777 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Muâz b. Hişâm, ona babası, ona Katâde, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav), Muâz'ı arkasına almış, deve sırtında gidiyordu. Bir ara, "Ey Muâz b. Cebel!" diye hitap etti. O da, 'Buyur ey Allah'ın Resûlü, emret' dedi. Rasûlullah (sav) tekrar, "Ey Muâz" diye seslendi. Muâz da yine, 'Buyur ey Allah'ın Resûlü, emret' dedi. Bu diyalog üç kere tekrarlandı. Sonra Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Samimi bir kalple Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şehadet eden herkese Allah cehennemi haram kılmıştır." Muâz, "Ey Allah'ın resûlü, bunu insanlara haber vereyim de sevinsinler, değil mi?" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Ama o zaman buna güvenirler" buyurdu. Muâz bu hadisi, (söylemeyip gizlersem) günaha düşeceğinden korkarak öleceği sırada haber verdi.
Bize Müsedded, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), Muâz'a, "Kendisine ortak koşmadan Allah'a kavuşan, cennete girer" buyurmuştur. Muâz, 'İnsanları bununla müjdelemeyeyim mi?' diye sormuş, Hz. Peygamber (sav) de, "Hayır, buna güvenmelerinden endişe ediyorum" buyurmuştur.
Bize Yahya b. Adem ve Ebu Ahmed, onlara Süleym oğullarının Becle koluna mensup İsa b. Abdurrahman el-Becelî, ona Talha b. Musarrif, ona Abdurrahman b. Avsece, ona da Berâ b. âzib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber’e (sav) bir bedevî geldi ve "Ey Allah’ın Rasûlü, bana, cennete girmeme vesile olacak bir amel öğret" dedi. Hz. Peygamber (sav): "kısa konuştun ama geniş bir soru sordun. Bir insanı özgürlüğüne kavuştur ve bir kölenin boyun bağını çöz" buyurdu. Bedevî, "Ey Allah’ın Rasûlü, bu ikisi aynı şey değil midir?" diye sorunca, Hz. Peygamber "Hayır! Bir insanı azat etmek (عِتْقَ النَّسَمَةِ) bedelini tek başına ödeyerek onu özgürlüğüne kavuşturmandır. Boyun bağını çözmek (فَكَّ الرَّقَبَةِ) ise özgürlüğüne kavuşmak isteyen kimseye destek olarak onun özgürlüğünü elde etmesine yardımcı olmandır. (Seni cennete götürecek bir diğer amel ise) sütünden istifade etsin diye sütü bol bir deveyi birine emanet vermek, zalim (ilişkiyi kesen) akrabaya yardım etmektir. Eğer buna gücün yetmezse aç olanı doyur, susamışa su ver, iyiliği tavsiye et, kötülükten alıkoy. Buna da gücün yetmezse o zaman dilini tut, hayırdan başka söz söyleme."
Bize Yahya b. Adem ve Ebu Ahmed, onlara Süleym oğullarının Becle koluna mensup İsa b. Abdurrahman el-Becelî, ona Talha, ona Abdurrahman b. Avsece, ona da Berâ b. âzib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber’e (sav) bir bedevî geldi ve "Ey Allah’ın Rasûlü, bana, cennete girmeme vesile olacak bir amel öğret" dedi. Hz. Peygamber (sav): "kısa konuştun ama geniş bir soru sordun. Bir insanı özgürlüğüne kavuştur ve bir kölenin boyun bağını çöz" buyurdu. Bedevî, "Ey Allah’ın Rasûlü, bu ikisi aynı şey değil midir?" diye sorunca, Hz. Peygamber "Hayır! Bir insanı azat etmek (عِتْقَ النَّسَمَةِ) bedelini tek başına ödeyerek onu özgürlüğüne kavuşturmandır. Boyun bağını çözmek (فَكَّ الرَّقَبَةِ) ise özgürlüğüne kavuşmak isteyen kimseye destek olarak onun özgürlüğünü elde etmesine yardımcı olmandır. (Seni cennete götürecek bir diğer amel ise) sütünden istifade etsin diye sütü bol bir deveyi birine emanet vermek, zalim (ilişkiyi kesen) akrabaya yardım etmektir. Eğer buna gücün yetmezse aç olanı doyur, susamışa su ver, iyiliği tavsiye et, kötülükten alıkoy. Buna da gücün yetmezse o zaman dilini tut, hayırdan başka söz söyleme."
Bize Ebu Muğîre Nadr b. İsmail, ona İbn Ebu Leyla, ona Ebu Zübeyir, ona da Câbir şöyle rvayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve "Ey Allah'ın Rasulü! Hangi namaz daha faziletlidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Kıyamı uzun olan" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasulü! Hangi cihad daha faziletlidir?" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Atı yaralanıp kanı akacak kadar fedakarca savaşanın cihadı" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasulü! Hangi hicret daha faziletlidir?" dedi. Hz. peygamber (sav) "Allah'ın (ac) hoşlanmadığı şeylerden uzaklaşanın hicreti" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasulü! Müslümanlardan hangisi daha faziletlidir?" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Dilinden ve elinden Müslümanların zarar görmediği kimse" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasülü! (cennete veya cehenneme girmeyi) gerektiren iki sebep nedir?" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Kim Allah'a ortak koşmadan ölürse cennete gider ve kim de Allah'a ortak koşmuş olarak ölürse cehenneme gider" buyurdu.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Abdullah, ona Ebu Salih Hakem b. Musa, ona İsa b. Yunus, ona A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Muğîre b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. Ahrem) veya Amcası şöyle rivayet etmiştir: Arafat'ta Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip devesinin yularını ya da eyerini tuttum, bana engel oldular. Hz. Peygamber (sav) "Bırakın onu, kendisini buraya getiren bir ihtiyacı vardır" buyurdu. Ben "beni cennete yaklaştıracak ve ateşten uzaklaştıracak bir amel bildir bana" dedim. Bunun üzerine Hz. peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her ne kadar sözün kısa ise de talebin büyük veya cevabı uzun. Allah'a kulluk et, ona hiç ir şeyi ortak koşma, namazını kıl, zekatını ver, haccını yap, Ramazan orucunu tut. Sana yapıldığında hoşuna giden şeyi, sen de insanlar için yap ve hoşuna gitmeyen bir şeyden insanları da koru. Şimdi devenin yularını bırak (da gideyim)."