Giriş

Bize Süveyd, ona Abdullah, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Temîme el-Hüceymî, ona kendi kabilesinden bir adam şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'i aradım ama onu bulamayınca oturdum. Bu sırada bir grup inanla birlikte geldi. Onu tanımıyordum. O sırada insanların arasını buluyordu. Bu işi bitince oradan bazı kimselerle birlikte kalktı. "Ey Allah'ın resulü!" dediler. Onu görünce üç defa "Sana selam (Aleyke's-selam) Ey Allah'ın resulü" dedim. O da üç defa "Sana selam (Aleyke's-selam) sözü ölülere selam verme şeklidir" buyurdu. Sonra bana yöneldi ve şöyle buyurdu: "Kişi müslüman kardeşiyle karşılaştığı zaman "es-Selamu aleyküm ve rahmetullah" desin" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber "Sana da Allah'ın rahmeti olsun" diye üç defa cevap verdi. Tirmizi şöyle demiştir: Bu hadisi Ebu Gıfâr, Ebu Temime el-Hüceymî'den, o Ebu Cürey Câbir b. Süleym el-Hüceymî'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in yanına geldim...demiş ve bu hadisi zikretmiştir. Ebu Temîme'nin adı Tarîf b. Mücâlid'dir.


    Öneri Formu
15956 T002721 Tirmizi, İsti’zan ve Âdâb, 28

Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Ebu Usame, ona Ebu Gıfar Müsenna b. Said et-Tâî, ona Ebu Temîme el-Hüceymî, ona Câbir b. Süleym şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve “Aleykesselam” dedim. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: “Aleykesselam deme, fakat 'esselamü aleyküm' de” buyurdu ve uzun bir kıssa anlattı." Bu hadis hasen sahihtir.


    Öneri Formu
15958 T002722 Tirmizi, İsti’zan ve Âdâb, 28

Bize Cerir, Muğîre'den, Hammâd'a kabirlere selam vermekten sorulduğunu, bunun üzerine onun şöyle dediğini rivayet etti: "Bu, onların yaptığı iştendi."


    Öneri Formu
106664 MŞ011913 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Cenaiz, 141

Bize Halid b. Hâris rivayet etti: Hişâm'a, "Urve, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kabrine gelip de O'na selam verir miydi?" diye sorulduğunda onun: "Hayır" dediğini rivayet etti.


    Öneri Formu
106665 MŞ011914 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Cenaiz, 141


    Öneri Formu
106663 MŞ011912 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Cenaiz, 140

Bana Harun b. Said el-Eylî, ona Abdullah b. Vehb, ona İbn Cüreyc, ona Abdullah b. Kesîr b. Muttalib, ona Muhammed b. Kays rivayet ettiğine göre Hz. Aişe (ra) "Size Hz. Peygamber'den ve kendimden bir haber aktarayım mı?" diye sormuştu. Biz de "Elbette" dedik. (T) Bana Haccâc el-A'ver'den duyan bir kişi, -Lafız ona aittir-, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona -Kureyşli bir adam olan- Abdullah, ona Muhammed b. Kays b. Mahreme b. el-Muttalib "Size benden ve annemden bir şey rivayet edeyim mi?" demişti. Biz de onu doğuran annesini kastettiğini sandık. Şöyle dedi: Hz. Aişe (r.anha) "Size kendimden ve Hz. Peygamber'den bir haber aktarayım mı?" diye sordu. "Elbette" diye cevap verdik. Hz. Aişe (r.anha) şöyle anlattı: "Hz. Peygamber (sav) benim odamda olduğu gecelerden birinde döndü cübbesini yere koydu, ayakkabılarını çıkardı ve ayaklarının yanına koydu. Elbisesinin bir tarafını yatağın üzerine yaydı ve uzandı. Çok geçmeden benim yattığımı hissetti. Yavaşça cübbesini aldı, ayakkabısını sessizce giyindi, kapıyı açtı, dışarı çıktı ve kapıyı da sessizce örttü. Ben de elbisemi giyindim, başımı örttüm, izarımı giydim ve peşinden dışarı çıktım. Bakî mezarlığına geldi. Uzun süre ayakta durdu ve ellerini üç defa kaldırdı. Sonra geri döndü ben de geri döndüm. Hızlandı ben de hızlandım. Koşar adımlarla yürüdü ben de öyle yaptım. Daha da hızlandı ben de daha fazla hızlandım. Ondan önce eve girip yatağa girdim. Sonra o eve girdi. "Neyin var Aişe, nefes nefesesin" buyurdu. "Bir şey yok" dedim. "Ya sen bana söyle, yahut lütuf sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah bana haber verir" buyurdu. Ben "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın resulü dedim ve her şeyi anlattım". "Önümde gördüğüm karartı sendin demek ki" buyurdu. "Evet" dedim. "Beni itti, canım yandı ve "Allah ve resulü sana zulüm mü edecek sandın?" buyurdu. Hz. Aişe "İnsan ne saklarsa saklasın Allah onu bilir, evet öyledir" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Beni gördüğünde Cebrail bana gelmişti. Bana seslendi.Nidasını senden gizledi. Ona icabet ettim ve bunu senden gizledim. Elbiselerini çıkarmış haldeyken senin yanına girecek değildi. Senin uyuduğunu sandım ve seni uyandırmak istemedim ve korkmandan endişelendim. Cebrail "Rabbin Bakî ehline gitmeni onlar için Allah'a istiğfar etmeni emrediyor" dedi." Hz. Aişe şöyle dedi: "Ben: Onlara ne diyeyim ey Allah'ın resulü?" diye sordum. Hz. Peygamber (sav) de "Şöyle söyle dedi: "Mümin ve müslüman olan diyarın ehline selam olsun. Allah bizden önce ve sonra gidenlere rahmet eylesin. Biz de Allah'ın izniyle size katılırız."


Açıklama: Bu olayda Allah Resûlü'nün eşine zulumden bahsetmesi, Hz. Aişe'nin yanında kaldığı bir gecede başka eşinin yanına gitmeyip adaleti gözetmesi anlamındadır. Burada ayrıca Allah'ın zülmetmeyeceğinin belirtilmesi ise hadisin devamında Resulullah'ın evden ayrılması onun emriyle olduğu içindir (Sindî, Haşiyetü Sünen Nesâî, IV, 93).

    Öneri Formu
270843 M002256-2 Müslim, Cenaiz, 103

Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, Yahya b. Eyyub ve Kuteybe b. Saîd, (Yahya b. Yahya "haddesena" diğer ikisi ise "ahberena" ifadesini kullanmışlardır). Onlara İsmail b. Cafer, ona Şerîk - İbn Ebu Nemir-, ona Atâ b. Yesâr, ona Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) onun sırası olduğu her gecenin sonlarına doğru Bakî mezarlığına gider ve şöyle derdi: "Mümin kavmin yurdu! Size selam olsun! Size verileceği vadedilen şey verilmiştir. Belirli bir zamana kadar bekletileceksiniz. Biz de Allah'ın izniyle size katılacağız. Allah'ım! Bakîu'l-Garkad ehlini affet." Kuteybe "Size verilmiştir" sözünü söylememiştir.


Açıklama: Belirli bir zamana kadar bekletileceksiniz ifadesinden kastedilen mana ecirlerinizi tam olarak alabilmek için hesap gününün beklenilmesi sebebiyledir. Önceki cümlede ise mü'minlere vadedilen şeylerin verilmesi genel bir durumdan bahsetmektedir (Aliyyu'l-kârî, Mirkât, VI, 32).

    Öneri Formu
271395 M002255-3 Müslim, Cenaiz, 102

Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, Yahya b. Eyyub ve Kuteybe b. Saîd, (Yahya b. Yahya "haddesenâ", diğer ikisi "ahberenâ" ifadesini kullanmışlardır). Onlara İsmail b. Cafer, ona Şerîk - İbn Ebu Nemir-, ona Atâ b. Yesâr, ona Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) onun sırası olduğu her gecenin sonlarına doğru Bakî mezarlığına gider ve şöyle derdi: "Mümin kavmin yurdu! Size selam olsun! Size verileceği vadedilen şey verilmiştir. Belirli bir zamana kadar bekletileceksiniz. Biz de Allah'ın izniyle size katılacağız. Allah'ım! Bakîu'l-garkad ehlini affet." Kuteybe "Size gelmiştir" sözünü söylememiştir.


Açıklama: Belirli bir zamana kadar bekletileceksiniz ifadesinden kastedilen mana ecirlerinizi tam olarak alabilmek için hesap gününün beklenilmesi sebebiyledir. Önceki cümlede ise mü'minlere vadedilen şeylerin verilmesi genel bir durumdan bahsetmektedir (Aliyyu'l-kârî, Mirkât, VI, 32).

    Öneri Formu
271396 M002255-2 Müslim, Cenaiz, 102


Açıklama: Hadis sahih isnad mütâbaâtta hasendir. Abdurrahman b. İbrâhim her ne kadar hakkında söylenen cerhler olsa da mütâbi'dir.

    Öneri Formu
49017 HM009281 İbn Hanbel, II, 409


    Öneri Formu
48684 HM007980 İbn Hanbel, II, 301