68 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Hemmâm, ona Katade, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Namazı unutan hatırladığı zaman kılsın. Onun bundan başka kefareti yoktur."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Cami b. Şeddad, ona Abdurrahman b. Ebu Alkame, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: Hudeybiye zamanında Hz. Peygamber'le birlikte geldik. O (sav), "bizim için kim nöbetçi olur?" diye sordu. Bilal de ben olurum dedi. (Ne var ki) güneş doğana kadar uyuya kaldılar. (Bilahere) Hz. Peygamber uyandı ve şöyle buyurdu: "Normalde sabah namazını nasıl kılıyorsanız öylece kılın." Bizler de öyle yaptık. (Sonra) şöyle buyurdu: "Uyuya kalan ya da unutan namazı işte böylece kılsın."
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona Hammad b. Zeyd (el-Ezdî), ona Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona da Abdullah b. Rebah (el-Ensarî), Ebu Katade’nin şöyle anlattığını nakletti: Bazıları, Rasuli- Ekrem’e (sav) uyuduklarından dolayı namazlarını kaçırdıklarını (ve ne yapacaklarını) sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Uyuyup kalmakta (uyuyan kişi açısından) taksir ve kusur yoktur. Esas kusur ve taksir, namazı uyanıkken geçirip kılmamaktır. Her hangi biriniz bir namazı unutur veya uyuya kalıp kılamazsa uyandığında ve hatırladığında kılsın."
Bize Süveyd b. Nasr (el-Mervezî), ona Abdullah b. Mübarek (el-Hanzalî), ona Süleyman b. Muğira (el-Kaysî), ona Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Abdullah b. Rebah (el-Ensarî), ona da Ebu Katade Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Uykuda (uyuyan kişi açısından) taksir ve kusur yoktur. Asıl taksir ve kusur, namazı diğer vakit girinceye kadar ihmal edip kılmamaktır. (Her kim bunu yaparsa) hatırladığında kılsın!"