عبد الرزاق عن معمر عن ابن أبي نجيح سئل عن القراءة في الطواف ، فقال : أحدثه الناس.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
81261, MA009786
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن ابن أبي نجيح سئل عن القراءة في الطواف ، فقال : أحدثه الناس.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Meğâzî 9786, 5/495
Senetler:
()
Konular:
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
عبد الرزاق عن الاسلمي بن أبي بكرة عن يحيى البكاء أنه سمع ابن عمر يكره القراءة في الطواف ، هي يقول : محدث .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
81262, MA009787
Hadis:
عبد الرزاق عن الاسلمي بن أبي بكرة عن يحيى البكاء أنه سمع ابن عمر يكره القراءة في الطواف ، هي يقول : محدث .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Meğâzî 9787, 5/495
Senetler:
()
Konular:
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
62300, HM014386
Hadis:
حَدَّثَنَا مُصْعَبُ بْنُ سَلَّامٍ حَدَّثَنَا جَعْفَرٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ
خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ بِمَا هُوَ لَهُ أَهْلٌ ثُمَّ قَالَ أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللَّهِ وَإِنَّ أَفْضَلَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ وَشَرَّ الْأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلَالَةٌ ثُمَّ يَرْفَعُ صَوْتَهُ وَتَحْمَرُّ وَجْنَتَاهُ وَيَشْتَدُّ غَضَبُهُ إِذَا ذَكَرَ السَّاعَةَ كَأَنَّهُ مُنْذِرُ جَيْشٍ قَالَ ثُمَّ يَقُولُ أَتَتْكُمْ السَّاعَةُ بُعِثْتُ أَنَا وَالسَّاعَةُ هَكَذَا وَأَشَارَ بِأُصْبُعَيْهِ السَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى صَبَّحَتْكُمْ السَّاعَةُ وَمَسَّتْكُمْ مَنْ تَرَكَ مَالًا فَلِأَهْلِهِ وَمَنْ تَرَكَ دَيْنًا أَوْ ضَيَاعًا فَإِلَيَّ وَعَلَيَّ
وَالضَّيَاعُ يَعْنِي وَلَدَهُ الْمَسَاكِينَ
Tercemesi:
Cabir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anh):
Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir konuşma yaptı.
Önce Allah'a hamd ve (layık olduğu vasıflarla) sena etti, sonra dedi ki: "Sözün en doğrusu Allah'ın Kitab'ıdır ve rehberliğin en güzeli de Hz. Muhammed'in rehberliğidir. İşlerin en kötüsü ise yeni uydurulan (dine aykırı) şeylerdir. (Bu şekildeki) her bid'at dalalettir."
Sonra sesini yükseltti, yanakları kızardı ve kıyametten bahsederken
gazabı daha da arttı, sanki o, orduyu uyaran bir kişiydi ve:
"Kıyamet vakti yaklaştı, ki ben kıyametin böyle yaklaştığı bir anda
gönderildim" deyip işaret ve orta parmağını birleştirdi, sonra ilave etti:
"Neredeyse kıyamet gerçekleşecek, çok yaklaştı.
Kim mal bırakırsa ailesine kalır. Ancak borç ve korunmaya muhtaçlar bırakır da (malı borcu karşılamazsa) ödenmesi bana (yani devlete) aittir, muhtaçların (fakir çocuklarının korunması) sorumluluğu da bana/devlete aittir."
Açıklama:
mütabileriyle sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Cabir b. Abdullah el-Ensarî 14386, 5/55
Senetler:
()
Konular:
Bid'at, bid'at çıkarmak
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
Hz. Peygamber, hitabeleri
Hz. Peygamber, hitabeti
Hz. Peygamber, yüz halleri/beden dili
Kıyamet, ahvali
Kur'an, diğer sözlere üstünlüğü
Miras, feraiz
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2156, M004493
Hadis:
وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ جَمِيعًا عَنْ أَبِى عَامِرٍ قَالَ عَبْدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ الزُّهْرِىُّ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ قَالَ سَأَلْتُ الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ عَنْ رَجُلٍ لَهُ ثَلاَثَةُ مَسَاكِنَ فَأَوْصَى بِثُلُثِ كُلِّ مَسْكَنٍ مِنْهَا قَالَ يُجْمَعُ ذَلِكَ كُلُّهُ فِى مَسْكَنٍ وَاحِدٍ ثُمَّ قَالَ أَخْبَرَتْنِى عَائِشَةُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ عَمِلَ عَمَلاً لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَا فَهُوَ رَدٌّ » .
Tercemesi:
Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd dahi hep birden Ebû Âmir'den rivayet «ttiler. Abd (Dedi ki) : Bize Abdülmelik b. Amr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdullah b. Ca'fer Ez-Zühri, Sa'd b. tbrahîm'den rivayet etti. Sa'd şöyle demiş:
Kaasim b. Muhammed'e: Üç meskeni olup da bunlardan her birinin üçte birini vasiyyet eden bîr adamın hükmünü sordum.
— Bunların hepsi bir meskende toplanır; dedi. Sonra şunu ilâve etti:
— Bana Âişe haber verdi ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem); «Her kim bizim dînimizde olmayan bir amel islerse o merdûddur.» buyurmuşlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Akdiye 4493, /731
Senetler:
()
Konular:
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: خَطَبَنَا عَلِىٌّ فَقَالَ مَنْ زَعَمَ أَنَّ عِنْدَنَا شَيْئًا نَقْرَؤُهُ إِلاَّ كِتَابَ اللَّهِ وَهَذِهِ الصَّحِيفَةَ صَحِيفَةٌ فِيهَا أَسْنَانُ الإِبِلِ وَأَشْيَاءُ مِنَ الْجِرَاحَاتِ فَقَدْ كَذَبَ وَقَالَ فِيهَا: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « الْمَدِينَةُ حَرَامٌ مَا بَيْنَ عَيْرٍ إِلَى ثَوْرٍ فَمَنْ أَحْدَثَ فِيهَا حَدَثًا أَوْ آوَى مُحْدِثًا فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يَقْبَلُ اللَّهُ مِنْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ صَرْفًا وَلاَ عَدْلاً وَمَنِ ادَّعَى إِلَى غَيْرِ أَبِيهِ أَوْ تَوَلَّى غَيْرَ مَوَالِيهِ فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ صَرْفٌ وَلاَ عَدْلٌ وَذِمَّةُ الْمُسْلِمِينَ وَاحِدَةٌ يَسْعَى بِهَا أَدْنَاهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَرَوَى بَعْضُهُمْ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ عَلِىٍّ نَحْوَهُ .قال ابوعيسى:هذا حديث حسن صحيح وقد روى من غير وجه عن علي عن النبي صلى الله عليه وسلم.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12312, T002127
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: خَطَبَنَا عَلِىٌّ فَقَالَ مَنْ زَعَمَ أَنَّ عِنْدَنَا شَيْئًا نَقْرَؤُهُ إِلاَّ كِتَابَ اللَّهِ وَهَذِهِ الصَّحِيفَةَ صَحِيفَةٌ فِيهَا أَسْنَانُ الإِبِلِ وَأَشْيَاءُ مِنَ الْجِرَاحَاتِ فَقَدْ كَذَبَ وَقَالَ فِيهَا: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « الْمَدِينَةُ حَرَامٌ مَا بَيْنَ عَيْرٍ إِلَى ثَوْرٍ فَمَنْ أَحْدَثَ فِيهَا حَدَثًا أَوْ آوَى مُحْدِثًا فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يَقْبَلُ اللَّهُ مِنْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ صَرْفًا وَلاَ عَدْلاً وَمَنِ ادَّعَى إِلَى غَيْرِ أَبِيهِ أَوْ تَوَلَّى غَيْرَ مَوَالِيهِ فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ صَرْفٌ وَلاَ عَدْلٌ وَذِمَّةُ الْمُسْلِمِينَ وَاحِدَةٌ يَسْعَى بِهَا أَدْنَاهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَرَوَى بَعْضُهُمْ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ عَلِىٍّ نَحْوَهُ .قال ابوعيسى:هذا حديث حسن صحيح وقد روى من غير وجه عن علي عن النبي صلى الله عليه وسلم.
Tercemesi:
İbrahim et Teymî (r.a.)’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali (r.a.) bize birgün hutbe vererek şöyle dedi: Yanımızda Allah’ın kitabından ve içinde deve yaşlarından ve birtakım yaralamalara ait hükümleri içeren şu sahifeden başka biz ehli beyt’e mahsus okuduğumuz bir belge olduğunu iddia edenler muhakkak ki yalancıdırlar, diyerek hutbesini şöyle devam ettirdi: Medîne Ayr dağı ile Sevr dağı arasına kadar Harem sayılır; Kim burada bir bidat ortaya çıkarır veya bir bidata kucak açarsa Allah’ın, Meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah o kimsenin ne tevbesini ne de fidyesini veya o kimsenin farz ve nafile ibadetlerini kabul etmeyecektir. Kim babasından başkasına babası olduğunu iddia eder veya bir köle efendisinden başka birini kendi efendisi kabul ederse Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti bu kimseler üzerine olup Allah bu kimselerin de ne farz nede nafilelerini kabul etmeyecek veya bunlardan tevbe ve fidye de kabul edilmeyecektir. Müslümanların zimmeti yani taahhüt edip koruması altına aldığı konudaki garantisi birdir. En aşağı durumda olanları dahi aynı durumdadır.” Tirmizî: Bazıları A’meş’den, İbrahim et Teymî’den, Harîs b. Süveyd’den ve Ali’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmışlardır. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Değişik şekillerde yine Ali’den rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Velâ ve'l-hibe 3, 4/438
Senetler:
()
Konular:
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
NESEB BİLGİSİ
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26828, N004140
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنَا مَحْبُوبٌ - يَعْنِى ابْنَ مُوسَى - قَالَ أَخْبَرَنَا أَبُو إِسْحَاقَ - وَهُوَ الْفَزَارِىُّ - عَنِ الأَوْزَاعِىِّ قَالَ كَتَبَ عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ إِلَى عُمَرَ بْنِ الْوَلِيدِ كِتَابًا فِيهِ وَقَسْمُ أَبِيكَ لَكَ الْخُمُسُ كُلُّهُ وَإِنَّمَا سَهْمُ أَبِيكَ كَسَهْمِ رَجُلٍ مِنَ الْمُسْلِمِينَ وَفِيهِ حَقُّ اللَّهِ وَحَقُّ الرَّسُولِ وَذِى الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَمَا أَكْثَرَ خُصَمَاءَ أَبِيكَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَكَيْفَ يَنْجُو مَنْ كَثُرَتْ خُصَمَاؤُهُ وَإِظْهَارُكَ الْمَعَازِفَ وَالْمِزْمَارَ بِدْعَةٌ فِى الإِسْلاَمِ وَلَقَدْ هَمَمْتُ أَنْ أَبْعَثَ إِلَيْكَ مَنْ يَجُزُّ جُمَّتَكَ جُمَّةَ السُّوءِ .
Tercemesi:
Evzâî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b. Abdülaziz Ömer b. Velid’e şu mektubu yazmıştı, mektupta şunlar vardı: “Baban Velid, ganimetin beşte birinden oluşan hissesinin tamamını sana bırakmış. Esasen babanın hissesi Müslümanlardan herhangi birinin hissesi kadardır. Halbuki o ganimetin beşte birinde; Allah’ın, Rasûlü’nün, yakın akrabanın, yetimlerin, miskinlerin, yolda kalanların, hakkı vardır. Bu kadar kimsenin hakkına tecavüz eden babanın kıyamet günü bir sürü düşmanı olacaktır. Bu kadar düşmanı olan baban, Allah’ın azabından nasıl kurtulacak. Hem de senin açıktan açığa çalgı aletleriyle eğlenmen bidattır. İslâm’da çalgı aletlerinin yeri yoktur, sana saçlarını kesip gururunu kıracak birini göndermeyi düşünüyorum.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasemü'l-fey' 38, /2358
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Abdulaziz el-Ümevî (Ömer b. Abdulaziz b. Mervan b. Hakem b. Ebu As)
2. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
3. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
4. Mahbub b. Musa el-Antâkî (Mahbub b. Musa)
5. Amr b. Yahya ez-Zencârî (Amr b. Yahya b. Hâris)
Konular:
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
Eğlence, Şarkı, şarkıcılık, çalgı aletleri
Ganimet, Humus, ganimetin beşte biri
Hz. Peygamber, vefatından sonra yakınlarına verilen mallar (Fey)
Yetim,