31 Kayıt Bulundu.
Bana Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Talha b. Abdulmelik el-Eylî, ona Kasım b. Muhammed b. (Ebu Bekir) es-Sıddîk ona da Aişe (bt. Ebu Bekir es-Sıddîk) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Kim Allah'a (cc) itaat konusunda adak adarsa, itaat etsin. Kim Allah'a (cc) isyan olacak bir hususta adak adarsa, O'na (cc) isyan etmesin (ve o işi yapamasın)." Yahya (b. Yahya el-Leysî) şöyle dedi: Ben Malik'in (b. Enes el-Esbahî) şöyle dediğini duydum: "Hz. Peygamber'in (sav) 'Kim Allah'a (cc) isyan olacak bir hususta adak adarsa, O'na (cc) isyan etmesin' sözünü anlamı şöyledir: Bir adam Şam'a, yahut Mısır'a yahut Rebeze'ye yahut benzer bir şehre yürüyerek gideceğine- ki bunların hiçbiri Allah'a ibadet kabilinden şeyler değildir- adak adar, sonra birisine bunu söyler veya benzeri bir şey yaparsa, ister başkasına söylemiş olsun, ister ( başkasına söylemeden) yemininden dönsün, üzerine vacip olup yerine getirmesi gereken bir şey yoktur. Zira bu gibi şeylerde kişinin Allah'a (cc) itaat etmesi diye bir şey yoktur. Bilakis Allah'a (cc) itaat edilmesi gereken şeylerde adak adandığı vakit kişinin sözünü tutması gerekir."
Açıklama: benzeri bir şey yaparsa: burada kastedilen mesela ( kendi kendine: eve girersem Mısır'a yürüyeceğime dair adak adıyorum), yahut (eve girersem şu elbiseyi giyeceğime dair adak adıyorum) demesi gibidir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir b. Abdulhamid; (T) Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Abdullah b. Mürre, ona da Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) (konuşmasında) adak adamayı yasaklamaya başladı sonra da şöyle buyurdu: "(Adak) hiçbir şeyi değiştirmez. Adak sebebiyle sadece cimri olan kimsenin cebinden mal çıkartılır." [Müsedded, Hz. Peygamber'in (sav); "adak hiçbir şeyi değiştirmez" buyurdu, demiştir.]
Bana Yahya, ona Malik, ona Humeyd b. Kays ve Sevr b. Zeyd ed-Deylî, onlar da Hz. Peygamber'den (sav) nakletmişlerdir. Ancak onların birinden (Zeyd'den) gelen rivayet diğerine göre daha uzundur. Hz. Peygamber (sav) güneşin altında ayakta duran bir adam gördü ve "Bunun durumu nedir?" diye sordu. Oradakiler, bu adam kendisini konuşmamaya, güneş varken gölgelenmemeye, oturmamaya ve oruç tutmaya adadı, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Ona söyleyin; konuşsun, gölgelensin, otursun ve orucunu tamamlasın (açsın)" buyurdu. Malik dedi ki: Hz. Peygamber'in o zata kefaret emrettiğini duymadım. Fakat Allah'a itaat olanı tamamlamasını, isyan olanı da terketmesini emrettiğini duydum.
Açıklama: Kurban kesmek için adak adadığı yer
Bize Amr b. Avn, ona Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Abdullah b. Mürre, ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Adak, (kaderde) olan hiç bir şeyi değiştirmez. Onunla sadece cimri kimseden bir şey (mal) çıkartılmış olur."
Bize Muhammed b. Yahya, ona İshak b. Muhammed el-Fervî, ona Abdullah b. Ömer, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Atâ (b. Ebu Rabah), ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) bir gün Mekke'de güneşin altında dikilen bir adama rastladı ve: "Buna ne oldu" dedi. Oradakiler: Bu adam oruç tutmaya, konuşmamaya, akşama kadar gölgelenmemeye ve ayakta durmaya adakta bulundu, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Ona söyleyin; konuşsun, gölgelensin, otursun ve orucunu tamamlasın (açsın)" buyurdu. Bize Hüseyin b. Muhammed b. Şenebe el-Vâsıtî, ona Alâ b. Abdülcabbar, ona Vüheyb, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin bir benzerini nakletmiştir. Allah en iyi bilendir.