84 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys; (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona el-Leys, ona İbn Şihab, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Abdullah b. ez-Zübeyr'in anlattığına göre; Ensardan bir adam, Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda, Harre'de halkın hurma bahçelerini suladıkları bir ark yüzünden Zübeyr'e çatmıştı. Ensarî Zübeyr'e; suyu serbest bırak aksın demiş ama Zübeyr kabul etmemişti. Bu yüzden Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda tartışmaya başladılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Zübeyr'e; "ya Zübeyr! Önce kendin sula, sonra komşularına da suyu gönder" buyurdu. Ensârî Hz. Peygamber'in bu sözüne kızdı ve Zübeyr senin halanın oğlu olduğu için mi böyle hüküm veriyorsun dedi. Bu söz üzerine Rasulullah'ın (sav) yüzünün rengi attı ve Zübeyr'e dönüp; "ya Zübeyr! Sen bahçeni sula! Sonra suyu tut, hurma ağaçlarının köklerine ulaşmadan bırakma" dedi. Bilahare Zübeyr şöyle dedi: Vallahi ben, "hayır, rabbine and olsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar" (Nisâ, 4/68) mealindeki ayetin bu olay üzerine nazil olduğunu zannediyorum.
Bize Musa b. Davud, ona İbn Lehîa, ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona Said b. Ebu Said, ona babası ona Ebu Hureyre, ona da Hz. Peygamber (sav), Rabbi'nin (cc) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hastalandım da ademoğlundan ziyaretime gelen olmadı. Susadım da ademoğlundan bana su veren çıkmadı. Ben 'Ya Rab! Sen hastalanır mısın?' dediğimde, Allah (cc) şöyle cevap verdi: 'Yer yüzündeki kullarımdan biri hastalanır da ziyaretine giden olmaz. Birisi onu ziyaret etmiş olsaydı, yaptığı o ziyaret beni ziyaret etmek gibi olurdu. Yer yüzündeki kullarımdan biri susuz kalır da ona su veren olmaz. Ona su verilseydi, o su benim için olurdu."
Açıklama: Hadis sahih isnad Abdullah b. Lehîa dolayısıyla zayıftır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, -lafız, ona aittir- ona Veki, ona el-A'meş, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud), Rasulullah'ın (sav) 'kim ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkâr olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurduğunu rivayet etti. Bu sırada Eşas b. Kays içeri girip 'Ebu Abdurrahman size ne rivayet ediyor?' dedi. (Oradakiler) 'Şunu, şunu' dediler. Eşas şöyle dedi: Ebu Abdurrahman doğru söylemiş! Benim hakkımda ayet idi. Benimle biri arasında Yemen'de bir arazi (hususunda ihtilaf) vardı. Ben meseleyi Rasulullah'a (sav) şikâyet ettim. Hz. Peygamber (sav) 'delilin var mı?' buyurdu. Ben 'hayır' dedim. Hz. Peygamber (sav) ' o zaman ona yemin var' buyurdu. Ben de 'o zaman yemin etsin' dedim. (İşte bu esnada) Rasulullah (sav) 'kim, ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkar olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurdu. Bunun üzerine 'Allah'ın sözünü ve yeminlerini az bir pahaya satanlar' ayeti son kısmına kadar iniverdi."
Bana Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, onlara Ebu Velid, ona Züheyr, ona Hişam b. Abdülmelik, ona Ebu Avane, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Alkame b. Vâil, ona da Vâil b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) yanındaydık. Bir toprak hakkında birbirlerinden davacı olan iki adam ona geldiler. Biri -İmriü'l-Kays b. Âbis el-Kindî- diğeri -Rabîa b. İbdân- hakkında 'ey Allah'ın Rasulü! Cahiliye devrinde bu adam benim arazimi gasp etti' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'delilin var mı?' diye sordu. O, 'bir delilim yok' diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) 'öyleyse ötekinin yemini vardır' buyurdu. Adam 'o zaman benim arazimi alıp gider' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'senin bundan başka yapabileceğin bir şey yok' buyurdu. Adam yemin etmek için kalktığında Hz. Peygamber (sav) 'her kim başkasının arazisini haksız yere elinden alırsa gazabına uğrayarak Allah'ın huzuruna gelir' buyurdu." [İshak rivayetinde (diğer adamın ismini) Rabia b. Aydân olarak ifade etmiştir.]
Bize Yahya b. Talha el-Yerbûî el-Kûfî, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona Humeyd, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah yolunda öldürülmek, bütün günahlar için keffarettir. Cebrâîl 'Borç hariç' diye uyarınca, Nebî (sav) de 'Borç hariç' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Kâ'b b. Ucra, Câbir, Ebu Hureyre ve Ebu Katâde'den de hadis nakledilmiştir. Bu, garîb bir hadis (olup) onu sadece Ebu Bekir'in bu râvi (Humeyd) vasıtasıyla naklettiği hadisten biliyoruz. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî'ye) bu hadis hakkında sordum, ancak onu bilemedi ve 'Zannadersem (Yahya b. Talha), Humeyd'in Enes vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiği 'Cennet ehlinden olup da dünyaya dönmenin kendisini mutlu edeceği tek kişi ancak şehitlerdir' hadisini rivayet etmek istemiş (ancak yanlışlıkla bu hadisi nakletmiştir)' dedi.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, -lafız, ona aittir- ona Veki, ona el-A'meş, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud), Rasulullah'ın (sav) 'kim ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkâr olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurduğunu rivayet etti. Bu sırada Eşas b. Kays içeri girip 'Ebu Abdurrahman size ne rivayet ediyor?' dedi. (Oradakiler) 'Şunu, şunu' dediler. Eşas şöyle dedi: Ebu Abdurrahman doğru söylemiş! Benim hakkımda ayet idi. Benimle biri arasında Yemen'de bir arazi (hususunda ihtilaf) vardı. Ben meseleyi Rasulullah'a (sav) şikâyet ettim. Hz. Peygamber (sav) 'delilin var mı?' buyurdu. Ben 'hayır' dedim. Hz. Peygamber (sav) ' o zaman ona yemin var' buyurdu. Ben de 'o zaman yemin etsin' dedim. (İşte bu esnada) Rasulullah (sav) 'kim, ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkar olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurdu. Bunun üzerine 'Allah'ın sözünü ve yeminlerini az bir pahaya satanlar' ayeti son kısmına kadar iniverdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, -lafız, ona aittir- ona Veki, ona el-A'meş, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud), Rasulullah'ın (sav) 'kim ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkâr olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurduğunu rivayet etti. Bu sırada Eşas b. Kays içeri girip 'Ebu Abdurrahman size ne rivayet ediyor?' dedi. (Oradakiler) 'Şunu, şunu' dediler. Eşas şöyle dedi: Ebu Abdurrahman doğru söylemiş! Benim hakkımda ayet idi. Benimle biri arasında Yemen'de bir arazi (hususunda ihtilaf) vardı. Ben meseleyi Rasulullah'a (sav) şikâyet ettim. Hz. Peygamber (sav) 'delilin var mı?' buyurdu. Ben 'hayır' dedim. Hz. Peygamber (sav) ' o zaman ona yemin var' buyurdu. Ben de 'o zaman yemin etsin' dedim. (İşte bu esnada) Rasulullah (sav) 'kim, ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkar olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurdu. Bunun üzerine 'Allah'ın sözünü ve yeminlerini az bir pahaya satanlar' ayeti son kısmına kadar iniverdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, -lafız, ona aittir- ona Veki, ona el-A'meş, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud), Rasulullah'ın (sav) 'kim ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkâr olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurduğunu rivayet etti. Bu sırada Eşas b. Kays içeri girip 'Ebu Abdurrahman size ne rivayet ediyor?' dedi. (Oradakiler) 'Şunu, şunu' dediler. Eşas şöyle dedi: Ebu Abdurrahman doğru söylemiş! Benim hakkımda ayet idi. Benimle biri arasında Yemen'de bir arazi (hususunda ihtilaf) vardı. Ben meseleyi Rasulullah'a (sav) şikâyet ettim. Hz. Peygamber (sav) 'delilin var mı?' buyurdu. Ben 'hayır' dedim. Hz. Peygamber (sav) ' o zaman ona yemin var' buyurdu. Ben de 'o zaman yemin etsin' dedim. (İşte bu esnada) Rasulullah (sav) 'kim, ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkar olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurdu. Bunun üzerine 'Allah'ın sözünü ve yeminlerini az bir pahaya satanlar' ayeti son kısmına kadar iniverdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, -lafız, ona aittir- ona Veki, ona el-A'meş, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud), Rasulullah'ın (sav) 'kim ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkâr olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurduğunu rivayet etti. Bu sırada Eşas b. Kays içeri girip 'Ebu Abdurrahman size ne rivayet ediyor?' dedi. (Oradakiler) 'Şunu, şunu' dediler. Eşas şöyle dedi: Ebu Abdurrahman doğru söylemiş! Benim hakkımda ayet idi. Benimle biri arasında Yemen'de bir arazi (hususunda ihtilaf) vardı. Ben meseleyi Rasulullah'a (sav) şikâyet ettim. Hz. Peygamber (sav) 'delilin var mı?' buyurdu. Ben 'hayır' dedim. Hz. Peygamber (sav) ' o zaman ona yemin var' buyurdu. Ben de 'o zaman yemin etsin' dedim. (İşte bu esnada) Rasulullah (sav) 'kim, ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkar olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurdu. Bunun üzerine 'Allah'ın sözünü ve yeminlerini az bir pahaya satanlar' ayeti son kısmına kadar iniverdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, -lafız, ona aittir- ona Veki, ona el-A'meş, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud), Rasulullah'ın (sav) 'kim ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkâr olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurduğunu rivayet etti. Bu sırada Eşas b. Kays içeri girip 'Ebu Abdurrahman size ne rivayet ediyor?' dedi. (Oradakiler) 'Şunu, şunu' dediler. Eşas şöyle dedi: Ebu Abdurrahman doğru söylemiş! Benim hakkımda ayet idi. Benimle biri arasında Yemen'de bir arazi (hususunda ihtilaf) vardı. Ben meseleyi Rasulullah'a (sav) şikâyet ettim. Hz. Peygamber (sav) 'delilin var mı?' buyurdu. Ben 'hayır' dedim. Hz. Peygamber (sav) ' o zaman ona yemin var' buyurdu. Ben de 'o zaman yemin etsin' dedim. (İşte bu esnada) Rasulullah (sav) 'kim, ısrarla yemin edip Müslüman bir kimsenin malını alırsa günahkar olur ve kıyamet günü Allah’ı kendisine kızgın vaziyette bulur' buyurdu. Bunun üzerine 'Allah'ın sözünü ve yeminlerini az bir pahaya satanlar' ayeti son kısmına kadar iniverdi."