118 Kayıt Bulundu.
Bize Abdulvehhab b. Necde el-Hûtî, ona İbn Ayyaş, ona Şürahbil b. Müslim, ona da Ebu Ümame şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'şüphesiz Aziz ve Celil Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Varise vasiyet yoktur. Kadın, kocasının izni olmadan evinden hiçbir şey harcayamaz' buyurdu. Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Yemek de mi veremez?' denildi. Rasulullah (sav) 'o bizim en değerli malımızdır (veremez)' cevabını verdi, sonra da 'ödünç alınan şey geri ödenir, gelirini alıp iade etmek üzere alınan tarla, hayvan ve ağaç (minha) geri verilir ve borç ödenir. Kefil borçludur' buyurdu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْعَارِيَةُ مُؤَدَّاةٌ وَالزَّعِيمُ غَارِمٌ
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymun, ona Muhammed b. Bekir, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinar, ona da Muhammed b. Ali ve Muhammed Münkedir, onlara da Cabir b. Abdullah “Nebi (sav) vefat edince Ebu Bekir'e Ala b. Hadramî tarafından mal geldi. Bunun üzerine Ebu Bekir 'Kimin yanında Nebi (sav) tarafından verilmiş bir vaad ya da alacak varsa bize gelsin' dedi” demiş ve hadisi İbn Uyeyne hadisi gibi rivayet etmiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için M006023 numaralı hadise bakınız.
Bize Amr en-Nakıd, ona Süfyan b. Uyeyne, ona (Muhammed) b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Bize İshak, ona Süfyan, ona İbn. Münkedir, ona Cabir (b. Abdullah), ona Amr, ona Muhammed b. Ali, ona Cabir, ona Yezid; (T) Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah, ona Süfya, ona Amr b. Dinar, ona Muhammed b. Ali, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) iki eliyle birlikte işaret ederek; "eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim" buyurdu, ancak Bahreyn malları gelmeden önce Hz. Peygamber (sav) vefat etti. Bu mallar, Hz. Peygamber'in (sav) ardından Ebu Bekir'e geldi. Ebu Bekir emir buyurdu. Bir tellal; kimin Hz. Peygamber'den (sav) söz ya da borç mahiyetinde bir alacağı varsa gelsin diye bağırdı. Hemen kalktım ve Hz. Peygamber'in (sav); "eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim" buyurduğunu söyledim. Bunun üzerine Ebu Bekir bir avuç alıp döktü ve say dedi. Saydım, bir de baktım ki beş yüz (dirhem olmuş). Ardından Ebu Bekir; bunun iki katını daha al dedi.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona da Muhammed b. Ali, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhum) şöyle demiştir: "Nebi (sav) 'Bahreyn (cizye) malı gelirse sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar veririm' buyurdu, ancak Bayreyn malı gelmeden önce Hz. Peygamber (sav) vefat etti. Bahreyn malı geldiği zaman Ebu Bekir emir verdi, bir tellal 'kimin Hz. Peygamber'den (sav) söz ya da borç mahiyetinde bir alacağı varsa gelsin' diye ilan etti. Bunun üzerine ben Ebu Bekir'e gittim ve 'Nebi (sav) bana şu kadar ve şu kadar vadetmişti' dedim. Ebu Bekir bana bir avuç (para) verdi, saydım beş yüz kadar olduğunu gördüm. Ebu Bekir 'Bunun iki katını (daha) al' dedi."
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Zührî (T) Bize İsmail, ona kardeşi, ona Süleyman, ona Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Hz. Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Rasulullah (sav) namazda selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Allâhumme innî eûzu bike mine'l-me'semi ve'l-mağrami (Ey Allah'ım! Ben günahtan ve borçtan sana sığınırım!)" Bir kişi kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsun' deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz bir adam borçlu olduğu zaman yalan konuşur ve verdiği sözde de durmaz."
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Zührî (T) Bize İsmail, ona kardeşi, ona Süleyman, ona Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Hz. Aişe'nin (r.anha) söylediğine göre Rasulullah (sav) namazda selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: "Allâhumme innî eûzu bike mine'l-me'semi ve'l-mağrami (Ey Allah'ım! Ben günahtan ve borçtan sana sığınırım!)" Bir kişi kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Borçtan ne kadar da çok Allah'a sığınıyorsun' deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz bir adam borçlu olduğu zaman yalan konuşur ve verdiği sözde de durmaz."
Bize Amr en-Nâkıd, ona Süfyan b. Uyeyne, ona (Muhammed) b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Bize İshak, ona Süfyan, ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize Amr (en-Nâkıd), ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize İbn Ebu Âmir -metin ona aittir-, ona Süfyan, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Süfyân der ki: Bana Amr b. Dinar, ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) iki eliyle birlikte işaret ederek; 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurdu, ancak Bahreyn malları gelmeden önce Hz. Peygamber (sav) vefat etti. Bu mallar, Hz. Peygamber'in (sav) ardından Ebu Bekir'e geldi. Ebu Bekir emir buyurdu, bir tellal 'Kimin Hz. Peygamber'den (sav) söz ya da borç mahiyetinde bir alacağı varsa gelsin' diye bağırdı. Hemen kalktım ve Hz. Peygamber'in (sav); 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurduğunu söyledim. Bunun üzerine Ebu Bekir bir avuç alıp döktü ve 'say' dedi. Saydım, bir de baktım ki beş yüz (dirhem olmuş). Ardından Ebu Bekir 'Bunun iki katını daha al' dedi."
Bize Amr en-Nâkıd, ona Süfyan b. Uyeyne, ona (Muhammed) b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Bize İshak, ona Süfyan, ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize Amr (en-Nâkıd), ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize İbn Ebu Âmir -metin ona aittir-, ona Süfyan, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Süfyân der ki: Bana Amr b. Dinar, ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) iki eliyle birlikte işaret ederek; 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurdu, ancak Bahreyn malları gelmeden önce Hz. Peygamber (sav) vefat etti. Bu mallar, Hz. Peygamber'in (sav) ardından Ebu Bekir'e geldi. Ebu Bekir emir buyurdu, bir tellal 'Kimin Hz. Peygamber'den (sav) söz ya da borç mahiyetinde bir alacağı varsa gelsin' diye bağırdı. Hemen kalktım ve Hz. Peygamber'in (sav); 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurduğunu söyledim. Bunun üzerine Ebu Bekir bir avuç alıp döktü ve 'say' dedi. Saydım, bir de baktım ki beş yüz (dirhem olmuş). Ardından Ebu Bekir 'Bunun iki katını daha al' dedi."
Bize Amr en-Nâkıd, ona Süfyan b. Uyeyne, ona (Muhammed) b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Bize İshak, ona Süfyan, ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize Amr (en-Nâkıd), ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize İbn Ebu Âmir -metin ona aittir-, ona Süfyan, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Süfyân der ki: Bana Amr b. Dinar, ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) iki eliyle birlikte işaret ederek; 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurdu, ancak Bahreyn malları gelmeden önce Hz. Peygamber (sav) vefat etti. Bu mallar, Hz. Peygamber'in (sav) ardından Ebu Bekir'e geldi. Ebu Bekir emir buyurdu, bir tellal 'Kimin Hz. Peygamber'den (sav) söz ya da borç mahiyetinde bir alacağı varsa gelsin' diye bağırdı. Hemen kalktım ve Hz. Peygamber'in (sav); 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurduğunu söyledim. Bunun üzerine Ebu Bekir bir avuç alıp döktü ve 'say' dedi. Saydım, bir de baktım ki beş yüz (dirhem olmuş). Ardından Ebu Bekir 'Bunun iki katını daha al' dedi."
Bize Amr en-Nâkıd, ona Süfyan b. Uyeyne, ona (Muhammed) b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Bize İshak, ona Süfyan, ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize Amr (en-Nâkıd), ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir (b. Abdullah); (T) Bize İbn Ebu Âmir -metin ona aittir-, ona Süfyan, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah; (T) Süfyân der ki: Bana Amr b. Dinar, ona Muhammed b. Ali, [-Ravilerin her biri diğerinin rivayetine bir takım ilavelerde bulunmuştur-] ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) iki eliyle birlikte işaret ederek; 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurdu, ancak Bahreyn malları gelmeden önce Hz. Peygamber (sav) vefat etti. Bu mallar, Hz. Peygamber'in (sav) ardından Ebu Bekir'e geldi. Ebu Bekir emir buyurdu, bir tellal 'Kimin Hz. Peygamber'den (sav) söz ya da borç mahiyetinde bir alacağı varsa gelsin' diye bağırdı. Hemen kalktım ve Hz. Peygamber'in (sav); 'Eğer bize Bahreyn'den gelecek olan mallar gelmiş olursa sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar vereyim' buyurduğunu söyledim. Bunun üzerine Ebu Bekir bir avuç alıp döktü ve 'say' dedi. Saydım, bir de baktım ki beş yüz (dirhem olmuş). Ardından Ebu Bekir 'Bunun iki katını daha al' dedi."