123 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Muhammed en-Nakıd, ona Haşim b. Kasım, ona İsrail, ona Yusuf b. Ebu Bürde, ona babası (Amir b. Abdullah b. Kays), ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "'Hz. Peygamber (sav) heladan çıktığında '(Ey Allah'ım)! affını isterim' derdi."
Bize Ahmed b. İshak, ona Amr b. Âsım ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kul bir günah işlediğinde 'Rabbim, ben bir günah işledim, sen de günahımı bana bağışla' derse, Rabbi de 'Kulum, günahı bağışlayan ve cezalandıran bir Rabbi olduğunu bilmiş, öyleyse ben de kulumu bağışladım' buyurur. Allah’ın dilediği bir müddet geçtikten sonra bir günah daha işler, ardından 'Rabbim, ben bir başka günah işledim, günahımı bağışla' der. Allah 'Kulum günahını bağışlayan ve cezalandıran bir Rabbinin olduğunu bilmiş, öyleyse ben de onu bağışladım' buyurur. Sonra yine Allah’ın dilediği kadar bir süre geçer, sonra bir günah işler ve 'Rabbim, ben başka bir günah işledim, günahımı bağışla' der. Yüce Allah 'Kulum, günahı bağışlayan ve cezalandıran bir Rabbinin olduğunu bilmiş, ben de kulumu bağışladım –üç defa-, artık dilediğini yapsın' buyurur."
Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
İnandıktan sonra kâfirliğe sapıp sonra inkârcılıkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler.
Sonra Allah, bunun ardından yine dilediğinin tevbesini kabul eder. Zira Allah bağışlayan, esirgeyendir.
Allah'ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?
Allah, iman edip iyi işler yapanların tevbesini kabul eder, lütfundan onlara, fazlasını verir. Kâfirlere gelince, onlara da çetin bir azap vardır.
Râvi der ki: Rasulullah (sav) bize namazlarımızda veya [ravi şöyle dedi] namazların ardından dua edeceğimiz şu kelimeleri öğretirdi: "Allah'ım, Senden, (din) işinde devamlılık, doğru yolda kararlılık isterim. Nimetine şükretmeyi ve Sana güzelce kulluk etmeyi istiyorum. Selim (temiz ve arınmış) bir kalp ve doğruyu söyleyen bir dil isterim. Bildiğin (hatalarım) için senden bağışlanma diler, bildiğin hayırlı her şeyi senden ister, bildiğin şerli her şeyden de sana sığınırım."
Açıklama: mütabileriyle hasendir.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Ebu Muğire Ubeyd b. Amr, ona da Huzeyfe (ra) şöyle demiştir: "Başkalarına karşı tatlı dilli olduğum halde aileme karşı kırıcı, kötü sözlü idim. Bunu Peygamber'e (sav) sordum, bana 'Allah’tan bağışlanma dilemeyi neden ihmal ediyorsun? Ben her gün Allah’tan yüz defa bağışlanma dilerim' buyurdu. Ebu İshak der ki: sonra ben bunu, Ebu Musa'nın oğulları Ebu Bürde ile Ebu Bekir'e anlattığımda, onlar Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylediler: Ben her gün yüz defa Allah’tan bağışlanma diler 'Estağfirullah ve etûbu ileyh' derim."
Biz her peygamberi -Allah'ın izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmayı dileseler, Resûl de onlar için istiğfar etseydi Allah'ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı.