86 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Vehb. b. Keysân, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sahil tarafına, üç yüz kişilik bir askerî kuvvet gönderip başlarına da Ebu Ubeyde b. Cerrâh'ı kumandan tayin etti. Biz yola çıktık ve bir süre yol aldıktan sonra azığımız tükendi. Bunun üzerine Ebu Ubeyde müfrezenin bütün azıklarının bir araya getirilmesini emretti. Tamamı iki azık torbası kadar hurma idi. Ebu Ubeyde, bitinceye kadar, her gün bize o azıktan azar azar veriyordu. Artık her birimize günde birer hurmadan başka bir şey düşmüyordu. (Râvi Vehb der ki:) Ben Câbir'e “günde bir hurma sizin beslenmenize yeter mi?” dedim. Câbir de şu cevabı verdi: Bu bir hurma da tükenince onun yokluğunun acısını da tattık. Sonra deniz sahiline ulaştık, bir de baktık ki, küçük dağ gibi büyük bir balık duruyor. Müfreze on sekiz gün boyunca bu balığın etinden yedi. Sonra Ebû Ubeyde balığın iki kaburga kemiğinin yukarı dikilerek (köprü gibi) çatılmasını emretti. Ardından bir deve hazırlanarak sürülmesini emretti, deve bu iki kaburga kemiğine değmeden, altından geçti.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail, ona Kays, ona da Sa'd şöyle demiştir: Allah yolunda ok atan ilk Arap benim. Allah yolunda gaza ederken huble ağacı ve şu semer ağacı denilen dikenli badiye ağaçlarının yapraklarından başka yiyeceğimizin olmadığını ve her birimizin davarların gübre çıkarışı gibi hiç birbirine karışmayan kuru gübre çıkardığını çok görmüşümdür. Şimdi Esed oğulları kalkmış beni İslam konusunda (namaz ile ilgili) şikayet ediyor. Demek ki ben boşa yaşamışım ve onca amelim boşa gitmiş.
Bize Sadaka b. Fadl, ona Abde, ona Hişâm, ona Vehb b. Keysân, ona da Cabir (ra) şöyle demiştir: Biz üç yüz kişilik bir müfreze, azıklarımızı da boynumuzda taşıyarak sefere çıktık. Azığımız o kadar azaldı ki her birimiz günlük sadece bir hurma yer hale geldik. Bir adam “ey Ebu Abdullah! Bir hurma bir adamı ne kadar doyurur ki?” dedi. Cabir “bittiğinde o bir hurmanın eksikliğini de hissettik. Sonunda sahile ulaştığımızda karaya vurmuş büyük bir balık gördük. On sekiz gün istediğimiz kadar ondan yedik!” dedi.