Öneri Formu
Hadis Id, No:
32318, B004732
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى الضُّحَى عَنْ مَسْرُوقٍ قَالَ سَمِعْتُ خَبَّابًا قَالَ جِئْتُ الْعَاصِىَ بْنَ وَائِلٍ السَّهْمِىَّ أَتَقَاضَاهُ حَقًّا لِى عِنْدَهُ ، فَقَالَ لاَ أُعْطِيكَ حَتَّى تَكْفُرَ بِمُحَمَّدٍ فَقُلْتُ لاَ حَتَّى تَمُوتَ ثُمَّ تُبْعَثَ . قَالَ وَإِنِّى لَمَيِّتٌ ثُمَّ مَبْعُوثٌ قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ إِنَّ لِى هُنَاكَ مَالاً وَوَلَدًا فَأَقْضِيكَهُ ، فَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ ( أَفَرَأَيْتَ الَّذِى كَفَرَ بِآيَاتِنَا وَقَالَ لأُوتَيَنَّ مَالاً وَوَلَدًا ) رَوَاهُ الثَّوْرِىُّ وَشُعْبَةُ وَحَفْصٌ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ وَوَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ .
Tercemesi:
Bize el-Humeydî, ona Süfyân, ona el-A'meş, ona Ebû'd-Duhâ, ona da Mesrûk şöyle dedi: Ben Habbâb'ın şöyle söylediğini işittim: Ben, bana olan borcunu ödemesi için el-Âs b. Vâil es-Sehmî'ye gitmiştim. Bana, 'Muhammmed'e küfretmedikçe sona olan borcumu ödemem' dedi. Ben de, 'Sen ölüp diriltilmedikçe ben O'na küfretmem' dedim. 'Ben öldükten sonra tekrar diriltilecek miyim?' diye sordu. 'Evet' dedim. 'Öyleyse orada benim malım ve çocuklarım olacaktır. Alacağını sana orada veririm' dedi. Bu olay üzerine şu âyet-i kerîme geldi:
"Âyetlerimizi inkâr eden ve, 'Mutlaka bana mal ve evlât verilecektir' diyen adamı gördün mü?" (Meryem, 19/77).
Bu hadîsi Sufyân es-Sevrî, Şu'be, Hafs, Ebû Muâviye ve Vekî', Süleyman el-A'meş'ten rivayet etmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 3, 2/221
Senetler:
1. Ebu Abdullah Habbab b. Eret (Habbab b. Eret b. Cendele b. Sa'd b. Huzeyme)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Duhâ Müslim b. Subeyh el-Hemdanî (Müslim b. Subeyh)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
İman, Esasları, Ahirete iman
İman, Esasları: Ahirete iman, diriliş, ba's
Kafir, müşrik âhirette
KTB, İMAN
Kur'an, nuzül sebebi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32319, B004733
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى الضُّحَى عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ خَبَّابٍ قَالَ كُنْتُ قَيْنًا بِمَكَّةَ ، فَعَمِلْتُ لِلْعَاصِى بْنِ وَائِلِ السَّهْمِىِّ سَيْفًا ، فَجِئْتُ أَتَقَاضَاهُ فَقَالَ لاَ أُعْطِيكَ حَتَّى تَكْفُرَ بِمُحَمَّدٍ . قُلْتُ لاَ أَكْفُرُ بِمُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم حَتَّى يُمِيتَكَ اللَّهُ ، ثُمَّ يُحْيِيَكَ . قَالَ إِذَا أَمَاتَنِى اللَّهُ ثُمَّ بَعَثَنِى ، وَلِى مَالٌ وَوَلَدٌ فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( أَفَرَأَيْتَ الَّذِى كَفَرَ بِآيَاتِنَا وَقَالَ لأُوتَيَنَّ مَالاً وَوَلَدًا * أَطَّلَعَ الْغَيْبَ أَمِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمَنِ عَهْدًا ) . قَالَ مَوْثِقًا . لَمْ يَقُلِ الأَشْجَعِىُّ عَنْ سُفْيَانَ سَيْفًا وَلاَ مَوْثِقًا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Sufyân, ona el-A'meş, ona Ebû'd-Duhâ, ona Mesrûk, ona da Habbâb (ra) şöyle demiştir:
Ben Mekke'de demirci idim. Âs ibn Vâil es-Sehmî'ye bir kılıç yapmıştım. Kendisine gittim, ücretini ödemesini istedim. Bana, "Sen Muhammed'e (sav) küfretmedikçe sana paranı vermem" dedi. Ben de, "Allah seni öldürüp sonra diriltmedikçe Muhammed'e (sav) küfretmem" dedim. Bunun üzerine o da, "Öyleyse, Allah beni öldürüp sonra dirilttiği zaman, benim malım ve çocukların olacak (o zaman veririm paranı)" dedi.
Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi: "Âyetlerimizi inkâr eden ve, 'Bana elbette mal ve evlâd verilecektir' diyen adamı gördün mü? O, gayba mı muttali olmuş, yoksa Rahman katında bir ahid mi edinmiş?"
Buradaki "ahden" kelimesi, "mevsikan" demektir. el-Eşcaî, Süfyân'dan yaptığı rivayetinde "Kılıç" ve "Mevsikan" kelimelerini söylemedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 4, 2/222
Senetler:
1. Ebu Abdullah Habbab b. Eret (Habbab b. Eret b. Cendele b. Sa'd b. Huzeyme)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Duhâ Müslim b. Subeyh el-Hemdanî (Müslim b. Subeyh)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
HZ.PEYGAMBER DÖNEMİNDEKİ ARAÇ-GEREÇLER
İman, Esasları, Ahirete, Haşr
KTB, İMAN
Kur'an, nuzül sebebi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32320, B004734
Hadis:
حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ سَمِعْتُ أَبَا الضُّحَى يُحَدِّثُ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ خَبَّابٍ قَالَ كُنْتُ قَيْنًا فِى الْجَاهِلِيَّةِ ، وَكَانَ لِى دَيْنٌ عَلَى الْعَاصِى بْنِ وَائِلٍ قَالَ فَأَتَاهُ يَتَقَاضَاهُ ، فَقَالَ لاَ أُعْطِيكَ حَتَّى تَكْفُرَ بِمُحَمَّدٍ فَقَالَ وَاللَّهِ لاَ أَكْفُرُ حَتَّى يُمِيتَكَ اللَّهُ ثُمَّ تُبْعَثَ . قَالَ فَذَرْنِى حَتَّى أَمُوتَ ثُمَّ أُبْعَثَ ، فَسَوْفَ أُوتَى مَالاً وَوَلَدًا ، فَأَقْضِيكَ فَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ ( أَفَرَأَيْتَ الَّذِى كَفَرَ بِآيَاتِنَا وَقَالَ لأُوتَيَنَّ مَالاً وَوَلَدًا )
Tercemesi:
Bize Bişr b. Hâlid, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona da Süleyman şöyle rivâyet etti: Ben, Ebu'd-Duhâ'nın Mesrûk'tan, onun da Habbâb'dan şöyle rivâyet ettiğini işittim: "Câhiliye döneminde ben demircilik yapıyordum. el-Âs b. Vâil'den alacağım vardı."
Râvî dedi ki: Habbâb, alacağını ödemesi için Âs ibn Vâil'e gitti. Ama Âs, "Sen Muhammed'e küfretmedikçe alacağını sana vermem" dedi. Habbâb da, "Vallahi, Cenâb-ı Hak senin canını alıp sonra tekrar diriltmedikçe ben Muhammed'e küfretmem" dedi. Bunun üzerine Âs da, "Öyleyse sen beni, ölüp sonra da diriltileceğim ve bana mal ve çocuk verileceği güne kadar bekle, borcumu sana orada öderim" dedi.
Akabinde şu âyet-i kerime indi: "Âyetlerimizi inkâr eden ve, 'Mutlaka bana mal ve evlât verilecektir' diyen adamı gördün mü?" (Meryem, 19/77).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 5, 2/222
Senetler:
1. Ebu Abdullah Habbab b. Eret (Habbab b. Eret b. Cendele b. Sa'd b. Huzeyme)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Duhâ Müslim b. Subeyh el-Hemdanî (Müslim b. Subeyh)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
7. Bişr b. Halid el-Askeri (Bişr b. Halid)
Konular:
İman, Esasları, Ahirete iman
İman, Esasları, Ahirete, Haşr
KTB, İMAN
Kur'an, nuzül sebebi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16870, T002957
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا أَشْعَثُ السَّمَّانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرِهِ فِى لَيْلَةٍ مُظْلِمَةٍ فَلَمْ نَدْرِ أَيْنَ الْقِبْلَةُ فَصَلَّى كُلُّ رَجُلٍ مِنَّا عَلَى حِيَالِهِ. فَلَمَّا أَصْبَحْنَا ذَكَرْنَا ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَنَزَلَتْ ( فَأَيْنَمَا تُوَلُّوا فَثَمَّ وَجْهُ اللَّهِ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ أَشْعَثَ السَّمَّانِ أَبِى الرَّبِيعِ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ . وَأَشْعَثُ يُضَعَّفُ فِى الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Bize (Ebu Ahmed) Mahmud b. Ğaylan (el-Adevî), ona (Ebu Süfyan) Veki' (b. Cerrah er-Ruâsî), ona (Ebu Rabî') Eş'as b. Said (es-Semmân), ona Asım b. Ubeydullah (el-Kuraşî), ona da (Ebu Muhammed) Abdullah b. Âmir b. Rabîa'nın rivayet ettiğine göre babası (Âmir b. Rabî'a el-Anezî) şöyle demiştir:
"Yolculuğu esnasında karanlık bir gecede Hz. Peygamber'le (sav) birlikteydik. Kıblenin ne taraf olduğunu bilemedik. Her birimiz kendi tarafına doğru namaz kıldı. Sabahlayınca durumu Hz. Peygamber'e (sav) anlattık. Bunun üzerine 'Yüzünüzü nereye döndürürseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır.' (Bakara 2/115) nazil oldu." Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: "Bu, garib bir hadistir. Bu hadisi sadece Ebu Rabî' Eş'as es-Semmân, ona Asım b. Ubeydullah şeklindeki rivayet senediyle bilmekteyiz. Eş'as ise hadis konusunda zayıf kabul edilmektedir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/205
Senetler:
1. Amir b. Rabî'a el-Anezi (Amir b. Rabî'a b. Ka'b b. Malik b. Rabî'a)
2. Ebu Muhammed Abdullah b. Amir el-Anezî (Abdullah b. Amir b. Rabî'a b. Malikb. Amir)
3. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Rabî' Eş'as b. Said es-Semmân (Eş'as b. Said)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
KTB, KIBLE
Kur'an, nuzül sebebi
Namaz, Kıble, yolculukta tayini
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20260, N002170
Hadis:
أَخْبَرَنِى هِلاَلُ بْنُ الْعَلاَءِ بْنِ هِلاَلٍ حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَيَّاشٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ أَنَّ أَحَدَهُمْ كَانَ إِذَا نَامَ قَبْلَ أَنْ يَتَعَشَّى لَمْ يَحِلَّ لَهُ أَنْ يَأْكُلَ شَيْئًا وَلاَ يَشْرَبَ لَيْلَتَهُ وَيَوْمَهُ مِنَ الْغَدِ حَتَّى تَغْرُبَ الشَّمْسُ حَتَّى نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ ( وَكُلُوا وَاشْرَبُوا ) إِلَى ( الْخَيْطِ الأَسْوَدِ ) قَالَ وَنَزَلَتْ فِى أَبِى قَيْسِ بْنِ عَمْرٍو أَتَى أَهْلَهُ وَهُوَ صَائِمٌ بَعْدَ الْمَغْرِبِ فَقَالَ هَلْ مِنْ شَىْءٍ فَقَالَتِ امْرَأَتُهُ مَا عِنْدَنَا شَىْءٌ وَلَكِنْ أَخْرُجُ أَلْتَمِسُ لَكَ عَشَاءً . فَخَرَجَتْ وَوَضَعَ رَأْسَهُ فَنَامَ فَرَجَعَتْ إِلَيْهِ فَوَجَدَتْهُ نَائِمًا وَأَيْقَظَتْهُ فَلَمْ يَطْعَمْ شَيْئًا وَبَاتَ وَأَصْبَحَ صَائِمًا حَتَّى انْتَصَفَ النَّهَارُ فَغُشِىَ عَلَيْهِ وَذَلِكَ قَبْلَ أَنْ تَنْزِلَ هَذِهِ الآيَةُ فَأَنْزَلَ اللَّهُ فِيهِ .
Tercemesi:
Bize Hilâl b. Alâ b. Hilâl, ona Hüseyin b. Ayyâş, ona Züheyr, ona Ebu İshâk, ona da Berâ b. Âzib şöyle rivayet etmiştir:
(Ashaptan) biri iftar etmeden önce uyuduğunda o gece ve ertesi günü güneş batana dek kendisi için bir şey yeyip içmek helal olmaz (idi). Nihayet ''beyaz iplik, siyah iplikten ayrılıncaya kadar yeyip için'' ayeti nazil oldu (da, bu durum kaldırıldı. Bu ayet), Ebu Kays b. Amr hakkında indi. O, güneş battıktan sonra oruçlu iken evine gelip ''(yiyecek) bir şey var mı'' demiş, karısı, ''yanımızda bir şey yok ancak, senin için yemek aramaya çıkayım'' dedi. (Karısı) çıktı, (Ebu Kays) ise başını koydu(ğu gibi) uyuyuverdi. Karısı eve döndü (ancak), onu uyurken buldu. (Kocasını) kaldırdı (ve Ebu Kays), bir şey yiyemedi. (Bu hal üzere geceleyip oruçlu olarak sabahladı. Nihayet gündüzün ortasında (açlıktan) bayıldı. İşte bu, bu ayet inmeden öne idi. Allah, (bu olay) hakkında (ayet) indirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sıyâm 29, /2229
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
4. Hüseyin b. Ayyaş er-Rakki (Hüseyin b. Ayyaş b. Hazım)
5. Ebu Amr Hilal b. Ala el-Bahili (Hilal b. Ala b. Hilal b. Ömer b. Hilal b. Ebu Atiyye)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Oruç, iftar etmeden devam etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31231, B004051
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ - رضى الله عنه - قَالَ نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ فِينَا ( إِذْ هَمَّتْ طَائِفَتَانِ مِنْكُمْ أَنْ تَفْشَلاَ ) بَنِى سَلِمَةَ وَبَنِى حَارِثَةَ ، وَمَا أُحِبُّ أَنَّهَا لَمْ تَنْزِلْ ، وَاللَّهُ يَقُولُ ( وَاللَّهُ وَلِيُّهُمَا )
Tercemesi:
-.......Câbir ibn Abdillah (R) şöyle demiştir: Şu "O zaman içinizden iki zümre za'f göstermişti..." (Âlu İmrân: 122) âyeti, biz En-sâr1 topluluğu hakkında, yânî Hazrec'den Benû Selime ve Evs'ten Benû Harise toplulukları hakkında inmiştir. Ben, Yüce Allah "Hâlbuki onların yardımcısı Allah'tı" buyurup dururken, bu âyetin bu sebeb-le inmemiş olmasını arzu etmem
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 18, 2/61
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Muhammed b. Yusuf el-Buhari (Muhammed b. Yusuf)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Terör, Tefrika/bölücülükten uzak durmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27469, B6938
Hadis:
حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا أَسْبَاطُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا الشَّيْبَانِىُّ سُلَيْمَانُ بْنُ فَيْرُوزَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ الشَّيْبَانِىُّ وَحَدَّثَنِى عَطَاءٌ أَبُو الْحَسَنِ السُّوَائِىُّ ، وَلاَ أَظُنُّهُ إِلاَّ ذَكَرَهُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَرِثُوا النِّسَاءَ كَرْهًا ) الآيَةَ قَالَ كَانُوا إِذَا مَاتَ الرَّجُلُ كَانَ أَوْلِيَاؤُهُ أَحَقَّ بِامْرَأَتِهِ ، إِنْ شَاءَ بَعْضُهُمْ تَزَوَّجَهَا ، وَإِنْ شَاءُوا زَوَّجَهَا ، وَإِنْ شَاءُوا لَمْ يُزَوِّجْهَا ، فَهُمْ أَحَقُّ بِهَا مِنْ أَهْلِهَا ، فَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ بِذَلِكَ .
Tercemesi:
-.......Bize eş-Şeybânî Süleyman ibnu Feyrûz, İkrime'den; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti. eş-Şeybânî şöyle dedi: Ve bana Atâ Ebû'l-Hasen es-Suvâî tahdîs etti, ben onun bu hadîsi ancak İbn Abbâs(R)'tan zikrettiğini zannediyorum. '
"Ey îmân edenler, kadınlara zorla mirasçı olmanız ve onları, -kendilerine verdiğiniz mehrden birazını giderebilmeniz için- tazyik etmeniz size halâl olmaz. Meğer ki, arayı açarak bir fuhuş işlemiş olsunlar. Onlarla iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmadınıZsa, olabilir ki birşey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır tak-dır etmiş bulunur" (en-Nisâ: 19).
Dedi ki: Bir adam öldüğü zaman onun velîleri, onun karısına haklı olup sâhib çıkarlardı. İsterlerse o kadınla onlardan biri evlenir, isterlerse o kadını başkasiyle evlendirirler, isterlerse o kadını kimse ile evlendirmezlerdi. Onlar bu kadına, kadının ailesinden daha haklı idiler. İşte bu âyet, bu hususta indi (yânî o âdeti kaldırdı)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, boşama konusundaki haksızlığın önlenmesi
cahiliye, âdetleri
Cahiliye, inançları, düzeltilmesi
Kur'an, nuzül sebebi
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
138541, BS001807
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو سَعِيدٍ : مُحَمَّدُ بْنُ مُوسَى قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ وَاللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« إِنَّ بِلاَلاً يُؤَذِّنُ بِلَيْلٍ ، فَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى تَسْمَعُوا أَذَانَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ ». قَالَ يُونُسُ فِى الْحَدِيثِ : وَكَانَ ابْنُ أُمِّ مَكْتُومٍ هُوَ الأَعْمَى الَّذِى أَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِيهِ (عَبْسَ وَتَوَلَّى أَنْ جَاءَهُ الأَعْمَى) كَانَ يُؤَذِّنُ مَعَ بِلاَلٍ. قَالَ سَالِمٌ : وَكَانَ رَجُلاً ضَرِيرَ الْبَصَرِ وَلَمْ يَكُنْ يُؤَذِّنُ حَتَّى يَقُولَ لَهُ النَّاسُ حِينَ يَنْظُرُونَ إِلَى بُزُوغِ الْفَجْرِ : أَذِّنْ.
رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَحْيَى عَنِ اللَّيْثِ وَعَنْ حَرْمَلَةَ عَنِ ابْنِ وَهْبٍ دُونَ الْقِصَّةِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 1807, 3/72
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Rabi' b. Süleyman el-Murâdî (Rabi' b. Süleyman b. Abdülcebbâr b. Kâmil)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Ebu Said Muhammed b. Musa b. Şazan (Muhammed b. Musa b. Fadl b. Şâzân)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Namaz, vakti
Oruç, Sahur, İmsak, vakti sahur yemeği