Öneri Formu
Hadis Id, No:
22353, N002555
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَزْهَرُ بْنُ جَمِيلٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ وَذَكَرَ عَوْنُ بْنُ أَبِى جُحَيْفَةَ قَالَ سَمِعْتُ الْمُنْذِرَ بْنَ جَرِيرٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى صَدْرِ النَّهَارِ فَجَاءَ قَوْمٌ عُرَاةً حُفَاةً مُتَقَلِّدِى السُّيُوفِ عَامَّتُهُمْ مِنْ مُضَرَ بَلْ كُلُّهُمْ مِنْ مُضَرَ فَتَغَيَّرَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِمَا رَأَى بِهِمْ مِنَ الْفَاقَةِ فَدَخَلَ ثُمَّ خَرَجَ فَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَذَّنَ فَأَقَامَ الصَّلاَةَ فَصَلَّى ثُمَّ خَطَبَ فَقَالَ « ( يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِى خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاءً وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِى تَسَاءَلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا ) وَ ( اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ ) تَصَدَّقَ رَجُلٌ مِنْ دِينَارِهِ مِنْ دِرْهَمِهِ مِنْ ثَوْبِهِ مِنْ صَاعِ بُرِّهِ مِنْ صَاعِ تَمْرِهِ - حَتَّى قَالَ - وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ » . فَجَاءَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ بِصُرَّةٍ كَادَتْ كَفُّهُ تُعْجِزُ عَنْهَا بَلْ قَدْ عَجَزَتْ ثُمَّ تَتَابَعَ النَّاسُ حَتَّى رَأَيْتُ كَوْمَيْنِ مِنْ طَعَامٍ وَثِيَابٍ حَتَّى رَأَيْتُ وَجْهَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَتَهَلَّلُ كَأَنَّهُ مُذْهَبَةٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَنَّ فِى الإِسْلاَمِ سُنَّةً حَسَنَةً فَلَهُ أَجْرُهَا وَأَجْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَيْئًا وَمَنْ سَنَّ فِى الإِسْلاَمِ سُنَّةً سَيِّئَةً فَعَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أَوْزَارِهِمْ شَيْئًا » .
Tercemesi:
Bize Ezher b. Cemil, ona Halid b. Haris, ona Şube (b. Haccâc), ona Avn b. Ebu Cuheyfe, ona da Münzir b. Cerir (el-Becelî), Babası (Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî)'nin şöyle dediğini rivayet etti:
Günün ortasında Rasulullah'la (sav) birlikte oturuyorduk. Mudar kabilesinden bir gurup insan (üzerlerinde doğru dürüst bir) elbiseleri olmaksızın ve ayakları çıplak bir vaziyette kılıçlarını kuşanmış olarak geldiler. Rasulullah (sav) bunların bu ihtiyaçlı hallerini görünce yüzünün rengi değişti. İçeri girdi sonra çıktı Bilal’e ezan okumasını emretti, kamet getirilip namaz kılındı sonra bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah’a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. ve (şu ayet) Allah’ın azabından korunmaya çalışın herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın…” İnsanlar dinarlarından dirhemlerinden, elbiselerinden buğday ve hurmasından bir hurma kadar bile olsa sadaka verdiler. Ensar’dan bir kimse zor taşıdığı bir sepet hurmayla geldi diğer insanlar da bunu takip ederek bir şeyler getirdiler, getirilen yiyecek ve giyeceklerin iki yığın olduğunu gördüm. Rasulullah'ın (sav) yüzü güldü ve sevinçten altın gibi parlıyordu. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kim İslâm’da iyi bir yol çığır açarsa, o kişiye hem bu yaptığının sevabı hem de bu yolda sevap işleyenlerin sevabı verilir diğerlerinin sevabından da hiçbir şey eksiltilmez. Her kim de İslâm da kötü örnek olacak bir çığır açarsa, hem bunun günahı hem de o yol üzere amel edenlerin günahı o kimseye yazılır ve diğerlerinin günahından da hiçbir şey eksilmez.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 64, /2253
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Münzir b. Cerir el-Becelî (Münzir b. Cerir b. Abdullah)
3. Avn b. Ebu Cuheyfe es-Süvâi (Avn b. Vehb b. Abdullah)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
6. Ebu Muhammed Ezher b. Cemil el-Haşimî (Ezher b. Cemil b. Cenah)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, kızması / gazabı/ buğzetmesi ve sebepleri
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
İman, Esasları, Ahirete, ahiret için çalışmak
KTB, İMAN
Kulluk, Allah korkusu ve ondan dolayı ağlamak
Müslüman, Allah sevgisi
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, Allah için vermek
Sadaka, fazileti
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sadaka, verilecek yerler
Sahabe, çektikleri sıkıntılar
Sahabe, çektikleri sıkıntılar, yiyecek sıkıntısı
Sahabe, Fazileti
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sevgi, Allah için sevmek
Sünnet, ihya etmek
Sünnet, Sünnet-i Hasene
Sünnet, Sünnet-i Seyyie
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yardımseverlik, yardımlaşma
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ » . فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِغُرَمَائِهِ « خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَائِشَةَ وَجُوَيْرِيَةَ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى سَعِيدٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13949, T000655
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ » . فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِغُرَمَائِهِ « خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَائِشَةَ وَجُوَيْرِيَةَ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى سَعِيدٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona Bükeyr b. Abdullah b. Eşec (el-Kuraşî), ona Iyaz b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) zamanında satın aldığı meyvelerle ilgili olarak adamın biri bir afetle karşılaştı. Dolayısıyla borçları arttı. Rasulullah (sav); 'Ona sadaka veriniz.' buyurdu. İnsanlar da ona sadaka verdiler. Ancak verilen bu sadakalar, onun borcunu ödemeye yetmedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adamın alacaklılarına; 'Alacağınıza karşılık olmak üzere bulduğunuzu alabilirsiniz. Sizin için bundan başka da bir imkan bulunmamaktadır.' buyurdu."
Tirmizi şöyle dedi: "Bu konuda Âişe, Cüveyriye ve Enes'ten de rivayet bulunmaktadır."
Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: "Ebu Said'in (el-Hudrî) rivayet ettiği hadis, hasen sahih bir hadistir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 24, 3/44
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Amiri (İyaz b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Serh b. Haris)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Borç, borçluya kolaylık, afet sebebiyle
Borç, ödeyebilecek kimseye havale
Ticaret, iflas hukuku
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22381, N002568
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنِ اسْتَعَاذَ بِاللَّهِ فَأَعِيذُوهُ وَمَنْ سَأَلَكُمْ بِاللَّهِ فَأَعْطُوهُ وَمَنِ اسْتَجَارَ بِاللَّهِ فَأَجِيرُوهُ وَمَنْ آتَى إِلَيْكُمْ مَعْرُوفًا فَكَافِئُوهُ فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فَادْعُوا لَهُ حَتَّى تَعْلَمُوا أَنْ قَدْ كَافَأْتُمُوهُ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona Ebu Avâne (Vazzâh b. Abdullah el-Yeşkürî), ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Mücahid (b. Cebr el-Kuraşî), ona da (Abdullah) b. Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim Allah'ın adını vererek sığınma isterse onu koruyunuz, Kim sizden Allah'ın adını vererek istekte bulunursa istediğni veriniz. Kim Allah'ın adını vererek aman dilerse ona aman veriniz. Kim size bir iyilik yaparsa iyiliğinin karşılığını veriniz. Verecek bir şey bulamazsanız karşılığını verdiğinize kanaat getirinceye kadar onun için hayır dua ediniz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 72, /2254
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Allah İnancı, mazlumların yardımcısıdır
Dua, başkası için dua etmek
Dua, iyilik yapana dua edilmeli
İNSANLAR ARASI SEVGİ VE SAYGI
İyilik, iyiliğe nasıl karşılık verileceği
KTB, DUA
KTB, HEDİYELEŞMEK
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, Allah için vermek
Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek
Sadaka, ihtiyaç sahibi olan kimsenin sadaka vermesi
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sevgi, Allah için sevmek
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yardımseverlik, yardımlaşma
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
70793, HM021691
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْلَى بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِي الْبَخْتَرِيِّ عَنْ أَبِي ذَرٍّ قَالَ
قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ذَهَبَ الْأَغْنِيَاءُ بِالْأَجْرِ يُصَلُّونَ وَيَصُومُونَ وَيَحُجُّونَ قَالَ وَأَنْتُمْ تُصَلُّونَ وَتَصُومُونَ وَتَحُجُّونَ قُلْتُ يَتَصَدَّقُونَ وَلَا نَتَصَدَّقُ قَالَ وَأَنْتَ فِيكَ صَدَقَةٌ رَفْعُكَ الْعَظْمَ عَنْ الطَّرِيقِ صَدَقَةٌ وَهِدَايَتُكَ الطَّرِيقَ صَدَقَةٌ وَعَوْنُكَ الضَّعِيفَ بِفَضْلِ قُوَّتِكَ صَدَقَةٌ وَبَيَانُكَ عَنْ الْأَرْثَمِ صَدَقَةٌ وَمُبَاضَعَتُكَ امْرَأَتَكَ صَدَقَةٌ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَأْتِي شَهْوَتَنَا وَنُؤْجَرُ قَالَ أَرَأَيْتَ لَوْ جَعَلْتَهُ فِي حَرَامٍ أَكَانَ تَأْثَمُ قَالَ قُلْتُ نَعَمْ قَالَ فَتَحْتَسِبُونَ بِالشَّرِّ وَلَا تَحْتَسِبُونَ بِالْخَيْرِ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu zer el-Ğıfari 21691, 7/167
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Bahterî Said b. Ebu İmran et-Taî (Said b. Feyruz)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
Konular:
Dünya, Zenginlik
Evlilik, cinsel münasebet
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Şiddet, Eziyet, eziyet etmekten kaçınmak, eziyeti ortadan kaldırmak
Yardım, Yardımlaşma, yol konusunda
Yardımseverlik, yardımlaşma
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ أَبِى الْجَهْمِ بْنِ صُخَيْرٍ الْعَدَوِىِّ قَالَ سَمِعْتُ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ تَقُولُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . فَآذَنَتْهُ فَخَطَبَهَا مُعَاوِيَةُ وَأَبُو الْجَهْمِ بْنُ صُخَيْرٍ وَأُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَرَجُلٌ تَرِبٌ لاَ مَالَ لَهُ وَأَمَّا أَبُو الْجَهْمِ فَرَجُلٌ ضَرَّابٌ لِلنِّسَاءِ وَلَكِنْ أُسَامَةُ » . فَقَالَتْ بِيَدِهَا هَكَذَا أُسَامَةُ أُسَامَةُ . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « طَاعَةُ اللَّهِ وَطَاعَةُ رَسُولِهِ خَيْرٌ لَكِ » . قَالَتْ فَتَزَوَّجْتُهُ فَاغْتَبَطْتُ بِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17914, İM001869
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ أَبِى الْجَهْمِ بْنِ صُخَيْرٍ الْعَدَوِىِّ قَالَ سَمِعْتُ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ تَقُولُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . فَآذَنَتْهُ فَخَطَبَهَا مُعَاوِيَةُ وَأَبُو الْجَهْمِ بْنُ صُخَيْرٍ وَأُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَرَجُلٌ تَرِبٌ لاَ مَالَ لَهُ وَأَمَّا أَبُو الْجَهْمِ فَرَجُلٌ ضَرَّابٌ لِلنِّسَاءِ وَلَكِنْ أُسَامَةُ » . فَقَالَتْ بِيَدِهَا هَكَذَا أُسَامَةُ أُسَامَةُ . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « طَاعَةُ اللَّهِ وَطَاعَةُ رَسُولِهِ خَيْرٌ لَكِ » . قَالَتْ فَتَزَوَّجْتُهُ فَاغْتَبَطْتُ بِهِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî, ona Süfyan, ona Ebu Bekr b. Ebu’l-Cehm b. Suhayr el-Adevî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Kays kızı Fatıma’yı şöyle derken dinledim: Rasulullah (sav) bana: “İddetin bittiği zaman beni haberdar et” buyurdu. Fatıma ona haber verdi. Ona Muâviye, Ebu’l-Cehm b. Suhayr ile Üsâme b. Zeyd talip oldu. Rasulullah (sav): “Muâviye, fakir ve malı olmayan bir adamdır. Ebu’l-Cehm ise kadınları çok döven bir adamdır. Fakat Üsâme (ile evlenmeni tavsiye ederim)” buyurdu. Fatıma eliyle şöyle yaptı ve Üsâme, Üsâme (mi), dedi. Rasulullah (sav) ona: “Allah’a itaat ve Rasulü’ne itaat senin için daha hayırlıdır” buyurdu. Fatıma: Ben de onunla evlendim ve ondan dolayı bana gıpta edilir oldu, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Nikah 10, /299
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Bekir b. Ebu Cehm el-Adevi (Ebu Bekir b. Abdullah b. Suhayr b. Huzeyfe)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Evlilik, Ahlak, eş seçiminde din ve ahlakın öncelenmesi
Nikah, İddet bekleme
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ أَبِى الْجَهْمِ بْنِ صُخَيْرٍ الْعَدَوِىِّ قَالَ سَمِعْتُ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ تَقُولُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . فَآذَنَتْهُ فَخَطَبَهَا مُعَاوِيَةُ وَأَبُو الْجَهْمِ بْنُ صُخَيْرٍ وَأُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَرَجُلٌ تَرِبٌ لاَ مَالَ لَهُ وَأَمَّا أَبُو الْجَهْمِ فَرَجُلٌ ضَرَّابٌ لِلنِّسَاءِ وَلَكِنْ أُسَامَةُ » . فَقَالَتْ بِيَدِهَا هَكَذَا أُسَامَةُ أُسَامَةُ . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « طَاعَةُ اللَّهِ وَطَاعَةُ رَسُولِهِ خَيْرٌ لَكِ » . قَالَتْ فَتَزَوَّجْتُهُ فَاغْتَبَطْتُ بِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272070, İM001869-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ أَبِى الْجَهْمِ بْنِ صُخَيْرٍ الْعَدَوِىِّ قَالَ سَمِعْتُ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ تَقُولُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . فَآذَنَتْهُ فَخَطَبَهَا مُعَاوِيَةُ وَأَبُو الْجَهْمِ بْنُ صُخَيْرٍ وَأُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَرَجُلٌ تَرِبٌ لاَ مَالَ لَهُ وَأَمَّا أَبُو الْجَهْمِ فَرَجُلٌ ضَرَّابٌ لِلنِّسَاءِ وَلَكِنْ أُسَامَةُ » . فَقَالَتْ بِيَدِهَا هَكَذَا أُسَامَةُ أُسَامَةُ . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « طَاعَةُ اللَّهِ وَطَاعَةُ رَسُولِهِ خَيْرٌ لَكِ » . قَالَتْ فَتَزَوَّجْتُهُ فَاغْتَبَطْتُ بِهِ .
Tercemesi:
...Fâtima bint-i Kays (el-Kureşiyye)’den; şöyle demiştir: Resûlullah (S.a.v.) bana: “Senin (boşanmadan dolayı devam eden) iddetinden çıktığın zaman (iddetinin bittiğini) bana haber ver.” buyurdu. (îddeti bittikten) sonra Fâtıma O’na haber verdi. Sonra Muâviye (bin Ebi Sufyânî, Ebü’1-Cehm bin Suhayr ve Üsâme bin Zeyd, Fâtıma’yı nikahlamak için istekli çıktılar. Resûlullah (S.a.v.), (anılan istekliler hakkında Fâtıma’ya) : “Muâviye’ye gelince (o), hiç malı olmayan fakir bir adamdır. Ebü’l-Cehme gelince (O,) da kadınları çok dövücü bir adamdır. Ve lakin Üsâme (ile evlenmen iyidir)” buyurdu. Bunun üzerine Fâtıma: “(Üsâme’yi beğenmediğini belirtmek üzere) eliyle şöyle işaret ederek : Üsâme, Üsâme’ dedi. (Fâtıma’nın Üsâme ile evlenmeye taraftar olmaması üzerine) Resûlullah (S.a.v.), Fâtıma’ya! “Allah’a itaat ve Resulüne itaat senin için hayırdır.” buyurdu. Fâtıma, demiştir ki: Bunun üzerine ben Üsâme ile evlendim de onunla mutlu oldum. (Veya durumuma kadınlarca gıbta edildi.)”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Nikah 10, /299
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Bekir b. Ebu Cehm el-Adevi (Ebu Bekir b. Abdullah b. Suhayr b. Huzeyfe)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Evlilik, Ahlak, eş seçiminde din ve ahlakın öncelenmesi
Nikah, İddet bekleme
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7970, M006439
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هُرْمُزَ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قُرَيْشٌ وَالأَنْصَارُ وَمُزَيْنَةُ وَجُهَيْنَةُ وَأَسْلَمُ وَغِفَارُ وَأَشْجَعُ مَوَالِىَّ لَيْسَ لَهُمْ مَوْلًى دُونَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize babam rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süîyân, Sa'd b. İbrâhim'den, o da Afcdurrahman h. Hürmüz El-A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'-den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : ResûlüIIah (Saliallahü Aleyhi ve Seilem):
«Kureyş, Ensâr, Müzeyne, Cüheyne, Eşlem, Gıfar vg Eşca' benim yar-dımcılarımdır. Onların Allah ve Resulünden başka yardımcısı yoktur.» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6439, /1048
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7971, M006440
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هُرْمُزَ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ] . مِثْلَهُ [ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قُرَيْشٌ وَالأَنْصَارُ وَمُزَيْنَةُ وَجُهَيْنَةُ وَأَسْلَمُ وَغِفَارُ وَأَشْجَعُ مَوَالِىَّ لَيْسَ لَهُمْ مَوْلًى دُونَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ » ] غَيْرَ أَنَّ فِى الْحَدِيثِ قَالَ سَعْدٌ فِى بَعْضِ هَذَا فِيمَا أَعْلَمُ .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dedi ki) : Bize batanı rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Şube, Sa'd b. İbrahim'den, bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti. Yalnız bu hadîsde : «Benim bildiğime göre bunların bazısı hakkında Sa'd dedi ki...» ibaresi vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6440, /1048
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19112, T001426
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ وَمَنْ كَانَ فِى حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِى حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Sâlim (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Müslüman, Müslüman’ın din kardeşidir. Ona haksızlık edip zulmetmez. Müslüman, Müslüman’ı tehlikelerde de terk etmez. Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse; Allah’ta onun bir sıkıntısını giderir. Her kim de bir Müslüman’ın bir sıkıntısını kaldırırsa Allah’ta onun kıyamette bir sıkıntısını kurtarır. Her kim dünyada, bir Müslüman’ın ayıp ve hatasını örterse Allah’ta onun bir hata ve kusurunu kıyamette örter, görmezden gelir.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 3, 4/34
Senetler:
()
Konular:
Ayıplamak, günahından dolayı müslümanı aşağılamak
Müslüman, vasıfları
Sevap, sevap kazanma yolları
Yardımseverlik, yardımlaşma
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek