203 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Avane, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, '(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma (Kıyâme, 75/16)' ayeti hakkında şöyle demiştir: "Hz. Peygamber vahiy alırken zorluk yaşıyor ve dudaklarını oynatıyordu. [İbn Abbas'tan rivayette bulunan] Said b. Cübeyr şöyle dedi: 'İbn Abbas bana, 'Dudaklarımı Hz. Peygamber'in hareket ettirdiği gibi hareket ettiriyorum' dedi. İşte ben de İbn Abbas dudaklarını nasıl hareket ettiriyorduysa öyle hareket ettiriyorum'. İbn Abbas sözlerine devam ederek dedi ki: 'Bunun üzerine Allah, '(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir (Kıyâme, 75/16-17)' ayetlerini indirdi. İlk ayette,'Onu göğsünde toplama bizim işimizdir daha sonra sen okuyabilirsin' buyurulmaktadır. Daha sonraki ayette ise 'Öyleyse biz onu okuduğumuzda sen de onun okunmasına uy (Kıyâme, 75/18).' denilmiştir. Yani,'Önce sus ve dinle. Sonrasında onu okumanı sağlamak bizim işimizdir' buyurulmuştur. Bundan dolayı Cebrail yanına geldiği zaman Hz. Peygamber onu dinlerdi. Cebrail gittikten sonra da ayetler kendisine nasıl okunduysa o şekilde okurdu."
Bize Hasan b. Muhammed, ona Haccac, ona İbn Cüreyc, ona da İbn Ebu Müleyke'nin naklettiğine göre Abdullah b. Zübeyr şöyle rivayet etmiştir: Temim oğullarından bir heyet (başlarına bir emir tayin etmesi talebiyle) Nebi'ye (sav) geldiler. Bunun üzerine Ebu Bekir: 'Ey Allah’ın Rasulü! Bunların başına Ka'kâ' b. Ma'bed'i emir tayin et!' dedi. Ömer de '(Hayır o olmaz!) Bilakis Akra' b. Hâbis'i emir tayin et!' dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir 'Bana muhalif olmaktan amacın ne?' Ya da 'Senin bana muhalefet etmekten başka derdin yok mu?' dedi. Ömer de 'Sana muhalefet etmek gibi bir derdim yok!' dedi. Ardından birbirleriyle tartışmaya başladılar. Nihayet sesleri yükseldi. Bunun üzerine şu ve devamındaki âyetler indi: (Ey iman edenler! Allah ve resulünün önüne geçmeyin, Allah’a itaatsizlikten sakının! Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir. Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinden fazla çıkarmayın, birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider. Allah resulünün yanında seslerini kısanlar var ya, işte onlar, Allah'ın gönüllerini takvâ yönünden denemeye tâbi tuttuğu kimselerdir. Onlar için büyük bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.) (Hucurât, 49/1, 2, 3.)
Bana Yakub b. İbrahim b. Kesîr, ona Ebu Üsâme, ona Fudayl b. Gazvân, ona Ebu Hâzim el-Eşca'î, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip "Ey Allah'ın Rasulü! Ben aç ve bitap kaldım" dedi. Hz. Peygamber (sav) eşlerine haber gönderdi; ama hiç birisinde yiyecek bir şey yoktu. Bunun üzerine "Bu adamı bu gece misafir edecek kişiye Allah merhamet etsin" dedi. Ensâr'dan bir zât kalktı ve "Ben misafir ederim, Ey Allah'ın Rasulü!" dedi. Ailesine gidip eşine "Rasulullah'ın (sav) misafirinden hiç bir şeyi saklama [ne varsa ikram et]" dedi. Kadın da "Vallahi evde çocukların yiyecekleri azıktan başka bir şey yok" dedi. Ensâr'dan olan sahâbî, "Çocuklar gece yemek istediklerinde onları uyut. Kandili söndür, biz karnımız aç bir şekilde geceleyelim" dedi. Kadın da kocasının dediği gibi yaptı. Sonra [Ensâr'dan olan o sahâbî] sabahleyin Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber (sav) "Allah (ac) falanca adam ve kadının yaptığından hoşlandı -veyahut güldü-" buyurdu. Bu hadise üzerine Allah (ac) "Onlar ihtiyaç halinde olsalar bile kendilerine başkalarını tercih ederler" (Haşr, 59/9) âyetini indirdi.
Bana Muhammed, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona İbn Mübarek, ona Ma‘mer, ona Hemmâm b. Münebbih, o da Ebu Hureyre’nin (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "(Allah tarafından) İsrâîloğullarına: (Kudüs'ün) kapısından eğilerek (tevazu ile) giriniz ve Hıtta ( Yâ Rabb! Dileğimiz günahımızı indirmendir) deyiniz, denildi. Onlar (tersine) kıçları üzere emekleyerek girdiler ve (o kelimeyi) değiştirdiler de 'Hıttatun habbetun fî şaaratın' (Kıl çuval içinde tane) şeklinde söylediler."