Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Leys arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16366, B002291
Hadis:
قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ وَقَالَ اللَّيْثُ حَدَّثَنِى جَعْفَرُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هُرْمُزَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَنَّهُ ذَكَرَ رَجُلاً مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ سَأَلَ بَعْضَ بَنِى إِسْرَائِيلَ أَنْ يُسْلِفَهُ أَلْفَ دِينَارٍ ، فَقَالَ ائْتِنِى بِالشُّهَدَاءِ أُشْهِدُهُمْ . فَقَالَ كَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا . قَالَ فَأْتِنِى بِالْكَفِيلِ . قَالَ كَفَى بِاللَّهِ كَفِيلاً . قَالَ صَدَقْتَ . فَدَفَعَهَا إِلَيْهِ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى ، فَخَرَجَ فِى الْبَحْرِ ، فَقَضَى حَاجَتَهُ ، ثُمَّ الْتَمَسَ مَرْكَبًا يَرْكَبُهَا ، يَقْدَمُ عَلَيْهِ لِلأَجَلِ الَّذِى أَجَّلَهُ ، فَلَمْ يَجِدْ مَرْكَبًا ، فَأَخَذَ خَشَبَةً ، فَنَقَرَهَا فَأَدْخَلَ فِيهَا أَلْفَ دِينَارٍ ، وَصَحِيفَةً مِنْهُ إِلَى صَاحِبِهِ ، ثُمَّ زَجَّجَ مَوْضِعَهَا ، ثُمَّ أَتَى بِهَا إِلَى الْبَحْرِ ، فَقَالَ اللَّهُمَّ إِنَّكَ تَعْلَمُ أَنِّى كُنْتُ تَسَلَّفْتُ فُلاَنًا أَلْفَ دِينَارٍ ، فَسَأَلَنِى كَفِيلاً ، فَقُلْتُ كَفَى بِاللَّهِ كَفِيلاً ، فَرَضِىَ بِكَ ، وَسَأَلَنِى شَهِيدًا ، فَقُلْتُ كَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا ، فَرَضِىَ بِكَ ، وَأَنِّى جَهَدْتُ أَنْ أَجِدَ مَرْكَبًا ، أَبْعَثُ إِلَيْهِ الَّذِى لَهُ فَلَمْ أَقْدِرْ ، وَإِنِّى أَسْتَوْدِعُكَهَا . فَرَمَى بِهَا فِى الْبَحْرِ حَتَّى وَلَجَتْ فِيهِ ، ثُمَّ انْصَرَفَ ، وَهْوَ فِى ذَلِكَ يَلْتَمِسُ مَرْكَبًا ، يَخْرُجُ إِلَى بَلَدِهِ ، فَخَرَجَ الرَّجُلُ الَّذِى كَانَ أَسْلَفَهُ ، يَنْظُرُ لَعَلَّ مَرْكَبًا قَدْ جَاءَ بِمَالِهِ ، فَإِذَا بِالْخَشَبَةِ الَّتِى فِيهَا الْمَالُ ، فَأَخَذَهَا لأَهْلِهِ حَطَبًا ، فَلَمَّا نَشَرَهَا وَجَدَ الْمَالَ وَالصَّحِيفَةَ ، ثُمَّ قَدِمَ الَّذِى كَانَ أَسْلَفَهُ ، فَأَتَى بِالأَلْفِ دِينَارٍ ، فَقَالَ وَاللَّهِ مَا زِلْتُ جَاهِدًا فِى طَلَبِ مَرْكَبٍ لآتِيَكَ بِمَالِكَ ، فَمَا وَجَدْتُ مَرْكَبًا قَبْلَ الَّذِى أَتَيْتُ فِيهِ . قَالَ هَلْ كُنْتَ بَعَثْتَ إِلَىَّ بِشَىْءٍ قَالَ أُخْبِرُكَ أَنِّى لَمْ أَجِدْ مَرْكَبًا قَبْلَ الَّذِى جِئْتُ فِيهِ . قَالَ فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ أَدَّى عَنْكَ الَّذِى بَعَثْتَ فِى الْخَشَبَةِ فَانْصَرِفْ بِالأَلْفِ الدِّينَارِ رَاشِدًا » .
Tercemesi:
Ebu Abdullah el-Buharî şöyle dedi: Leys b. Sa’d (el-Fehmî) şöyle rivayet etti: Bana Cafer b. Rabî'a, ona Abdurrahman b. Hürmüz, ona da Ebu Hüreyre (ed-Devsî) Rasulullah’ın (sav) şöyle anlattığını nakletti: İsrail oğullarından bir adam kendi kavminden birinden bin dinar borç istedi. Borç istediği kişi “Buna (icabında) şahitliklerine baş vuracağım şahitler getir” dedi. Borç isteyen de “Şahit olarak Allah yeter” dedi. Borç verecek olan (bu kez de) “O halde bana bir kefil getir” dedi. Borç isteyen “Kefil olarak Allah yeter” dedi. Para sahibi “Doğru söyledin” dedi ve belli bir vade ile ona bin dinar verdi. Borcu alan kişi, bir deniz seferine çıktı. İşlerini gördü. Sonra borç verenin belirlediği vadede kendisine gelmek için bineceği bir gemi aradı. Fakat bir gemi bulamadı. Bunun üzerine bir odun parçası alıp, onun içini oydu. İçine bin dinar ve bir de kendisinden o arkadaşına yazdığı bir mektup sayfası koydu. Sonra o oyuk yerin ağzını sıkıca kapatıp düzeltti. Ardından o odun parçasını deniz kenarına getirdi de şöyle dua etti: “Allah’ım! Sen bilmektesin ki ben filan kimseden bin dinar borç istedim. O da benden bir kefil istedi. Ben ‘Kefil olarak Allah yeter’ dedim. O, Sen'in kefilliğine razı oldu. Bir de benden şahit istedi. Ben ‘Şahit olarak Allah yeter’ dedim. O yine senin şahitliğine razı oldu (ve bin dinarı verdi.) Ben alacağını kendisine göndermek için bir gemi bulmaya çalıştım. Ama bunu başaramadım. Artık ben bu parayı sana emanet ediyorum!” dedi ve o odunu denize attı. Odun denizin içine girdikten sonra kendisi geri döndü. Borçlu o sırada kendisini memleketine çıkaracak gemi bulmağa çalışırken, alacaklı da deniz kenarına çıkıp belki bir gemi malını getirmiş olabilir diye gözetliyordu. Bu sırada birdenbire sahilde içinde para bulunan o odunu gördü. Odunu ailesine yakacak olarak aldı. Evde onu parçalayınca içindeki paraları ve mektup sayfasını buldu. Sonra borçlu kimse kendisine borç verene geldi ve ona bin dinarı getirdi ve “Allah'a yemin ederim ki, malını sana getirmek için bir gemi aradım durdum. Fakat sana geldiğim şu zamandan önce bir gemi bulamadım” dedi ve borcunu verdi. Alacaklı “Sen bana bir şey göndermiş miydin?” dedi. Borçlu “İçinde geldiğim şu gemiden önce bir gemi bulamadığımı sana haber veriyorum” dedi. Alacaklı “Şüphesiz ki, Allah senin odun içinde göndermiş olduğun borcunu senin adına ödemiştir. Dolayısıyla tekrar vermek için getirdiğin bu bin dinarı doğru ve hak yolda bir kişi olarak sevinçle götür” dedi.
Açıklama:
Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Leys arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâlet 1, 1/644
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Şurahbîl Cafer b. Rabî'a el-Kuraşî (Cafer b. Rabî'a b. Abdullah b. Şurahbîl b. Hasene)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Hz. Peygamber, kıssa anlatması
وَقَالَ اللَّيْثُ حَدَّثَنِى جَعْفَرُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هُرْمُزَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ذَكَرَ رَجُلاً مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ - وَسَاقَ الْحَدِيثَ - فَخَرَجَ يَنْظُرُ لَعَلَّ مَرْكَبًا قَدْ جَاءَ بِمَالِهِ ، فَإِذَا هُوَ بِالْخَشَبَةِ فَأَخَذَهَا لأَهْلِهِ حَطَبًا ، فَلَمَّا نَشَرَهَا وَجَدَ الْمَالَ وَالصَّحِيفَةَ » .
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18170, B002430
Hadis:
وَقَالَ اللَّيْثُ حَدَّثَنِى جَعْفَرُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هُرْمُزَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ذَكَرَ رَجُلاً مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ - وَسَاقَ الْحَدِيثَ - فَخَرَجَ يَنْظُرُ لَعَلَّ مَرْكَبًا قَدْ جَاءَ بِمَالِهِ ، فَإِذَا هُوَ بِالْخَشَبَةِ فَأَخَذَهَا لأَهْلِهِ حَطَبًا ، فَلَمَّا نَشَرَهَا وَجَدَ الْمَالَ وَالصَّحِيفَةَ » .
Tercemesi:
El-Leys dedi ki: Bana Cafer b. Rabia, ona Abdurrahman b. Hürmüz, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah’tan (sav) şunu rivayet etmiştir: Allah Rasulü, İsrail oğullarından bir adamı söz konusu etti ve -hadisin geri kalan kısmını zikretti.- Sonra o (alacaklı adam), belki malını getirmiş bir gemi gelir ümidiyle bakmaya çıktı. Derken o adam o ağaç kütüğünü buluverdi, onu odun olarak (yakmak) üzere ailesine alıp götürdü. Onu testere ile biçince (borç vermiş olduğu) malı ve o sahifeyi (borçlusunun yazdığı mektubu) buldu.”
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Lukata 5, 1/673
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Şurahbîl Cafer b. Rabî'a el-Kuraşî (Cafer b. Rabî'a b. Abdullah b. Şurahbîl b. Hasene)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kudreti
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Hadis, israiliyyat içerikli haberler
Keramet, keramet
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ زَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَفْسُ الْمُؤْمِنِ مُعَلَّقَةٌ بِدَيْنِهِ حَتَّى يُقْضَى عَنْهُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16211, T001078
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ زَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَفْسُ الْمُؤْمِنِ مُعَلَّقَةٌ بِدَيْنِهِ حَتَّى يُقْضَى عَنْهُ » .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylan (el-Adevî), ona Ebu Üsame (Hammâd b. Usame el-Kuraşî), ona Zekeriyye b. Ebu Zaide (el-Vâdiî), ona Sa’d b. İbrahim (el-KuraşÎ), ona Ebu Seleme (Abdurrahman ez-Zuhrî), ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu nakletti: “(Mü’minin, borcu (onun adına) ödeninceye kadar (ahirette) ruhu takılı kalır. (Cennete giremez.)”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 76, 3/389
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Zekeriyya b. Ebu Zâide el-Vâdiî (Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Fîruz)
5. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16213, T001079
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُمَرَ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « نَفْسُ الْمُؤْمِنِ مُعَلَّقَةٌ بِدَيْنِهِ حَتَّى يُقْضَى عَنْهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ وَهُوَ أَصَحُّ مِنَ الأَوَّلِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî), ona Abdurrahman b. Mehdi (el-Anberî), ona İbrahim b. Sa’d (ez-Zuhrî), ona babası (Sa'd b. İbrahim el-Kuraşî), ona Ömer b. Ebu Seleme (el-Kuraşî), ana babası (Ebu Selem b. Abdurrahman ez-Zuhrî), ona da Ebu Hüreyre Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:“(Mü’minin, borcu (onun adına) ödeninceye kadar (ahirette) ruhu takılı kalır. (Cennete giremez.)”
Tirmizî: Bu hadis hasen olup, birinci hadisten daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 76, 3/389
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ömer b. Ebu Seleme el-Kuraşi (Ömer b. Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ سَمُرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « عَلَى الْيَدِ مَا أَخَذَتْ حَتَّى تُؤَدِّىَ » . قَالَ قَتَادَةُ ثُمَّ نَسِىَ الْحَسَنُ فَقَالَ هُوَ أَمِينُكَ لاَ ضَمَانَ عَلَيْهِ . يَعْنِى الْعَارِيَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ إِلَى هَذَا وَقَالُوا يَضْمَنُ صَاحِبُ الْعَارِيَةِ . وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ لَيْسَ عَلَى صَاحِبِ الْعَارِيَةِ ضَمَانٌ إِلاَّ أَنْ يُخَالِفَ . وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِىِّ وَأَهْلِ الْكُوفَةِ وَبِهِ يَقُولُ إِسْحَاقُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18042, T001266
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ سَمُرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « عَلَى الْيَدِ مَا أَخَذَتْ حَتَّى تُؤَدِّىَ » . قَالَ قَتَادَةُ ثُمَّ نَسِىَ الْحَسَنُ فَقَالَ هُوَ أَمِينُكَ لاَ ضَمَانَ عَلَيْهِ . يَعْنِى الْعَارِيَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ إِلَى هَذَا وَقَالُوا يَضْمَنُ صَاحِبُ الْعَارِيَةِ . وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ لَيْسَ عَلَى صَاحِبِ الْعَارِيَةِ ضَمَانٌ إِلاَّ أَنْ يُخَالِفَ . وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِىِّ وَأَهْلِ الْكُوفَةِ وَبِهِ يَقُولُ إِسْحَاقُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona İbn Ebu Adîy, ona Said, ona Katâde, ona Hasan, ona da Semura'nın naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Kişi ödünç aldığı şeyi geri verinceye kadar sağ salim koruyup [teslim etmekle] yükümlüdür." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Katâde "Hasan sonraları [hadisin önceki metnini] unutup 'Ödünç verdiğin kişi güvendiğin kişidir. [Dolayısıyla başına bir zarar gelmesi durumunda ödünç verilen şeyi] tazmin etmek zorunda değildir.' dedi." demiştir. Bu, hasen sahih bir hadistir. Sahâbe ve sonraki kuşaklardan bir grup alim bu hadisle amel etmişlerdir. Onlara göre ödünç alan kişi [başına bir zarar gelmesi durumunda] ödünç aldığı şeyi tazmin etmek zorundadır. Nitekim Şâfiî ve Ahmed [b. Hanbel] bu görüştedir. Sahâbe ve sonraki kuşaklardan bir grup alime göre ise kasıtlı bir kötüye kullanma olması dışında bir şeyi ödünç alan kişinin [kendinden kaynaklanmayan bir sebepten dolayı zarar görmesi durumunda] ödünç aldığı şeyi tazmin etmek zorunda değildir. Sevrî, Kûfe alimleri ve İshak [b. Râhûye] bu görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 39, 3/566
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالَ حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ أَنَّ مَيْمُونَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم اسْتَدَانَتْ فَقِيلَ لَهَا يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ تَسْتَدِينِينَ وَلَيْسَ عِنْدَكِ وَفَاءٌ قَالَتْ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ أَخَذَ دَيْنًا وَهُوَ يُرِيدُ أَنْ يُؤَدِّيَهُ أَعَانَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28288, N004691
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالَ حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ أَنَّ مَيْمُونَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم اسْتَدَانَتْ فَقِيلَ لَهَا يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ تَسْتَدِينِينَ وَلَيْسَ عِنْدَكِ وَفَاءٌ قَالَتْ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ أَخَذَ دَيْنًا وَهُوَ يُرِيدُ أَنْ يُؤَدِّيَهُ أَعَانَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Vehb b. Cerîr, ona babası (Cerîr b. Hâzım), ona A'meş, ona Husayn b. Abdurrahman, ona da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe şunları nakletmiştir:
Hz. Peygamber'in (sav) eşi Meymûne borca girmişti. Ona "Ey Müminlerin annesi! Ödeyecek bir şeyin olmamasına rağmen borç yapıyorsun!" denilince o da "Ben Rasulullah'ın (sav) 'Kim ödemeyi isteyerek bir borç alırsa Allah azze ve celle [ödeyebilmesi için] ona yardım eder.' dediğini işittim." diye yanıt vermiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Buyû' 99, /2390
Senetler:
1. Ümmülmüminin Meymune bt. Haris (Meymune bt. Haris b.Cübeyr b. Hazn b. Ruveybe)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
6. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Borç, ödemek, en güzel şekilde
Borç, vermek/almak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44990, DM002633
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عُمَرَ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« نَفْسُ الْمُؤْمِنِ مُعَلَّقَةٌ مَا كَانَ عَلَيْهِ دَيْنٌ ».
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf (el-Firyabî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Sa’d b. İbrahim (el-Kuraşî), ona Ömer b. Ebu Seleme (el-Kuraşî), ona babası (Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî), ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Mü’minin, üzerinde borç bulunduğu sürece ruhu (ahirette) takılı kalır. (Cennete giremez.)”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Buyû' 52, 3/1688
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ömer b. Ebu Seleme el-Kuraşi (Ömer b. Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44995, DM002637
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ الْحِزَامِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى فُدَيْكٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُفْيَانَ مَوْلَى الأَسْلَمِيِّينَ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَعْفَرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنَّ اللَّهَ مَعَ الدَّائِنِ حَتَّى يُقْضَى دَيْنُهُ مَا لَمْ يَكُنْ فِيمَا يَكْرَهُ اللَّهُ ». قَالَ : وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ يَقُولُ لِخَازِنِهِ : اذْهَبْ فَخُذْ لِى بِدَيْنٍ ، فَإِنِّى أَكْرَهُ أَنْ أَبِيتَ لَيْلَةً إِلاَّ وَاللَّهُ مَعِى بَعْدَ مَا سَمِعْتُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-.
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Münzir el-Hizamî, ona Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk (ed-Dîlî), ona Eslemlilerin azadlısı Said b. Süfyan (el-Eslemî), ona Cafer b. Muhammed (es-Sâdık), ona babası (Muhammed el-Bakır), ona da Abdullah b. Cafer (el-Haşimî) Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Şüphe yok ki Allah, -borç Allah'ın kerih gördüğü şeylerde olmadığı sürece- borcu ödeninceye kadar borçluyla beraberdir."
Abdullah b. Ca'fer ambar memuruna derdi ki: “Git de bana borçla (bir şeyler) al! Çünkü ben, Rasulullah'tan (sav) duyduğum bu şeyden sonra, Allah benimle olmaksızın bir gece geçirmekten hoşlanmıyorum.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Buyû' 55, 3/1690
Senetler:
1. Abdullah b. Cafer el-Haşimi (Abdullah b. Cafer b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib)
2. Muhammed el-Bakır (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali)
3. Ebu Abdullah Cafer es-Sâdık (Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Said b. Süfyan el-Eslemî (Said b. Süfyan)
5. Ebu İsmail Muhammed b. Ebu Füdeyk ed-Dîlî (Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebu Füdeyk)
6. İbrahim b. Münzir el-Hizamî (İbrahim b. Münzir b. Abdullah)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282868, T001264-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا طَلْقُ بْنُ غَنَّامٍ عَنْ شَرِيكٍ وَقَيْسٍ عَنْ أَبِى حَصِينٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَدِّ الأَمَانَةَ إِلَى مَنِ ائْتَمَنَكَ وَلاَ تَخُنْ مَنْ خَانَكَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِلَى هَذَا الْحَدِيثِ وَقَالُوا : إِذَا كَانَ لِلرَّجُلِ عَلَى آخَرَ شَىْءٌ فَذَهَبَ بِهِ فَوَقَعَ لَهُ عِنْدَهُ شَىْءٌ فَلَيْسَ لَهُ أَنْ يَحْبِسَ عَنْهُ بِقَدْرِ مَا ذَهَبَ لَهُ عَلَيْهِ . وَرَخَّصَ فِيهِ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنَ التَّابِعِينَ . وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِىِّ وَقَالَ إِنْ كَانَ لَهُ عَلَيْهِ دَرَاهِمُ فَوَقَعَ لَهُ عِنْدَهُ دَنَانِيرُ فَلَيْسَ لَهُ أَنْ يَحْبِسَ بِمَكَانِ دَرَاهِمِهِ إِلاَّ أَنْ يَقَعَ عِنْدَهُ لَهُ دَرَاهِمُ فَلَهُ حِينَئِذٍ أَنْ يَحْبِسَ مِنْ دَرَاهِمِهِ بِقَدْرِ مَا لَهُ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Kureyb, ona Talk b. Ğannâm, ona Şerîk ve Kays, onlara Ebu Hasîn, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Sana emanet bırakana emanetini [sağ salim] geri ver. [Emanetine] ihanet edene sen ihanet etme." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu hasen garîb bir hadistir. Bazı alimler bu hadisle amel etmişlerdir. Onlara göre bir kişi başka birine [para veya herhangi bir eşyayı] emanet bırakır, o kişi o emaneti geri vermez, daha sonra o kişinin eline emanetini geri vermeyen adama ait bir şey geçerse alacaklı olduğu şeyin kıymeti kadarını dahi alıkoyması caiz değildir. Tâbiûn alimlerinden bir grup buna cevaz vermişlerdir. Sevrî de bu görüştedir. O "Eğer birinin başka birinde alacağı [gümüş] dirhemi olsa, alacaklısı olduğu adama ait [altın] dinarlar eline geçse alacaklı olduğu adama ait [gümüş] dirhemler eline geçmedikçe [altın] dinarları alıkoyması caiz değildir. Şayet eline o adama ait [gümüş] dirhem geçerse alacaklı olduğu kadar [gümüş dirhemi] alıkoyabilir." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 38, 3/564
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Hasîn Osman b. Asım el-Esedî (Osman b. Asım b. Husayn)
4. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
5. Ebu Muhammed Talk b. Ğannam en-Nehai (Talk b. Ğannam b. Talk b. Muaviye)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Borç, öderken fazlasıyla ödemek
İHANET
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
حدثنا هارون بن ملول، قال= ثنا عبد الله بن يزيد المقرىء قال= ثنا سعيد بن أبي أيوب، عَنْ عَيَّاشِ بن عَبَّاسٍ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بن عَمْرٍو، عن النبى صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:"الْقَتْلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يُكَفِّرُ كُلَّ شَيْءٍ، إِلا الدَّيْنَ"،
Öneri Formu
Hadis Id, No:
187233, MK13689
Hadis:
حدثنا هارون بن ملول، قال= ثنا عبد الله بن يزيد المقرىء قال= ثنا سعيد بن أبي أيوب، عَنْ عَيَّاشِ بن عَبَّاسٍ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بن عَمْرٍو، عن النبى صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:"الْقَتْلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يُكَفِّرُ كُلَّ شَيْءٍ، إِلا الدَّيْنَ"،
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Borç, borçlu olarak ölmek
Cihad, fazileti
Cihad, kul hakkı hariç günahların affına sebep olması