Öneri Formu
Hadis Id, No:
37149, MU001324
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ مُعَاوِيَةَ بْنَ أَبِى سُفْيَانَ بَاعَ سِقَايَةً مِنْ ذَهَبٍ أَوْ وَرِقٍ بِأَكْثَرَ مِنْ وَزْنِهَا فَقَالَ أَبُو الدَّرْدَاءِ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَنْهَى عَنْ مِثْلِ هَذَا إِلاَّ مِثْلاً بِمِثْلٍ . فَقَالَ لَهُ مُعَاوِيَةُ مَا أَرَى بِمِثْلِ هَذَا بَأْسًا . فَقَالَ أَبُو الدَّرْدَاءِ مَنْ يَعْذِرُنِى مِنْ مُعَاوِيَةَ أَنَا أُخْبِرُهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَيُخْبِرُنِى عَنْ رَأْيِهِ لاَ أُسَاكِنُكَ بِأَرْضٍ أَنْتَ بِهَا . ثُمَّ قَدِمَ أَبُو الدَّرْدَاءِ عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَكَتَبَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ إِلَى مُعَاوِيَةَ أَنْ لاَ تَبِيعَ ذَلِكَ إِلاَّ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَزْنًا بِوَزْنٍ .
Tercemesi:
Atâ b. Yesar'dan: Muaviye b. Ebî Süfyan altın veya gümüşten yapılmış su kabım kendi ağırlığından daha fazlası ile satınca Ebu'd-Derdâ: "Ben Resûlullah'dan işittim, o böyle yapılmasını yasakladı. Ancak misli misline satılmasına (müsaade buyurdu)" dedi. Bunun üzerine Muaviye: "Bunda bir mahzur olduğunu sanmıyorum" deyince, Ebu'd-Derdâ: "Bunun yaptığım kınayıp beni destekliyecek yok mu? Ben ona Resûlullah'ın söylediğini naklediyorum: O ise bana kendi görüşünü söylüyor. Ben senin bulunduğun yerde kalamam" dedi. Sonra Ömer b. Hattab'ın yanma gitti. Olup bitenleri anlattı. Bunun üzerine Ömer b. Hattab, Muaviye'ye: "Bunu misli misline, eşit ağırlıkta satmasını" yazdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Buyû' 1324, 1/235
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37151, MU001326
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ لاَ تَبِيعُوا الذَّهَبَ بِالذَّهَبِ إِلاَّ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَلاَ تُشِفُّوا بَعْضَهَا عَلَى بَعْضٍ وَلاَ تَبِيعُوا الْوَرِقَ بِالْوَرِقِ إِلاَّ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَلاَ تُشِفُّوا بَعْضَهَا عَلَى بَعْضٍ وَلاَ تَبِيعُوا شَيْئًا مِنْهَا غَائِبًا بِنَاجِزٍ . وَإِنِ اسْتَنْظَرَكَ إِلَى أَنْ يَلِجَ بَيْتَهُ فَلاَ تُنْظِرْهُ إِنِّى أَخَافُ عَلَيْكُمُ الرَّمَاءَ وَالرَّمَاءُ هُوَ الرِّبَا .
Tercemesi:
Ömer b. Hattab şöyle dedi: "Altını altınla ancak misli misline satınız, bir kısmını diğerine karşı fazla saymayınız. Gümüşü de gümüşle ancak misli misline satınız. Bir kısmını diğerine karşı "azla saymayınız. Gümüşle altını biri peşin, diğeri veresiye satmayınız. Hatta (müşteri) evine girmek için izin isterse verme. Zira ben sizin faize düşmenizden korkuyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Buyû' 1326, 1/235
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, altın ve gümüşün alım satımı
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37152, MU001327
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ أَنَّهُ قَالَ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ الدِّينَارُ بِالدِّينَارِ وَالدِّرْهَمُ بِالدِّرْهَمِ وَالصَّاعُ بِالصَّاعِ وَلاَ يُبَاعُ كَالِئٌ بِنَاجِزٍ .
Tercemesi:
Ömer b. Hattab der ki: Dinar dinar ile, dirhem dirhem ile ve bir ölçek de bir ölçekle eşit olarak satılır. Bunlardan biri peşin, diğeri veresiye olmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Buyû' 1327, 1/235
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37153, MU001328
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ لاَ رِبًا إِلاَّ فِى ذَهَبٍ أَوْ فِضَّةٍ أَوْ مَا يُكَالُ أَوْ يُوزَنُ بِمَا يُؤْكَلُ أَوْ يُشْرَبُ .
Tercemesi:
Said b. Müseyyeb'den: "Faiz ancak altın ve gümüş ile yenilip içilecek maddelerin Ölçü ve tartıya girenlerinde olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Buyû' 1328, 1/235
Senetler:
()
Konular:
Faiz, Riba
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37169, MU001344
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ الأَسْوَدِ بْنِ عَبْدِ يَغُوثَ فَنِىَ عَلَفُ دَابَّتِهِ فَقَالَ لِغُلاَمِهِ خُذْ مِنْ حِنْطَةِ أَهْلِكَ طَعَامًا فَابْتَعْ بِهَا شَعِيرًا وَلاَ تَأْخُذْ إِلاَّ مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Süleyman b. Yesâr'dan: Abdi Yegûs oğlu Esved oğlu Abdurrahman, hayvanının yemi tükenince kölesine: "Evden buğday al. Sonra da bu buğday karşılığında (pazardan) eşit miktarda arpa al." derdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Buyû' 1344, 1/240
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37171, MU001346
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مَرْيَمَ أَنَّهُ سَأَلَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ فَقَالَ إِنِّى رَجُلٌ أَبْتَاعُ الطَّعَامَ يَكُونُ مِنَ الصُّكُوكِ بِالْجَارِ فَرُبَّمَا ابْتَعْتُ مِنْهُ بِدِينَارٍ وَنِصْفِ دِرْهَمٍ فَأُعْطَى بِالنِّصْفِ طَعَامًا . فَقَالَ سَعِيدٌ لاَ وَلَكِنْ أَعْطِ أَنْتَ دِرْهَمًا وَخُذْ بَقِيَّتَهُ طَعَامًا .
Tercemesi:
Ebû Meryem oğlu Abdullah oğlu Muhammed'den: Said b. Müseyyeb'e sordum: "Ben Car'daki devlet hazinesinin istihkak belgeleriyle dağıtımı yapılan gıda maddelerini satın alıyorum. Bazen bir dinar yarım dirheme aldığım oluyor. Bu durumda yarım dirhem para yerine, onun değeri kadar gıda maddesini almıyorum." deyince Said: "Hayır eksik alma. Sen dirhem ver, üzerine yiyecek maddesi al" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Buyû' 1346, 1/242
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ النَّصْرِىِّ أَنَّهُ الْتَمَسَ صَرْفًا بِمِائَةِ دِينَارٍ قَالَ فَدَعَانِى طَلْحَةُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ فَتَرَاوَضْنَا حَتَّى اصْطَرَفَ مِنِّى وَأَخَذَ الذَّهَبَ يُقَلِّبُهَا فِى يَدِهِ ثُمَّ قَالَ حَتَّى يَأْتِيَنِى خَازِنِى مِنَ الْغَابَةِ . وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَسْمَعُ . فَقَالَ عُمَرُ وَاللَّهِ لاَ تُفَارِقْهُ حَتَّى تَأْخُذَ مِنْهُ - ثُمَّ قَالَ - قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الذَّهَبُ بِالْوَرِقِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالْبُرُّ بِالْبُرِّ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالتَّمْرُ بِالتَّمْرِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالشَّعِيرُ بِالشَّعِيرِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ » . قال مالك إذا اصطرف الرجل دراهم بدنانير ثم وجد فيما درهما زائفا فأراد رده انتقض صرف الدينار و رد إليه ورقه و أخذ إليه ديناره و تفسير ما كُرِه من ذلك أن رسول الله صلى الله عليه و سلم قال الذهب بالورق ربا إلا هاء و هاء و قال عمر بن الخطاب و إن استنظرك إلى أن يلج بيته فلا تُنظرْه و هو إذا رد عليه درهما من صرف بعد أن يفارقه كان بمنزلة الدين أو الشئ المستأخر فلذلك كُرِه ذلك و انتقض الصرف و إنما أراد عمر بن الخطاب أن لا يُباع الذهب والورق والطعام كله عاجلا بآجل فإنه لا ينبغي أن يكون في شئ من ذلك تأخير ولا نظرة و إن كان من صنف واحد أو كان مختلفة أصنافه.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37155, MU001330
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ النَّصْرِىِّ أَنَّهُ الْتَمَسَ صَرْفًا بِمِائَةِ دِينَارٍ قَالَ فَدَعَانِى طَلْحَةُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ فَتَرَاوَضْنَا حَتَّى اصْطَرَفَ مِنِّى وَأَخَذَ الذَّهَبَ يُقَلِّبُهَا فِى يَدِهِ ثُمَّ قَالَ حَتَّى يَأْتِيَنِى خَازِنِى مِنَ الْغَابَةِ . وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَسْمَعُ . فَقَالَ عُمَرُ وَاللَّهِ لاَ تُفَارِقْهُ حَتَّى تَأْخُذَ مِنْهُ - ثُمَّ قَالَ - قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الذَّهَبُ بِالْوَرِقِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالْبُرُّ بِالْبُرِّ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالتَّمْرُ بِالتَّمْرِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالشَّعِيرُ بِالشَّعِيرِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ » . قال مالك إذا اصطرف الرجل دراهم بدنانير ثم وجد فيما درهما زائفا فأراد رده انتقض صرف الدينار و رد إليه ورقه و أخذ إليه ديناره و تفسير ما كُرِه من ذلك أن رسول الله صلى الله عليه و سلم قال الذهب بالورق ربا إلا هاء و هاء و قال عمر بن الخطاب و إن استنظرك إلى أن يلج بيته فلا تُنظرْه و هو إذا رد عليه درهما من صرف بعد أن يفارقه كان بمنزلة الدين أو الشئ المستأخر فلذلك كُرِه ذلك و انتقض الصرف و إنما أراد عمر بن الخطاب أن لا يُباع الذهب والورق والطعام كله عاجلا بآجل فإنه لا ينبغي أن يكون في شئ من ذلك تأخير ولا نظرة و إن كان من صنف واحد أو كان مختلفة أصنافه.
Tercemesi:
Malik b. Evs b. Hadesân en-Nasrî der ki: "Yüz dinarı bozdurmak istedim. Talha b. Ubeydullah bunları almak için beni yanına çağırdı. Uzun süren pazarlıktan sonra benden yüz dinarı aldı, elinde evirdi çevirdi ve "kasadarım Gâbe'den gelinceye kadar bana müsaade et" dedi. Bunu işiten Ömer b. Hattab: "Vallahi onun yanından karşılığını alıncaya kadar ayrılma" dedi, Resûlullah: "Altını gümüşle değiştirmek faizdir. Ancak her ikisi de peşin olursa faiz olmaz. Buğdayı buğdayla değiştirmek faiz olur. Ancak peşin olursa faiz olmaz. Hurmayı hurma ile değiştirmek faiz olur. Ancak peşin olursa olmaz. Arpayı arpa ile değiştirmek faiz olur. Ancak peşin olursa olmaz, buyurdu" dedi.
İmam Malik der ki: Biri dinarları (altın paralan) verip dirhemler (gümüş, paralar) alır, sonra bunlar içerisinde düşük kaliteli dirhem bulunca bunu geri vermek isterse, bu iş temelden bozulur. Dirhemlerin tamamını vererek dinarlarını geri alır. Bunun mekruh olmasının delili, Resûlullah'ın: "Altını gümüşle değişmek faiz olur. Ancak peşin olursa olmaz" buyruğu ile Hz. Ömer:'in: "Evine girmek için izin istese de verme" sözüdür. Zira pazarlık yerinden ayrıldıktan sonra sadece ayarı düşük dirhemi geri verirse, o zaman borçla veya veresiye yapılan pazarlık mesabesinde olur. Bu sebeple mekruhtur ve ak id temelden bozulur. Ömer b. Hattab altın ve gümüş ile arpa, buğday ve hurma gibi yiyecek maddelerinin peşinin veresiyesi mukabilinde satılmamasını istemiştir. Çünkü bunlarda, aynı cins veya değişik cinsten de olsa veresiye ve vade caiz değildir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Buyû' 1330, 1/236
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44975, DM002618
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أنبأنا إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ بِلاَلٍ قَالَ : كَانَ عِنْدِى مُدُّ تَمْرٍ لِلنَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فَوَجَدْتُ أَطْيَبَ مِنْهُ صَاعاً بِصَاعَيْنِ فَاشْتَرَيْتُ مِنْهُ فَأَتَيْتُ بِهِ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ :« مِنْ أَيْنَ لَكَ هَذَا يَا بِلاَلُ ؟ ». قُلْتُ : اشْتَرَيْتُ صَاعاً بِصَاعَيْنِ. قَالَ :« رُدَّهُ وَرُدَّ عَلَيْنَا تَمْرَنَا ».
Tercemesi:
Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize İsrail, Ebu İshak'tan, (O) Mesrûk'tan, (O da) Bilal'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Yanımda Hz. Peygamber'in (Sailallahu Aleyhi ve Sellem) bir müdd hurması vardı. Derken iki sa1 karşılığında bir sa' olmak üzere ondan daha iyisini bulmuştum da ondan satın alıp Hz. Peygamber'e {Sailallahu Aleyhi ve Sellem) getirmiştim. O zaman O; "Bu sana nereden (geldi), ya Bilal?" buyurmuştu. Ben de; "iki sa1 karşılığında bir sa1 olmak üzere satın aldım!" demiştim. Bunun üzerine O şöyle buyurmuştu: "Onu geri ver. Bize de hurmamızı iade et!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Buyû' 40, 3/1677
Senetler:
1. Ebu Abdullah Bilal b. Rabah el-Habeşî (Bilal b. Rabah)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Ticaret, iyi ve kötü hurmayı bire iki değiştirmenin nehyi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44977, DM002620
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ النَّصْرِىِّ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« الذَّهَبُ بِالذَّهَبِ هَاءَ وَهَاءَ ، وَالْفِضَّةُ بِالْفِضَّةِ هَاءَ وَهَاءَ ، وَالتَّمْرُ بِالتَّمْرِ هَاءَ وَهَاءَ ، وَالْبُرُّ بِالْبُرِّ هَاءَ وَهَاءَ ، وَالشَّعِيرُ بِالشَّعِيرِ هَاءَ وَهَاءَ ، وَلاَ فَضْلَ بَيْنَهُمَا ».
Tercemesi:
Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Mu-hammed b. İshak, ez-Zühri'den, (O) Malik b. Evs ibni'l-Hadesan en-Nasri'den, (O da) Hz. Ömer'den -Allah Ondan razı olsun!- (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ben Rasulullahı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: "-Altın altın ile, "sen al, sen de al" şeklinde; gümüş gümüş ile, "sen al, sen de al" şeklinde; hurma hurma ile, "sen al, sen de al" şeklinde; buğday buğday ile, "sen al, sen de al" şeklinde; arpa arpa ile, "sen al, sen de al" şeklinde (yani peşin olarak), aralarında fazlalık olmaksızın (değiştokuş edilirler)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Buyû' 41, 3/1679
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Said Malik b. Evs en-Nasrî (Malik b. Evs b. Hadesân b. Nasr b. Muaviye)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44976, DM002619
Hadis:
- أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - هُوَ ابْنُ بِلاَلٍ - عَنْ عَبْدِ الْمَجِيدِ بْنِ سُهَيْلِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يُحَدِّثُ أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ وَأَبَا هُرَيْرَةَ حَدَّثَاهُ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- بَعَثَ أَخَا بَنِى عَدِىٍّ الأَنْصَارِىَّ فَاسْتَعْمَلَهُ عَلَى خَيْبَرَ فَقَدِمَ بِتَمْرٍ جَنِيبٍ - قَالَ ابْنُ مَسْلَمَةَ : يَعْنِى جَيِّداً - فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« أَكُلُّ تَمْرِ خَيْبَرَ هَكَذَا؟ ». قَالَ : لاَ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، إِنَّا لَنَشْتَرِى الصَّاعَ بِالصَّاعَيْنِ مِنَ الْجَمْعِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« لاَ تَفْعَلُوا وَلَكِنْ مِثْلاً بِمِثْلٍ أَوْ بِيعُوا هَذَا وَاشْتَرُوا بِثَمَنِهِ مِنْ هَذَا ، وَكَذَلِكَ الْمِيزَانُ ».
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme haber verip (dedi ki), bize Süleyman -ki O, İbn Bilal'dir-, Abdulmecid b. Süheyl b. Ab-dirrahman'dan rivayet etti ki; O, Saîd ibnu'l-Müseyyeb'i rivayet ederken işitmiş ki, Ebu Saîd el-Hudri ile Ebu Hüreyre kendisine rivayet etmişler ki, Rasulullah {Sailallahu Aleyhi ve Sellem), Adiyyoğulları'ndan falan Ensari'yi memur olarak gönderip onu Hay-ber'de vergi toplamakla görevlendirmişti. Derken O, "cenib" cinsi -İbn Mesleme; "iyi (cins), demek istiyor" demiştir-, hurmalar getirmişti de Rasulullah {Sailallahu Aleyhi ve Sellem) O'na; "Hayber'in bütün hurmaları böyle midir?" buyurmuştu. O; "hayır vallahi, ya Rasulullah! Doğrusu biz gerçekten iki sa' adi hurmaya karşılık (iyi cinsten) bir sa' satın alıyoruz!" cevabını vermişti. O zaman Rasulullah (Sailallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu: "(Böyle) yapmayın! Fakat misli misline (satın alın). Yahut bu (adi hurmaları) satın ve değeriyle bu (iyi hurmalardan) satın alın. Tartı (ile alınıp satılan diğer mallar veya yiyecekler de böyledir!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Buyû' 40, 3/1678
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Muhammed b. Abdülmecid el-Kuraşi (Muhammed b. Abdülmecid b. Süheyl b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Ticaret, iyi ve kötü hurmayı bire iki değiştirmenin nehyi