183 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle rivayet etti: 'Hz. Peygamber (sav) ikindi namazının üç(üncü) rekatında selam verdi. Sonra kalktı ve odasına girdi. Bu esnada "El-Hırbak" lakabıyla anılan ve kolları uzun bir adam, Peygamberimizin ardından kalkıp yanına gitti ve şöyle dedi: 'Ya Rasulallah!' Peygamberimiz (sav) dışarı çıktı ve adam ona, az önceki namazda ne yaptığını hatırlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) "Bu kişi doğru mu söylüyor?" diye cemaate sordu. Cemaat: "Evet!" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav), eksik bıraktığı rekâtı kıldı, ardından selam verdi. Daha sonra sehiv secdesi olarak iki secde yaptı ve tekrar selam verdi.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Bize Abdurrezzak, ona Mamer, ona Zuhri, ona Salim, ona da İbn Ömer benzer bi nakilde bulundu. Zuhri, bana Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etti: "Namaz için kamet getirildiğinde koşarak gelmeyin. Ancak sakin bir şekilde yürüyerek gelin. Yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediklerinizi ise tamamlayın."
Açıklama: İlk isnadın metni için bk. MA003101.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad, ona İbrahim –yani b. Sa'd-, ona ez-Zührî, ona Said, ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize –lafız kendisine ait olmak üzere-, Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği vakit koşarak namaza gelmeyin, namaza yürüyerek gelin ve sükûnetinizi korumaya devam edin. Arkasından namazın yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi sonradan tamamlayın."
Bize Ömer b. Şu'be b. Abide b. Zeyd, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aîşe (r.anha) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz namaz kılarken abdesti bozulursa eliyle burnunu tutsun sonra bulunduğu yerden öyle ayrılsın." Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, Ömer b. Kays, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zubeyr), ona da Âişe (R.a.) bu hadisin bir benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe şöyle demiştir: Namaz başlangıçta iki rekât olarak farz kılındı. Yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı. İkamet halindeki namaz (dört rekâta) tamamlandı. (Zührî) der ki: Bunun üzerine ben (Urve'ye) “o halde neden Âişe, yolculuk halinde iken de namazı tam kılıyordu?” diye sordum. (Urve de) “Hz. Âişe bu konuda Osman'ın yaptığı gibi tevil yapmıştı” cevabını verdi.
Bize Abdurrezzak, ona Mamer, ona Zuhri, ona Salim, ona da İbn Ömer benzer bi nakilde bulundu. Zuhri, bana Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etti: "Namaz için kamet getirildiğinde koşarak gelmeyin. Ancak sakin bir şekilde yürüyerek gelin. Yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediklerinizi ise tamamlayın."
Bize Muhammed b. Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Muhammed, o da Ebu Hüreyre'den şöyle nakletti: Rasulullah (sav) (iki akşam) namazlarından birisini kıldı. Ebu Hüreyre bu namazı zikretmişti; ancak [hadisin râvisi] Muhammed (b. Sîrin) bunu hatırlayamadı. (Rasulullah (sav)) İki rekâtı kılınca selam verdi. Mescide konulmuş kütüğün yanına geldi. Elini onun (kütüğün) üzerine koydu. (Rasulullah (sav)) Öfkeli gibiydi. Mescidin kapısından hızla çıkanlar 'Namaz kısaldı!' diyorlardı. Bunların içinde (durumu Rasûlullah'a) sormaktan hicap duyan Hz. Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Cemaat içinde iki eli/kolu uzun olan bir kişi vardı ki ona Zü'l-Yedeyn (uzun kollu) diyorlardı. Bu kişi şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Unuttun mu yoksa namaz mı kısaldı?' Rasulullah (sav) "Unutmadım, namaz da kısalmadı" dedi. Rasulullah (sav) "(Durum) Zü'l-Yedeyn'in dediği gibi mi?" diye sorunca cemaat: 'Evet!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) geldi, terk ettiği rekâtları kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir aldı ve secdeye gitti, secdesi önceki secdeleri gibiydi veya daha uzundu. Sonra başını kaldırdı ve tekbir aldı (oturdu). Muhammed (b. Sîrin)e; (Rasulullah (sav) sehiv secdesinden) sonra selam verdi mi? şeklinde sorulunca dedi ki: Bana haber verildiğine göre İmran b. Husayn şöyle dedi: '...sonra selam verdi.'
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer rivayet etmiştir –İbn Eyyub: Bize İsmail tahdis etti demiştir-, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz için kamet getirildiği zaman safa koşarak gelmeyin, sükunetle gelin; yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediğiniz kısmını tamamlayın. Çünkü sizden bir kimse namaza gitmek maksadıyla yola çıkarsa o, namazda demektir."