Öneri Formu
Hadis Id, No:
3644, M002165
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ - قَالَ زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَازِمٍ - حَدَّثَنَا عَاصِمٌ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ لَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ "(يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَنْ لاَ يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئًا) (وَلاَ يَعْصِينَكَ فِى مَعْرُوفٍ)" قَالَتْ كَانَ مِنْهُ النِّيَاحَةُ. قَالَتْ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ آلَ فُلاَنٍ فَإِنَّهُمْ كَانُوا أَسْعَدُونِى فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَلاَ بُدَّ لِى مِنْ أَنْ أُسْعِدَهُمْ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِلاَّ آلَ فُلاَنٍ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr), ona Asım el-Ahvel, ona da Hafsa'nın (bt. Sirin) rivayet göre Ümmü Atiyye (r. anha) şöyle demiştir: "Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, başkasının çocuğunu sahiplenerek kocasına isnadda bulunmamak ve uygun olanı işlemekte sana karşı gelmemek şartıyla sana beyat etmek üzere geldikleri zaman, onları kabul et; onlara Allah'tan bağışlanma dile, doğrusu Allah, bağışlayandır, acıyandır." (Mümtehine 60/12) ayeti nazil olunca Hz. Peygamber'in (sav) aldığı bey'at arasında ağıt yakma konusu da vardı. Kendisine dedim ki: Ya Rasulullah! Falan ailesine yapılacak ağıt hariç olsun. Onlar cahiliye zamanında ağıt konusunda bana yardımcı olmuştu. Dolayısıyla benim de mutlaka onlara yardımcı olmam gerekir. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "falan ailesi hariç" buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2165, /363
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
cahiliye, âdetleri
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Kabilecilik, sahabe arasında
Kadın, cenazeyi takip etmemesi
Kadın, hak ve sorumlulukları
Kadın, Hz. Peygamber döneminde
Kadın, siyaseti
Kadın, sosyal hayatta
KTB, ÖLÜM
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Sünnet, Cahiliyeden devam eden
Tokalaşma, Musafaha, , kadınlarla musafaha / tokalaşmak / el sıkışmak
حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ زَيْنَبَ امْرَأَةِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"تَصَدَّقْنَ يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ وَلَوْ مِنْ حُلِيِّكُنَّ." قَالَتْ فَرَجَعْتُ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ فَقُلْتُ إِنَّكَ رَجُلٌ خَفِيفُ ذَاتِ الْيَدِ وَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ أَمَرَنَا بِالصَّدَقَةِ فَأْتِهِ فَاسْأَلْهُ فَإِنْ كَانَ ذَلِكَ يَجْزِى عَنِّى وَإِلاَّ صَرَفْتُهَا إِلَى غَيْرِكُمْ. قَالَتْ فَقَالَ لِى عَبْدُ اللَّهِ بَلِ ائْتِيهِ أَنْتِ. قَالَتْ فَانْطَلَقْتُ فَإِذَا امْرَأَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ بِبَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَاجَتِى حَاجَتُهَا - قَالَتْ - وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ أُلْقِيَتْ عَلَيْهِ الْمَهَابَةُ - قَالَتْ - فَخَرَجَ عَلَيْنَا بِلاَلٌ فَقُلْنَا لَهُ ائْتِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبِرْهُ أَنَّ امْرَأَتَيْنِ بِالْبَابِ تَسْأَلاَنِكَ أَتَجْزِى الصَّدَقَةُ عَنْهُمَا عَلَى أَزْوَاجِهِمَا وَعَلَى أَيْتَامٍ فِى حُجُورِهِمَا وَلاَ تُخْبِرْهُ مَنْ نَحْنُ - قَالَتْ - فَدَخَلَ بِلاَلٌ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ هُمَا." فَقَالَ امْرَأَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ وَزَيْنَبُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَىُّ الزَّيَانِبِ." قَالَ امْرَأَةُ عَبْدِ اللَّهِ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَهُمَا أَجْرَانِ أَجْرُ الْقَرَابَةِ وَأَجْرُ الصَّدَقَةِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4053, M002318
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ زَيْنَبَ امْرَأَةِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"تَصَدَّقْنَ يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ وَلَوْ مِنْ حُلِيِّكُنَّ." قَالَتْ فَرَجَعْتُ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ فَقُلْتُ إِنَّكَ رَجُلٌ خَفِيفُ ذَاتِ الْيَدِ وَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ أَمَرَنَا بِالصَّدَقَةِ فَأْتِهِ فَاسْأَلْهُ فَإِنْ كَانَ ذَلِكَ يَجْزِى عَنِّى وَإِلاَّ صَرَفْتُهَا إِلَى غَيْرِكُمْ. قَالَتْ فَقَالَ لِى عَبْدُ اللَّهِ بَلِ ائْتِيهِ أَنْتِ. قَالَتْ فَانْطَلَقْتُ فَإِذَا امْرَأَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ بِبَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَاجَتِى حَاجَتُهَا - قَالَتْ - وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ أُلْقِيَتْ عَلَيْهِ الْمَهَابَةُ - قَالَتْ - فَخَرَجَ عَلَيْنَا بِلاَلٌ فَقُلْنَا لَهُ ائْتِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبِرْهُ أَنَّ امْرَأَتَيْنِ بِالْبَابِ تَسْأَلاَنِكَ أَتَجْزِى الصَّدَقَةُ عَنْهُمَا عَلَى أَزْوَاجِهِمَا وَعَلَى أَيْتَامٍ فِى حُجُورِهِمَا وَلاَ تُخْبِرْهُ مَنْ نَحْنُ - قَالَتْ - فَدَخَلَ بِلاَلٌ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ هُمَا." فَقَالَ امْرَأَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ وَزَيْنَبُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَىُّ الزَّيَانِبِ." قَالَ امْرَأَةُ عَبْدِ اللَّهِ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَهُمَا أَجْرَانِ أَجْرُ الْقَرَابَةِ وَأَجْرُ الصَّدَقَةِ."
Tercemesi:
Bize Hasan b. Rabi', ona Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), ona (Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Ebu Vâil (Şakik b. Seleme el-Esedî), ona Amr b. Haris, ona da Abdullah'ın (b. Mesud) karısı Zeyneb'in (bt. Abdullah es-Sekafiyye) (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ey kadınlar topluluğu! Takılarınızdan bile olsa sadaka verin." Ravi Zeyneb (r.anha) rivayet etmeğe devam etti: Bunun üzerine (eşim) Abdullah'ın yanına döndüm. Ona; sen elinde avucunda pek bir şeyi olmayan bir adamsın. Rasulullah (sav) bizden sadaka vermemizi istedi. Rasulullah'a (sav) git sor. Eğer sadakamı size vermem benim için uygunsa size vereyim. Değilse sizin dışınızda başka birilerine vereyim dedim. Abdullah; bilakis! Ona gidip kendin sor dedi. Ben de kalktım, Rasulullah'a (sav) gittim. Bir de ne göreyim! Rasulullah'ın (sav) kapısında ensardan bir kadın! Benim sorunumla, onun sorunu aynı! Pek tabi Rasulullah'a da (sav) heybet ve saygınlık bahşedilmişti. (Yani huzuruna girmek için izin alırdık) derken Bilal yanımıza geldi. Ona dedik ki; Rasulullah'a gidip kapıda iki kadının, sadakalarını kocalarına ve evlerindeki öksüzlere verseler olur mu? diye sorduklarını söyler misin? Fakat O'na bizim kim olduğumuzu söyleme dedik. Bilal, Rasulullah'ın (sav) huzuruna vardı ve kendisine söz konusu soruyu aktardı. Rasulullah (sav); "kim o iki kadın? diye sorunca Bilal; ensardan bir kadınla Zeynep diye cevap verdi. Rasulullah; "hangi Zeynep?" dedi. Bilal; Abdullah'ın karısı dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Onlar için iki sevap var: Akrabaya iyilik yapma sevabı ve sadaka verme sevabı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2318, /389
Senetler:
1. ibn Ebu Dirar Amr b. Haris el-Huzaî (Amr b. Haris b. Ebu Dirar)
2. Zeyneb bt. Abdullah es-Sekafiyye (Zeyneb bt. Muaviye bt. Attab b. Es'ad)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
6. Hasan b. Rabi' el-Burani (Hasan b. Rabi b. Süleyman)
Konular:
İlim, Bilgi, kadının ilim öğrenmesi
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22593, D003464
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ أَخْبَرَنِى مُحَمَّدٌ أَوْ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُجَالِدٍ قَالَ
"اخْتَلَفَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ شَدَّادٍ وَأَبُو بُرْدَةَ فِى السَّلَفِ فَبَعَثُونِى إِلَى ابْنِ أَبِى أَوْفَى فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ إِنْ كُنَّا نُسْلِفُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ فِى الْحِنْطَةِ وَالشَّعِيرِ وَالتَّمْرِ وَالزَّبِيبِ - زَادَ ابْنُ كَثِيرٍ - إِلَى قَوْمٍ مَا هُوَ عِنْدَهُمْ. ثُمَّ اتَّفَقَا وَسَأَلْتُ ابْنَ أَبْزَى فَقَالَ مِثْلَ ذَلِكَ."
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube (b. Haccâc); (T)
Bize (Muhammed) b. Kesîr, ona Şube (b. Haccâc), ona Muhammed veya Abdullah b. Mücalid şöyle haber vermiştir:
"Abdullah b. Şeddad ve Ebu Bürde, selem akdi konusunda ihtilaf ettiler ve beni (Abdullah) b. Ebu Evfâ'ya gönderdiler. Abdullah b. Ebu Evfâ, biz Hz. Peygamber (sav) zamanında, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer zamanında arpa, buğday, hurma ve kuru üzüm ticaretinde- (Muhammed) b Kesir şunu ilave etmiştir- bu ürünleri yanlarında bulundurmayan insanlarla selem akdi yapardık. Sonra (Abdullah b. Şeddad ve Ebu Bürde) anlaştılar. İbn Ebzâ'ya da bunu sordum, o da benzerini söyledi."
Açıklama:
Selem akdi, nitelikleri belirlenen vadeli malın peşin bedelle satımı.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 57, /806
Senetler:
1. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ el-Eslemî (Abdullah b. Alkame b. Halid b. Haris)
2. Abdullah b. Ebu Mücalid (Abdullah b. Ebu Mücalid)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
Hadis, anlaşılması, yorumu
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Ticaret, elde / malik olmayan, olunmayan malın
Ticaret, meyveyi olgunlaşmadan satmak
Ticaret, selem/selef akdi
Ticaret, ticaret
Ticaret, yasak olan şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275040, D003464-2
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ أَخْبَرَنِى مُحَمَّدٌ أَوْ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُجَالِدٍ قَالَ
"اخْتَلَفَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ شَدَّادٍ وَأَبُو بُرْدَةَ فِى السَّلَفِ فَبَعَثُونِى إِلَى ابْنِ أَبِى أَوْفَى فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ إِنْ كُنَّا نُسْلِفُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ فِى الْحِنْطَةِ وَالشَّعِيرِ وَالتَّمْرِ وَالزَّبِيبِ - زَادَ ابْنُ كَثِيرٍ - إِلَى قَوْمٍ مَا هُوَ عِنْدَهُمْ. ثُمَّ اتَّفَقَا وَسَأَلْتُ ابْنَ أَبْزَى فَقَالَ مِثْلَ ذَلِكَ."
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube (b. Haccâc); (T)
Bize (Muhammed) b. Kesîr, ona Şube (b. Haccâc), ona Muhammed veya Abdullah b. Mücalid şöyle haber vermiştir:
"Abdullah b. Şeddad ve Ebu Bürde, selem akdi konusunda ihtilaf ettiler ve beni (Abdullah) b. Ebu Evfâ'ya gönderdiler. Abdullah b. Ebu Evfâ, biz Hz. Peygamber (sav) zamanında, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer zamanında arpa, buğday, hurma ve kuru üzüm ticaretinde- (Muhammed) b Kesir şunu ilave etmiştir- bu ürünleri yanlarında bulundurmayan insanlarla selem akdi yapardık. Sonra (Abdullah b. Şeddad ve Ebu Bürde) anlaştılar. İbn Ebzâ'ya da bunu sordum, o da benzerini söyledi."
Açıklama:
Selem akdi, nitelikleri belirlenen vadeli malın peşin bedelle satımı.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 57, /806
Senetler:
1. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ el-Eslemî (Abdullah b. Alkame b. Halid b. Haris)
2. Abdullah b. Ebu Mücalid (Abdullah b. Ebu Mücalid)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
Hadis, anlaşılması, yorumu
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Ticaret, elde / malik olmayan, olunmayan malın
Ticaret, meyveyi olgunlaşmadan satmak
Ticaret, selem/selef akdi
Ticaret, ticaret
Ticaret, yasak olan şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1441, M000500
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَجُلاً قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيْنَ أَبِى قَالَ
"فِى النَّارِ." فَلَمَّا قَفَّى دَعَاهُ فَقَالَ
"إِنَّ أَبِى وَأَبَاكَ فِى النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Enes (ra) rivayet ettiğine göre bir adam gelip ey Allah'ın Rasulü! Babam nerede? diye sormuştu. Hz. Peygamber de (sav) "sehennemde" diye cevap verdi. Adam dönüp gidince Rasulullah (sav); "Benim babam da senin baban da cehennemdedir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 500, /109
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
Hz. Peygamber, babasının durumu
İman, Esasları, Allah'a İman
KTB, ADAB
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4352, M002481
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَسْمَاءَ الضُّبَعِىُّ حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ عَنْ مَالِكٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نَوْفَلِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ الْمُطَّلِبِ بْنَ رَبِيعَةَ بْنِ الْحَارِثِ حَدَّثَهُ قَالَ اجْتَمَعَ رَبِيعَةُ بْنُ الْحَارِثِ وَالْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَقَالاَ وَاللَّهِ لَوْ بَعَثْنَا هَذَيْنِ الْغُلاَمَيْنِ - قَالاَ لِى وَلِلْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ - إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَكَلَّمَاهُ فَأَمَّرَهُمَا عَلَى هَذِهِ الصَّدَقَاتِ فَأَدَّيَا مَا يُؤَدِّى النَّاسُ وَأَصَابَا مِمَّا يُصِيبُ النَّاسُ - قَالَ - فَبَيْنَمَا هُمَا فِى ذَلِكَ جَاءَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ فَوَقَفَ عَلَيْهِمَا فَذَكَرَا لَهُ ذَلِكَ فَقَالَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ لاَ تَفْعَلاَ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ بِفَاعِلٍ. فَانْتَحَاهُ رَبِيعَةُ بْنُ الْحَارِثِ فَقَالَ وَاللَّهِ مَا تَصْنَعُ هَذَا إِلاَّ نَفَاسَةً مِنْكَ عَلَيْنَا فَوَاللَّهِ لَقَدْ نِلْتَ صِهْرَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا نَفِسْنَاهُ عَلَيْكَ. قَالَ عَلِىٌّ أَرْسِلُوهُمَا. فَانْطَلَقَا وَاضْطَجَعَ عَلِىٌّ - قَالَ - فَلَمَّا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الظُّهْرَ سَبَقْنَاهُ إِلَى الْحُجْرَةِ فَقُمْنَا عِنْدَهَا حَتَّى جَاءَ فَأَخَذَ بِآذَانِنَا. ثُمَّ قَالَ
"أَخْرِجَا مَا تُصَرِّرَانِ" ثُمَّ دَخَلَ وَدَخَلْنَا عَلَيْهِ وَهُوَ يَوْمَئِذٍ عِنْدَ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ - قَالَ - فَتَوَاكَلْنَا الْكَلاَمَ ثُمَّ تَكَلَّمَ أَحَدُنَا فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْتَ أَبَرُّ النَّاسِ وَأَوْصَلُ النَّاسِ وَقَدْ بَلَغْنَا النِّكَاحَ فَجِئْنَا لِتُؤَمِّرَنَا عَلَى بَعْضِ هَذِهِ الصَّدَقَاتِ فَنُؤَدِّىَ إِلَيْكَ كَمَا يُؤَدِّى النَّاسُ وَنُصِيبَ كَمَا يُصِيبُونَ- قَالَ - فَسَكَتَ طَوِيلاً حَتَّى أَرَدْنَا أَنْ نُكَلِّمَهُ - قَالَ - وَجَعَلَتْ زَيْنَبُ تُلْمِعُ عَلَيْنَا مِنْ وَرَاءِ الْحِجَابِ أَنْ لاَ تُكَلِّمَاهُ - قَالَ - ثُمَّ قَالَ
"إِنَّ الصَّدَقَةَ لاَ تَنْبَغِى لآلِ مُحَمَّدٍ. إِنَّمَا هِىَ أَوْسَاخُ النَّاسِ ادْعُوَا لِى مَحْمِيَةَ - وَكَانَ عَلَى الْخُمُسِ - وَنَوْفَلَ بْنَ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ." قَالَ فَجَاءَاهُ فَقَالَ لِمَحْمِيَةَ
"أَنْكِحْ هَذَا الْغُلاَمَ ابْنَتَكَ." لِلْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ فَأَنْكَحَهُ وَقَالَ لِنَوْفَلِ بْنِ الْحَارِثِ
"أَنْكِحْ هَذَا الْغُلاَمَ ابْنَتَكَ." لِى فَأَنْكَحَنِى وَقَالَ لِمَحْمِيَةَ
"أَصْدِقْ عَنْهُمَا مِنَ الْخُمُسِ كَذَا وَكَذَا."
[قَالَ الزُّهْرِىُّ وَلَمْ يُسَمِّهِ لِى.]
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma ed-Duba'î, ona Cüveyriye, ona Malik, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Abdullah b. Abdullah b. Nevfel b. Haris b. Abdülmuttalib'den şöyle nakleder: Rabîa b. Haris ve Abbas b. Abdülmuttalib bir araya gelip aralarında şöyle konuştular. Şu iki oğlanı -beni ve büyük amcam Abbas'ın oğlu Fadl'ı kastediyorlar- Rasulullah'a (sav) göndersek, onunla konuşsalar. Onları da zekât memuru olarak tayin etse iyi olur. Onlar da diğer memurların yaptıkları görevi yapabilirler. Böylece diğerlerinin aldığı maaşı bunlar da alırlar dediler. Ravi şöyle devam etti: Onlar, böyleyken, Ali b. Ebu Talib geldi ve yanlarında durdu. Durumu ona da bildirdiler. Ali; sakın böyle yapmayın. Efendimiz bunu yapmaz (kabul etmez)' dedi. Rabî'a b. Haris de hemen itiraz ederek; Allah biliyor ya! Sen, bunu ancak bize hasedinden dolayı yapıyorsun. Sen Allah'ın Resulüne damat oldun, biz yine de sana haset etmedik dedi. Bunun üzerine Hz. Ali; öyleyse, onları gönderin dedi. Onlar Rasulullah'ın yanına gitti. Hz. Ali'nin bu duruma canı sıkılmıştı. Anlatmaya şöyle devam etti: Rasulullah (sav) öğle namazını kıldı, o odasına geçmeden önce biz orada bekledik. Az sonra Rasulullah geldi ve bizim kulaklarımızla (hafifçe oynayarak) çektikten sonra; "içinizden geçenleri söyleyin bakalım" dedi. Sonrasında içeri girdi, biz de arkasından içeri girdik. O gün hanımı Zeynep bt. Cahş'ın yanında bulunuyordu. Biz, (utancımızdan) lafı geveledik. Sonunda birimiz konuşmaya başladı ve şöyle dedi: Ey Allah'ın Resulü! Sen insanların en iyisi ve akrabalık bağlarına en fazla önem verensin. Biz artık evlenme çağına gelmiş bulunuyoruz. Şu zekât işleriyle ilgili bizi de görevlendirmen için geldik. Biz de görevlendirilirsek diğerleri gibi görevimizi yapar, onlar gibi maaşımızı alırız. Rasulullah (sav) uzun bir süre sessizce bekledi. Kendisiyle konuşmak istedik. O sırada Rasulullah'ın eşi Zeyneb bize perde arkasından, O'na bir şey söylemeyin diyerek işaret etti. Biraz sonra da Rasulullah şöyle buyurdu:
"Muhammed'in ailesinin zekât alması uygun değildir. Zekât, ancak insanların kirleridir. Siz, bana Mahmîye ile Nevfel b. Haris b. Abdülmuttalib'i çağırın!" Mahmîye ganimetlerin beşte birini toplamakla görevli bir memurdu. Mahmîye ve Nevfel geldiler. Rasulullah, Mahmîye'ye; "Fadl b. Abbas'ı göstererek bu gence kızını ver" dedi. Mahmîye de kızını onunla evlendirdi. Nevfel b. Haris'e de beni göstererek, "şu gence kızını ver" buyurdu. Haris de kızını bana verdi. Daha sonra Efendimiz, Mahmîye'ye; "her iki kıza ganimetlerin beşte birinden şu kadar ve şu kadar mihr ver" buyurdular.
[ez-Zührî şöyle dedi: Abdullah, bana mihrin miktarını söylemedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2481, /417
Senetler:
1. Abdulmuttalib b. Rabî'a el-Haşimî (Abdulmuttalib b. Rabî'a b. b. Haris b. Abdulmuttalib)
2. Ebu Muhammed Abdullah b. Haris el-Haşimî (Abdullah b. Haris b. Nevfel b. Haris b. Abdülmuttalib)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Mihrak Cüveyriye b. Esma ed-Duba'î (Cüveyriye b. Esma b. Ubeyd b. Mihrak)
6. Abdullah b. Muhammed ed-Dübaî (Abdullah b. Muhammed b. Esma)
Konular:
Evlilik, dul ve bekarın
Hz. Peygamber, ayrıcalığı
Sadaka, Peygamber (a.s.) ve Ehli Beytin yememesi
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Zekat, memuruna ücret tahsis etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3700, M001021
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنْ رَبِيعَةَ قَالَ حَدَّثَنِى قَزْعَةُ قَالَ
"أَتَيْتُ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ وَهُوَ مَكْثُورٌ عَلَيْهِ فَلَمَّا تَفَرَّقَ النَّاسُ عَنْهُ قُلْتُ إِنِّى لاَ أَسْأَلُكَ عَمَّا يَسْأَلُكَ هَؤُلاَءِ عَنْهُ - قُلْتُ - أَسْأَلُكَ عَنْ صَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ مَا لَكَ فِى ذَاكَ مِنْ خَيْرٍ. فَأَعَادَهَا عَلَيْهِ فَقَالَ كَانَتْ صَلاَةُ الظُّهْرِ تُقَامُ فَيَنْطَلِقُ أَحَدُنَا إِلَى الْبَقِيعِ فَيَقْضِى حَاجَتَهُ ثُمَّ يَأْتِى أَهْلَهُ فَيَتَوَضَّأُ ثُمَّ يَرْجِعُ إِلَى الْمَسْجِدِ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الرَّكْعَةِ الأُولَى."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muaviye b. Salih, ona Rabîa, ona Kaze'a şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Said el-Hudrî'nin yanına gelmiştim. Başında bir sürü insan vardı. İnsanlar dağılınca; ben sana insanların sorduğu şeyi sormayacağım. Sana Rasulullah'ın (sav) nasıl namaz kıldığını soracağım dedim. Bunda senin için bir hayır yoktur diye cevap verdi. Bir kere daha sorduktan sonra öğle namazı kılındığında birimiz Bakî'ye gider, ihtiyacını görür sonra ailesinin yanına gidip abdest alır, ardından tekrar mescide gelirdi de Rasulullah (sav) hala ilk rekatında olurdu dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 1021, /189
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Ğâdiye Kaze'a b. Yahya el-Basrî (Kaz'ea b. Yahya b. Esved)
3. Rabi'a b. Yezid el-İyadî (Rabi'a b. Yezid el-İyadî)
4. Ebu Hamza Muaviye b. Salih el-Hadramî (Muaviye b. Salih b. Hudeyr b. Said)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, kıraat
Namaz, kısaltmak/uzatmamak, Çocuk/kadın/yaşlı/yorgunluktan dolayı
Namaz, okunan sureler-ayetler
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22715, D003562
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدٍ وَسَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ رُفَيْعٍ عَنْ أُمَيَّةَ بْنِ صَفْوَانَ بْنِ أُمَيَّةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَعَارَ مِنْهُ أَدْرَاعًا يَوْمَ حُنَيْنٍ فَقَالَ أَغَصْبٌ يَا مُحَمَّدُ فَقَالَ
"لاَ بَلْ عَارِيَةٌ مَضْمُونَةٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذِهِ رِوَايَةُ يَزِيدَ بِبَغْدَادَ وَفِى رِوَايَتِهِ بِوَاسِطَ تَغَيُّرٌ عَلَى غَيْرِ هَذَا.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Muhammed ve Seleme b. Şebîb, onlara Yezid b. Harun, ona Şerik (b. Abdullah), ona Abdulaziz b. Rufey', ona da Ümeyye b. Safvan b. Ümeyye, Safvan b. Ümeyye'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav), Huneyn gününde ondan (Safvân'dan) ariyet (ödünç) zırhlar aldı. Safvân, Ey Muhammed (sav) bu gasp mı? dedi. O da (sav) şöyle buyurdu:
"Hayır, aksine telef olduğu takdirde bedeli tazmin edilecek bir ariyettir."
[Ebû Davud dedi ki: Bu rivayet; Yezid'in Bağdat'taki rivayetidir. Vâsıt'daki rivayetinde ise bundan başka bazı değişiklikler vardır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 90, /824
Senetler:
1. Ebu Vehb Safvan b. Ümeyye el-Kuraşî (Safvan b. Ümeyye b. Halef b. Vehb b. Huzafe)
2. Ümeyye b. Safvan el-Ekber (Ümeyye b. Safvan b. Ümeyye b. Halef b. Vehb)
3. Ebu Abdullah Abdulaziz b. Rufey' el-Esedî (Abdulaziz b. Rufey')
4. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Ali Hasan b. Muhammed ez-Za'ferânî (Hasan b. Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Siyer, Huneyn gazvesi
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Ticaret, arâyâ/ariyye satışı ve usulü
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ نَوْفَلٍ الْهَاشِمِىِّ أَنَّ عَبْدَ الْمُطَّلِبِ بْنَ رَبِيعَةَ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ أَخْبَرَهُ أَنَّ أَبَاهُ رَبِيعَةَ بْنَ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَالْعَبَّاسَ بْنَ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ قَالاَ لِعَبْدِ الْمُطَّلِبِ بْنِ رَبِيعَةَ وَلِلْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ ائْتِيَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِنَحْوِ حَدِيثِ مَالِكٍ وَقَالَ فِيهِ فَأَلْقَى عَلِىٌّ رِدَاءَهُ ثُمَّ اضْطَجَعَ عَلَيْهِ وَقَالَ أَنَا أَبُو حَسَنٍ الْقَرْمُ وَاللَّهِ لاَ أَرِيمُ مَكَانِى حَتَّى يَرْجِعَ إِلَيْكُمَا ابْنَاكُمَا بِحَوْرِ مَا بَعَثْتُمَا بِهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. وَقَالَ فِى الْحَدِيثِ ثُمَّ قَالَ لَنَا
"إِنَّ هَذِهِ الصَّدَقَاتِ إِنَّمَا هِىَ أَوْسَاخُ النَّاسِ وَإِنَّهَا لاَ تَحِلُّ لِمُحَمَّدٍ وَلاَ لآلِ مُحَمَّدٍ." وَقَالَ أَيْضًا ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"ادْعُوَا لِى مَحْمِيَةَ بْنَ جَزْءٍ."
[وَهُوَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى أَسَدٍ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَعْمَلَهُ عَلَى الأَخْمَاسِ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4356, M002482
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ نَوْفَلٍ الْهَاشِمِىِّ أَنَّ عَبْدَ الْمُطَّلِبِ بْنَ رَبِيعَةَ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ أَخْبَرَهُ أَنَّ أَبَاهُ رَبِيعَةَ بْنَ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَالْعَبَّاسَ بْنَ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ قَالاَ لِعَبْدِ الْمُطَّلِبِ بْنِ رَبِيعَةَ وَلِلْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ ائْتِيَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِنَحْوِ حَدِيثِ مَالِكٍ وَقَالَ فِيهِ فَأَلْقَى عَلِىٌّ رِدَاءَهُ ثُمَّ اضْطَجَعَ عَلَيْهِ وَقَالَ أَنَا أَبُو حَسَنٍ الْقَرْمُ وَاللَّهِ لاَ أَرِيمُ مَكَانِى حَتَّى يَرْجِعَ إِلَيْكُمَا ابْنَاكُمَا بِحَوْرِ مَا بَعَثْتُمَا بِهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. وَقَالَ فِى الْحَدِيثِ ثُمَّ قَالَ لَنَا
"إِنَّ هَذِهِ الصَّدَقَاتِ إِنَّمَا هِىَ أَوْسَاخُ النَّاسِ وَإِنَّهَا لاَ تَحِلُّ لِمُحَمَّدٍ وَلاَ لآلِ مُحَمَّدٍ." وَقَالَ أَيْضًا ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"ادْعُوَا لِى مَحْمِيَةَ بْنَ جَزْءٍ."
[وَهُوَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى أَسَدٍ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَعْمَلَهُ عَلَى الأَخْمَاسِ.]
Tercemesi:
Bize Harun b. Ma'ruf ona (Abdullah) b. Vehb, ona Yunus b. Yezid, ona (Muhammed) b. Şihab, ona Abdullah b. Haris b. Nevfel el-Hâşimî, ona Abdülmuttalib b. Rabî'a b. Haris b. Abdülmuttalib ve Abbas b. Abdülmuttalib, o ikisine Ebu Rabi'â, ona Abdülmuttalib b. Rabî'a, ona Fadl b. Abbas'a Rasulullah'a (sav) gidin demişler. Ravi hadisi Malik'in hadisi gibi rivayet etmiş, (yalnız) bu hadiste: -Ali cübbesini yaydı, sonra üzerine yaslandı da şunu söyledi: Ben, Arslan Ebu Hasan'ım! Vallahi oğullarınız Rasulullah'a (sav) gönderdiğiniz meselenin cevabını getirmedikçe yerimden ayrılmam ifadesini söyledi. Yine bu hadiste şunları söyledi: Sonra Rasulullah (sav); "şüphesiz ki bu sadakalar ancak insanların kirleridir. Bunlar ne Muhammed'e helal olur ne de Âl-i Muhammed'e" buyurdular. Şunu da söyledi: Sonra Rasulullah (sav); "bana Mahmîye b. Cez'i çağırın!" buyurdular.
[Mahmîye, Beni Esed kabilesinden bir zât idi. Rasulullah (sav) onu ganimetlerin beşte biri üzerine memur tayin etmişti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2482, /417
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Sadaka, Peygamber (a.s.) ve Ehli Beytin yememesi
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271954, D003562-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدٍ وَسَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ رُفَيْعٍ عَنْ أُمَيَّةَ بْنِ صَفْوَانَ بْنِ أُمَيَّةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَعَارَ مِنْهُ أَدْرَاعًا يَوْمَ حُنَيْنٍ فَقَالَ أَغَصْبٌ يَا مُحَمَّدُ فَقَالَ
"لاَ بَلْ عَارِيَةٌ مَضْمُونَةٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذِهِ رِوَايَةُ يَزِيدَ بِبَغْدَادَ وَفِى رِوَايَتِهِ بِوَاسِطَ تَغَيُّرٌ عَلَى غَيْرِ هَذَا.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Muhammed ve Seleme b. Şebîb, onlara Yezid b. Harun, ona Şerik (b. Abdullah), ona Abdulaziz b. Rufey', ona da Ümeyye b. Safvan b. Ümeyye, Safvan b. Ümeyye'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav), Huneyn gününde ondan (Safvân'dan) ariyet (ödünç) zırhlar aldı. Safvân, Ey Muhammed (sav) bu gasp mı? dedi. O da (sav) şöyle buyurdu:
"Hayır, aksine telef olduğu takdirde bedeli tazmin edilecek bir ariyettir."
[Ebû Davud dedi ki: Bu rivayet; Yezid'in Bağdat'taki rivayetidir. Vâsıt'daki rivayetinde ise bundan başka bazı değişiklikler vardır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 90, /824
Senetler:
1. Ebu Vehb Safvan b. Ümeyye el-Kuraşî (Safvan b. Ümeyye b. Halef b. Vehb b. Huzafe)
2. Ümeyye b. Safvan el-Ekber (Ümeyye b. Safvan b. Ümeyye b. Halef b. Vehb)
3. Ebu Abdullah Abdulaziz b. Rufey' el-Esedî (Abdulaziz b. Rufey')
4. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Abdurrahman Seleme b. Şebîb el-Mismeî' (Seleme b. Şebîb)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Siyer, Huneyn gazvesi
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Ticaret, arâyâ/ariyye satışı ve usulü