Öneri Formu
Hadis Id, No:
15343, B005267
Hadis:
حَدَّثَنِى الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ صَبَّاحٍ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ زَعَمَ عَطَاءٌ أَنَّهُ سَمِعَ عُبَيْدَ بْنَ عُمَيْرٍ يَقُولُ سَمِعْتُ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَمْكُثُ عِنْدَ زَيْنَبَ ابْنَةِ جَحْشٍ ، وَيَشْرَبُ عِنْدَهَا عَسَلاً ، فَتَوَاصَيْتُ أَنَا وَحَفْصَةُ أَنَّ أَيَّتَنَا دَخَلَ عَلَيْهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَلْتَقُلْ إِنِّى أَجِدُ مِنْكَ رِيحَ مَغَافِيرَ ، أَكَلْتَ مَغَافِيرَ فَدَخَلَ عَلَى إِحْدَاهُمَا فَقَالَتْ لَهُ ذَلِكَ ، فَقَالَ « لاَ بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاً عِنْدَ زَيْنَبَ ابْنَةِ جَحْشٍ وَلَنْ أَعُودَ لَهُ » . فَنَزَلَتْ ( يَا أَيُّهَا النَّبِىُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَا أَحَلَّ اللَّهُ لَكَ ) إِلَى ( إِنْ تَتُوبَا إِلَى اللَّهِ ) لِعَائِشَةَ وَحَفْصَةَ ( وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِىُّ إِلَى بَعْضِ أَزْوَاجِهِ ) لِقَوْلِهِ « بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاً » .
Tercemesi:
-.......îbn Cureyc şöyle demiştir: Atâ ibn Ebî Rebâh, Ubeyd ibn Umeyr'den şöyle derken işittiğini söyledi: Ben Âişe(R)'den şöyle derken işittim: Peygamber (S) Zeyneb ibnetu Cahş'ın yanında eğlenir ve onun yanında bal şerbeti içerdi. Bunun üzerine Hafsa ile ben birbirimizle şöyle tavsiyeleştik: İkimizden hangimizin yanına Peygamber gererse, O'na:
— Ben Sen'den megâfir kokusu duyuyorum, Sen megâfir mi yedin? desin, dedik.
Peygamber iki kadından birinin yanına girince, o kadın bu sözü Peygamber'e söyledi. Peygamber de:
— "Hayır (ben megâfir yemedim). Fakat Zeyneb bintu Cahş'ın yanında bal şerbeti içtim. Artık bir daha onu içmeğe dönmem" dedi
İşte bunun üzerine şu âyetler indi: "Ey Peygamber! Sen zevcelerinin hoşnûdluğunu arayarak Allah 'in sana halâl kıldığı şeyi niçin (kendine) haram ediyorsun? (Bununla beraber üzülme) Allah çok mağfiret edici, çok merhamet eyleyicidir. Allah sizin için yeminlerinizin çö-zümlüğünü farz kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır ve O hakkıyle bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir. Hani Peygamber, zevcelerinden birine gizli bir söz söylemişti. Bunun üzerine o açıklayınca, (Peygamber) bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Artık bunu kendisine söyleyince, o zevce: 'Bunu sana kim haber verdi?' dedi. (Peygamber de:) 'Bana herşeyi bilen, herşeyden haberdâr olan Allah haber verdi' dedi. Eğer ikiniz de Allah 'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü ikinizin de kalbleriniz eğildi. Yok, onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz, hiç şübhesiz Allah bizzat onun yar-dımcısıdır, Cebrail de, mü 'minlerin sâlih olanları da. Bunların ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar" (et-Tahrîm: ı-4).
Bu âyetteki "Eğer tevbe ederseniz1"deki tesniye zamiri, Âişe ile Hafsa'ya âiddir. "Hani Peygamber zevcelerinden birine gizli bir söz söylemişti" fıkrası da "Hayır, ben bat şerbeti içtim" sözüne işarettir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 8, 2/365
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hanımlarını kendisine haram kılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15428, M003679
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ وَهَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُحِبُّ الْحَلْوَاءَ وَالْعَسَلَ فَكَانَ إِذَا صَلَّى الْعَصْرَ دَارَ عَلَى نِسَائِهِ فَيَدْنُو مِنْهُنَّ فَدَخَلَ عَلَى حَفْصَةَ فَاحْتَبَسَ عِنْدَهَا أَكْثَرَ مِمَّا كَانَ يَحْتَبِسُ فَسَأَلْتُ عَنْ ذَلِكَ فَقِيلَ لِى أَهْدَتْ لَهَا امْرَأَةٌ مِنْ قَوْمِهَا عُكَّةً مِنْ عَسَلٍ فَسَقَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْهُ شَرْبَةً فَقُلْتُ أَمَا وَاللَّهِ لَنَحْتَالَنَّ لَهُ . فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِسَوْدَةَ وَقُلْتُ إِذَا دَخَلَ عَلَيْكِ فَإِنَّهُ سَيَدْنُو مِنْكِ فَقُولِى لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكَلْتَ مَغَافِيرَ فَإِنَّهُ سَيَقُولُ لَكِ لاَ . فَقُولِى لَهُ مَا هَذِهِ الرِّيحُ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَشْتَدُّ عَلَيْهِ أَنْ يُوجَدَ مِنْهُ الرِّيحُ - فَإِنَّهُ سَيَقُولُ لَكِ سَقَتْنِى حَفْصَةُ شَرْبَةَ عَسَلٍ . فَقُولِى لَهُ جَرَسَتْ نَحْلُهُ الْعُرْفُطَ وَسَأَقُولُ ذَلِكَ لَهُ وَقُولِيهِ أَنْتِ يَا صَفِيَّةُ فَلَمَّا دَخَلَ عَلَى سَوْدَةَ قَالَتْ تَقُولُ سَوْدَةُ وَالَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ لَقَدْ كِدْتُ أَنْ أُبَادِئَهُ بِالَّذِى قُلْتِ لِى وَإِنَّهُ لَعَلَى الْبَابِ فَرَقًا مِنْكِ فَلَمَّا دَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكَلْتَ مَغَافِيرَ قَالَ « لاَ » . قَالَتْ فَمَا هَذِهِ الرِّيحُ قَالَ « سَقَتْنِى حَفْصَةُ شَرْبَةَ عَسَلٍ » . قَالَتْ جَرَسَتْ نَحْلُهُ الْعُرْفُطَ . فَلَمَّا دَخَلَ عَلَىَّ قُلْتُ لَهُ مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ دَخَلَ عَلَى صَفِيَّةَ فَقَالَتْ بِمِثْلِ ذَلِكَ فَلَمَّا دَخَلَ عَلَى حَفْصَةَ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ أَسْقِيكَ مِنْهُ قَالَ « لاَ حَاجَةَ لِى بِهِ » . قَالَتْ تَقُولُ سَوْدَةُ سُبْحَانَ اللَّهِ وَاللَّهِ لَقَدْ حَرَمْنَاهُ . قَالَتْ قُلْتُ لَهَا اسْكُتِى . قال أبو إسحاق إبراهيم: حدثنا الحسن بن بشير بن القاسم، حدثا أبو أسامة، بهذا، سواء.
Tercemesi:
Bize Ebû Küreyb Mulıammed b. Ala' üe Hârûn b. Abdil-lâh rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Ebû Üsâm.e, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş :
Resûlüllah (Sallaî.ahÜ Aleyhi ve Sellem) tatlıyı ve balı severdi. İkindiyi kıldı mı kadınlarını dolaşır; onlara yakınlık gösterirdi. Bir defa Hafsa'nin yanma girdi; ve orada mu'tadmdan fazla kaldı. Ben bunun sebebini sordum. Hafsa'ya kavminden bir kadın bir kap bal hediyye etmiş, o da bundan Resûlüllah (Sallatîahü A leyhi ve Sellem) 'e şerbet takdim etmiş; dediler. Bunun üzerine ben :
— Vallahi ona mutlaka bir hile yapacağız; dedim. Ve bunu Sevde'ye anarak dedim ki : Senin yanma girdiği vakit şüphesiz sana yaklaşacaktır. O zaman kendisine: Yâ Resûlâllah! Sen megâifrr mi yedin? diyeceksin! O sana: Hayır (yemedim) diyecek. Sen: Ya bu koku ne? dersin.
(Râvi Urve demiş ki: Resûlüllah (Sailaîlahü Aleyhi ve Sellem) üstünün başının nahoş kokmasından hoşlanmazdı.) O : Hafsa bana bal şerbeti ikram etti, diyecek. Kendisine: Bu balın arısı urfut yemiş (gâlibâ) diyeceksin! Bunu ona ben de söyliyeceğim. Sen de söyle yâ Safiyye!
Vaktâ ki Peygamber (Salfallahü Aleyhi ve Sellem) Sevde'mn yanma girmiş. Şevde diyor ki: Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn olsun, senden korkuma az kaldı Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem \ henüz kapıda iken söze ben başlayarak senin bana öğrettiklerini ona söyleyecektim. Resûlüllah 'Sallullahü Aleyhi ve Sellem) yaklaşınca Şevde :
— Yâ Resûlâllah, sen megâfîr m,i yedin? demiş. O:
— Hayır! cevâbını vermiş. Şevde :
— O halde bu koku ne? demiş. Resûîüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
— Hafsa bana bal şerbeti sundu; buyurmuşlar. Şevde:
— Onun arısı urfut yemiş (galiba) demiş.
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) benim yanıma girdiği vakit bunları ona ben de söyledim. Sonra Safiyye'nin yanına girdi. Bunları o da söylemiş. Müteakiben (tekrar) H.afsa'nm yanına girdiği vakit Hafsa :
— Yâ Resûlâllah, sana o şerbetten ikramedeyim mi? diye sormuş.
— Ona ihtiyacım yokl buyurmuşlar. Şevde:
— Sübhânallah! Vallahi onu mahrum ettik, dedi. Ben ona :
— Sus! dedim.
Ebû İshâk İbrahim dedi ki: Bize Hasan b. Bişr b. Kaasim rivayet etti. (Dedi ki) ; Bize Ebû Üsâme tamamen bu isnadla rivayette bulundu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Talak 3679, /601
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hanımlarını kendisine haram kılması
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri