Giriş

Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona babası, ona el-Velid b. Kesir, ona Muhammed b. Amr b. Halhale ed-Düelî, ona İbn Şihab, ona da Ali b. el-Hüseyin'in haber verdiğine göre kendileri, Hz. Hüseyin şehid edildikten sonra Yezid b. Muaviye'nin yanından ayrılıp Medine'ye geldiklerinde Misver b. Mahreme'ye rastlamış, Misver (Ali b. el-Hüseyin'e); bana bir emriniz olur mu? diye sormuş, o da hayır! demiş. Sonra Misver şöyle söylemiş: Rasulullah'ın (sav) kılıcını bana verir misin? Bu insanların onu almak için sana musallat olmalarından korkarım. Allah'a yemin ederim ki, eğer onu bana verirsen, canım çıkana kadar ona katiyen kimse dokunamayacak! Bir zamanlar Ali b. Ebu Talib, Hz. Fatıma’nın üzerine Ebu Cehil'in kızına tâlip olmuştu. Bunun üzerine bu konuda Rasulullah'ın (sav) minberde insanlara şöyle hitap ettiğini duydum, ki o sırada ben, daha yeni bülûğa ermiştim: "Şüphesiz ki Fatıma bendendir. Ben, din konusunda onun fitneye uğramasından korkarım." Sonra Hz. Peygamber Abdişems oğullarından olan damadını zikretti, onun hısımlığını övdü ve "o benimle konuştu, bana doğruyu söyledi. Bana söz verdi, sözünde de durdu. Ben asla bir helâli haram veya bir haramı helâl kılıyor değilim. Ama vallahi, Allah Rasulü’nün kızı ile Allah düşmanının kızı asla aynı nikâh altında bir araya gelemezler!" dedi.


Açıklama: Hadîste adından söz edilen Ali b. el-Hüseyin, Hz. Hüseyin’in oğludur ve Zeynelâbidin lakabı ile marûftur. Hicrî 38-92 yılları arasında yaşadı. Babasının Kerbelâ’da şehid edilişine şâhit oldu. Döneminin meşhur muhaddis, fakîh ve imamlarındandı. Hz. Peygamber’in takdirle bahsettiği damadı Ebû’l-Âs b. er-Rabî, en büyük kızı Zeyneb’in kocasıdır; kendisiyle nübüvvetten önce evlenmişti. Ebû’l-Âs, Hz. Hatice’nin kızkardeşi Hâle’nin oğlu idi ve müşrikti. Rivâyete göre Zeyneb’in üzerine başka bir kadın almayacağına söz vermiş ve sözünde durmuştu. Zeyneb’e de çok iyi muâmele etmiş, onu hiç üzmemişti. Ayrıca Bedir savaşında müslümanlar tarafından esir alınmış, serbest kalıp Mekke’ye döndüğünde kızı Zeyneb’i kendisine göndereceğine dair Hz. Peygamber’e söz vermiş ve bu sözünde de durmuştu. Bu sebeple Rasûlullah (sav) onu takdirle yâd etmektedir. Bedir’de esir alınan kocasını kurtarmak için Zeyneb, annesi Hz. Hatice’nin hediyesi olan gerdanlığını fidye olarak göndermiş, Hatice’nin gerdanlığını gören Rasûlullah (sav) fevkalâde duygulanmış, ashâbının da rızasını alarak Ebû’l-Âs’ı serbest bırakmış, gerdanlığı da Zeyneb’e geri göndermişti. Ebû’l-Âs, verdiği sözde durarak Zeyneb’i Medîne’ye gönderdikten bir müddet sonra tekrar esir edilmiş ve yine Zeyneb’in ricasıyla serbest kalmıştı. Bunun üzerine Ebû’l-Âs müslüman olmuş, Hz. Peygamber de Zeyneb’i tekrar ona nikâhlamıştı. Bundan sonra Ümâme adlı bir kızları dünyaya gelmişti. Hz. Peygamber zaman zaman Ümâme’yi omuzuna alarak namaz kılardı. Hadîste sözü edilen Hz. Ali’nin Ebû Cehil’in kızına tâlip olması olayı, Mekke fethinden sonra cereyan etmiştir. Bu hanımın adının Cüveyriye veya Cemîle olduğu ve kendisinin müslüman olduğu rivâyet edilir. Hz. Peygamber’in bu evliliğe karşı çıkmasının sebebi olarak; Fatıma’nın üzüntü duyacağı, onun üzüntüsünden Hz. Peygamber’in de etkileneceği ve bunun da bizzat Hz. Ali’ye zarar vereceği endişesi ile, bütün kardeşlerini kaybeden Fatıma’nın bir de kuma ile yüz yüze gelmesinin kendisini bunalıma düşürebileceği ve bunun da onun dinine zarar verebileceği endişesidir.

    Öneri Formu
11930 D002069 Ebu Davud, Nikah, 12

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin ona da Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmiştir: Ali b. Ebu Talib, (Fatıma ile evli iken) Ebu Cehil’in kızına talip oldu. Fatıma bunu işitince Nebi’ye (sav) gidip: Senin kavmin, kızların adına hiç öfkelenmediğini konuşup duruyorlar. İşte Ali, Ebu Cehil’in kızını nikâhlamak istiyor, dedi. Misver der ki: Bunun üzerine Nebi (sav) ayağa kalktı, ben onun teşehhüdü (kelime-i şehadeti) söyledikten sonra şöyle dediğini duydum: "Şimdi ben kızımı Ebu Âs b. Rabî’a nikâhlamıştım, o da bana (kızımı üzmeyeceğine dair) ve bana sözünde durarak doğru söylemiş oldu. Hiç şüphesiz Fatıma benden bir parçadır. Ve ben sizin onu üzmenizden hoşlanmam. Vallahi Rasulullah’ın kızı ile Allah’ın düşmanının kızı ebediyen bir adamın nikahında olmayacaktır." Bunun üzerine Ali, Ebu Cehil’in kızını istemekten vazgeçti. Bize Muhammed b. Amr b. Halhala, ona İbn Şihâb, ona Ali, ona da Misver bu hadisin rivayet etmiş ve rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Hz. Peygamber (sav) Abduşşems oğullarından olan damadını zikretti ve onun damatlığını güzelce övdü, sonra da "O bana söz verdi, sözünde durdu, bana vadetti ve vadini yerine getirdi" bu­yurdu .


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Amr arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280773 B003729-2 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 16

Bize Muhammed b. Yahya b. Faris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona Eyyüb, ona da İbn Ebu Müleyke bir önceki haberi rivayet etti. Bu rivayette şu cümle de vardır: "Hz. Ali bu nikâhtan bahsetmedi."


    Öneri Formu
11931 D002070 Ebu Davud, Nikah, 12

Bize Ahmed b. Yunus ve Kuteybe b. Said -mana ile- ona el-Leys, ona Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî et-Teymî, ona da Misver b. Mahreme, Rasulullah'ı (şav) minber üzerinde şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: "Hişam b. el-Muğîra oğulları kızlarını Ali b. Ebu Talib'e nikahlamak için benden izin istediler. Ben izin vermiyorum. Tekrar ediyorum; izin vermiyorum. Tekrar ediyorum; izin vermiyorum. Ancak Ebu Talib'in oğlu Ali benim kızımı boşayıp onların kızıyla evlenmek isterse o başka. Çünkü kızım benden bir parçadır. Onu rahatsız eden şey beni de rahatsız eder ve onu üzen şey beni de üzer." [İhbar, yani Ahmed b. Yunus'un rivayetinde haddesenâ yerine ahberenâ lafzı yer almaktadır.]


    Öneri Formu
11936 D002071 Ebu Davud, Nikah, 12

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin ona da Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmiştir: Ali b. Ebu Talib, (Fatıma ile evli iken) Ebu Cehil’in kızına talip oldu. Fatıma bunu işitince Nebi’ye (sav) gidip: Senin kavmin, kızların adına hiç öfkelenmediğini konuşup duruyorlar. İşte Ali, Ebu Cehil’in kızını nikâhlamak istiyor, dedi. Misver der ki: Bunun üzerine Nebi (sav) ayağa kalktı, ben onun teşehhüdü (kelime-i şehadeti) söyledikten sonra şöyle dediğini duydum: "Şimdi ben kızımı Ebu Âs b. Rabî’a nikâhlamıştım, o da bana (kızımı üzmeyeceğine dair) ve bana sözünde durarak doğru söylemiş oldu. Hiç şüphesiz Fatıma benden bir parçadır. Ve ben sizin onu üzmenizden hoşlanmam. Vallahi Rasulullah’ın kızı ile Allah’ın düşmanının kızı ebediyen bir adamın nikahında olmayacaktır." Bunun üzerine Ali, Ebu Cehil’in kızını istemekten vazgeçti. Bize Muhammed b. Amr b. Halhala, ona İbn Şihâb, ona Ali, ona da Misver bu hadisin rivayet etmiş ve rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Hz. Peygamber (sav) Abduşşems oğullarından olan damadını zikretti ve onun damatlığını güzelce övdü, sonra da "O bana söz verdi, sözünde durdu, bana vadetti ve vadini yerine getirdi" bu­yurdu .


    Öneri Formu
34790 B003729 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 16


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّمَا فَاطِمَةُ بُضْعَةٌ مِنِّي

    Öneri Formu
7452 M006308 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 94


    Öneri Formu
34827 B003767 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 29


    Öneri Formu
270428 D002070-2 Ebu Davud, Nikah, 12


    Öneri Formu
270429 D002071-2 Ebu Davud, Nikah, 12