Giriş

Bize Kuteybe b. Saîd ve Osman b. Ebû Şeybe -Lafız Kuteybe'ye aittir-, onlara Cerîr, ona el-A'meş, ona İbrahim et-Teymî, ona el-Hâris b. Süveyd, ona da Abdullah b. Mesûd (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Aranızda rakûb (yol gözleyen) diye kime dersiniz?" Biz "Çocuğu olmayana deriz" dedik. Bunun üzerine (Rasulullah şöyle izah etti:)"Çocuğu doğmayan kişi rakûb değildir. Asıl rakûb (yol gözleyen) çocuklarından hiç birini kendinden önce ahirete göndermeyendir." Daha sonra "Peki sizce pehlivan kimdir?" diye sordu. "Hiç kimsenin sırtını yere getiremediği kimsedir" dedik. (Rasulullah şöyle izah etti:) "Öyle değildir. Asıl pehlivan öfkelendiği zaman kendisini tutandır" buyurdu.


    Öneri Formu
9202 M006641 Müslim, Birr ve Sıla, 106

Bize Abd b. Humeyd ve Abbas b. Muhammed ed-Dûrî, onlara Abdullah b. Yezîd el-Mukri, ona Saîd b. Ebû Eyyûb, ona Ebû Merhum Abdurrahim b. Meymûn, ona Sehl b. Muâz b. Enes, ona babası Muâz b. Enes'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim istediğini yapmaya imkanı ve gücü olduğu halde öfkesini yenerse, Allah onu kıyamet günü bütün mahlukatın önünde çağırarak dilediği huriyi seçmesi için kendisini serbest bırakır." [Tirmizî bu rivayetin, hasen-garîb olduğunu belirtmiştir.]


    Öneri Formu
14376 T002493 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 48

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye, (T) Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus, ikisine Ameş bir önceki hadisin isnadıyla, yine o hadisle aynı manada bir hadis rivayet etmiştir: "Aranızda rakûb (yol gözleyen) diye kime dersiniz?" Biz "Çocuğu olmayana deriz" dedik. Bunun üzerine (Rasulullah şöyle izah etti:)"Çocuğu doğmayan kişi rakûb değildir. Asıl rakûb (yol gözleyen) çocuklarından hiç birini kendinden önce ahirete göndermeyendir." Daha sonra "Peki sizce pehlivan kimdir?" diye sordu. "Hiç kimsenin sırtını yere getiremediği kimsedir" dedik. (Rasulullah şöyle izah etti:) "Öyle değildir. Asıl pehlivan öfkelendiği zaman kendisini tutandır" buyurdu.


    Öneri Formu
9204 M006642 Müslim, Birr ve Sıla, 106

Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Saîd b. Ebû Eyyûb, ona Ebû Merhûm, ona Sehl b. Muâz, ona Enes, ona babası rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim gereğini yapmaya gücü yettiği halde öfkesini tutarsa Allah kıyamet günü onu bütün yaratılmışların önünde çağırır ve istediği huriyi seçmesi için ona izin verir."


    Öneri Formu
32255 İM004186 İbn Mâce, Zühd, 18

Bize Zeyd b. Ahzem, ona Bişr b. Ömer, ona Hammâd b. Seleme, ona Yunus b. Ubeyd, ona Hasan, ona İbn Ömer (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah katında kişinin Allah rızası için öfkesini yutmasından daha iyi bir şeyi yutma yoktur."


    Öneri Formu
32258 İM004189 İbn Mâce, Zühd, 18

Bize Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim et-Teymî, ona Haris b. Süveyd, ona da Abdullah Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir: Hz. Peygamber, "Size göre pehlivan kimdir?" diye sordu. Abdullah, 'kimsenin yenemediği kişidir' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Hayır! Asıl pehlivan kızgınlık anında kendisine hakim olan kimsedir" buyurdu.


    Öneri Formu

Bize Abd b. Humeyd ve Abbas b. Muhammed ed-Dûrî, onlara Abdullah b. Yezîd el-Mukri, ona Saîd b. Ebû Eyyûb, ona Ebû Merhum Abdurrahim b. Meymûn, ona Sehl b. Muâz b. Enes, ona babası Muâz b. Enes rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim istediğini yapmaya imkanı ve gücü olduğu halde öfkesini yenerse, Allah Teâlâ onu kıyamet günü bütün mahlukatın önünde çağırarak dilediği huriyi seçmesi için kendisini serbest bırakır." Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir.


    Öneri Formu
278859 T002493-2 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 48


    Öneri Formu
163967 EM000155 Buhari, Edebü'l-Müfred, 81


    Öneri Formu
166578 EM001317 Buhari, Edebü'l-Müfred, 640

O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ

    Öneri Formu
53404 KK3/134 Âl-i İmrân, 3, 134