Giriş

"Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık."


    Öneri Formu
59378 KK76/2 İnsan, 76, 2

“İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?”


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: هَلْ أَتَى

    Öneri Formu
59341 KK76/1 İnsan, 76, 1

“Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti. Onlar: Bizler seni hamdinle tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.”


    Öneri Formu
53051 KK2/30 Bakara, 2, 30

“Andolsun sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere, Âdem'e secde edin! diye emrettik. İblis'in dışındakiler secde ettiler. O secde edenlerden olmadı.”


    Öneri Formu
54568 KK7/11 A'râf, 7, 11

"İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece 'İman ettik' demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?"


    Öneri Formu
56896 KK29/2 Ankebut, 29, 2

"Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar!"


    Öneri Formu
56899 KK29/4 Ankebut, 29, 4

İnsan neden yaratıldığına bir baksın!


    Öneri Formu
59348 KK86/5 Târık, 86, 5

“Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör."


    Öneri Formu
59381 KK76/3 İnsan, 76, 3

Bize İshâk b. İbrâhîm b. İsmâîl, Büst şehrinde; Abdullâh b. Mahmûd b. Süleymân es-Sa'dî el-Mervezî de, Merv şehrinde; onlara Abdülvâris b. Ubeydillah el-Atekî, ona Müslim b. Hâlid ez-Zencî, ona el-Alâî, ona babası, ona da Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Kişinin asaleti dini, üstünlüğü aklı, değeri ise ahlakı ile ortaya çıkar."


    Öneri Formu


Açıklama: Rivâyetin yaratma ile ilgisi “gençlik” ve “sabırlı olmak” noktasındadır. Gençliğin sıhhat olarak ifade edilmesi, “gençlik çağı” ile alakalıdır. Kusursuz yaratılışta insanda aslolan sıhhatli olmasıdır; hastalık veya noksanlıklar arızı ve sonradır. Arızî bir durum olmadığı sürece gençlik demek sıhhat demektir. Yaşlılık bunun tam tersidir. Yaşlılıkta sıhhatin gittikçe azalması veya yok olması önüne geçilemez tabiî bir durum ve yaratılış gereğidir. O halde gençliğin kıymeti iyi bilinmeli, dünya ve âhiret açısından iyi değerlendirilmelidir. Hadiste kişiliğin “sabırlı olmak” olarak ifade edilmesinin, sabırlı olmanın bir yönüyle yaratılışla ilgisi bulunması sebebiyle olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim insanlar yaratılıştan sabırlı bir tabiata sahip olabilecekleri gibi eğitim, gayret ve riyazatla da sabırlı olmayı başarabilirler. Dolayısıyla sabırlılık, “kısmî olarak fıtrattan gelen bir haslet” olduğunu söylemek mümkün olduğu gibi, “kısmî olarak sonradan kazanılabilecek bir haslet” olduğunu söylemek de mümkündür. Nice doğuştan sabırlı olan insanlar daha sonradan dış etkenlerle sinir küpüne dönebilmekte ve yine nice doğuştan sinirli olan insanlar eğitim ve riayazatla sabırlı olabilmektedirler. Sonuç itibariyle sabırlı olmanın yaratılıştaki payı ile eğitimdeki payını unutmamak gerekir.

    Öneri Formu
158160 BS21413 Ebû Bekr el-Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, X , 329, Had. no: 20815, Şu’abu’l-imân, XI, 45, Had. No: 8141.