâiz 3, 2/617
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Abdurrahman Hişam b. Yusuf el-Ebnâvî (Hişam b. Yusuf)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Yargı, miras Hukuku
فَقَالَ لَهُمَا أَبُو بَكْرٍ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ نُورَثُ ، مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ ، إِنَّمَا يَأْكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ مِنْ هَذَا الْمَالِ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ وَاللَّهِ لاَ أَدَعُ أَمْرًا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصْنَعُهُ فِيهِ إِلاَّ صَنَعْتُهُ . قَالَ فَهَجَرَتْهُ فَاطِمَةُ ، فَلَمْ تُكَلِّمْهُ حَتَّى مَاتَتْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25039, B006726
Hadis:
فَقَالَ لَهُمَا أَبُو بَكْرٍ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ نُورَثُ ، مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ ، إِنَّمَا يَأْكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ مِنْ هَذَا الْمَالِ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ وَاللَّهِ لاَ أَدَعُ أَمْرًا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصْنَعُهُ فِيهِ إِلاَّ صَنَعْتُهُ . قَالَ فَهَجَرَتْهُ فَاطِمَةُ ، فَلَمْ تُكَلِّمْهُ حَتَّى مَاتَتْ .
Tercemesi:
Ebu Bekir onlara şöyle dedi: Ben Rasulullah'tan (sav) işittim şöyle diyordu: “Biz (Peygamberler topluluğu) miras bırakmayız. Bizim bıraktığımız mal, sadakadır. Muhammed ailesi ancak bu maldan, (yani mülkiyeti Allah'ın olan bu maldan) yer.”
Ebu Bekir (devamla) “Vallahi ben Rasulullah'ın (sav) o malda yapmakta olduğunu gördüğüm hiçbir şeyi terk etmem, muhakkak onu yaparım!” dedi.
Ravi dedi ki: İşte Fatıma bundan dolayı Ebu Bekir'den ayrıldı da ölünceye kadar onunla konuşmadı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ferâiz 3, 2/617
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
6. Ebu Abdurrahman Hişam b. Yusuf el-Ebnâvî (Hişam b. Yusuf)
7. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Yargı, miras Hukuku
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبَانَ أَخْبَرَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25049, B006727
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبَانَ أَخْبَرَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Eban (el-Ezdî), ona (Abdullah) b.Mübarek (el-Hanzalî), ona Yunus (b. Yezid el-Eylî), ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona da Aişe Nebinin (sav) “Bize (Peygamberler topluluğu) miras bırakmayız. Bizim bıraktığımız mal, sadakadır” buyurduğunu nakletti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ferâiz 3, 2/617
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu İshak İsmail b. Eban el-Ezdî (İsmail b. Eban)
Konular:
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Yargı, miras Hukuku
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَقْتَسِمُ وَرَثَتِى دِينَارًا ، مَا تَرَكْتُ بَعْدَ نَفَقَةِ نِسَائِى وَمُؤْنَةِ عَامِلِى فَهْوَ صَدَقَةٌ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25061, B006729
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَقْتَسِمُ وَرَثَتِى دِينَارًا ، مَا تَرَكْتُ بَعْدَ نَفَقَةِ نِسَائِى وَمُؤْنَةِ عَامِلِى فَهْوَ صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize İsmail (b. Ebu Üveys el-Esbahî), ona Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Ebu Zinad (Abdullah b. Zekvan el-Kuraşî), ona A’rec (Abdurrahman b. Hürmüz), ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:"(Vefatımda) benim mirasçılarım dînâr (ve dirhem) paylaşmazlar. Hanımlarımın nafakalarından ve (hurmalıklarımda çalışan) işçimin ücretinden sonra geriye bıraktığım şeyler, sadakadır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ferâiz 3, 2/618
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Yargı, miras Hukuku
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها أَنَّ أَزْوَاجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَدْنَ أَنْ يَبْعَثْنَ عُثْمَانَ إِلَى أَبِى بَكْرٍ يَسْأَلْنَهُ مِيرَاثَهُنَّ . فَقَالَتْ عَائِشَةُ أَلَيْسَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25064, B006730
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها أَنَّ أَزْوَاجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَدْنَ أَنْ يَبْعَثْنَ عُثْمَانَ إِلَى أَبِى بَكْرٍ يَسْأَلْنَهُ مِيرَاثَهُنَّ . فَقَالَتْ عَائِشَةُ أَلَيْسَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme (el-Harisî), ona Malik (b. Enes el-Esbahî), ona (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), ona da Urve (b. Zübeyr el-Elesdî) Aişe’nin (r.anha) şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) vefat ettiği zaman Peygamber'in eşleri Osman’ı Ebu Bekir'e göndermeyi ve (Peygamber'den olan) miras paylarını (almayı) istediler. Bunun üzerine Aişe onlara “Rasulullah ‘Biz (Peygamberler topluluğu) miras bırakmayız. Bizim bıraktığımız mal, sadakadır’" buyurmadı mı” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ferâiz 3, 2/618
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Hz. Peygamber, vefatından sonra yakınlarına verilen mallar (Fey)
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Yargı, miras Hukuku