54 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Sa'd el-Cevherî, ona Abdulvahhab b. Atâ, ona Sevr b. Yezîd, ona Mekhûl, ona Huzeyfe, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: Peygamber (sav) Abbâs’a "Pazartesi sabahı çocuklarınla beraber bana gel, onlara bir dua edeyim de Allah bu dua ile onları ve seni faydalandırsın" buyurmuştu. Sabahleyin hepimiz birlikte gittik. Rasulullah (sav) hepimizin üzerini bir örtü ile örttü ve şöyle dua etti: "Allah’ım, Abbâs’ın ve çocuklarının aşikar ya da gizli işledikleri kusurlarını, hiçbir günah bırakmadan, hepsini bağışla. Allah’ım çocukları konusunda da onu kolla gözetle." Tirmizî der ki: Bu hadis hasen garibdir. Sadece bu rivayetle bilmekteyiz.
Bize Abdullah b. Berrâd Ebu Âmir el-Eş’arî ve Ebu Küreyb Muhammed b. el-Alâ –lafız Ebu Âmir’e attir-, onlara Ebu Üsâme, ona Büreyd, ona Ebu Bürde, ona da babası şöyle rivayet etti: Rasulullah'ın (sav) Huneyn’de işi bitince Ebu Âmir’i ordu komutanı olarak Evtâs’a gönderdi. O, Düreyd b. es-Sımme ile karşı karşıya geldi. Düreyd öldürüldü. Adamlarını da Allah hezimete uğrattı. Ebu Mûsâ (devamla) şöyle dedi: Rasulullah (sav) beni de Ebu Âmir ile birlikte göndermişti. –Ebû Mûsâ şöyle dedi:- Ebu Âmir’in dizine ok isabet etti. Oku, Cüşem oğullarından biri atmış ve dizine isabet ettirmişti. Ben Ebu Âmir’in yanına gidip: – Amca, (bu oku) sana kim attı? diye sordum. Ebû Âmir, Ebû Mûsâ’ya (eliyle) göstererek: – Benim katilim işte budur. Gördüğün şu adam (var ya), işte bana oku atan odur, dedi. Ebu Mûsâ (devamla) şöyle dedi: – Ben de kendisine yöneldim ve üzerine yürüyerek ona yetiştim. Beni görünce dönüp kaçmaya başladı. Ben peşinden koşup ona: -(Kaçmaya) utanmıyor musun? Sen Arap değil misin? Dursana! diye bağırmaya başladım. Bunun üzerine o kaçmaktan vazgeçti ve karşı karşıya geldik. Karşılıklı hamleler yaparak mücadeleye tutuştuk. Sonunda bir kılıç darbesiyle onu geberttim. Ardından Ebu Âmir’in yanına döndüm ve: – Allah seninkinin canını aldı, dedim. O bana: – O halde şu oku çıkar, dedi. Ben de hemen çekip çıkardım. Okun çıktığı yerden su boşandı. Bana: – Yeğenim, Rasulullah'a (sav) git, kendisine benden selam et ve ona de ki: -Ebu Âmir, günahlarımın bağışlanması için bana dua et, diyor. Ebu Mûsâ şöyle devam etti: Sonra da beni (kendi yerine) ordunun başına geçirdi. Biraz sonra da ruhunu teslim etti. Ben (seferden) dönüp Peygamber'e (sav) varınca onun huzuruna girdim. O evde üzerinde döşek olan dokuma bir sedirinin üstünde idi. Döşeğin örgüleri sırtında ve yanlarında iz yapmıştı. Kendisine bizim ve Ebu Âmir’in başına gelenleri anlattım ve ona Ebu Âmir'in 'günahlarımın bağışlanması için bana dua etsin' dediğini söyledim. Bunun üzerine Allah Rasûlü su istedi ve onunla abdest aldı. Ardından da ellerini kaldırdı ve şöyle dua etti: “Allah’ım, Ubeyd Ebu Âmir’in günahlarını bağışla.” Öyle ki ben onun koltuklarının altındaki beyazlığını gördüm. Sonra duaya şöyle devam etti: “Allah’ım, onu kıyamet gününde şu yarattıklarından ve insanların çoğundan üstün (bir makamda) kıl”. Ben de: Benim günahlarımın bağışlanması için de dua edin Ya Rasulallah, deyince Peygamber (sav) de: “Allah’ım, Abdullah b. Kays’ın günahını bağışla ve onu kıyamet gününde güzel bir makama yerleştir.” diye dua etti. Ebû Bürde dedi ki: Dualardan biri Ebu Âmir, diğeri ise Ebu Mûsâ içindir
Rabbim tevbemi kabul eyle, kusurlarımı temizle.