88 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed, ona Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söyledi: Hassan b. Sabit şiirleriyle müşrikleri hicvetmek için Rasulullah'tan (sav) izin istedi. Rasulullah (sav) "Ben de onların soyundan iken onları nasıl hicvedeceksin?" buyurdu. Hassan da 'Ben, senin soyunu onların soyları arasından hamurdan kıl çeker gibi çeker ayırırım' dedi. Hişâm b. Urve'nin naklettiğine göre babası Urve dedi ki; 'Ben, Aişe'nin yanında Hassan'a küfretmeye kalktım da Aişe bana 'Ona küfretme, çünkü o, şiirleriyle Rasulullah'ı (sav) müdafaa ederdi' dedi.
Bize Muhammed, ona Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söyledi: Hassan b. Sabit şiirleriyle müşrikleri hicvetmek için Rasulullah'tan (sav) izin istedi. Rasulullah (sav) "Ben de onların soyundan iken onları nasıl hicvedeceksin?" buyurdu. Hassan da 'Ben, senin soyunu onların soyları arasından hamurdan kıl çeker gibi çeker ayırırım' dedi. Hişâm b. Urve'nin naklettiğine göre babası Urve dedi ki; 'Ben, Aişe'nin yanında Hassan'a küfretmeye kalktım da Aişe bana 'Ona küfretme, çünkü o, şiirleriyle Rasulullah'ı (sav) müdafaa ederdi' dedi.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdürrezzak, ona es-Sevrî, ona babası, ona İbn Ebu Nu’m, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: "Hz. Ali Yemen’de iken, Nebi’ye (sav) toprağından ayrıştırılmamış az miktarda bir altın gönderdi. Allah Rasulü de bu altını, Akra’ b. Habis el-Hanzalî, Mücaşi’ oğullarından bir kişi, Uyeyne b. Bedr el-Fezarî, Alkame b. Ulâse el-Âmirî, Kilâb oğullarından bir kişi, Zeyd Hayl et-Tâ’î ve Nebhan oğullarından bir kişi arasında paylaştırdı. Bunun üzerine Kureyş ve Ensar kızdı ve “Bizi bırakıp Necid halkının ileri gelenlerine onu veriyor” dediler. Allah Rasulü “Ben sadece onların kalplerini İslam'a ısındırmaya çalışıyorum” buyurdu. Gözleri çukur, alnı yüksek, gür sakallı, elmacık kemikleri çıkık, başını tıraş etmiş bir adam geldi ve “Ey Muhammed, Allah’tan kork!” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) “Allah’a ben isyan edersem ona kim itaat edecek? Allah, yeryüzündekiler hakkında bana güvenirken, siz mi bana güvenmiyorsunuz?” buyurdu. Orada hazır bulunanlardan bir adam onu öldürmek için izin istediyse de, Nebi (sav) ona izin vermedi. Adam arkasını dönüp gidince, Nebi (sav) “Şüphesiz ki, bunun soyundan öyle bir topluluk gelecek ki, bunların okudukları Kur’ân hançerelerinden aşağı inmeyecek. Okun hedefini delip çıktığı gibi İslâm’dan çıkacaklar, putperestleri bırakıp Müslümanları öldürecekler. Eğer onlara yetişecek olursam, Âd kavminin yok edildiği gibi ben de onları öldürürüm” buyurdu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: Huneyn günü harp olup bitince, Peygamber (sav) ganimet taksiminde, bazı kimseleri, ganimetten fazla pay vererek önceledi. Akra b. Hâbis'e yüz deve, Uyeyne'ye de bu kadar verdi. Arap eşrafından bazı insanlara da bu şekilde pay verdi. O gün ganimet taksiminde onları başkalarına tercih etmişti. Adamın biri “vallahi bu taksim, adaletsiz yahut Allah rızası gözetilmeyen bir taksimdir” dedi. Ben de “vallahi bu sözü ben Peygamber'e (sav) muhakkak haber veririm” dedim ve Peygamber'e (sav) varıp bunu kendisine haber verdim. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Allah ve Rasulü adaletli değilse kim adaletlidir? Allah Mûsâ'ya rahmet etsin, o bundan daha çok sözlerle eziyet ettiler ama o sabretti" buyurdu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona babası (Saîd b. Mesrûk), ona İbn Ebu Nu'm, ona da Ebu Said el Hudri şöyle demiştir: "Hz. Ali, Peygamber'e (sav) toprağı ile karışık halde olan bir altın parçası göndermişti. Hz. Peygamber (sav) de onu dört kişi arasında: Akra b. Habis el-Hanzalî el-Mucâşi ile Uyeyne b. Bedr el-Fezari arasında, Nebhan oğullarından biri olan Zeyd el-Hayl et-Tâi ile Kilab oğullarından biri olan Alkame b. Ulase el-Âmirî arasında paylaştırdı. Kureyş ve ensar(dan bazı kimseler) kızarak 'Necd halkının ileri gelenlerine veriyor da bizi bırakıyor' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'ben bu külçeyi onlara vermekle kalplerini İslam'a ısındırmak istiyorum' buyurdu. Ravi Ebu Saîd der ki: Derken çukur gözlü, elmacık kemikleri ve alnı çıkık, sık sakallı, başı tıraş edilmiş bir adam (Harkus b. Züheyr Zü'l-huvaysıra) ayağa kalktı ve 'Ey Muhammed Allah'tan kork' dedi. Hz. Peygamber de 'Ben isyan edersem kim Allah'a itaat eder? Allah, yeryüzünde yaşayan insanlar hakkında bana, güvenirken siz nasıl olur da bana güvenmezsiniz?' buyurdu. Halid b. Velid olduğunu zannettiğim bir adam onu öldürmek için izin istedi. Rasulullah (sav) izin vermedi. O adam dönüp gidince Peygamber efendimiz 'Bu adamın soyundan bir kavim türeyecek, onlar Kur'an'ı okuyacaklar ama (okudukları Kur'an) gırtlaklarından aşağıya geçmeyecek. okun avı delip çıktığı gibi İslamiyet'ten çıkacaklar. (Onlar) putperestleri bırakıp Müslümanları öldürmeğe çalışacaklar. Ben onlara yetişmiş olsam kesinlikle kendilerini Ad kavminin tepelendiği gibi tepelerim' buyurdu."
Bize Kabîsa, ona Süfyan, ona babası, ona İbn Ebu Nu’m ya da Ebu Nu’m –şüphe eden Kabîsa’dır-, ona da Ebu Saîd “Nebi’ye (sav) az miktarda bir altın gönderildi. O da dört kişi arasında onu paylaştırdı...” dedi; (T) Bana İshak b. Nasr, ona Abdürrezzak, ona Süfyan, ona babası, ona İbn Ebu Nu’m, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: "Hz. Ali Yemen’de iken, Nebi’ye (sav) toprağından ayrıştırılmamış az miktarda bir altın gönderdi. Allah Rasulü de bu altını, Akra’ b. Habis el-Hanzalî, Mücaşi’ oğullarından bir kişi, Uyeyne b. Bedr el-Fezarî, Alkame b. Ulâse el-Âmirî, Kilâb oğullarından bir kişi, Zeyd Hayl et-Tâ’î ve Nebhan oğullarından bir kişi arasında paylaştırdı. Bunun üzerine Kureyş ve Ensar kızdı ve “Bizi bırakıp Necid halkının ileri gelenlerine onu veriyor” dediler. Allah Rasulü “Ben sadece onların kalplerini İslam'a ısındırmaya çalışıyorum” buyurdu. Gözleri çukur, alnı yüksek, gür sakallı, elmacık kemikleri çıkık, başını tıraş etmiş bir adam geldi ve “Ey Muhammed, Allah’tan kork!” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) “Allah’a ben isyan edersem ona kim itaat edecek? Allah, yeryüzündekiler hakkında bana güvenirken, siz mi bana güvenmiyorsunuz?” buyurdu. Orada hazır bulunanlardan bir adam -zannederim Halid b. Velid- onu öldürmek için izin istediyse de, Nebi (sav) ona izin vermedi. Adam arkasını dönüp gidince, Nebi (sav) “Şüphesiz ki, bunun soyundan öyle bir topluluk gelecek ki, bunların okudukları Kur’ân hançerelerinden aşağı inmeyecek. Okun hedefini delip çıktığı gibi İslâm’dan çıkacaklar, putperestleri bırakıp Müslümanları öldürecekler. Eğer onlara yetişecek olursam, Âd kavminin yok edildiği gibi ben de onları öldürürüm” buyurdu."