94 Kayıt Bulundu.
Bize Abdulaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hazim, ona Abdullah b. Ebu Katade es-Selemî, ona da babası (Haris b. Rib'i) şöyle rivayet etti: Ben bir gün Hz. Peygamber'in (sav) sahâbîlerinden bir takım adamlarla beraber Mekke yolundaki bir konakta oturuyordum. Rasûlullah önümüzde konaklamıştı. Sahâbîler ihrama girmişlerdi. Bense ihramlı değildim. Arkadaşlar bir yaban eşeği gördüler. Ben ayakkabımı dikmekle meşguldüm. Onlar (ihramlı oldukları için) yaban eşeğini bana bildirememişler; onu ben kendim göreyim istemişler. Döndüm ve hayvanı gördüm. Hemen ata doğru yöneldim ve onu eyerledim. Sonra bindim. Fakat kamçıyı ve mızrağı unuttum. Hemen arkadaşlara kamçı ile mızrağı bana uzatıverin, dedim. Onlar: Hayır, vallahi biz sana bu hayvan aleyhine hiçbir şekilde yardım edemeyiz, dediler. Ben öfkelendim ve attan aşağı inip, onları kendim aldım. Sonra ata bindim ve onu yaban eşeğinin üzerine koşturdum. Akabinde yaban eşeğini yaraladım. Sonra onu getirdim, fakat ölmüştü. Arkadaşlar onun üzerine üşüşüp etini yemeğe giriştiler. Sonra kendileri ihrâmlı iken bu av etinden yemeleri hususunda şüphe ettiler. Akabinde biz yürüdük. Ben beraberimde ön budunu sakladım. Hz. Peygamber'e (sav) yetiştik ve kendisine bu mes'eleyi sorduk. Hz. Peygamber: “Yanınızda ondan bir parça bir şey var mı?” diye sordu." Ben Evet var, dedim ve kendisine o budu uzatıp verdim. Rasûlullah ihramlı olduğu halde onu yedi ve tamâmiyle bitirdi." Bu hadisi bana Zeyd b. Eslem, Atâ b. Yesâr, Ebu Katâde isnadıyla Hz. Peygamber’den rivayet etti.
Bize Abdulaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hazim, ona Abdullah b. Ebu Katade es-Selemî, ona da babası (Haris b. Rib'i) şöyle rivayet etti: Ben bir gün Hz. Peygamber'in (sav) sahâbîlerinden bir takım adamlarla beraber Mekke yolundaki bir konakta oturuyordum. Rasûlullah önümüzde konaklamıştı. Sahâbîler ihrama girmişlerdi. Bense ihramlı değildim. Arkadaşlar bir yaban eşeği gördüler. Ben ayakkabımı dikmekle meşguldüm. Onlar (ihramlı oldukları için) yaban eşeğini bana bildirememişler; onu ben kendim göreyim istemişler. Döndüm ve hayvanı gördüm. Hemen ata doğru yöneldim ve onu eyerledim. Sonra bindim. Fakat kamçıyı ve mızrağı unuttum. Hemen arkadaşlara kamçı ile mızrağı bana uzatıverin, dedim. Onlar: Hayır, vallahi biz sana bu hayvan aleyhine hiçbir şekilde yardım edemeyiz, dediler. Ben öfkelendim ve attan aşağı inip, onları kendim aldım. Sonra ata bindim ve onu yaban eşeğinin üzerine koşturdum. Akabinde yaban eşeğini yaraladım. Sonra onu getirdim, fakat ölmüştü. Arkadaşlar onun üzerine üşüşüp etini yemeğe giriştiler. Sonra kendileri ihrâmlı iken bu av etinden yemeleri hususunda şüphe ettiler. Akabinde biz yürüdük. Ben beraberimde ön budunu sakladım. Hz. Peygamber'e (sav) yetiştik ve kendisine bu mes'eleyi sorduk. Hz. Peygamber: “Yanınızda ondan bir parça bir şey var mı?” diye sordu." Ben Evet var, dedim ve kendisine o budu uzatıp verdim. Rasûlullah ihramlı olduğu halde onu yedi ve tamâmiyle bitirdi." Bu hadisi bana Zeyd b. Eslem, Atâ b. Yesâr, Ebu Katâde isnadıyla Hz. Peygamber’den rivayet etti.