98 Kayıt Bulundu.
Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resûlüne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Nehai kabilesinin şeyhlerinden Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. (Nitekim Yüce Allah) “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) (buyurmuştur.) Sonra kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin.” (Mâide, 117). O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir."
Açıklama: İlk defa Hz. İbrahim’e elbise giydirilmesi, muhtemelen; ya Hz. İbrahim ateşe atılırken elbisesinden soyulmuş olduğundan, veyahut da tesettür için şalvarı ilk defa onun giymiş olmasından dolayıdır.
Bize Affân, ona Şu'be, ona Nehai kabilesinin şeyhlerinden Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118). O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Şu'be derki: Bu hadisi (Muğîre b. Numan) Süfyân'a, Süfyân da aynı mekanda bana yazdırdı.
Açıklama: İsnadı Şeyhân'nın şartlarına göre sahihtir.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Vekî, Vehb b. Cerîr ve Ebu Davud, onlara Şu’be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav.) öğüt vermek üzere kalktı ve şöyle dedi: "Ey insanlar! Sizler Azîz ve Celîl olan Allah’ın huzurunda çıplak olarak toplanacaksınız. –Ebu Davud “yalınayak ve sünnetsiz” diye, Vekî ve Vehb ise “çıplak ve sünnetsiz” diye rivayet etti-.Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Kıyamet günü kendisine elbise giydirilecek olan ilk insan Hz. İbrahim’dir. O gün ümmetimden bazı kişiler getirilecek ve sol tarafta alıkonacak. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Ama bana “sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun!” denilir. Bunun üzerine ben de, o salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi söylerim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Ebu Davud’un rivayetinde: "Sen onlardan ayrıldığın zamandan itibaren onlar topuklarının üzerinde geriye döndüler" ifadesi vardır.
Allah -ki ondan başka hiçbir tanrı yoktur elbette sizi kıyamet günü toplayacaktır, bunda asla şüphe yoktur. Söz bakımından Allah'tan daha doğru kim vardır!
Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Vekî, Vehb b. Cerîr ve Ebu Davud, onlara Şu’be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav.) öğüt vermek üzere kalktı ve şöyle dedi: "Ey insanlar! Sizler Azîz ve Celîl olan Allah’ın huzurunda çıplak olarak toplanacaksınız. –Ebu Davud “yalınayak ve sünnetsiz” diye, Vekî ve Vehb ise “çıplak ve sünnetsiz” diye rivayet etti-.Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Kıyamet günü kendisine elbise giydirilecek olan ilk insan Hz. İbrahim’dir. O gün ümmetimden bazı kişiler getirilecek ve sol tarafta alıkonacak. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Ama bana “sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun!” denilir. Bunun üzerine ben de, o salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi söylerim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Ebu Davud’un rivayetinde: "Sen onlardan ayrıldığın zamandan itibaren onlar topuklarının üzerinde geriye döndüler" ifadesi vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Veki; (T) Yine bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), her ikisine de Şu'be; (T) Yine bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, –buradaki lafız İbn Müsennâ'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 5/117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Vekî ile Muâz’ın rivayetinde: "Onların, senden sonra neler sen bilmezsin, denilecek" ifadesi vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Veki; (T) Yine bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), her ikisine de Şu'be; (T) Yine bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, –buradaki lafız İbn Müsennâ'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 5/117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Vekî ile Muâz’ın rivayetinde: "Onların, senden sonra neler sen bilmezsin, denilecek" ifadesi vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Veki; (T) Yine bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), her ikisine de Şu'be; (T) Yine bize Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, –buradaki lafız İbn Müsennâ'ya aittir- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere ayağa kalktı ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız. Nitekim Yüce Allah “Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.” (Enbiyâ, 104) buyurmuştur. Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 5/117-118) O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir." Vekî ile Muâz’ın rivayetinde: "Onların, senden sonra neler sen bilmezsin, denilecek" ifadesi vardır.