47 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Musa, ona Vekî [b. Cerrâh], ona Zekeriya b. İshak el-Mekkî, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfî, ona İbn Abbas'ın azatlısı Ebu Ma'bed, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Muaz b. Cebel'i Yemen'e göndermiş ve ona 'Mazlumun duasından sakın. Çünkü onun duasıyla Allah (cc) arasında hiç bir engel yoktur' buyurmuştur."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Asım, ona Haccâc es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Ebu Cafer, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şu üç dua makbuldür: Mazlumun duası, misafirin duası, babanın çocuğuna duası.". [Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim, ona Hişâm ed-Destüvâî, ona Yahya b. Ebu Kesîr hadisi bu isnatla benzer şekilde rivayet etmiş ve 'Şüphesiz kabul olunurlar' ifadesini ilave etmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Yahya b. Ebu Kesîr'in hadisi kendisinden rivayet ettiği Ebu Cafer er-Râzî'ye, Ebu Cafer Müezzein de denilir. Yahya b. Ebu Kesîr ondan bir çok hadis rivayet etmiştir, ancak tam ismini bilmiyoruz.]
Bize Abdân (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Yunus (b. Yezid)(T); Bize Leys b. Sa'd, ona Yunus (b. Yezid), ona İbn Şihâb, ona da (Abdurrahman) b. Ka'b b. Malik, Câbir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babam (Abdullah b. Amr) Uhud günü şehit oldu. Bir süre sonra alacaklıları haklarını istemekte ısrar ettiler. Bunun üzerine Rasulullah'a (sav) geldim ve durumu ona anlattım. Rasulullah (sav) alacaklılardan, hurmalığın olan mahsulünü kabul etmelerini ve babama da geride kalan haklarını helal etmelerini istedi. Fakat alacaklılar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara hurmalığımı vermedi ve onlar için mahsulünü de kestirmedi. Bana dönüp 'Yarın kuşluk vakti sana geleceğim' buyurdu. Ertesi günü sabah olunca, kuşluk vakti geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsul için bereket duasında bulundu. Sonra da ben bahçenin mahsulünü topladım. Onunla alacaklıların haklarını tas tamam verdiğim gibi, bize de geriye bir şeyler kaldı. Sonra Rasulullah'a (sav) geldim, oturuyordu. Ona olanları haber verdiğimde, yanında oturmakta olan Hz. Ömer'e 'Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver' buyurdu. Hz. Ömer de 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz. Vallahi, sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' diye cevap verdi."
Bana Süveyd b. Said, ona Hafs b. Meysera, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Saçı başı darmadağın, kapılardan kovulan nice kimseler vardır ki Allah adına yemin edecek olsalar Allah onların yeminini boşa çıkarmaz."
Bize Ebu Küreyb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ziyad et-Tâî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bizler 'Yâ Rasulullah! Bize ne oluyor da senin huzurundayken kalplerimiz yumuşuyor, dünyaya aldırış etmiyoruz ve ahiret ehlinden oluyoruz. Senin huzurundan ayrılıp da ailemizle bir araya geldiğimizde ve evlatlarımızı kokladığımızda, önceki halimizden eser kalmıyor?' dedik. Rasulullah (sav) 'Şayet huzurumdan ayrıldığınızda da haliniz öyle kalsaydı, melekler sizi evlerinizde ziyaret ederdi. Sizler günah işlemeseydiniz, muhakkak ki Allah (cc) günah işleyip de kendilerini affedeceği başka kimseleri yaratırdı' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulullah! Mahlukat neyden yaratılmıştır?' dediğimde, 'Sudan' buyurdu. 'Peki ya cennet neden yapılmıştır?' dediğimse ise 'Malzemesi gümüşten ve altından olan tuğladan, harcı hoş kokulu miskten, taşları inci ve yakuttan, toprağı ise zaferândandır. Oraya girenler, nimetlere nail olur, üzüntüye kapılmaz, sonsuza kadar hayatta kalır ve ölmezler. Elbiseleri eskimez, gençlikleri de son bulmaz' buyurdu. Ardından da 'Şu üç kişinin duası geri çevrilmez: Adeletli yöneticinin, iftar ederken oruçlunun ve mazlumun duası. Allah mazlumun duasını bulutların üzerine çıkarır, o dua için göğün kapıları açılır ve Rab azze ve celle 'İzzetim hakkı için, bir zaman sonra dahi olsa sana muhakkak yardım edeceğim' buyurur' dedi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, isnadı pek sağlam olmayan bir hadis olup bana göre muttasıl da değildir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtası ile Nebî'den (sav) başka bir isnadla da nakledilmiştir.]
Bize Amr b. Mansur, Ebu Müshir, ona Said b. Abdülaziz, ona Rabia b. Yezid, ona EBu İdris el-Havlânî, ona İbn Deylemî, ona da Abdullah b. Amr'ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hz. Davud'un oğlu Hz. Süleyman (sav) Beyt-i Makdis’i inşa edince Allah’tan üç şey istedi: Allah'tan, hikmetine muvafık hükümler verebilme yeteneği istedi, bu kendisine verildi. Allah'tan, kendisinden sonra kimseye nasib olmayacak bir saltanat istedi, bu da kendisine verildi. (Son olarak da) Mescidin inşaatı bitince, oraya yalnızca namaz kılmak maksadıyla gelen bir kimseyi, annesinden yeni doğduğu günkü gibi (günahsız olarak) oradan çıkarmasını istedi."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir. Hadisin senedinde bulunan inkıtadan ötürü zayıftır.